Avrupa Tarihi

Fransız Devrimi Nedir? Devrimin Amacı Cumhuriyet Miydi?

Bu yazıda cumhuriyet sisteminin kavramsal varlığı ve bu sistemin Fransız Devrimi üzerindeki etkisi incelenecektir. Yazının konusu Mehmet Ali Ağaoğulları’nın “1789’da patlak veren Fransız Devrimi, krallığı yıkıp cumhuriyeti kurmak gibi bir amaca sahip değildi.” iddiası üzerine çıkmıştır. Yazı boyunca Ağaoğulları’nın makalesinde sunduğu deliller incelenmiş ve “Milli Meclis’in” kurulması ile gelen Fransız Devrimi toplumsal akış bağlamında incelenmiştir.

Fransız Devrimi ve Cumhuriyetçilik

Devrimcilerin cumhuriyet taraftarı davranışlar sergilemeleri ve daha sonra da krallığın yıkılması bu iddianın en büyük karşı argümanlarındandır. Fransız Devrimi sırasında devrimciler aktif olarak aristokrat ve ruhban sınıfını boyun eğdirmiş ve siyasi otoriteyi yeniden yapılandırmışlardır. Yazıda Ağaoğulları’nın iddiası burjuva sınıfının motivasyonal ve amaçsal akışı ve bu amaç doğrultusunda devrimin işleyişi üzerinden anlatılmış ve çürütülmüştür. Özetle, yazıda cumhuriyet sisteminin aslında Fransız Devrimi ve bu devrimi gerçekleştiren köylü ve burjuva sınıfı için güçlü ve mantıklı bir itici kuvvet olduğu açıklanmıştır.

Fransız Devrimi’nin İlk Yıllarında Cumhuriyet Tartışmaları

Prof. Dr. Mehmet Ali Ağaoğulları, “Fransız Devrimi’nin İlk İki Yılında Cumhuriyet Tartışmaları” adlı makalesinde asıl iddiası 1789’da patlak veren Fransız Devri­mi’nin, krallığı yıkıp cumhuriyeti kurmak gibi bir amaca sahip olmayışıdır. Makalede devri­min cumhuriyetçi yapısının 1789 olaylarından sonra geldiğidir. Fransız Devrimi sırasında ön safhalarında olan burjuva sınıfının cumhuriyetçi ilkelere karşı çıktığını anlatan Ağaoğulları, argüman başlıkla­rını aşağıdaki şekilde dağıtmıştır.

1789’un Erken Cumhuriyetçileri

Bu bölümde Ağaoğulları, “bir kralın olmadığı ve tüm siyasal otoritelerin halkın seçi­miyle (ya da onayıyla) belirlendiği bir yönetim biçimi” anlamında cumhuriyeti savunan ya­zarları ve toplumsal figürleri araştırmıştır. Ayrıca bu figürlerin devrime etkisini tartışmıştır. Bu bö­lümde, dönemin cumhuriyetçilerinin ve toplum figürlerinin aslında parlamenter monarşiyi savunduğunu ve gerçek cumhuriyetçiliğin küçük gruplarda var olabildiğini açıklar.

Devrimcilerde Baskın Monarşik Eğilim

İkinci olarak cumhuriyet rejiminin her ne kadar idealistik olarak Fransa’ya uygulanmış olsa da döne­minde bir siyasal yönetim ya da bir anayasal düzen olarak var olmadığını açıklayan Ağaoğulları, dönemde cumhuriyet sisteminin Fransa için uygun olmadığının düşünüldüğünü belirtir. Bu antik cumhuriyetlere geri dönülmesinin benimsenmediğini açıklayan Ağaoğulları, radikal devrimcilerin gözünde de, bu antik cumhuriyetlerin, “küçük ülkelerde kurulmuş, kölelik kurumuna yer vermiş, insan hakla­rını içermemiş ve içinde kaosu barındırıp despotizme yol açmış olmaları nedeniyle” eşitlik ve özgürlük ilkeleri üzerine yapılanmaya çalışan Fransa için öykünülecek birer örnek olamaya­caklarını açıklar.

Cumhuriyet Tartışmalarının Sınıfsal Arka Plan

Son olarak iddiayı destekleyen bir başka argüman ise ihtilalde aktif görev alan bazı ılımlı burjuva devrimcilerin yeni kazandıkları otoriteyi kaybetmemek için cumhuriyet karşıtı tavır­lar sergilemeleridir.

Fransız Devrimi Nedir?

Fransız Devrimi ya da Fransız İhtilali çoğunlukla devletin ekonomik ve finansal sorunlarıyla tetiklenmiştir. Sonucunda siyasi sistemin değiştiği radikal ve çığır açıcı bir devrimdir. Fransız Devrimi, dönemin Avrupa’sının sosyal ve siyasal dengesini sarsmış bir eylem olmanın yanı sıra, onu takip eden yıllar boyunca Osmanlı Devleti dahil bir çok devletin toplumsal yapısını etkileyen bir tarihsel fenomen olmuştur. Toplumsal olarak ele alındığında ulusçuluk ve halkçılık gibi kavramların Avrupa’da yaygınlaşmasını sağlayan Fransız Devrimi, aynı zamanda monarşik düzenin yıkılıp yerine demokratik sistemin gelmesi gibi bir çok tarihsel etkiye sahip olmuştur.

Bu yazı ya da çürütme yazısının yazılış amacı Prof. Dr. Mehmet Ali Ağaoğulları tarafından yazılmış, “Fransız Devrimi’nin İlk İki Yılında Cumhuriyet Tartışmaları” adlı makalede sunulmuş olan “1789’da patlak veren Fransız Devrimi, krallığı yıkıp cumhuriyeti kurmak gibi bir amaca sahip değildi” alt iddiasını başka makaleler ile desteklerle değerlendirmek iddiaya karşıt argümanlar sunmaktır. Bu makale boyunca Fransız Devrimi sosyal ve halksal bir açıyla değerlendirilecektir.

Fransa Devrimi Tablosu
Halka Yol Gösteren Özgürlük

“Liberty Leading the People” ya da “Halka Yol Gösteren Özgürlük” isimli tablo, Fransız resim sanatının başyapıtlarından biri olarak kabul edilir. Fransız Devrimi’nin sembolü haline gelen tablo Fransız romantik ressamlarından Eugene Delacroix tarafından 1830’da yapılmıştır. Louvre Müzesi’nde sergilenmektedir.

Ağaoğulları’nın makalesine yeni bir bakış açısı getirmeyi amaçlayan makale öncelikle cumhuriyet kavramının ne olduğunu açıklayarak başlar. Cumhuriyetin zor ve baskı altındaki bir halk için ne ifade edebileceğini tartıştıktan sonra Fransız Devrimi’nin yıllar içindeki akılı açıklanıp devletin siyasi yapısındaki değişiklikler ve bu değişiklikleri yönlendiren insanlardan bahsedilecektir; devrimi kimin yaptığı tartışılıp Ağaoğulları’nın burjuva desteğine karşı Fransız halkının devrim üzerindeki etkisi tartışılacaktır. Bu tartışmanın amacı iddianın çürütülmesinde hayati olacaktır. Burjuva sınıfı ve halkın Fransız Devrimi üzerindeki etkisi tartışıldıktan sonra makale Ağaoğulları’nın iddiası ile sunulan argümanların karşılaştırılması yapılacaktır.

Cumhuriyet Nedir?

Cumhuriyet, ulusun, egemenliğini kendi elinde tuttuğu ve bunu belirli süreler için seçtiği temsilciler aracılığıyla kullandığı bir devlet biçimidir. Fransız Devrimi sırasında bu devlet biçimi bir çok kez belli gruplar tarafından sunulmuş ancak devrimin sonraki safhalarına kadar işleme geçmemiştir. Ağaoğulları’nın bu konudaki yargısı cumhuriyet sisteminin devrimin motivasyonlarından biri olmayışıdır. Ancak bu iddia üçüncü sınıf vatandaşlar ele alındığı ve devrim “vatanseverlik” ve birlik kavramları altında işlendiğinde güçsüz kalmaktadır. Bu tartışmayı açmak ve daha detaylı incelemek için öncelikle cumhuriyet kavramını incelemeli ve neden devrimin cumhuriyetsel ilkeler üzerinden oluştuğunu sorgulamalıyız.

Cumhuriyet kavramı ele alındığında aslında ele almamız gereken şey bir cumhuriyetten ne beklendiğidir. Tanımı açısından cumhuriyet, bir ulusun kendi egemenliğini elinde tuttuğu, verilen ulusal kararlarda yer almaları için temsilci seçebilecekleri bir devlet biçimidir. Bu noktada demokrasinin farkını belirtmek gerekirse aralarındaki en önemli farkın hükümetin yasal sınırları olduğunu söyleyebiliriz. İdeolojik açıdan demokrasi de cumhuriyet de temsilcilerin halk tarafından seçildiği ve halkın isteklerinin yönetime yansıtıldığı sistemlerdir ancak cumhuriyet bazı yasama sistemleri ve anayasalar ile önceden getirdiği hakların ve sistemlerin değiştirilmesine engel olmuştur. Başka bir deyişle demokraside halkın istediği her şey yapılabilirken, cumhuriyet sisteminde çoğunluk istese bile bazı yasalar ya da kurallar yıkılamaz.

Fransız Devrimi’nin Nedenleri

Fransız Devrimi ve bu devrimi orataya çıkaran motivasyonları ve de Fransız Devrimi’ni tetikleyen olaylar düşünüldüğünde monarşik düzene karşı bir duruş, burjuva ve aristokrat kesimlerinden parlamenter düzene bir manipülasyon ve hak savaşında olan bir halk görülmektedir. Bu noktada devrimin sınıfsal arka planı, halkın istekleri ve bu isteklerin nasıl tatmin edilebileceği işlendiğinde Fransız Devrimi amaç olarak gerçekten de cumhuriyet sistemini kurmak gibi bir emelinin olduğu ve bu emel doğrultusunda da sınıfsal savaşlar ve uzun bir çatışma dönemi sonrasında monarşinin yıkılıp yerine demokratik devletin kurulduğu görülecektir.

Fransız Devrimi’nin Sınıfsal Arka Planı ve Halkın İstekleri

Analitiksel bir bakış açısıyla Fransız Devrimi kavramsal olarak bir sosyal adalet ve ekonomik stabilite arayışı olduğu söylenilebilir. Devletin ekonomik sorunları köylüden soylusuna tüm halkın ekonomik durumu kötüleşmekteydi. Devletin ve kraliyet ailesinin harcamalarından dolayı devlet haznesinin boş olması toprağın değer kaybetmesine sebep olmuş, bunun yanında vergiler ağırlaşmıştı. Topraktan geçimini sağlayan soylular, devletin miras yasalarından topraklarını kaybediyor veya ekonomik darlıktan toprak arazilerini satmak zorunda kalıyorlardı. Buna karşın burjuvazi sınıfı sanayinin gelişmesiyle gücünü arttırmaktaydı. Devletin ağır vergileri, kaynak eksikliği ve köylü halk üzerindeki genel baskı devlette bir açlık krizi oluşmasına neden oldu. Ayrıca sınıf farkının toplumsal örgütlenmeyi başlatmasına neden oldu.

Prise du Palais des Tuileries
Fransız Devrimi Sırasında Çatışmalar

Jacques Bertaux tarafından yapılan “Prise du palais des Tuileries” tablosu. 1793 yılında yapılan tablo Fransız Devrimi sırasında şehir merkezindeki silahlı çatışmaları tasvir etmiştir.

Etates Generaux Nedir?

Devletin refah seviyesini arttırmak için Kral XVI. Louis’nin isteği üzerine Etates Generaux 1789’un Mayıs ayında, devletin finansal sorunlarını çözmek üzere toplandı.

Bu hükümdarlık döneminde [XVI. Louis] birçok mali kriz yaşandı… Turgot [dönemin Maliye Bakanı], maliyeyi düzeltmek için bir dizi plan yaptı, fakat bu planın uygu­lanmasının birçok ayrıcalıklılarını yitireceklerini anlayan asilzadeler ve ayrıcalıklılar kraliçe ile anlaşarak onu devirmeye karar verdiler… Bütün ulus birçok mali ve sosyal karışıklıkla karşı karşıya kaldı. Bütün bu olumsuz gelişmelerden sonra 175 yıldan beri toplanmayan “Etats Généraux” sonunda 5 Mayıs 1789’da Versailles’da toplandı.

Etats Généraux, Fransız Devrimi öncesinde görev yapmış bir parlamentoydu. Devletin ekonomik sorunlarını tartışmak için neredeyse ikiyüz yıldır toplanmamış bu parlamento kralın isteğiyle 1789’un Mayıs ayında tekrar toplandı. Vatandaşları üç bölüme ayıran bu parlamentoda birinci sınıfı ruhbanlar, ikinci sınıfı soylular ve üçüncü sınıfı ise köylüler oluşturmaktaydı. Bu genel meclisin kurulmasıyla beraber burjuva sınıfı ve soylular arasındaki çatışma arttı. Oy verme aşamasında soyluların daha fazla oya sahip olması üçüncü sınıf vatandaşları sinirlendirdi. 17 Haziran 1789’da köylü ve burjuva sınıfları kendilerinin “Milli Meclis” olarak ifade ettikleri bir meclis toplarlar. Üçüncü sınıfın bu kararlılığı ve krala karşı bir tavır koymaları devlet içerisindeki siyasi dengesizliği teşvik etmiş olur.

Fransız Devrimi Sırasında Politik Olaylar

Aslında “Milli Meclis” hareketi cumhuriyet otoritesinin Fransız sahnesindeki ilk örneğidir. Çoğunluğun kararıyla ortaya çıkmış olan meclis kralın otoritesini yerle bir etmiş, halkın ve çoğunluğun sözünün geçtiği eşit bir sistem ortaya kurmuştur. Meclisin kurulması ve sonrasında kralın meclisi tanımasıyla halkın gücü artmış ve devrim düşünceleri giderek şiddetlenmiştir. 13-14 Temmuz’da Bastille Hapishanesi’nin düşmesiyle de devrim süreci başlamıştır. Bastille’in düştüğü duyan köylüler harekete geçmeye başlarlar ve devrim başlamış olur.

The Tennis Court Oath
Fransız Devrimi Sırasında Milli Meclis Yemin Töreni

“Le Serment du Jeu de Paume” ya da “The Tennis Court Oath” olarak bilinen tablo sanatçı Jacques-Louis David tarafından yapılmıştır ve Milli Meclis’i tasvir etmektedir. Günümüzde Versay Sarayı’nda sergilenmektedir.

Fransız Devrimi’nin sonraki safhalarında bu halkçı düşünce fikri ve cumhuriyet ve vatan gibi kavramların artış göstermesi ve halkın artık feodal beylere karşı gelebileceğini fark etmesi cumhuriyet sisteminin oluşmasında büyük rol oynamıştır. Halkın ve özellikle de köylü sınıfın krala söz geçirecek ve karar alabilecek mekanizmalar kurması ve bu hareketlerin devrimi tetikleyen evremler olması Ağaoğulları’nın “Cumhuriyet Tartışmalarının Sınıfsal Arka Plan” başlığını ve cumhuriyet kavramını ele alışı bakımından iddiasını çürütmektedir.

Fransız Devrimi’nde Milli Meclis’in Kurulması

Ağaoğulları’nın iddiası bazı ılımlı burjuva devrimcilerin yeni kazandıkları otoriteyi kaybetmemek için cumhuriyet karşıtı tavır­lar sergilemeleri ve bunun bir rejim olarak cumhuriyetin düşünülmediğini üzerine kuruludur. Ancak “Milli Meclis”in kuruluşu ve bu meclisin aristokrat ve ruhban sınıfını boyun eğdirmiştir. Siyasi otoriteyi yeniden yapılandırmış olması bu argümanı güçsüz kılmaktadır.

Kralın varlığı her ne kadar sembolik ve devletin dış ilişkileri için gerekli olmuş olsa da o zaman aristokrat sınıfı üzerinde güç kurabilmiş burjuva sınıfı için cumhuriyet daha mantıklı ve daha motive edici bir sistemdir. Bu sistemle beraber aristokrasinin adil olmayan tarafçı duruşu ortadan kalkacaktır. Böylelikle oysal üstünlüğe sahip burjuva sınıfı idari kararlara kendi avantajı ile ilerleyebilecektir. Ağaoğulları’nın iddiasına karşıt olarak da burjuva sınıfı ve köylüler kraliyet ailesi ve aristokrat sınıfına karşı cephelenmiştir. Yüzyılın sonlarına doğru da monarşik düzen dağıtılacaktır. Bu sebeplerden dolayı cumhuriyet aslında Fransız Devrimi ve bu devrimi asıl gerçekleştiren köylü ve burjuva sınıfı için güçlü ve mantıklı bir itici kuvvet olmuştur.

Fransız Devrimi’nin Amacı Cumhuriyet Miydi?

Kısaca bitirmek gerekirse, Fransız Devrimi’nin cumhuriyet kurmak gibi bir amacı yoktur demek devrimin işleyişi ve aslında devrimde ön cephede olan burjuva ve köylü sınıfının avantajına uymayan bir ifadedir. Ağaoğulları’nın burjuva devrimciler üzerine sunduğu argümanlar “Milli Meclis”in kuruluşuyla bozulmuş ve bu argüman tarihsel olaylar açısından güçsüz kalmıştır. Fransız Devrimi sırasında devrimcilerin cumhuriyet taraftarı davranışlar sergilemeleri ve daha sonra da krallığın yıkılması bu iddianın en büyük karşı argümanlarındandır.

Devrimciler aktif olarak aristokrat ve ruhban sınıfını boyun eğdirmiş ve siyasi otoriteyi yeniden yapılandırmışlardır. Monarşik sistemi cumhuriyet, demokrasi ve sosyal adalet sağlanması için yıkılmıştır ve bu noktada ana iddia etkisini kaybetmiştir. Fransız Devrimi’nin etkin bir biçimde başlamasından sonra kralın varlığı etkisini kaybetmiş ve kral halkın gözünden düşmüştür.  Bunun yanı sıra aristokrat sınıfı üzerinde güç kurabilmiş burjuva sınıfı için cumhuriyet daha mantıklı ve daha motive edici bir sistemdir. Çünkü çoğunluk olan burjuva ve köylü sınıfının yararına karar alınabilecektir.

Cumhuriyet sistemi ile beraber aristokrasinin ve monarşinin adil olmayan tarafçı duruşu ortadan kalkacaktır. Oy bakımından üstünlüğe sahip burjuva sınıfı idari kararlara kendi avantajı ile ilerleyebilecektir. Ağaoğulları’nın iddiasına karşıt olarak da burjuva sınıfı ve köylülerin monarşik düzene karşı taraf alması monarşik düzenin halk adaleti tarafından dağıtılması, cumhuriyet sisteminin aslında Fransız Devrimi ve bu devrimi gerçekleştiren köylü ve burjuva sınıfı için güçlü ve mantıklı bir itici kuvvet olduğunun göstergesidir.

Not: Bu konuyla ilgili “Ekmek Bulamıyorlarsa Pasta Yesinler” Sözü Gerçek Midir? başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu Konuyla İlgili Yazılar

Başa dön tuşu

Metin kopyalamanın açılabilmesi için
lütfen web sitemizdeki herhangi bir reklama
tıklayarak bize destek olunuz.

Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyicinizi kapatarak bize destek olunuz. Anlayışınız için teşekkür ederiz.