Tarih Boyunca Din ve Müzik İlişkisi – Müziğin Dindeki Yeri
Belli başlı dinlerde, müzik ile hastalık tedavisi veya müzik ile sözlü ve ritimli ritüeller gibi olaylar gözlemlenirken; kimi dinlerde ise müzik yasaklanmış ve günah kabul edilmiştir. Bu yazımızda da, din ve müzik kavramlarını inceleyip etkileşimlerinin örneklerine değineceğiz.
Bu Yazının İçindeki Başlıklar:
Din ve Müzik Nedir?
Din, Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre Tanrı’ya, doğaüstü güçlere, çeşitli kutsal varlıklara inanmayı ve tapınmayı sistemleştiren toplumsal bir kurumdur. Diyanet olarak da adlandırılır. Müzik ise birtakım duygu ve düşünceleri belli kurallar çerçevesinde uyumlu seslerle anlatma sanatıdır. Musiki olarak da adlandırılır.
Tarih Boyunca Din ve Müzik İlişkisi
“Din ve müzik bir taraftan birbirine çok yakın, bir diğer taraftan ise birbirine çok uzak iki olgu gibi durmaktadır.” demiştir Cengiz Batuk. Din ve müzik birbirinden farklı gözüken iki büyük başlıktır. Hayatımızda ikisinin de etkilerini oldukça sık görürüz. Günlük yaşamımızda büyük yeri olan bu iki başlık hayatlarımızın vazgeçilmez parçaları haline gelmişlerdir. Toplumun oluşumunda etkili olan bu iki başlık, aslında kendi içlerinde de etkileşimdelerdir. Din ve müzik her ne kadar birbirinden farklı iki konu başlığı olsa da, tarih boyunca birbirlerini etkiledikleri göz ardı edilemeyecek bir gerçektir.
Din ve Müzik İlişkisi Örnekleri
İnsanlığın başlangıcından itibaren bir tanrı arayışı söz konusudur. Bu tanrı arayışı tarih içinde şekilden şekile girmiştir. Tarih boyunca şu an bilimsel olarak açıklaması olan birçok şey kutsal sayılmıştır. Bu insanların bir yaratıcı arayışı içinde olduklarını kanıtlar. Bu yaratıcı arayışında insanlara duygularını açıklamalarında en büyük yardımı olan şeylerden biri müziktir. Hemen hemen tüm dinlerde müzik ve ritim içeren bir okuma şekli mevcuttur. Amerika’daki önemli bir Kızılderili kabilesi olan Navajo kabilesinin rahipleri aynı zamanda müzisyenlerdir. Sri Lanka’nın yerli halkı olan Sinhalaların geleneksel dininin ilk müntesipleri davulcular ve dansçılardır; Kuzey Avrasya ve Orta Asya’daki şamanlar, müziği ruhsal dünya ile bağlantıyı sağlamak için kullanırlar ve kutsal dünyayla irtibata geçmek için davullarını kullanırlar. Uzun yıllarca Hıristiyan rahip ve keşişler kilisede ayin şarkıları söylemişlerdir. Şaman kültüründe ise hastanın başında tavşan ayağını tefe vurarak onları tedavi etmek gibi bir inanış söz konusudur.
Müziğin Dindeki Yeri
Çoğu dine bakıldığında müziğin dindeki yerinin göz ardı edilemeyecek ve vazgeçilemeyecek kadar büyük olduğu görülür. Bunun yanı sıra dinde müziğin yasak olduğu da görülmüştür. Buna örnek olarak Müslümanların bir kesimine göre müzik ve enstrümanlar harama yakın derecede görülürken diğer bazı Müslümanlara özellikle tasavvuf ehline göre müzik, ruhsal hayatın gelişiminde önemli bir rol oynaması verilebilir. Bu durumda iki farklı görüş açığa çıkmaktadır. Benzer durum pek çok dinsel gelenekte de söz konusudur. Dinle müziğin arasındaki ilişkiyi ifade etmenin zorluğu aslında biraz da buradan kaynaklanmaktadır. Erken dönem Yahudilikte müzik dinin her alanında fazlasıyla kullanılırken – hatta Tanah’ta Süleyman Mabedinde enstrümanların kullanıldığından söz edilse de – sonraki dönemlerde müziğin kullanımı sinagoglarda yasaklandığı gibi bazı alanlardan da dışlanır.
Oysa Yahudiliğin en önemli tarihsel ve dini figürü olan Davud’un sürekli harp adlı enstrümanı çaldığı ve yanından hiç ayırmadığı bilinir ki bu nedenle Davud, bütün resimlerinde sürekli elindeki harp adlı enstrümanıyla dolaşırken resmedilir. Müziğin yasak olması polemiğindeki en büyük nedenlerden biri müziğin insanı daha çok duygusallaştırdığı mı yoksa daha duygusuzlaştırdığı mı sorusudur. Hinduizm açısından müzik ve dans son derece önemliyken geleneksel Caynizm, dinsel müziği reddeder. Onlara göre dini hayat duygusaldır ve müzik ise insanın duygusallıktan uzaklaştıran, hayatın zevklerine dalmasına ve onların arasında yitip gitmesine neden olan bir unsurdur.
Dini Müzikte Kullanılan Enstrümanlar
Dini müzikte enstrümanlar bugünkü müzikle farklılık gösterir. Modern müzikte gördüğümüz birçok enstrüman dini müziğin içinde yer almamaktadır. Bunun nedeni ilahi ortamı yaratmak için kullanılan enstrümanların doğa ve insan seslerine yakın sesler çıkaran enstrümanlar olmasıdır. Din gibi kutsal ve manevi bir duyguyu yaratmak için yapay ve doğada bulunmayan seslerin kullanılması tercih edilmemektedir. Bu nedenle rock ve pop gibi gitar ve elektronik sesler içeren müzik türleri dinler tarafından hoş karşılanmaz ve ilahiler hariç müzikler tarihte birçok kez kilise gibi din kurumları tarafından yasaklanmıştır.
Özetlemek gerekirse, birbirlerinden çok ayrı görülen din ve müzik kavramları aslında büyük benzerlikler ve ilişkiler içermektedir. Bu sebeple de tarih boyunca olumlu ya da olumsuz olarak birbirlerini etkilemişlerdir. Din, müzikten yardım alarak tanrı sevgisini anlatmıştır. Müzik ise birçok kere sadece din için yazılıp bestelenmiştir. Bu iki olgunun birbirini tarih boyunca etkilediği su götürmez bir gerçektir.
Not: Bu konuyla ilgili olarak Tarih Boyunca Bilim ve Din İlişkisi başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz.
Müzik ve Din ilişkisi hakkında güzel bir yazı olmuş. Teşekkürler. Farabi müzik ve din konusunda çalışmıştı diye biliyorum.