Uzun Savaşlardan Diplomasiye (Tarih Konu Anlatımı)
Bu yazımızda tarih dersi konu anlatımları kapsamında 11. sınıf tarih dersinin 1. ünitesi olan Değişen Dünya Dengeleri Karşısında Osmanlı Siyaseti (1595-1774) ünitesinin 2. konusu olan Uzun Savaşlardan Diplomasiye konusuna yer verdik. Uzun Savaşlardan Diplomasiye konusunu “XVII. yüzyılda değişen siyasi rekabet içerisinde Osmanlı Devleti’nin ittifak girişimlerini açıklar.” kazanımı çerçevesinde anlattık.
Bu Yazının İçindeki Başlıklar:
Uzun Savaşlardan Diplomasiye
Ders: Tarih 11
Ünite: Değişen Dünya Dengeleri Karşısında Osmanlı Siyaseti (1595-1774)
Konu: Uzun Savaşlardan Diplomasiye
Kazanım: XVII. yüzyılda değişen siyasi rekabet içerisinde Osmanlı Devleti’nin ittifak girişimlerini açıklar.
Uzun Savaşlardan Diplomasiye konusunda XVI. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin dünya gücü olmasında etkili olan politikalar neler olabilir? sorusunu bu politik gelişmeleri açıklayarak yanıtladık. Ayrıca Ordunun başında sefere çıkmayan padişahlar hangileridir? sorusunu da yanıtladık.
XVI. Yüzyılda Osmanlı Devleti’nin Dünya Gücü Olmasında Etkili Olan Politikalar
Öncelikle XVI. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin dünya gücü olmasında etkili olan politikalar neler olabilir? sorusunu bu politik gelişmeleri maddeler halinde açıklayarak yanıtlayalım.
Osmanlı Devleti’nin Coğrafi Konumu
Osmanlı, özellikle İstanbul’un Fethi ve Mısır Seferi’nden sonra coğrafi konum olarak çok avantajlı duruma gelmiştir. Birçok boğazı, Baharat ve İpek Yolu’nu, Süveyş Kanalı’nı ve ticari merkez İstanbul’u elinde tutan Osmanlı ekonomik bakımdan gelişmiş bir bölgededir. Anadolu’nun yarımada olması da onu stratejik bir bölge haline getirmiştir. Hem Avrupa hem de Orta Doğu’ya yakın olması ülkeyi bir geçiş noktası yapmıştır.
Anadolu’da ve Avrupa’da Siyasi Düzenin Olmaması
16. yüzyılda Anadolu ve Avrupa’da büyük bir siyasi birlik yoktu. Her millet küçük topraklar içerisinde genelde bir kralın himayesindeydi. Bu durum Osmanlı’nın büyümesini engelleyecek bir ülkenin olmaması demekti. Özellikte Balkanlarda büyük bir siyasi birlik sıkıntısı bulunmaktaydı. Yıllardır savaşta yıpranan Balkan ülkeleri Osmanlı tarafından kolaylıkla ele geçirildi.
Mısır Seferi
Mısır Seferi, yıllardır süren Memlüklerle olan gerginlik ve Osmanlı’nın ekonomik açıdan zayıf olması nedeniyle gerçekleşti. Ekonomik sıkıntılar Yıldırım Bayezid ve Yavuz Sultan Selim dönemlerinde Memlükler ile yapılan savaştan sonra alınan topraklar, ganimetler, Venedik Cumhuriyeti’nin ödediği verginin Osmanlı’ya geçmesi ve Baharat Yolu’na sınırlarının olması ile çözüldü. Ayrıca Osmanlı bu sayede Halifelik unvanını da kazandı. En kritik ticari nokta olan Mısır’daki Memlükler çok büyüyemeden fethedildi ve Osmanlı’nın büyümesindeki kritik noktalardan biri oldu.
Osmanlı Devleti’nin Merkeziyetçi Yapısı
Osmanlı’da yönetim diğer imparatorlukların aksine merkeziyetçidir. Padişah en baştadır ve yönetme yetkisi sadece ona aittir. Bu durum iç isyanların çıkmasını önlemiştir ancak yönetimde güçlük yaşatmıştır. Bu durum da bölgeleri kontrol edip padişaha bilgi veren kişiler tarafından çözülmüştür.
Gaza Politikası
Osmanlı’nın Halife olmasıyla birlikte bu unvanı kullanmak için politikalar aranmaya başlandı. Sonunda da Halife unvanının en iyi kullanım alanının gaza olduğu sonucuna varıldı. Gaza, kelime anlamı olarak “düşmanla savaşmak” demektir. Kullanım alanı ise “İslam’a inanmayan her ülke düşmandır, savaşılarak İslam bu yerlere kazandırılmalıdır.” olmuştur. Bu politika Osmanlı’nın Balkanlara saldırmasında başka devletlerden destek almasına ve ordusunun moralinin artmasını sağlamıştır.
Ahilik Teşkilatına Destek Sağlanması
Ahilik Teşkilatı, Selçuklular dönemine kadar uzanan, politik, siyasi, askeri açılardan gücü bulunan, özünde insanlara esnaflığı öğreten bir teşkilattır. Osmanlı devletinin kurulmasında ve gelişmesinde önemli katkıları bulunmuştur. Osmanlı tarafından destek verilmesi sonucunda Ahilik Teşkilatı üretilen eşyaları denetleme hakkını kazanmıştır. Bu sayede ticari yük azalmıştır ve askeriye olan ücret daha fazla artabilmiştir. Ayrıca Ahi Teşkilatı halkı birbirine kenetlemiştir, halkın sesi gibi davranarak isyanları ve iç karışıklıkları önlemiştir.
Çaldıran Zaferi
Çaldıran Meydan Muharebesi Safeviler ile yapılmıştır. Safeviler ile uzun süre süren kötü ilişkiler bu savaşın gerçekleşmesine sebep olmuştur. Bu gerginliğin sebebi Şah İsmail tarafından gerçekleştirilen kışkırtmalar (Şah İsmail’in Doğu Anadolu’ya saldırması) ve Osmanlı’nın savunmacı tutumu (I. Bayezid’in Şah İsmail’i mektup yoluyla kışkırtması) olmuştur. Savaşın sonucunda Safeviler’in gücü bölgede etkinliğini yitirmiştir ve iç huzur yaşanmıştır. Bu savaş ileride gerçekleşecek isyanların büyüklüğünü de etkili oranda azaltmıştır.
Dönemin Padişahlarının Eğitim Seviyesi
Şehzadeler sancağa çıkma ile politik eğitim, hocaları sayesinde de bilimsel ve sanatsal en iyi eğitimi görürlerdi. Sancaklar Osmanlı’nın farklı bölgelerinde olurdu, ancak Manisa sancağı en önemlisiydi. Bunun nedeni padişah ölünce tüm şehzadeler tahta geçmek için İstanbul’a gelirdi. Sancaklar arasında en yakında bulunan yer Manisa’da olduğundan genelde ilk Manisa’daki şehzade İstanbul’a geçerdi ve tahta otururdu. Bu yüzden Padişahlar en çok güvendikleri oğlunu Manisa sancağına atarlardı. Bu eğitim sayesinde de tahta oturan şehzade padişahlık görevine hazır hale gelirdi.
İskan Politikası
İskan politikası, özellikle Balkan bölgesinin fethedilmesinden sonra uygulanmıştır. Bu politikada insanlar, bulundukları yerlerden alınırlar ve Anadolu’da ya da farklı bir bölgede yeni bir evde yaşarlar. Bu sayede isyanlar ve kültürel uçurumlar azaltılmış olur. Bu yöntem Osmanlı’nın hızlıca bölge fethetmesinde ve bu sırada yine de isyanların sayısını az tutmasında büyük yardımı dokunmuştur.
İstimalet Politikası
İstimalet, “hoşgörü” anlamına gelir. İskan politikasının çok riskli olduğu bölgelerde uygulanmıştır. Halkı dağıtıp dinlerini asimile etmek yerine, dinlerine saygı duyulmuştur. Bu sayede bölgenin kendi kendine Osmanlı’ya itaat etmeleri beklenmiştir. İstimalet politikası uygulanan bölgelere İskan politikası uygulansaydı “Osmanlı kültürümüzü öldürüyor.” nedeniyle isyan çıkma olasılığı yüksek olurdu. İstimalet politikası kısa vadede işe yarar olurken Osmanlı’nın son yıllarında ve Fransız İhtilali’nden sonra ülkeye büyük zarar vermiştir.
Osmanlı Devleti’nde Ordunun Başında Sefere Çıkmayan Padişahlar
Öncelikle ordunun başında sefere çıkmayan padişahlar hangileridir? sorusunu maddeler halinde yanıtlayalım.
Osmanlı Devleti’nde II. Selim, padişahların arasında ordunun başında sefere çıkmayan ilk kişi olmuştur. Onun oğlu III. Murad da ordunun başına sefere çıkmamıştır. II. Mustafa ise ordusunun başında sefere çıkan son padişahtır. Ondan sonraki padişahlar:
III. Ahmed
Avrupa’daki gelişmeleri yakından takip eden, modern, sanat alanında uzmanlaşmış bir padişahtı. Savaşı ve politikayı sevmediği için de 27 yıl sonra tahtından çekildi.
I. Mahmud
Kişiliğiyle ve zekasıyla öne çıkan bir padişahtır. Kendinden önce milletini düşündüğü için halk tarafından desteklenmiştir. Hasta olup vefat edene kadar tahtının başında olmuştur.
III. Osman
Tahta gelmeden önce sarayda çok ağır zaman geçirdi. Bu yüzden tahta gelince sinirli biri olarak gözüktü, ancak halkın arasında merhametli olarak bilinirdi. Musikiyi sevmezdi, bu yüzden saraydaki müzisyenleri kovduğu bilinir.
III. Mustafa
En yenilikçi padişahlardan biri olarak bilinirdi. Halk arasında adaletli biri olarak görülürdü. Orduda eğitim sistemini geliştirdi. Zamanında gerçekleşen depremde yaralanan kişilere maddi destek sağladı.
I. Abdülhamid
Yolsuzluğa karşı çok fazla önlem almıştır. Halkın arasında dindar biri olarak bilinmiştir. Unvani “veli”dir.
III. Selim
Edebiyata meraklı biri olarak bilinir. Babası tarafından sevildiği için tahtı kardeşi yerine aldı. Bunun sonucunda da öldürüldü.
IV. Mustafa
Kardeşini öldürüp tahta geçtikten sonra ona yardımcı olan kişilere devletin büyük bölümünü vermiştir. Ayrıca yeniçerilere büyük ayrıcalıklarda bulunmuştur. Tahtta en az kalan padişahlardan birisidir.
II. Mahmud
Halk tarafından sevilen bir padişah olmuştur. Osmanlı halkını ileriye götürmeye çalışmıştır. Avrupa’daki gelişmelerden etkilenmiştir. Sık sık sokağa çıkıp insanların derdini dinlediği bilinir.
Abdülmecid
Avrupa’dan çok etkilenmiş bir padişahtır. Halkının Avrupalı gibi yaşamasını istemiştir. Avrupalı yazarlardan ve devlet başları tarafından sevilen biri olduğu bilinir.
Abdülaziz
Çok yönlü bir padişah olarak bilinirdi. Resim yapmada ve güreşte uzmandı. Osmanlı donanmasının planlarını hazırlamıştır.
V. Murad
93 gün tahtta kalmıştır. Fransız edebiyatına düşkündür. Avrupa ziyareti sonunda Mason olmuştur. Dönemin yazarları ile yakın ilişki kurmuştur. Tahttan indirilmesinin sebebi Meşrutiyeti savunmaması olmuştur.
II. Abdülhamid
Dağılmak üzere olan Osmanlı’yı ayakta tutmuş bir padişahtır. Halk ile yakınan ilgilenmiştir. Marangozluk yapmıştır. Ürettiği mobilyaları satıp parasını fakirlere dağıtmıştır. Onu öldürmeye çalışanları bile affetmiştir.
Mehmed Reşad
İttihat ve Terakki’nin desteğiyle başa geçmiştir ve devlet işlerini bu partiye bırakmıştır. Devlet bu yıllarda daha çok Enver Paşa gibi partinin başındaki isimler tarafından yönetilmiştir.
Mehmed Vahdeddin
Osmanlı’nın son padişahıdır. Birinci Dünya Savaşı nedeniyle Osmanlı’nın son yıllarını izlemiştir. Nazik bir insan olarak bilinir.
Bu bilgilerden görülüyor ki padişahların sefere çıkmamasının sebebi sanata olan sevgileri ve Avrupalaşma isteği olmuştur. Bu iki kritere de uymayan padişahlar ise ondan önceki padişahlar sefere çıkmadı diye çıkmamışlardır.
1. Ünitenin Tüm Konuları: Değişen Dünya Dengeleri Karşısında Osmanlı Siyaseti (1595-1774) ünitesinin tüm konularını aşağıdaki başlıklarda inceleyebilirsiniz.
1. Konu: 1595-1700 Yılları Arasındaki Siyasi Gelişmeler
2. Konu: Uzun Savaşlardan Diplomasiye (Şu an bu başlıktasınız!)
Avusturya ile Uzun Savaşlar Dönemi
Osmanlı-Safevi Savaşları (1578-1639)
Sınırları Belirleyen Antlaşma: Kasr-ı Şirin (1639)
XVII. Yüzyılda Osmanlı Devleti’nin Dış Politikası
Kutsal İttifak Osmanlılara Karşı
Karlofça Antlaşması Sonrası Dış Siyaset
3. Konu: Avrupa’da Din Savaşlarından Modern Devlete
Otuz Yıl Savaşları (1618-1648)
Westphalia Antlaşması’nın Sonuçları
Modern Devlet (Hazırlanmaktadır…)
4. Konu: XVII. ve XVIII. Yüzyıllarda Osmanlı Devleti’nde ve Avrupa’da Denizcilik Faaliyetleri
Osmanlı Denizciliğinde Kadırgadan Kalyona Geçiş
Osmanlı Devleti’nin Denizlerdeki Egemenliği Zayıflıyor
5. Konu: Fetihlerden Savunmaya
Doğu’da Mücadele ve Safevilerin Sonu
Küçük Kaynarca Antlaşması (1774)