Dünya TarihiTürk Tarihi

Kızılderililer Türk Mü? Kızılderililer Hakkında Bilgi

Türkler yüzyıllar boyunca Orta Asya’da at sürmüş, çadırlar kurmuş bir toplumdur. Birçok devlet kurmuş ve birçok savaş yapmışlardır. Bazen çok güçlenip esir almış bazen ise güçten düşüp esir alınmışlardır. Kızılderililer ise Amerika kıtasında yüzyıllarca kimseden habersiz yaşamış ancak Amerika’nın Avrupalılar tarafından keşfi ile ortaya çıkmış bir toplumdur. Birçok farklı kabileler halinde yaşamış ve farklı kültürler oluşturmuşlardır. Ancak Türkler ile Kızılderililer arasındaki birtakım benzerlikler aklımıza bu iki toplumun akraba olabileceği ihtimalini getirir. Her ne kadar farklı coğrafyalarda yaşamış olsalar da arkeolojik kanıtlar onların akraba olma ihtimalini destekler.

Kızılderili Ne Demek? Kızılderililer Kimdir?

Kızılderililer, Kuzey Amerika’da yaşayan tüm yerlileri tanımlamak için kullanılan bir sözdür. Amerika’da Native Americans, American Indians ya da Indians olarak adlandırılırlar. Kızılderili sözcüğü Türkçe’ye İngilizce’deki Redskin (Kızıl Deri) sözcüğünün çevirisi olarak geçmiştir.

Kızılderililere “Kızılderili” denmesinin sebebi derilerinin renklerinden kaynaklanmaktadır. Modern Türk toplumuna bakıldığında ise bu kızıl deri görülmez. Bu yüzden de Kızılderililer ile Türklerin herhangi bir yakınlığı olamayacağı söylenir. Ancak Türkler ile Kızılderililer’in yakınlığı modern Türkler’den çok eskilere dayanmaktadır. Eğer Orta Asya’da yaşamış eski Türk toplumlarının resimlerine ve şu an hala orada yaşayan torunlarına bakarsak Kızılderililer ile neredeyse aynı deri rengini görürüz. Aslında bu onların akraba olamayacağını değil tam aksine olduğunu gösteren özelliklerden biridir.

Kızılderililer Amerika’ya Nasıl Geldi?

Milattan yaklaşık 15 bin yıl önce Amerika kıtasına geçtiği düşünülen insanların Amerika’ya neden geçtikleri hakkında kesin bir bilgi yoktur. Ancak nasıl geçtikleri yapılan araştırmalarla kanıtlanmış sayılmaktadır. Günümüzde yakın ve sığ kesimleri bulunan Bering Boğazı o dönemlerde deniz seviyesinden yüksekte bulunmaktaydı. Bu yüzden herhangi bir dağ yolundan farkı olmayan geçişi geçtiklerinden habersiz olan birtakım insan tüm Alaska’yı da aşarak yüzyıllar içinde Amerika dediğimiz bölgeye yerleşti. Arkeolojik kazılar da bu iddiayı desteklemekte ve onaylamaktadır.

Kızılderili İsimleri

Kızılderililer toplumunda gözümüze birçok “değişik” olarak nitelendirebileceğimiz isim çıkar. Bu isimlerin Kızılderililerin dilinde kendilerine özgü anlamları vardır. Eski Türkler’de de birçok farklı anlamda isim bulunmaktadır ancak bu isimler Kızılderililer ile çok fazla bir benzerlik göstermez. Yalnız günlük konuşma dili bakımından bakacak olursak birçok kelime benzerlik göstermektedir. Bu kelimeler günlük hayat için olmazsa olmaz çok önemli kelimelerdir. Yani bu kelimelerin tesadüf eseri benzemesi çok düşük bir ihtimaldir. Bu kelimelerin benzerliği ancak ortak bir dil kökünden geldikleri kabul edilerek açıklanabilir. Ortak bir dil kökü olduğunu kabul etmek için de Kızılderililer’in aslında göçebe Türkler olduğu gerçeğini kabul etmeliyiz.

Türklerin Amerika’ya Göçü

Türkler’in Amerika’ya göç ettiği dönemler M.Ö. 20 bin ile 15 bin arası yıllardır. Bu yıllarda Türkler küçük kabileler halinde yaşamaktadır. Avcı toplayıcılıkla yaşamlarını sürdürmektedirler. Kendilerine ait arazileri yoktur. Malları ise iki at sırtına sığabilecek kadardır. Bu yüzden o dönemlerde düşman kavramı gelişmemiştir. Onlar için tek düşman yırtıcı hayvanlardır. Diğer kabileler onların düşmanı değillerdir. Hatta çoğu zaman aynı dine inandıkları ya da kültürlerinde ortak bir nokta olduğu için dost bile olmuşlardır. Birlikte daha büyük hayvanları avlamışlardır. Hatta bazı zamanlar bu av yolculukları iki kabilenin birleşmesi ile sonuçlanmıştır.

Düşman kavramının bulunmadığı o dönemlerde yolda başka bir kabile ile karşılaşmak göçmenler için bir sorun değildi. Zaten kabileler göçmen yaşadığı ve Orta Asya gibi büyük bir coğrafyada çok az kabile olduğu için iki kabilenin karşılaşması çok düşük bir ihtimaldi. Bu yüzden kabileler göç ederlerken bu tip olayları düşünmemiş ve sadece yolculuğa odaklanmışlardır.

Herkesin avcı toplayıcı olduğu o dönemlerde daha devlet kavramı oluşmamıştı. İnsanlar kabileler halinde dolaşıp avlanıyor ve toplayıcılık yapıyordu. Kimse daha tarım ne demek bilmiyordu bile. Yabani olarak düşündükleri bitkileri evcilleştirip belirli bir alan içinde büyütmeyi bırakın sadece tek bir arazide bir mevsimden fazla kalmayı hayal bile edemiyorlardı. Çoğu insan Çin ile Türk kabilelerinin sürekli bir düşmanlık halinde olduğunu düşünür. Ancak bu durum M.Ö. 15 bin gibi bir tarihte öyle değildi. Az önce bahsettiğimiz gibi düşmanlık kavramı henüz gelişmemişti. Herkes avcı toplayıcıydı ve bu yüzden göçmen yaşıyorlardı. Sanıldığı gibi Çinliler doğuda, Türkler batıda değildi. Bu yüzden Amerika tarafına (doğuya) göçen Türkler düşman toprakları üstünden geçmek zorunda değildiler. Çünkü ortada ne bir düşman ne de onların toprağı sayılabilecek bir alan vardı. Doğuya göçmek sanılanın aksine düşmanlarla savaşarak gerçekleşmemiştir.

Türkler Amerika’ya Ne Zaman Göç Etti?

Anlattığımız gibi Türkler’in Bering Boğazı’nı geçip Amerika’ya varması Tarım Devrimi’nden binlerce yıl önce gerçekleşti. Herkes avcı toplayıcılıkla yaşıyordu ve bir yerdeki yiyecek kaynağı bittiğinde başka bir yere göç ediyorlardı. Kesin bir bilgimiz olmamakla birlikte, Türkler’in Amerika’ya göç etmesinin onların rutin göçlerinden biri olduğunu varsayıyoruz. Güneydeki yiyecek kaynakları azalınca kuzeye yönelen Türk kabileleri daha sonra şu an Bering Boğazı dediğimiz yerden geçip Amerika’ya varmıştı. Bu yolculuk onlar için diğer yolculuklardan farklı değildi. Diğer yolculuklarında nasıl hiçbir harita kullanmadılar ise bunda da kullanmamışlardı. Zaten ilk harita olarak adlandırılan çizim Tarım Devrimi’nden sonra, insanlar yerleşik hayata geçip hayatlarının tamamını tek bir arazide geçirmeye başladığı zaman çizildi. İnsanlar için harita ancak yerleşik hayata geçildikten sonra bir ihtiyaç haline geldi.

Kızılderililer Türk Mü?

Az önce bahsettiğim gibi ele aldığımız dönemler M.Ö. 15-20 bin arasıdır. Bu dönemlerde henüz şu anki ırklar tam olarak kesinleşmemiştir. Türk dediğimiz kabileler aslında modern Türkler’in atasıdır ve birçok farklılığı vardır. O dönemden bir Türk ile modern dönemden bir Türk’ü yan yana koysak ve bir İngiliz’e hangisinin Türk olduğunu sorsak modern Türk’ü seçer. Çünkü bizim modern Türk dediğimiz insan aslında birçok farklı ırkı da DNA’sında barındırır. Ancak bazı bilimsel yöntemler ile bir kişinin hangi ırktan geldiği kesin olarak bulunabilir. Kızılderililer’e hiçbir kanıt göstermeden Türk demek ise tamamen bilime aykırıdır. Ancak yapılan arkeolojik kazılarda bulunan benzer eşyalar, benzer kültür, benzer dil gibi benzerlikler yıllarca süren araştırmalar sonucu ortaya çıkmış ve bu iddia böylece desteklenmiştir. Elbette bir topluma kesin olarak herkes şu ırktandır demek imkansızdır ancak o toplumun hangi ırktan geldiğini bulmak bilimin yapabildiği bir şeydir.

Kızılderili Kültürü ve Türk Kültürü

Kızılderililerin kültürü birçok yönden Türk kültürü ile benzerlik gösterir. Dillerinde bulunan benzer sözcüklerden zaten bahsetmiştim. Aynı zamanda kıyafetleri de oldukça benzerdir. Kızılderililerin kadınları da Türk kadınlarıyla ortak olarak gümüşten kemerler giyerlerdi Günlük kıyafetleri aynı Türkler gibi deriden ve tek parçadan yapılırdı. Üstüne de birçok farklı aksesuar takılırdı (gümüş kemer gibi). Üstlerine aldıkları kilim tarzı dokumalarda da çok benzer geometride yapılmış desenler kullanılır. İki kültür arasındaki benzerlikler bunlarla da sınırlı kalmaz.

Kızılderililerin İnancı

İki tarafta da Şamanizm dini hakimdir. Kabilelerin bir şamanı vardır ve bu şaman hastalıkları iyileştirir, ruhlarla iletişim kurar, bereket dansları eder ve kabileye birçok konuda önderlik eder. Bu şamanların süslü giysileri ve davul, tokmak gibi aletleri vardır. Ne tesadüftür ki Türk ve Kızılderililer şamanlarının kıyafetleri de eşyaları da aynı denebilecek kadar benzerdir. Tek parçadan oluşan kıyafetin üstüne koniler dikerler ve bu koniler hareket edildiğinde ses çıkarır. Şamanlar iki toplumda da oldukça değer görürler ve kutsal sayılırlar. Bu kültürel benzerlikler tesadüfen ortaya çıkmış olamayacak kadar önemli noktalarda ortaya çıkmışlardır ve bizi Türkler ile Kızılderililer’in en azından akrabalıkları olduğu sonucuna çıkarırlar.

Bir Türk Boyu Olarak Kızılderililer

Kızılderililer ve Türk tarihi hakkında yıllardır arkeolojik kazılar, antropolojik ve sosyolojik çalışmalar yapılıyor. Bu çalışmalar sonucu her yıl birçok yeni bilgi ediniyoruz. Yüzyıllardır merak edilen Kızılderililer toplumunun kökeni de bu çalışmalar sayesinde ortaya çıkıyor. Dünya üstündeki birçok bilim adamı bu kökenin eski Türkler’e dayandığını konusunda hemfikir. Geride kalan bölümde bahsetmeye çalıştığım gibi iki toplumun kültürü neredeyse aynı. Dilleri, dinleri, kıyafetleri ve yaşam tarzları tesadüf eseri gelişmiş olamayacak kadar fazla benziyor. Bu benzerliğin üstüne birçok DNA testinin de eklenmesi ile yüzyıllardır merak edilen köken ortaya çıkıyor. Kızılderili toplumu, binlerce yıl önce bir Türk kabilesinin Bering Boğazı’nı aşarak Amerika’ya yerleşmesi sonucunda ortaya çıkmıştır.

Not: Bu konuyla ilgili olarak Macarlar Kimdir? Macarlar Türk Mü? Macarların Etnik Kökeni başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz.

3 Yorum

  1. Bence behring boğazı üzeri kızıldereliler ve skandinavlar tabiat nedenlerinden göçüp karşılaşmışlardır v.b
    Kızıldereliler asya kıtasında yaşayan şimdiki halkın atası olabilir .

    1. Behring değil Bering. Kızıldereli değil Kızılderili. Kızılderililer asya kıtasında yaşayan şimdiki halın atası olabilir demişsin. Çok akıllıca bi çıkarım. Nerden aklına geldi yahu ? Yazıda anlatılanla tamamen bağımsız ve zekice. Ah Erbay Çolak ah. Niye beyin biyokimyanız böyle ornitorenk kadar kaldı sizin ?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu Konuyla İlgili Yazılar

Başa dön tuşu

Metin kopyalamanın açılabilmesi için
lütfen web sitemizdeki herhangi bir reklama
tıklayarak bize destek olunuz.

Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyicinizi kapatarak bize destek olunuz. Anlayışınız için teşekkür ederiz.