11. Sınıf TarihTarih Dersi İçerikleriTarih SınavlarıYazılı Sınavlar

11. Sınıf Tarih 1. Dönem 1. Yazılı – Yeni Müfredata Göre (2024-2025)

Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’ne göre öğrencilerin başarısı; öğretim programı öğrenme kazanımları esas alınarak dersin özelliğine göre yazılı sınavlar, uygulamalı sınavlar, performans çalışmaları ve projeler üzerine alınan puanlara göre belirlenir. Tarih dersinde öğrenci başarısını tespit edebilmek için kullanılan araçlardan biri de yazılı sınavlardır. Bu yazımızda 11. Sınıf Tarih 1. Dönem 1. Yazılı örneğini paylaşıma açıyoruz.

11. Sınıf Tarih 1. Dönem 1. Yazılı

Tarih dersi yazılı sınavları ile ilgili 11. Sınıf Tarih 1. Dönem 1. Yazılı örneği aşağıda yer almaktadır. 11. Sınıf Tarih 1. Dönem 1. Yazılı örneği yönetmelik gereği açık uçlu sorulardan oluşmaktadır. Ancak 11. Sınıf Tarih 1. Dönem 2. Yazılı içine kısa yanıtlı, doğru-yanlış, eşleştirmeli veya çoktan seçmeli test gibi sorular da eklenebilir.

Aşağıdaki 11. Sınıf Tarih 1. Dönem 1. Yazılı örneği 2024-2025 eğitim öğretimi yılı için yeni müfredata göre hazırlanmıştır. Bu yazılı sınavda sınav kapsamındaki ilgili kazanımlardan 10 soru bulunmaktadır. 11. Sınıf Tarih 1. Dönem 1. Yazılı sınavı  içerisinde analiz ve değerlendirme düzeyindeki kazanımlara yönelik birden fazla soru yer almaktadır.  Bu tarih yazılı sınavı içerisinde yer alan sorular puanlanmamıştır. Puanlama işi tarih öğretmenine bırakılmıştır.

Tarih dersi öğretim programında yer alan becerilere ve kazanımlara göre hazırlanan 11. Sınıf Tarih 1. Dönem 1. Yazılı sınavını bilgisayarınıza kopyalayarak üzerinde düzenleme veya değişiklik yapabilirsiniz.

Yanıt Anahtarı: 11. Sınıf Tarih 1. Dönem 1. Yazılı cevap anahtarları sorulardan hemen sonra aşağıda ayrı bir başlıkta yer almaktadır.

2024-2025 11. Sınıf Tarih Dersi 1. Dönem 1. Yazılı Sınavı

2024-2025 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

……………………………… LİSESİ

11. SINIF TARİH DERSİ 1. DÖNEM 1. YAZILI SINAVI

SORULAR

1. Devletler neden ittifak kurma gereksinimi duyarlar? 17. yüzyılda dünya üzerinde kurulmuş bir ittifaka örnek veriniz.

2. Mütekabiliyet nedir? Karlofça Antlaşması’nda Mütekabiliyet nasıl uygulanmıştır?

3. Fransa’nın Levant (Doğu Akdeniz) ticaretinde gücünü yitirmesinin nedenleri nelerdir?

4. Westphalia Barışı’ndan sonra ortaya çıkan seküler (laik) sistem nasıl uygulanmıştır?

5. Otuz Yıl Savaşları’na Osmanlı Devleti neden ve nasıl katılmıştır?

6. Hollanda’nın çok kısa bir sürede sömürge imparatorluğuna dönüşümü nasıl olmuştur?

7. Osmanlı Devleti, Karadeniz’de ve Akdeniz’deki üstünlüğünü nasıl kaybetmiştir?

8. XVIII. yüzyılın başında Osmanlı Devleti’ni hızlı bir biçimde kalyon üretimine sevk eden nedenler neler olabilir?

9. Osmanlı Devleti’nin Kırım’ı nasıl kaybetmiştir? Tarihi süreç içinde kronolojik olarak açıklayınız.

10. Küçük Kaynarca Antlaşması’nın Osmanlı Devleti’ne etkileri neler olmuştur?


2024-2025 11. Sınıf Tarih Dersi 1. Dönem 1. Yazılı Sınavı Yanıt Anahtarı

11. SINIF TARİH DERSİ 1. DÖNEM 1. YAZILI SINAVI

YANITLAR

Yanıt 1: Devletler, çeşitli nedenlerle ittifak kurma gereksinimi duyabilirler. İttifaklar, genellikle ortak çıkarları olan ülkeler arasında oluşturulur ve bu ülkelerin bir araya gelerek daha güçlü ve etkili olmalarını sağlar. Devletlerin ittifak kurma nedenlerinden bazıları:

Diğer ülkelerle ittifak kurarak, birlikte güvenliklerini artırabilirler. Bir ülkenin saldırıya uğraması durumunda, ittifak içindeki diğer ülkeler destek sağlayabilir. İttifaklar, ticaret ve ekonomik işbirliği için kurulabilir. Ortak pazarlar oluşturarak, ülkeler kendi ekonomik çıkarlarını koruyabilir ve genişletebilirler. Bir ittifak, ülkelerin uluslararası arenada daha etkili olmasını sağlar. Birlikte hareket ederek, politik hedeflere ulaşma olasılıkları artar. Coğrafi konumları ve stratejik değerleri nedeniyle ülkeler, belirli bölgelerdeki diğer ülkelerle ittifaklar kurabilirler. Bu, stratejik avantajları artırabilir. Ortak bir düşmana veya tehdide karşı birlikte hareket etmek, ülkelerin savunma kapasitelerini artırabilir.

17. yüzyılda dünya üzerinde kurulmuş bir ittifaka örnek olarak, 17. yüzyılın ortalarında (1648) Vestfalya Antlaşması‘nı verebiliriz. Bu antlaşmalar, Otuz Yıl Savaşları’nı sona erdirdi ve Avrupa’da bir dönemin sona ermesine yardımcı oldu. Bu antlaşmalar, çeşitli Avrupa devletleri arasında yapıldı ve çeşitli devletlerin egemenliklerini kabul etti. Ayrıca, bu antlaşmalar modern ulus devletlerinin temelini atmıştır.

Yanıt 2: Mütekabiliyet, iki veya daha fazla taraf arasında yapılan bir anlaşmanın, karşılıklı hak ve yükümlülüklerin eşit ve dengeli bir şekilde uygulanmasını ifade eder. Yani, bir tarafın diğerine verdiği hak veya avantajın, aynı şekilde karşılık bulmasını sağlayan bir ilkedir.

Karlofça Antlaşması, 26 Ocak 1699’da Osmanlı İmparatorluğu ile Avusturya Arşidüklüğü (Habsburg Monarşisi), Lehistan-Litvanya Birliği, Venedik Cumhuriyeti ve Rusya Çarlığı arasında yapılan bir antlaşmadır. Bu antlaşma, Büyük Türk Savaşı’nı sona erdirdi ve Osmanlı İmparatorluğu’nun toprak kayıplarını kabul etmesini öngördü. Karlofça Antlaşması’nda mütekabiliyet ilkesi, çeşitli taraflar arasındaki toprak değişimlerinde uygulandı. Örneğin: Lehistan-Litvanya Birliği, Podolya’yı Osmanlı İmparatorluğu’na geri verdi. Karşılığında, Osmanlı İmparatorluğu, Lehistan’a bazı toprakları iade etti. Venedik, Mora Yarımadası’nı Osmanlı İmparatorluğu’na geri verdi. Bunun karşılığında, Osmanlı İmparatorluğu Venedik’e bazı toprakları iade etti. Rusya, Azak Kalesi ve çevresini Osmanlı İmparatorluğu’na geri verdi. Bunun karşılığında, Osmanlı İmparatorluğu, Rusya’nın Kırım’ı fiilen kontrol etmesini kabul etti.

Bu örneklerde görüldüğü gibi, Karlofça Antlaşması’nda mütekabiliyet ilkesi, taraflar arasında toprak değişimlerinin gerçekleştirilmesinde temel bir prensip olarak uygulandı. Her iki taraf da aldığı hakları karşılıklı olarak vermek zorundaydı.

Yanıt 3: Fransa’nın Levant’taki (Doğu Akdeniz) ticaretindeki gücünün azalmasının birkaç temel nedeni vardır. 18. ve 19. yüzyıllarda, İngiltere’nin denizaşırı ticaretteki gücü arttı. İngiliz donanması, denizlerde hakimiyet kurarak, ticaret rotalarını kontrol etti. Bu da Fransız gemilerinin ve tüccarlarının Levant’taki ticarette rekabet edememesine yol açtı. Fransa, 18. ve 19. yüzyıllarda siyasi istikrarsızlık dönemleri yaşadı. Özellikle Fransız Devrimi ve ardından gelen Napolyon Savaşları, ülkeyi iç savaşa sürükledi ve ekonomik istikrarsızlığa yol açtı. Bu da ticaretin daralmasına ve Fransa’nın Levant’taki etkinliğinin azalmasına neden oldu. Osmanlı İmparatorluğu, 18. ve 19. yüzyıllarda gerileme dönemine girdi. Bu dönemde, Levant’taki ticaret yollarının güvenliği ve düzeni zayıfladı. Osmanlı İmparatorluğu’nun iç sorunları ve dış baskılar, ticaretin düzensizleşmesine neden oldu. Diğer Avrupa güçleri, özellikle İngiltere, Rusya ve Avusturya gibi ülkeler, Levant ve Doğu Akdeniz’deki ticaret rotalarında etkinlik kazandı. Bu ülkeler, denizaşırı koloniler ve ticaret ağları oluşturarak, Fransa’nın bu bölgedeki etkinliğini zayıflattı. Sanayi Devrimi, Avrupa’da teknolojik ve ekonomik dengeleri değiştirdi. Fransa, bu dönemde teknolojik açıdan geride kaldı ve bu da ticarette rekabet gücünün azalmasına sebep oldu. 19. yüzyıl boyunca Levant bölgesinde, Osmanlı İmparatorluğu’nda çeşitli Arap ayaklanmaları ve isyanlar yaşandı. Bu durum, ticaretin güvenliğini olumsuz etkiledi ve Fransız tüccarlarının bu bölgelerde faaliyet göstermesini zorlaştırdı.

Bu faktörlerin birleşimi, Fransa’nın Levant’taki ticaretindeki gücünün azalmasına yol açtı ve bu dönemde diğer Avrupa devletleri bu bölgedeki etkinliklerini artırarak öne geçti.

Yanıt 4: Westfalya Barışı, 1648 yılında imzalanan bir dizi antlaşma setidir ve bu antlaşmalar, Otuz Yıl Savaşları’nı sona erdirmiştir. Bu antlaşmalar, Avrupa’da siyasi ve dini olarak önemli değişikliklere yol açmıştır. Bu değişikliklerin başında, seküler (laik) sistemlerin güçlenmesi gelmektedir. İşte Westfalya Barışı sonrasında ortaya çıkan seküler sistemin nasıl uygulandığına dair bazı anahtar noktalar vardır.

Westfalya Barışı, Katolik ve Protestan devletlerin birbirlerini resmen tanımasını sağladı. Bu, dinler arası hoşgörünün artmasına ve dini çoğulculuğun kabul edilmesine yol açtı. Devletler artık dini inançlarına göre değil, ulusal ve siyasi çıkarlarına göre kararlar alıyorlardı. Westfalya Barışı ile devlet egemenliği kavramı güçlendi. Her devlet, kendi iç işlerinde tam bir egemenliğe sahip olarak kabul edildi. Bu, dini otoritelerin ve dini liderlerin devlet işlerine müdahalesini sınırladı. Westfalya Barışı ile Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu’nun otoritesi zayıfladı. Bu, imparatorluğun merkezi otoritesinin azalmasına ve imparatorluğun parçalı yapısının pekişmesine yol açtı. Westfalya Barışı, devletlerin dinin dışında, yani seküler meselelerde kararlar almasını güçlendirdi. Bu, dini otoritelerin politika üzerindeki etkisini azalttı. Westfalya Barışı, modern ulus devletlerin temellerini atmıştır. Bu, devletlerin ulusal kimlikleri ve bağımsızlıkları üzerindeki vurguyu artırmış ve modern ulus devletlerin doğuşuna zemin hazırlamıştır. Westfalya Barışı ile birlikte, uluslararası hukukun temelleri atıldı. Devletler arasındaki ilişkiler, daha çok hukuki çerçeveler içinde ele alınmaya başlandı.

Sonuç olarak, Westfalya Barışı’nın ardından Avrupa’da seküler sistemlerin güçlenmesi, dini otoritenin azalması ve devletlerin ulusal egemenliklerinin önem kazanması, modern devlet anlayışının temellerini oluşturdu. Bu süreç, Avrupa’da siyasi ve toplumsal dönüşümlerin başlamasına katkıda bulundu.

Yanıt 5: Osmanlı Devleti, Otuz Yıl Savaşları’na (1618-1648) farklı dönemlerde katılmıştır. Ancak, Osmanlı’nın bu savaşa dahil olma nedenleri ve süreci zaman içinde değişmiştir.

Osmanlı Devleti, Avrupa’da art arda yaşanan dini çatışmalar ve bu çatışmaların etkileriyle ilgileniyordu. Protestanlar ve Katolikler arasındaki mücadele, Osmanlı Devleti için bir fırsat olarak görüldü. Osmanlı, bu çatışmaları kendi çıkarları doğrultusunda kullanmak istedi. Osmanlı Devleti, Lehistan-Litvanya Birliği’ne karşı bir dizi çatışma yaşadı. Otuz Yıl Savaşları döneminde de Osmanlı, Lehistan-Litvanya Birliği’nin içinde yer aldığı Katolik cepheye karşı Protestan devletlerle ittifak yaparak Lehistan’a karşı saldırıya geçti.

Osmanlı Devleti, aynı dönemde İran ile de çatışmalar yaşamaktaydı. Bu, Osmanlı İmparatorluğu’nun kaynaklarının iki cephede birden savaşarak bölünmesine yol açtı. Osmanlı’nın Avrupa’daki savaşlara daha az kaynak ayırabilmesine neden oldu. Osmanlı, Otuz Yıl Savaşları’na farklı dönemlerde farklı şekillerde katıldı. Özellikle 1620’lerin ortalarından itibaren savaşa daha aktif bir şekilde dahil oldu.

1620’lerin Orta Dönemleri: Osmanlı, Avusturya ve Lehistan-Litvanya Birliği’ne karşı çeşitli seferler düzenledi. Bu seferlerde, Lehistan topraklarına saldırılar gerçekleştirdi.

1630’lar: Bu dönemde Osmanlı’nın Avrupa’daki aktifliği azaldı. Bunun sebepleri arasında iç karışıklıklar ve İran ile çatışmaların yoğunlaşması yer alıyordu.

1640’lar: Osmanlı, 1640’larda yeniden Avrupa’ya döndü. Bu dönemde savaşa daha aktif bir şekilde katıldı ve Avusturya ve Lehistan’a karşı seferler düzenledi.

Sonuç olarak, Osmanlı Devleti Otuz Yıl Savaşları’na, dini çatışmaların yarattığı fırsatları kullanmak ve bölgesel çıkarları doğrultusunda hareket etmek amacıyla farklı dönemlerde katılmıştır. Bu süreç, Osmanlı’nın Avrupa’daki siyasi ve askeri etkinliğini şekillendiren önemli bir dönem olmuştur.

Yanıt 6: Hollanda’nın çok kısa bir sürede sömürge imparatorluğuna dönüşümü, 17. yüzyılda gerçekleşmiştir. Bu hızlı dönüşümün ana nedenleri vardır.

Hollandalılar, denizcilik ve ticaret konusundaki becerileriyle tanınmışlardı. Özellikle 17. yüzyılda, Hollandalı gemileri dünyanın dört bir yanına ulaşabilen teknolojik ve ticaret kapasitelerine sahipti. Hollanda, Avrupa’nın batısında ve denizlere kıyısı olan bir ülkedir. Bu coğrafi konumu, deniz ticareti ve denizaşırı fetihler için stratejik bir avantaj sağlamıştır.

16. yüzyılın sonları ve 17. yüzyılın başlarındaki İspanya’ya karşı Hollanda’nın sürdürdüğü bağımsızlık mücadelesi (İspanya’ya karşı 80 Yıl Savaşı), Hollanda’nın denizaşırı topraklara yönelmesini hızlandırdı. Savaş sırasında Hollanda, İspanya’dan elde ettiği zaferlerle ekonomik gücünü artırdı. Hollandalılar, özellikle Doğu Hint Adaları’nda (bugünkü Endonezya) ve Hint Okyanusu’nda geniş ticaret ağları oluşturdular. Baharat ticareti gibi değerli malların kaynaklarını ele geçirerek büyük karlar elde ettiler. Hollandalılar, Batavia (bugünkü Jakarta) merkezli olarak Endonezya’yı kontrol altına aldılar ve bu bölgeyi Asya’daki en önemli ticaret üssü haline getirdiler. Hollandalılar, Kuzey Amerika’da da etkinlik gösterdiler. 1626’da Yeni Amsterdam’u (bugünkü New York) kurarak, bu bölgede de etkinliklerini artırdılar. Hollandalılar, Batı Afrika kıyılarındaki kaleleri ve 1652’de Güney Afrika’daki Cape Kolonisi’ni ele geçirerek, bu bölgelerde de varlıklarını sürdürdüler.

Sonuç olarak, Hollanda’nın çok kısa bir sürede sömürge imparatorluğuna dönüşümü, denizcilik yetenekleri, coğrafi avantajları, bağımsızlık mücadelesi ve doğu ve batı yönünde agresif genişleme politikalarının bir sonucudur. Bu faktörler, Hollanda’nın 17. yüzyılda dünya çapında etkin bir sömürge imparatorluğu inşa etmesini sağlamıştır.

Yanıt 7: Osmanlı Devleti’nin Karadeniz ve Akdeniz’deki üstünlüğünü kaybetmesinin birkaç ana nedeni vardır. Osmanlı Donanması, 16. ve 17. yüzyıllarda Batılı deniz güçlerine kıyasla teknolojik olarak geri kaldı. Avrupalı devletler, gemi inşası, topçu teknolojisi ve denizcilik konusunda önemli ilerlemeler kaydetmişlerdi. Bu da Osmanlı Donanması’nın rekabetçi olmamasına ve denizdeki üstünlüğünün zayıflamasına yol açtı. 17. yüzyılda Osmanlı Devleti, bir dizi savaş ve iç karışıklık yaşadı. Bu süreçte ekonomi zayıfladı ve donanmanın bakımı ve modernizasyonu için gerekli kaynaklar kısıtlandı. 18. yüzyılda Rusya, Karadeniz’e doğru genişleme politikası izledi. Rusya, Azak Denizi’ne ve Karadeniz’e hakim olmaya çalıştı. Osmanlı Devleti, Rusya’nın bu genişlemesine karşı başarısız oldu ve bu da Karadeniz’deki hakimiyetinin zayıflamasına neden oldu.

16. yüzyılın sonlarından itibaren, Portekiz ve İspanya’nın Hint Okyanusu ve Afrika kıyılarındaki üsleri, Osmanlı’nın Arapistan yoluyla Hindistan’a olan deniz rotasını tehdit etti. Bu da Osmanlı’nın denizaşırı ticaretini olumsuz etkiledi. Avrupalı deniz güçleri, Akdeniz’deki Osmanlı etkinliğini kısıtladı. Özellikle İngiliz ve Fransız donanmaları, Akdeniz’de varlık göstererek Osmanlı’nın kontrolünü zorlaştırdı. 17. yüzyılın ortalarında Avrupa’daki çeşitli ittifaklar, Osmanlı’ya karşı savaşlara girişti. Bu savaşlar Osmanlı’nın kaynaklarını tüketerek, hem Karadeniz’de hem de Akdeniz’deki üstünlüğünü sarsan faktörlerden biri oldu.

Sonuç olarak, Osmanlı Devleti’nin Karadeniz ve Akdeniz’deki üstünlüğünü kaybetmesinde teknolojik geri kalmışlık, ekonomik zayıflama, Rusya’nın genişlemesi, Avrupalı güçlerin etkisi ve savaş yorgunluğu gibi bir dizi faktör etkili olmuştur. Bu nedenlerle, Osmanlı Devleti 17. ve 18. yüzyıllarda denizlerdeki üstünlüğünü büyük ölçüde kaybetmiştir.

Yanıt 8: XVIII. yüzyılın başında Osmanlı Devleti’ni hızla kalyon üretimine sevk eden birkaç ana neden şunlar olabilir:

Osmanlı Devleti, XVII. yüzyılın sonlarından itibaren Avrupa’da yaşanan savaşlara daha fazla dahil oldu. Bu süreçte Osmanlı, gelişen denizcilik teknolojisi ve savaş stratejilerine ayak uydurmak için kalyon üretimini hızlandırdı. XVIII. yüzyılın başlarında Rusya ve Avusturya, Osmanlı topraklarına karşı saldırılar başlattı. Bu, Osmanlı Devleti’nin donanmasını güçlendirmesi ve Karadeniz’deki deniz üstünlüğünü koruması için bir itici güç oldu. Osmanlı, XVII. yüzyılın ortalarından itibaren Avrupa’daki savaşlara daha aktif olarak katılmaya başladı. Bu, deniz gücünün artırılmasını ve kalyon üretimini hızlandırmayı gerekli kıldı. Deniz ticareti Osmanlı ekonomisinin önemli bir parçasıydı. Deniz limanlarının korunması ve deniz yollarının güvenliği için güçlü bir donanma gerekiyordu. Bu da kalyon üretimine olan ihtiyacı artırdı. XVIII. yüzyılda, gemi inşaatı ve denizcilik teknolojisi alanındaki ilerlemeler, Osmanlı’nın kalyon üretimini artırmasına olanak sağladı. Daha büyük, daha dayanıklı ve daha hızlı kalyonlar inşa edilebiliyordu. XVIII. yüzyıl boyunca Osmanlı ekonomisi ve toplumsal yapısı önemli değişiklikler yaşadı. Bu dönemde devlet, denizcilik ve kalyon üretimi gibi stratejik sektörlere daha fazla yatırım yapmaya başladı.

Sonuç olarak, XVIII. yüzyılın başında Osmanlı Devleti’ni kalyon üretimine hızla sevk eden faktörler, siyasi ve askeri gelişmeler, Rusya ve Avusturya tehdidi, deniz ticareti, teknolojik ilerlemeler ve ekonomik/sosyal dönüşümler gibi bir dizi etkenin birleşmesiyle ortaya çıktı. Bu süreç, Osmanlı’nın deniz gücünün artırılması ve Karadeniz’de deniz üstünlüğünün korunması için önemli bir adımdı.

Yanıt 9: Osmanlı Devleti’nin Kırım’ı kaybetmesi, 18. yüzyılın ikinci yarısında gerçekleşen bir dizi olayın sonucudur. Bu sürecin kronolojik açıklaması şöyledir;

Rus-Osmanlı Savaşı (1768-1774): 1768-1774 yılları arasında gerçekleşen Rus-Osmanlı Savaşı, Osmanlı Devleti ile Rus İmparatorluğu arasında yaşandı. Bu savaşın temel nedeni, Rusya’nın Karadeniz’e ve Kırım’a yönelik genişleme politikasıydı. Savaşın sonunda, Küçük Kaynarca Antlaşması imzalandı.

Küçük Kaynarca Antlaşması (1774): Küçük Kaynarca Antlaşması, 21 Temmuz 1774’te imzalandı. Bu antlaşma ile Osmanlı Devleti, Rusya’ya önemli topraklar ve ayrıcalıklar vermek zorunda kaldı. Kırım Hanlığı, Rusya’nın himayesine girdi ve fiilen bağımsızlığını kaybetti.

Rus İmparatorluğu’nun Kırım’ı İlhak Etmesi (1783): 1783 yılında Rus İmparatorluğu, Kırım Hanlığı’nı ilhak etti ve resmen kendi topraklarına kattı. Bu, Kırım’ın fiilen bağımsızlığını ve Osmanlı hakimiyetini kaybetmesi anlamına geliyordu.

Rusya’nın Karadeniz’deki Etkisinin Artması: Kırım’ın ilhakı, Rusya’nın Karadeniz bölgesindeki etkisini büyük ölçüde artırdı. Rusya, Karadeniz’deki deniz ticaretine ve limanlarına hakim oldu.

Osmanlı İç Sorunları ve Zayıflama: Bu dönemde Osmanlı Devleti içindeki ekonomik, sosyal ve siyasi sorunlar arttı. Devletin zayıflaması, Rusya’nın genişleme politikalarını daha etkili hale getirdi.

Sonuç olarak, Osmanlı Devleti’nin Kırım’ı kaybetmesi, Rus-Osmanlı Savaşı ve Küçük Kaynarca Antlaşması’nın ardından gerçekleşti. Bu durum, Osmanlı’nın Karadeniz bölgesindeki etkinliğini ve deniz üstünlüğünü kaybetmesine neden oldu. Bu sürecin ardında, Osmanlı iç sorunları ve Rusya’nın Karadeniz’deki genişleme politikalarının etkili olduğu görülüyor.

Yanıt 10: Küçük Kaynarca Antlaşması, 1774 yılında Osmanlı Devleti ile Rusya arasında imzalanan bir antlaşmadır. Bu antlaşma, Rus-Osmanlı Savaşı’nı sona erdirdi ve önemli siyasi ve toprak değişikliklerine yol açtı. Küçük Kaynarca Antlaşması’nın Osmanlı Devleti’ne etkileri şunlardır;

Antlaşma ile Kırım Hanlığı, Rusya’nın himayesine girmekle birlikte fiilen bağımsız bir hanlık olarak kabul edildi. Bu, Osmanlı Devleti’nin Kırım üzerindeki doğrudan hakimiyetini sona erdirdi. Antlaşma ile Osmanlı Devleti, Rus gemilerine Karadeniz’e serbest geçiş hakkı tanıdı. Bu, Rus gemilerinin Osmanlı limanlarına girebilmesini sağladı ve ticaretin artmasına yardımcı oldu. Antlaşma uyarınca Rusya, Azak Kalesi ve çevresini Osmanlı Devleti’ne geri verdi. Bu, stratejik bir öneme sahip olan Azak Kalesi’nin Osmanlı egemenliğine yeniden girmesini sağladı. Antlaşma, Rusya’nın Osmanlı İmparatorluğu’nun toprak bütünlüğünü ve bağımsızlığını resmen tanımasını öngörüyordu. Antlaşma, Eflak ve Boğdan’ın (Moldova) yönetimine ilişkin düzenlemeler içeriyordu. Bu bölgelerin idaresi, Osmanlı Devleti ve Rusya arasında belirli kurallarla sınırlı bir şekilde paylaşılmıştı. Antlaşma döneminde, III. Mustafa döneminde 1789 yılında Islahat Fermanı ilan edildi. Bu ferman, Osmanlı Devleti’nde modernleşme ve reform sürecini başlattı.

Sonuç olarak, Küçük Kaynarca Antlaşması, Osmanlı Devleti için hem siyasi hem de toprak kayıplarına yol açtı. Antlaşma, Osmanlı’nın Rusya ile olan ilişkilerinde önemli bir dönüm noktasıdır ve Osmanlı İmparatorluğu’nun zayıflamasına ve iç reformların ihtiyacının farkına varılmasına neden oldu.


Tüm Yazılı Sınavlar: Tarih dersi yazılı sınavları ile ilgili örnek sınavların tamamını incelemek için Tarih Dersi Yazılı Sınavları – Yeni Müfredata Göre (2024-2025) başlıklı yazımızı ziyaret edebilirsiniz.

33 Yorum

  1. Çok ayrıntıya kaçılmış bu çağdaş tarih yani tm’cilerin gördüğü seçmeli tarihe uygun mfciler için çok ayrıntılı yine de emeğinize sağlık..

    1. Bırak sıradan bir Anadolu lisesindeki öğrenciyi Tarih bölümü okuyan üniversite öğrencileri bile bu sınavdan 50 yi zor alır.

  2. 11. sınıf tarih yazılı cevap anahtarınızı gönderirseniz çok memnun olurum

  3. Lütfen cevap anahtarını gönderebilir misiniz acil.Çok ihtiyacım var gayet güzel bir tarih sınavı hazırlanmış. eposta adresimi yazdım.

  4. Elinize sağlık çok güzel sorular. 11. sınıf tarih sorularının cevabını alabilir miyim? Teşekkürler

  5. 2020 – 2021 11.sınıf tarih dersi 1. Dönem 1.yazılı sorularını çok güzel hazırlamışsınız teşekkürler. Cevep anahtırını alabilirmiyim.

  6. 30 yıl savaşında osmanlı ne alaka hiçbir kaynakta yok osmanlı ne wikipedia nede herhangi farklı kaynak

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu Konuyla İlgili Yazılar

Başa dön tuşu

Metin kopyalamanın açılabilmesi için
lütfen web sitemizdeki herhangi bir reklama
tıklayarak bize destek olunuz.

Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyicinizi kapatarak bize destek olunuz. Anlayışınız için teşekkür ederiz.