Osmanlı Tarihi

Prut Savaşı Nedir? Prut Antlaşması Maddeleri Nelerdir?

Bu yazımızda Prut Savaşı nedir? Prut Antlaşması maddeleri nelerdir? Prut Savaşı nedenleri ve sonuçları nelerdir? Prut Sonrası gelişmeler nelerdir? sorularını yanıtladık. Ayrıca Prut Savaşı sonrası Osmanlı Devleti hangi siyasi ve askeri gelişmeleri yaşamıştır? sorusunu yanıtlayarak bu gelişmeleri neden sonuç ilişkisi içinde açıkladık.

Prut Savaşı Hakkında Bilgi

Prut Savaşı, 1710 ve 1711 yılları arasında bugünkü Romanya ve Moldova devletlerinin arasında bulunan Prut Nehri yakınlarında Osmanlı İmparatorluğu’nun başını çektiği ve İsveç İmparatorluğu, bugünkü Romanya ve Ukrayna’da bulunan birkaç taraf ve Kırım Hanlığı ile oluşan ittifakın karşısında Rus Çarlığının başını çektiği ve birkaç tarafın da oluşturduğu ittifak karşı karşıya gelmiştir. Savaş özünde Rus Çarlığı ve Osmanlı, İsveç tarafları üzerinden dönmüştür. 1699 yılında imzalanan Karlofça Antlaşması ile Osmanlı İmparatorluğu tarafından kaybedilen toprakların geri kazanılması açısından önemli bir savaş ve antlaşmadır. Prut Antlaşması’nda Osmanlı İmparatorluğu’nun amaçlarında bir tanesi de 1700’de imzalanarak kaybedilen Azak Kalesi ile Karadeniz’e açılma fırsatı bulan Rus Çarlığının bu fırsatı kaybetmesidir. Savaş I. Petro’dan sonra yükselişe geçen Rus Çarlığı ve bölgede hakimiyet sahibi Osmanlı İmparatorluğu’nun XVIII. Yüzyılın ilk yarısındaki ilk ciddi karşılaşmalarıdır. 

Prut Savaşı Nedenleri Nelerdir?

Rus Çarlığı I. Petro’dan sonra yükselen ekonomisini sıcak denizlere ulaşarak daha da güçlendirmek istiyordu. Bu doğrultuda Rus Çarlığı’nın yönelebileceği iki ülke vardı. Birisi Baltık Denizi’ne kıyısı bulunan İsveç İmparatorluğu diğeri ise Karadeniz’e kıyısı bulunan Osmanlı İmparatorluğu’ydu. Rus Çarlığı siyasi şartlar ve bölgesel çatışmalardan dolayı İsveç İmparatorluğuna yönelmenin görece daha kolay olacağını düşünerek İsveç İmparatorluğu’na ve Lehistan’a savaş açtı. Savaş “Büyük Kuzey Savaşları” diye anılacak ve 1700-1721 yılları arasında yaşanacaktı. Rusya, İsveç ve Lehistan’ı zorlu ve uzun bir mücadelenin içine sokmuştu. Lehistan’da iki karşıt kralın olması, siyasi bir karmaşa oluşması ve İsveç İmparatorluğu kralı XII. Karl ve Rus Çarı I. Petro arasındaki sürekli savaşların olması her iki tarafı da zorlamaktaydı.

Ancak İsveç İmparatorluğu, Rus Çarlığı’nın Osmanlı sınırlarına kadarki topraklarının büyük bir bölümünü almıştı. Ağustos 1709’da Osmanlı’ya yakın Poltava’da yenilen İsveç kralı XII. Karl yaralı bir halde Osmanlı’ya sığınmasıyla İsveç’in atakları son bulur. Misafir kral XII. Karl’ın Osmanlı’nın savaşa katılmasını amaçlayan politikaları ve Rus Çarı I. Petro’nun izlediği siyasetin Osmanlı’nın savaşa katılmasında rolü vardır. Rus Çarlığı sıcak denizlere inme politikasında sadece İsveç üzerinden oynamamış ayrıca Osmanlı üzerinde de Ortodoksları kışkırtarak bölgedeki Osmanlı’yı yıpratma ve sıcak denizlere inme politikasını ilerletmiştir. Osmanlı’da 1703 yılında III: Ahmed 30 yaşında tahta çıkmıştı. III. Ahmed siyasi gelişmelerle baş edebilecek bir hükümdar değildi.

Ayrıca dönemin sadrazamları Çorlulu Ali Paşa, Köprülüzade Numan Paşa ve Baltacı Mehmed Paşa da siyasi gelişmeleri takip edecek ve iyi politikalar izleyebilecek nitelikte sadrazamlar değillerdi. Bu da Osmanlının aleyhine bir durumdu. Osmanlı’nın politik anlamdaki sıkıntıları savaşa girmede, savaş politikalarında, antlaşmalarda ve ticarette sıkıntı yaratıyordu. Baltacı Mehmed Paşa sadarete (günümüzde başbakanlığa) getirildiğinde Baltacı Mehmed Paşa’nın baş etmesi gereken iki büyük problem vardı. Bunlardan birincisi yirmi bir yaşında olan İsveç Kralı XII. Karl’ın vatanı İsveç’e gönderilmesiydi. İkincisi ise Rus Çarlığı’nın barış şartlarına uymamasından dolayı bozulan ilişkilerin yeniden eski haline getirilmesi konusu vardı. 1710 yılında Osmanlı ve Rus Çarlığı arasında yapılan barış Çorlulu Ali Paşa zamanında onaylanmıştı. XII. Karl bu barışa karşı çıkıyordu ve XII. Karl’ın çalışmaları sonucu Çorlulu Ali Paşa’nın azliyle sonuçlandı. Çorlulu Ali Paşa’nın yerine geçen Numan Paşa zamanında ise Rus Çarlığı ile ilişkiler sertlenmiştir.

İlişkilerdeki sertleşme sonucunda Osmanlı tarafında İsveç ile olan savaştan istifade ederek Rusya’nın elinde bulunan Azak Kalesi ve Kırım’ı tehdit eden Özü boyundaki birkaç Rus kalelerinin yıkılmasının temini hakkında düşünceler ortaya çıktı. Baltacı Mehmed Paşa, Numan Paşa’dan sonra sadrazamlık için Halep’ten İstanbul’a gelmiştir ve İstanbul’a geldiğinde Kırım Hanı ve daha birçok önde gelen devlet adamlarının Rus Çarlığı ile savaş hakkında karar verdiklerini gördü. 20 Kasın 1710’da sarayda büyük bir toplantı gerçekleştirildi ve Rus Çarlığı ile savaşa girme kararı alındı.

Prut Antlaşması Hakkında Bilgi

Savaş ilanından sonra Rus kuvvetleri Mareşal Şeremetyev idaresindeki çarın ordusu Yaş’a kadar ilerledi. Baltacı Mehmed Paşa ise 120000 kişilik bir ordu ile Tuna’yı geçti ve Eflak’a girdi. Bu arada Osmanlı donanması Karadeniz’e açılıyordu. Osmanlı kuvvetleri Kırım kuvvetlerinin de desteğini alarak Prut Nehri kıyısındaki Stanileşti kasabası yakınlarında Rus Kuvvetlerinin etrafını sarıp bir çember içine aldılar. Kurtuluş yolu Çar I. Petro için gözükmüyordu ve Çar I. Petro Moskova’ya içinde bulunduğu durumun zorluğunu ve çaresizliğini anlattığı bir mektup gönderdi. Çariçe I. Katerina duruma müdahale ederek Osmanlı Devleti’ne barış teklifinde bulundu.

Kırım Hanı ve İsveç İmparatorluğu Rus ordusunun yok edilmesi yönünde düşünüyorlardı ama Baltacı Mehmed Paşa Deli Petro’nun ordusunu sardıktan sonra bazı isyancı, aykırı eylemler gösteren yeniçerilere güvenmeyerek barış teklifini kabul etti. 22 Temmuz 1711’de taraflar arasında antlaşma imzalandı. Antlaşmadan III. Ahmed de memnundu. Ancak ilerleyen zamanda Çar I. Petro tarafından vadedenlerin yerine getirilmemesi İstanbul’da sadrazama karşı muhalefet grubunun oluşmasına neden olmuştur. Zaman içinde Baltalı Memed Paşa ve Çariçe I. Katerina arasındaki ilişki hakkında geniş kapsamlı söylentiler, literatür ve tartışmalar oluşmuştur. Ancak bu iddialar reddedilmiş ve bilimsel anlamda Katerina ve Baltacı Mehmed Paşa arasında bir buluşma gerçekleşmediği ortaya konulmuştur.

Prut Antlaşması Maddeleri Nelerdir?

Prut Amannâmesi olarak da bilinen Prut Antlaşması aslında tam bir antlaşma olmayıp “mütareke barışı” anlamına gelen bir temessük belgesidir. Toplamda yedi maddedir. Prut Antlaşması maddeleri;

  • Azak Kalesi arazi ve mühimmatıyla iade edilecektir. Taygan, Kamenka ve Samara suyu kenarındaki Yenikale yıkılacaktır. Kamenka içindeki top ve mühimmat teslim edilecek ve buralarda her iki tarafça başka bir kale yapılmayacak.
  • Lehistan’a ve Kırım’a tâbi Kazaklar’a müdahale edilmeyecektir.
  • İstanbul’a karadan ve denizden tüccarlar gelip gidebilecektir. Ancak elçi sıfatıyla kimse ikamet etmeyecek.
  • Müslüman esirler serbest bırakılacaktır.
  • İsveç kralının güvenli bir şekilde memleketine gitmesine engel olunmayacaktır.
  • İki taraf birbirinin ahalisine zarar vermeyecektir.
  • Bu altı maddenin dışında Prut Antlaşması metninde asıl barış antlaşmasının İstanbul’da yapılacağı vurgulanmaktadır.

Prut Savaşı Sonuçları Nelerdir?

Rus Çarlığı’nın yenilmesi ve Osmanlı’nın galibiyeti hakkında birkaç düşünce var. Prut Savaşı hakkında Türkiye ve Dünyadaki en kapsamlı kaynak olan Akdes Nimet Kurat’a ait “Prut Savaşı ve Barışı” adlı eseridir ve bu kitapta Osmanlı kuvvetlerinin iyi hazırlandığını ve lojistik imkanlarının iyi olduğu vurgulanmaktadır. Fakat Akdes Nimet Kurat Osmanlı’nın galibiyetini Türk ordusunun üstünlüğünden ziyade Rus kuvvetlerinin yanlış hesapları, İsveç’e karşı verdikleri mücadele üstüne St. Petersburg müdafaası için orduların büyük bir kısmının Prust’ta olmaması gösterilmektedir.

Akdes Nimet Kurat bunu savunurken Hakan Yıldız ise bu galibiyetin nedenini Osmanlı’nın lojistiğinin kusursuz işlemesine bağlar. Kurat’ın eserinin eksikliği ise Osmanlı’nın lojistiği hakkındaki verilen bilgi eksikliği denilebilir. Rus Çarı I. Petro’nun cüzi şartlar ile serbest bırakılması rüşvet iddialarını da ortaya çıkarmıştır ancak rüşvete ön plana çıkarmak istemeyip akılcılığı ön plana çıkaran tarihçiler farklı yorumlar da getirmişlerdir. Sadrazam’ın akıl ve mantık düzleminde bir politika izleyeceğini düşünen tarihçiler sadrazamın Rus Çarını bırakması ve Rusların ordusunu çok fazla hasar vermemesinin nedenini sadrazamın Rus Çarlığı’nın Osmanlı’ya daha fazla saldırmayacağını ve Avrupa’ya saldıracağını bu sayede Osmanlı’nın rahatlayacağı düşündüğü ve bu yüzden sadrazamın bu yönde bir politika izlediğini düşünürler.

Prut Sonrası Gelişmeler

Osmanlı’nın amaçlarından biri olan Rusları Karadeniz’e ulaşma fırsatından alıkoymak için Azak Kalesi’nin alımı Prut Antlaşması sonucunda alındı ve Osmanlı hedefine ulaştı. Ruslar Prut Antlaşmasında İstanbul’da devamlı elçi bulundurmamaya ve İsveç Kralı XII. Karl’ın ülkesine dönmesine izin vereceklerine dair anlaşmaya vardılar. Osmanlı-İsveç ilişkileri savaş sonrasında gelişmiştir. Osmanlı Azak Kalesi ve çevresindeki Karadeniz’e kıyısı bulunan toprakları alarak Rusları Karadeniz’den uzaklaştırdılar. Osmanlı yeniden geri aldığı topraklarla Karlofça Antlaşmasıyla kaybettiği toprakları geri almaya konusunda ümitlenmiştir. Osmanlı İmparatorluğu Prut Savaşı sırasında Rus ordusunu sararak kazandığı askeri üstünlüğü maalesef diplomatik alanda kazanamayarak sahada kazanmış ancak masada kaybetmiştir. Bunun nedeni olarak da yeniçerilerin isteksiz, aykırı davranışlarda bulunması ve Baltacı Mehmed Paşa’nın yeniçerilere güvenmemesi gösterilebilir. Ancak bu konu hakkında da oldukça farklı iddialar bulunmaktadır. Sonuç olarak, Osmanlı gerileme döneminde savaştığı Prut Savaşı’nda sahada çok fazla başarı olsa da diplomatik alanda kaybedilen bir savaştır. Prut Savaşı gerileme döneminde toprak kazandığı bir savaş olarak tarihe geçmiştir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu Konuyla İlgili Yazılar

Başa dön tuşu

Metin kopyalamanın açılabilmesi için
lütfen web sitemizdeki herhangi bir reklama
tıklayarak bize destek olunuz.

Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyicinizi kapatarak bize destek olunuz. Anlayışınız için teşekkür ederiz.