Türk Tarihi

İlk Türk Devletleri Hangileridir? Özellikleri Nelerdir?

Bu yazımızda ilk Türk devletleri hangileridir? sorusunu yanıtladık. Tarih boyunca Türkler tarafından bir çok devlet kurulmuştur. Tarihte bilinen ilk Türk devleti ise Asya Hun Devleti’dir. Büyük Hun İmparatorluğu olarak da bilinen Asya Hun Devleti MÖ 220-MS 216 yılları arasında Orta Asya’da yaşamıştır.

İlk Türk Devletleri

İslamiyet’ten önce İlk Çağ ve Orta Çağ boyunca başta Orta Asya olmak üzere dünyanın değişik bölgelerinde Türk devletleri kurulmuştur. Tarihte bilinen ilk Türk devletleri şunlardır;

  • Asya Hun Devleti (MÖ 220-MS 216)
  • Avrupa Hun Devleti (370-469)
  • I. Kök Türk Devleti (552-630)
  • II. Kök Türk Devleti (682-742)
  • Uygur Devleti (744-840)

Ancak bu bilinen Türk devletlerinin yanı sıra irili ufaklı bir çok Türk devleti daha tarihte var olmuştur. İslamiyet öncesinde kurulan bu Türk devletlerinin bir çoğu ya kendisinden önceki Türk devletinden bağımsızlığını ilan ederek ayrılmıştır ya da kendisinden sonraki Türk devletinin egemenliğine girmiştir. Kronolojik sırayla tarihte kurulan ilk Türk devletleri;

  • Büyük Hun İmparatorluğu MÖ 220-46
  • Doğu Hun Devleti MÖ 46-MS 48
  • Batı Hun Devleti MÖ 46-36
  • Güney Hun Devleti (ya da Batı Hun İmparatorluğu) MS 48-215
  • Kuzey Hun Devleti MS 48-156
  • Kidarite Krallığı MS 320-500
  • Avrupa Hun İmparatorluğu MS 370-469
  • Ak Hun İmparatorluğu MS 420-567
  • Kuzey Vey İmparatorluğu MS 386-535
  • Sabirler 6. yüzyıl
  • Göktürk Kağanlığı MS 552-582
  • Batı Göktürk Kağanlığı 583-657
  • Doğu Göktürk Kağanlığı 583-630
  • Seyanto Hanlığı 630-647
  • Kutrigurlar 5.-6. yüzyıl
  • Otrigurlar 5.-6. yüzyıl
  • Büyük Bulgar Hanlığı 630-665
  • Tuharistan Yabgu Devleti 630-700
  • Hazar İmparatorluğu 630-965
  • Türk Şah 665-850
  • Tuna Bulgar Hanlığı 632-864
  • Kangar Birliği 659-750
  • İdil Bulgarları 665-1391
  • İkinci Doğu Göktürk Kağanlığı (ya da Kutluklar) 681-744
  • Türgişler 717-766
  • Uygur Kağanlığı 744-840
  • Oğuz Yabguluğu 750-1055
  • Karluklar 766-840
  • Kansu Uygur Krallığı 848-1036
  • Karahoca Uygur Krallığı 991-1209

Diğer Türk Devlet ve Toplulukları

Tarihte bilinen ilk Türk devletleri olan Asya Hun Devleti, Avrupa Hun Devleti, I. Kök Türk Devleti, II. Kök Türk Devleti ve Uygur Devleti’ni ayrı birer yazımızda inceledik. Bu Türk devletlerini daha ayrıntılı incelemek için ilgili devletin başlığına tıklayarak o devlet ile ilgili yazımıza ulaşabilirsiniz. Bu yazımızda daha çok en bilinen ilk Türk devletleri konusunu değil diğer Türk devletleri ve toplulukları konusunu inceledik.

İlk Türk Devletleri
Diğer Türk Devlet ve Toplulukları

Hazarlar

7. ve 11. yüzyıllar arasında yaşamışlardır. Kafkas Dağının Kuzeyinde ve İdil Nehri civarında yaşamışlardır. Hazarları diğer Türk Devletlerinden ayıran Museviliği benimseyen tek Türk toplumu olmasıdır. Hazarlar Batı Kök Türk Devleti’nin yıkılmasını fırsat bilip bağımsızlıklarını ilan etmişlerdir. Hazar devleti isimlerini Hazar Denizine aktarmayı başarmışlardır. Hazar Devleti, Hazar Denizi ile Karedeniz Arasında ki bölgede kalmaktadır. Hazar Devleti önceleri Terek Nehri boyunda ağırlık göstermekteydi fakat sonraları Yayık, İdil, Kuban Nehirlerinin havzalarını almıştır. Devlette Hazar Ahalisi Ak Hazar ve Kara Hazar diye iki guruba ayrılmıştır. Sekizinci ve dokuzuncu yüzyıllar arsında gücünün ve topraklarının doruklarına gelen Hazar Devleti İdil Bulgarları, Kama ve İdil Boylarındaki çeşitli Fin Kavimleriyle Burtaslar ve Orta Dinyeper yöresindeki Slav Kavimleri de itaat ettiler.

Hazarlar 586 yılına ait bir Bizans kaynağında Hazarların Türk adıyla zikredildikleri söylenmiş. Bu durum Hazarın Göktürklere bağlandığının açık bir kanıtıdır. Bu durum yedinci yüzyılın ortalarına kadar devam etmiştir. Yerleşik hayata geçen Hazarlar’ın, ilk dönemlerinde ev yapmak için ahşap ve keçeyi tercih ettikleri, hakanın sarayı dışında asla tuğla kullanmadıkları bilinmektedir. Ancak zamanla büyük binaların yapılması için kesme taş kullanılmaya başlanmıştır. Hazarlar ’da el sanatları da gelişmişti. Bazı yenilikleri Bizans’ı bile şaşırtıyordu.

Karluklar

Karluk kelimesinin anlamı kar yığını ve karışmış anlamına gelir. Çin’den alınan bilgilere göre Göktürk Federasyonu’nun önemli bir üyesidir. Yer olarak Beşbalığın Kara İrtiş Nehrinin Batısında yaşarlar. Karlukların çıkış noktası 627 yılında Batı Göktürk Kağanlığı’na isyan ederek olmuştur. Köktürk Devleti’ni yıkmış ve de Uygur Devleti’nin kurulmasında büyük rol oynamıştır. Uygurların yıkılmasından dolayı Kök Türklerin alfabesini benimsemişlerdir. Tarihi boyunca birçok savaş yapmıştır. 756 ile 757 yılları arası göç etmeyip nüfuslarını arttırmaya çalışmışlardır. Karluk Devleti kurulduğu zamanda yukarı Toharistan bölgesinde bağımsız bir Karluk Yabguluğu vardı. Bunun önemli olmasının sebebi ilk ilk İslam akınının burada gerçekleşmesidir. Karluklular zamanında Cengiz Han’a itaat arz etti ve Moğolların devlet yönetimine yardım ettiler. Karluk Boyları 1846 da ki İngiliz işgaline kadar varlıklarını sürdürdüler. Karluk Boylar kültürlerinin bir kısmını Anadolu’ya aktarmışalardır. Bunun bir örneği olarak günümüzde Anadolu’da ki köylerin yedi tanesinin adı Karluktur.

Avarlar

Rus Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ni dağlık yöresinde yaşamaktadırlar ör: sulak nehrinin bir bağlantısı olan koysu Avar, Koysu Andi ve kara Koysu. Ayrıca Azerbaycan’ın da bir kısmında yaşamaktaydılar. Müslüman bir devlet olan Avarlar Şafii Mezhebinden olup 1979’da nüfusu 483000 idi. Avar zümresi Avar Hakanlığı’nı kuranların torunu olarak kabul edilmektedir. Doğuda Kazi Kumuklar, batıda Çeçenler’e sınır komşusudurlar. 1917’de Rusya da ihtilal olması sonucunda Avarlar direnmeye karar verdiler. Bazı büyük liderleri Bolşevik hâkimiyetine karşı direnmişlerdir. Fakat direnmeleri bir sonuç vermedi ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne bağlı bir devlet haline geldiler. Beynelmilel dili 1917’den sonra onların ana dili olmuştur. Bu tarihten önce herkes farklı bir dilden konuşuyorlardı. Avarlar kültürlerini Anadolu Bölgesine çok yansıtamamışlardır fakat tarih sahnesinde önemli rollerinin olmadığı inkâr edilemez bir gerçektir.

Türgişler

Köktürkler’in batıda yaşayan kalabalık bir nüfusa sahip olan boylarından biridir. İli Nehri civarında yaşamılardır. Arapların Orta Asya da hâkimiyet kurmaması için Emevilere karşı mücadele etmişlerdir. Türgişlerin kullandığı para kendi adlarına basılmıştır. İlk Türgiş şefine Baga Tarkan Unvanı vermişlerdir. Bu unvanı alan kişi Türgişlerin bağımlı bulunduğu devlet olan Çin tarafından atanmaktadır. Başkentin konumu Talas’ın kuzey-batısıdır. Araplar ile savaştıkları zamanda bu savaşın İç Asya kervan yolu üzerinde olması nedeniyle iktisadi amaçları da vardı. Bu savaş iki tarafında yıpratmış ve iki taraf için de çok uzun sürmüştür. Bu savaşa sonraları Karluklular da dâhil olmuştur. Uzun süren savaşın sonlarında Türgişler Araplara karşı üstünlük kazanmılardır ve savaşı galibi olmuşlardır.

Başkırtlar

Aslen Orta Asya Türklerinden olup Ural Dağları’nda yaşarlar. Halkı bozkırlarda yaşar. Şu anda bizim Başkortoskan adıyla bildiğimiz bölgenin merkezinde yaşarlar. Başkırtların soyu kuzeye ilerleyen sonrada batıya giden Kıpçak Türkleridir. Rus idaresinin olduğu dönem Başkırtların en kötü dönemi olmuştur. Bu şartlar altında asla pes etmeden çalışan Başkırtlar yenileşme hareketleri gerçekleştirip milli hafızalarını korumayı başardılar. Sonunda bekledikleri fırsatı bulan Başkırtlar 1917 de Bolşevik İhtilalini avantaja çevirip halkların eşitliği ilkesini kullandılar. Bolşevikler Başkırtlarla birtakım anlaşma yapmaya çalışsa da başarılı olamamış ve aynı anlaşmayı Kazaklarla yapmaya çalışmışlardır. Günümüzde Başkırtın ünü sahip olduğu petrol kuyularından gelmektedir. 3.884.280 olan nüfusun yalnızca 935.880’ı Başkırtlar oluşturuyor.

Bulgarlar

2. yüzyılda Orta Asya’dan Avrupa’ya göç etmişlerdir. Bulgarlar ilk dönemlerde Gök Tanrıya ve doğadaki güçlerin kutsal olduğuna inanmaktaydılar. 921’de Abbasi Halifesine İslam dinine geçme kararını bildirdiler. İlk yerleştikleri konum Hazar denizi ile kara deniz arasında kalmaktadır. Akınlarda hunlarla birlikte yer almışlardır. Yıl dört yüz on beş olduğunda Kafkasların kuzeyine yerleşmişlerdir. Büyük Bulgar Devleti’nin kurulması ise altıncı yüzyılın sonlarında Kuban nehri ve Azak denizindekilerin katılması ile gerçekleşmiştir. Yıl altı yüz seksene geldiğinde Büyük Bulgar Devleti yıkılmıştır. Bunun yerine bir gurup İtil Bulgar Devleti’ni kurmuştur.

Bulgarların İslamiyet’le tanışması ticaret sayesinde mümkün olmuştur. İslamiyet’i kabul etmeleri onuncu yüzyılın ilk yarısına kadar sürmüştür. Avrupa’da Türk İslam kültürünün tek temsilcisi olmuşlardır. Bulgarların Hristiyanlığı resmen kabul eden kesimi Dobruca’nın güneyinde bir devlet olan Tuna Bulgar Devleti’dir. Tuna Bulgarları’ndan kalan dil örnekleri çok azdır. Sadece bazı kaynaklarda geçen kişi adları, unvanlar ile çeşitli eşya ve kırk kadar kitabede geçen bazı kelimelerden ibarettir. Yapılan incelemelerden anlaşıldığına göre Bulgarlar’ın dili, Türk dilinden daha ilk Türkçe devrinde ayrılarak başka bir dil halini almıştır.

Oğuzlar

Oğuz ismine ilk defa Göktürk kitabelerinde rastlanmaktadır. Türkçedeki karşılığı ok anlamına gelmektedir. Oğuzlar 630 ile 682 yılları arasında dokuz oğuz altında toplandılar. Oğuzlar hükümdarlarına kağan adını veriyorlardı. 744 de Gök Türk Devleti yıkılmıştır ve yıkılan bu devletin yerini Uygur Devleti doldurmuştur. Gök Türk kitabelerinde yazdığı üzere kağanı temsil eden kişilerden birinin adının Oğuz Bilge olduğu bildirilmiştir. Oğuzların Selçuk Hanedanının atası olan Subaşı Selçuk, Cend de Müslüman olmuş ve orada ölmüştür. Oğullarından en büyüğü olan İsrail babasını sağlıklı olduğu dönemde Arslan yabgu unvanını alarak kendisini Oğuzların hükümdarı ilan etmiştir.

Kıpçaklar

Aslen Batı Kök Türk topluluklarındandır. Çoğu kaynakta Kıpçaklar yerine Kumanlar olarak geçerler. On birinci yüzyılda güney Rusya’ya gelmişlerdir. Burayı ele geçiren Kıpçaklar Bizans’a karşı birçok akın düzenlemiştir. İslam kaynaklarında Doğu Avrupa’yı ve Batı Sibirya bozkır bölgelerinin tamamını kaplayan bölge Kıpçak Bozkırı adıyla anılmıştır. Kıpçakların elde ettiği zaferlerden biride bin iki yüz elli de Mısır tarafında kurulan Memluklular devleti kurulduktan çok kısa bir süre sonra kendi hâkimiyetleri altına almalarıdır. Kıpçaklardan bazıları zaman geçtikçe Hristiyanlığı benimsemiştir. Fakat Kırım Kafkaslar ve İdil Bulgarları devletlerinde yaşayanlar Müslüman olmuşlardır. Ayrıca Kıpçaklar edebiyat alanında da güzel eserler bırakmışlardır. Memluk Kıpçak Türkçesi ile yazılmış birçok önemli tarihi kitapları vardır.

Peçenekler

Dokuzuncu ve on birinci yüzyıllar arası Karadeniz’in kuzey kısmında kalan steplerde yaşamışlardır. Oğuzlar ve Hazarların büyük baskıları sonucunda Karadeniz’in kuzeyindeki toprakları Macarlardan arındırmışlardır. Peçeneklerin Bizans topraklarına girmesi ve Bizanslara karşı akın düzenlemesi tarih sahnesinde ilk defa bin otuz beş yılında gerçekleşmiştir. Eskiden Bizans ordusunda paralı askerlik yapan Peçenekler Malazgirt Savaşı sırasında Bizans ordusundan alp Arslan’ın ordusuna katılmışlardır. Yirmi altı ağustos bin yetmiş bir yılından Malazgirt zaferi sonrası düzenin bozulmasından faydalanan Peçenekler Edirne’yi ikinci kere kuşattılar. 1086’da Bogomiller’in ayaklanmasını desteklediler.

Kırgızlar

840 yılında Uygur Devleti’ni yenerek Ötüken’de yeni bir devlet kurdular. On üçüncü yüzyılda Moğolların on dokuzuncu yüz yılda Rusların egemenliğine giren Kırgızlar 1991’de bağımsız oldular. Manas destanının sahipleridir. Manas destanı Türk edebiyatının en güzel destanlarından biridir. Müslim Kırgızlar ile gayrimüslimler arasındaki çatışmayı anlatır.

Macarlar

Fin Ugur kavimlerinin bir kısmı Karadeniz’deki bozkırlara inip Onugurlarla kaynaşmışlardır. Dokuzuncu yüzyılın ilk dönemlerinde Hazar idaresi altında yaşayan Macarlar Peçeneklerin baskılarından dolayı batıya doğru göç etmek zorunda kalmıştır. Sekiz yüz doksan altı da Macaristan’a yerleşen Macarlar Hıristiyanlığı kabul etmiş ve böylece Türk kimliğini kaybetmişlerdir. Mohaç muharebesi 16. yüzyıl Osmanlı ve Avrupa tarihinin sonuçları itibariyle önemli savaşları arasında yer almaktadır. Macaristan’ın güney sınırına yakın bulunan Mohaç ovasında yapılmış olması sebebiyle bu adla anılır. Ayrıca tarihi Macar Krallığı’nı sona erdirip Macar topraklarının parçalanmasının ilk adımını atması yanında Avrupa’da Macar tahtı veraseti meselesini ortaya çıkarmasıyla da dikkat çeker.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu Konuyla İlgili Yazılar

Başa dön tuşu

Metin kopyalamanın açılabilmesi için
lütfen web sitemizdeki herhangi bir reklama
tıklayarak bize destek olunuz.

Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyicinizi kapatarak bize destek olunuz. Anlayışınız için teşekkür ederiz.