Avrupa TarihiOsmanlı Tarihi

Sırp İsyanı Nedir? Nedenleri, Sonuçları ve Önemi

Bu yazımızda Osmanlı-Sırp ilişkileri üzerinden Sırp İsyanı konusunu inceledik. Osmanlı Devleti’ne karşı 1804’te başlayan Sırp İsyanı’nın nedenlerini ve sonuçlarını tüm ayrıntılarıyla ele aldık.

Osmanlı ve Sırp İlişkileri

Osmanlı Devleti ve Sırbistan Prensliği arasında 1364 yılında yapılan Sırpsındığı Muharebesi ve 1389 yılında yapılan I. Kosova Savaşı sonucunda Sırpların yenilgisi üzerine güçsüzlükleri net bir şekilde ortaya serilmiştir. İyice zayıflayan Sırpların bu askeri başarısızlıkları topraklarının bir kısmını Osmanlı Devleti’ne vermeye zorlamıştır. 14. yüzyıldan itibaren Sırbistan toprakları Osmanlı İmparatorluğu’na bağlanmaya başlamıştır. 1402 yılında kurulan Sırp Despotluğu ise 1456 yılındaki Belgrad Kuşatması’na kadar ayakta kalmayı denemiştir. Fakat bu kuşatma ile başkent olan Belgrad Osmanlılara karşı kaybedilmiştir.

Daha sonra bir süre daha Macaristan Krallığı himayesinde var olmaya çalışmış ancak 16. yüzyılın başlarında bu simgesel varlık tamamen yok olmuştur. Bunun üzerine Sırp halkının büyük bir bölümü kendi devletleri olmadan Osmanlı topraklarında yaşamışlardır. Osmanlı Devleti, uzun yıllar boyunca onlara devşirme sistemi ile devlette yüksek mevkilere sahip olma fırsatı sunmuştur. Bunun en iyi örneği Kaptan-ı Deryalık ve daha sonrasında sadrazamlık yapan Sokollu Mehmet Paşadır. Kendisi Sırp asıllıdır ve devşirme sistemi ile eğitim alıp ülke yönetiminde gelinebilecek en yüksek mevkiye ulaşmıştır.

Sırp İsyanı Nedir?

Sırp İsyanı, Osmanlı topraklarında azınlık olarak yaşayan Sırpların 1804’te, Osmanlı Devleti’ne karşı başlattığı bir isyandır. İsyan 1817’de son bulmuştur.

15. yüzyılın ortalarında Osmanlı’ya katılan Sırbistan’da Osmanlı’nın her zaman uyguladığı politika ile Sırplar bu bölgede rahat bir yaşam sürmekteydiler. Tarımla uğraşan Sırp halkının kendi dillerini, kültürlerini ve dinlerini yaşatmalarına izin verilmekteydi. 18. yüzyıla kadar bu bölgede sakin ve olanakları yüksek bir yaşantı sürmüşlerdir. Fakat 18. yüzyılda Rusya ve Avusturya ile Osmanlı arasında yapılan savaşlarda kimi zaman Sırp topraklarının savaş alanı olması bölgede huzursuzluğa sebep olmaya başlamıştır. Bu iki devletin yavaş yavaş Sırpları Osmanlı’ya karşı kışkırtmaları başlamıştır. Yakın Çağ girildiği dönemlerde başka kollardan Osmanlı’nın uğraştığı iç ve dış sorunlar sebebiyle bu bölgedeki etkinliğini azaltmış, diğer bir deyiş ile başıboş bırakmıştır.

Sırbistan’da meydana gelen gelişmelerle ilgilenememiş, uzak kalmıştır. Bu yüzden burada kurulu olan düzenli yönetim bozulmaya başlamıştır. Bu sırada gerileme dönemine giren Osmanlı, başkenti İstanbul’daki olayları bile kontrol etmekte güçlük çekmektedir. Yani tüm ülkenin yönetimi ve düzeni bozulmuştur. Rumeli bölgesinde ayanların ve eşkiyaların sözü geçmeye başlamıştır. Sözü geçen dağlı eşkiyalardan Sırplılarda etkilenmeye başlamış ve bölgedeki huzur iyice kaçmıştır. Ayrıca eşkiyaların devlete başkaldıran tavırları Sırplara örnek ve cesaret olmaktadır. Bölgede bozulan güvenlikten dolayı Müslüman ve Hristiyan halk, kalelere kaçmışlardır. Kalelerin yönetimini elinde tutan yeniçeriler ise kalelere kaçan halka kötü davranmıştır. Devletin merkezi otoritesinin zayıflamasıyla da birlikte bölgedeki yönetim ve düzen tamamen yok olmuştur. Sırplara yapılan yeniçeri ve eşkiya baskıları, uygulanan ağır vergiler halkın devlete karşı başkaldırmasına sebep olmuştur. Ayrıca bu başkaldırılar Rus ve Avusturya devletleri tarafından destek görmektedir.

Sırp İsyanı Nedenleri

  • Rusya ve Avusturya’nın kışkırtmaları (Osmanlı Devleti’nin yıkılmasını ve toprakları paylaşmak isteyen devletler arasında olan Rusya ve Avusturya, Sırbistan’da yaşayan halkı Osmanlı’ya karşı kışkırtma politikası izlemişlerdir.)
  • 17. yüzyılda Osmanlı Devleti’ndeki otorite eksikliği
  • Sırbistan’daki yeniçerilerin halka iyi davranmaması (Bu bölgedeki yeniçeriler Müslüman ve Hristiyan halka çok kötü davranmakta ve yavaşça halkı bezdirmektedir.)
  • Milliyetçilik akımları (Fransız İhtilali ile ortaya çıkan Milliyetçilik akımından tüm azınlıklar etkilenmiş ve devlete karşı ayaklanmış, isyan etmişlerdir.)
  • Osmanlı-Avusturya Savaşları (Osmanlı Devleti ve Avusturya arasında olan savaş Sırbistan topraklarında yapılmakta ve burada yaşayan halka rahatsızlık vermektedir.)

Sırp İsyanı Nasıl Gerçekleşti?

Bölgede yaşanan sıkıntılar üzerine halk tarafından oluşturulan bir heyet Padişaha gitmişlerdir fakat padişahın verdiği emirlere uymayan Yeniçeriler ,Sırp ileri gelenlerini öldürmüşlerdir. Bunun üzerine 1804 yılında Sırp halkı silahlanarak Yeniçerilere karşı ayaklanmışlardır. Sırplar, sıradan bir çoban olan Kara Yorgi‘nin önderliğinde Osmanlı Devleti’ne karşı çıkmışlardır. Olaylar Avusturya ve Rusya’nın istediği yönde gelişmiş ve bu isyanları desteklemişlerdir. 1806 yılında, Rusların desteği ile Kara Yorgi Belgrad’a girmiştir. 1806-1812 yıllarında Osmanlı ve Avusturya arasındaki savaş sürerken Kara Yorgi Belgrad bölgesinin yönetimini elinde tutmuştur. Buna çözüm olarak Osmanlı Devleti, Rusya ile Bükreş Antlaşmasını imzalayarak Sırplara başkalarına tanınmayan özel hak ve ayrıcalıklar vermiştir. Daha sonrasında Ruslarla mücadelelerin hafiflemesi üzerine Osmanlı, Belgrad’ı isyancılardan geri almıştır. Bunun üzerine isyancılar yine Kara Yorgi’nin önderliğinde Avusturya’ya kaçmışlardır. Böylece ilk Sırp İsyanı bastırılmıştır.

Osmanlı Devleti Sırp İsyanı Nasıl Bastırdı?

İlk isyanları bastırılan fakat hala bağımsızlıklarını isteyen Sırplar 1814 yılında düzenlenen Viyana Kongresi için bir heyet oluşturup katılım gösterdiler. Fakat bu kongrenin sonucundan onlar için faydalı bir sonuç çıkmamıştır. Bu kongreden istedikleri gibi bir sonuç alamayınca 1815 yılında Miloş Obrenoviç önderliğinde tekrardan ayaklanmışlardır. İkinci ayaklanmaları Ruslar tarafından desteklenmiş fakat Sırpların başarısızlığıyla sonuçlanmıştır. Fakat Osmanlı Devleti, Rusların müdahalesi ile olası başka isyanlara veya Rusya ile başka bir savaşa girme riskine karşı önlem amaçlı 1817 yılında Sırplara bazı özerklik hakları tanımayı kabul etmiştir. Böylece Osmanlı’yı temsilen vali olarak Maraşlı Ali Paşa ve Sırpları temsilen Miloş Obrenoviç bir anlaşmaya vararak Sırpların içişlerinde bağımsız olmasına karar verilmiştir. Bu yolla Miloş Obrenoviç, Sırbistan’ın yönetimini ele geçirmiştir. O sırada ilk Sırp İsyanı’nın lideri Kara Yorgi’nin Sırbistan’a dönmesi üzerine onun kendisine rakip olmasından korkan Miloş Obrenoviç, Kara Yorgi’nin ölüm fermanını vermiştir.

1828-1829 yılları arasında Ruslar ile yapılan savaşları kaybeden Osmanlı Devleti için Sırbistan’ın yarı bağımsız bir devlet olduğunu kabul etmek zorunlu hale gelmiştir. Yenilgileri üzerine Ruslarla imzaladıkları Edirne Antlaşması ile bu gerçekleşmiştir. Sırpların kurduğu Sırbistan Prensliği bir süre Osmanlı İmparatorluğu’na bağlı kalmıştır. Giderek güç kaybetmeye devam eden Osmanlı, karşılarındaki Rus destekli Sırplara karşı ayakta durmayı uzun süre başaramamış ve en sonunda Miloş Obrenoviç Osmanlı tarafından Sırp Prensi olarak tanınmıştır. 1830-1833 yıllarında II. Mahmut tarafından imzalanan Hatt-ı Şeriflerle Sırbistan Prensi Miloş Obrenoviç’in elinde topraklar arttırılmıştır. 1839 yılına kadar ülkeyi Miloş Obrenoviç yönetmiştir. Daha sonra yerini oğulları Milan Obrenoviç ve Mihailo Obrenoviç’e bırakmıştır.

Sırp İsyanı Sonuçları

  • Bükreş Antlaşması imzalanmıştır.
  • Sırbistan bağımsızlığını kazanmıştır.
  • Miloş Obrenoviç, Sırp Prensi ilan edilmiştir.
  • Edirne Antlaşması imzalanmıştır. (1829)
  • Berlin Antlaşması imzalanmıştır. (1878)
  • Osmanlı’ya karşı ilk ayaklanan Sırplılar diğer azınlıkların ayaklanmasına önayak olmuştur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu Konuyla İlgili Yazılar

Başa dön tuşu

Metin kopyalamanın açılabilmesi için
lütfen web sitemizdeki herhangi bir reklama
tıklayarak bize destek olunuz.

Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyicinizi kapatarak bize destek olunuz. Anlayışınız için teşekkür ederiz.