Yunan İsyanı Nedir? Nedenleri ve Sonuçları
Bu yazımızda Yunan İsyanı hakkında bilgiler verdik. Yunan İsyanı’nın iç ve dış nedenleri ile sonuçlarını tüm ayrıntılarıyla inceledik.
Bu Yazının İçindeki Başlıklar:
Yunan İsyanı Nedir?
Yunan İsyanı, 1820-1829 yıllarında Osmanlı Devleti’nde azınlık şeklinde yaşayan Rumların devlete karşı baş kaldırmasıdır. Bu ayaklanma sonucunda Yunanlılar bağımsızlıklarını ilan etmişlerdir. Osmanlı Devleti’nin güç kaybedişinin bir göstergesidir. Diğer Balkan uluslarının ayaklanmasına da öncülük eden bir olaydır.
Yunan İsyanı Nedenleri
Yunan İsyanı nasıl ortaya çıkmıştır? Yunan İsyanı’nı doğuran sebepler iki ana başlıkta incelenmelidir. İsyanın ortaya çıkmasına neden olan iç ve dış etkenler vardır.
Yunan İsyanı’nın İç Nedenleri
- Osmanlı yönetimi bozulmuştur.
- Rüşvetler artmıştır.
- Vergiler artmıştır.
- Uzun süren savaşlar yaşanmıştır.
- Rum ticaret burjuvazisi gittikçe zenginleşmiştir.
- Rumlar, zenginleşmesine bağlı olarak kültürel olarak da gelişmiştir.
- Etniki Eterya Cemiyetinin faaliyetleri artmıştır.
- 1804 Sırp İsyanı diğer azınlıkları da etkilemiştir.
Yunan İsyanı’nın Dış Nedenleri
- Fransız İhtilali‘nin (1789) getirdiği fikirler Rumlar arasında yayılmıştır.
- Megali İdea adı verilen Bizans’ı yeniden diriltmeyi amaçlayan düşünce ortaya çıkmıştır.
- Yunanlılar, denizcilikte gelişerek Avrupa’yı tanıma ve takip etme fırsatı bulmuşlardır.
- Rusya, sıcak denizlere inme politikası için Osmanlı Devleti’ni parçalamak istemektedir.
Yunan İsyanı Nasıl Başladı?
1789’da Fransız İhtilali ile yayılan milliyetçilik ve bağımsızlık yanlısı düşünceler Osmanlı Devleti’nde maddi bozulmaların yanı sıra manevi bozulmalara da sebep olmuştur. Fransız İhtilali’nin etkisiyle ilk isyan eden Sırplardan sonra Rumlar cesaretlenerek Osmanlı Devleti’ne karşı ayaklanmışlardır. Yeni Çağ ile ortaya atılan hümanizm düşüncesi ve Rönesans ile birlikte Avrupalı okumuş kişilerin eski Yunan kültürü ve sahip oldukları bilgi birikimini yakından incelemişlerdir. Bilgili kişiler tarafından Yunanlılara duyulan hayranlık ile Yunan ulusu ve bilgi birikimleri değerli hale gelmiştir, bu şekilde Avrupa Devletlerinin desteğini kazanmışlardır. Bunun yanı sıra Orta Çağ’a gelindiğinde Venedik ve Cenevizli devletinin yıkılması ile Akdeniz denizciliği Yunanlılara kalmıştır. Bu yolla Yunanlılar deniz ticareti alanında faaliyetlerini arttırmış, Avrupa’ya açılmışlardır. Yunanlılar zamanla Avrupa kültürü ve yaşam tarzlarını tanımışlardır.
Tüm bu durumların yanı sıra, Rusya’nın sıcak denizlere inme politikası yolunda yıkmaya çalıştığı Osmanlı Devleti’ne karşı Rumları bağımsızlık duygusuyla doldurmaya başlamıştır. Rusya’nın Rumların ayaklanmasından asıl çıkarı Osmanlı Devleti’ne ait olan Balkan Yarımadasını ele geçirmektir. Bunun için 1814 yılında, Odessa’da görünüşte amacı eğitim-öğretim olan gizli bir cemiyet kurulmuştur: Filik-i Eterya Cemiyeti. Cemiyetin asıl ve gizli kurulma amacı Bizans İmparatorluğu’nu yeniden canlandırmaktır. 1815 yılında ilk şubesi İstanbul’da açılan bu cemiyet gizlice, Rum ayaklanması için maddi ve askeri destek sağlamıştır. Cemiyet, destekçilerden para geliri sağlamış, silah teminini sağlamış ve propaganda faaliyetlerini bu şekilde desteklemiştir. 1894 yılında Etnik-i Eterya Cemiyeti adını almıştır ve destekleri ile Rumların ayaklanmasında büyük rol oynamıştır.
Alexander İpsilanti Kimdir?
Rum İsyanı ilk olarak Alexander İpsilanti tarafından Eflak ve Boğdan’da ortaya çıkmıştır. İsyanın ilk olarak bu bölgede ortaya çıkmasının en büyük sebebi, Boğdan’ın Rusya’nın sınırında olmasıdır. Alexander İpsilanti, Rusya’dan destek geleceği beklentisi içerisinde bu bölgede ayaklanma çıkarmak istemiştir. Fakat Boğdan’daki Rumlar ayaklanmaya katılmamış ve Rusya’dan da beklenilen destek gelmemiştir. Bu yüzden, çıkarılan küçük boyutlu bu ayaklanma ilk etapta Osmanlı Devleti tarafından kısa sürede bastırılmıştır. Asıl Rum İsyanı 1821 yılında Mora Yarımadası’nda ortaya çıkmıştır. Çıkış yerinden büyüyerek Mora yarımadasına sıçramış, burdan tüm Akdeniz adalarına yayılmış ve Anadolu’nun Batı kıyılarını tamamen etkisi altına almıştır.
İsyanın başlangıcı Eflak ve Boğdan çevresi olması ve tüm Akdeniz’i kaplamasına rağmen Rum İsyanı asıl olarak Mora yarımadasında başarıya ulaşmıştır. Bu denli yayılan bir isyanı, Osmanlı Devleti’nin o dönemde sahip olduğu güç, isyanı birden bastırıp etkisiz hale getirmek için yeterli olmamıştır. Aynı zamanda, Tepedenli Ali Paşa tarafından düzenlenen isyan ve Halet Efendi sebebiyle bölgedeki olayların gerçek yüzü uzun süre gizli kalmıştır. Bu sebeple Osmanlı Devleti zamanında ve yeterli güç ile olaylara müdahale edememiş, isyanların genişlemesi oldukça kolaylaşmıştır. Bu isyanlar Osmanlı Devleti topraklarında birlikte yaşayan Müslüman ve Gayrimüslim halk arasındaki huzuru bozmuştur.
Patrik Grigorios Neden İdam Edildi?
Dönemin padişahı Sultan II. Mahmut bütün Rum halkının toptan öldürülmesi emrini vermiştir. Bu buyruk güçlükle geri alınmıştır. Fakat isyanda rol alan Patrik ve bazı ruhbanlar idam edilmiştir ve bu bölgedeki gerginliğin daha da artmasına sebep olmuştur. Bölgedeki huzursuzluk, İstanbul ve İzmir gibi şehirlerde protesto olayları ve devlete karşı ayaklanmaları beraberinde getirmiştir.
Osmanlı Devleti, giderek azalan merkezi otoritesi, askeri kaynakları ve bozulan ekonomisi ile bu isyanlarla tek başına başa çıkamayacağını anlamıştır. Mısır Valisi olan Mehmet Ali Paşa’dan yardım istemek zorunda kalmıştır. Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa bu isteğe karşılık olarak Girit Valiliği’nin de kontrolüne sahip olmak istemiş ve Mısır kuvvetlerinin 233 gayretleri ile isyanı bastırtmıştır. Fakat daha sonradan Avrupa Devletlerinin müdahil olmasıyla Osmanlı Devleti’nin nefes almasına vakit kalmamıştır. Avrupa Devletleri isteklerini sert bir biçimde bildirmiş fakat Osmanlı Devleti’nin bunları kabul etmemiştir. Bunun üzerine Osmanlı ile Rusya arasındaki ilişkiler kopma noktasına gelmiştir.
1827 yılında Osmanlı donanmaları Mısır’da saldırıya uğramış, yakılmıştır. Daha sonra 1828-1829 yılları arasında Osmanlı-Rus Savaşının çıkmasına sebep olmuştur. Osmanlı Devleti bu savaşı kaybetmiş ve sonucunda savaş tazminatı ödediği ve 1829 yılında Yunanistan Devleti’nin bağımsızlığını tanıdığı Edirne Antlaşmasını imzalamak zorunda kalmıştır. 1830 yılında Yunanistan Krallığı resmen kurulmuştur. Bu isyanlardan cesaret alarak Osmanlı Devleti’ne bağlı diğer Balkan milletleri de isyanlar başlatmıştır.
Yunan İsyanı Sonuçları
- Yunanistan Krallığı kurulmuştur.
- Osmanlı’ya maddi alandaki olumsuz etkileri
- Osmanlı Devleti, sonucunda imzalanan Edirne Antlaşması sebebiyle tazminat ödemiştir.
- Osmanlı’ya manevi alandaki olumsuz etkileri
- Osmanlı topraklarında yaşayan Müslümanlar ve Gayrimüslimler arasındaki ilişkileri bozmuştur.
- Ardından birçok isyanı getirmiştir. Osmanlı Devleti’nde yaşayan Balkan uluslarının da cesaret vermiştir.
- Osmanlı topraklarında yaşayan halk için huzursuz bir ortam oluşmuştur.
- Osmanlı Devleti’nin merkezi otoritesi giderek azalmıştır.
- Osmanlı Devleti’nin güç kaybı gözler önüne serilmiştir.
Not: Bu konuyla ilgili olarak Sırp İsyanı Nedir? Nedenleri, Sonuçları ve Önemi başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz.