Osmanlı Tarihi

Fetret Devri Nedir? Sonuçları, Önemi ve Özellikleri Nelerdir?

Fetret Devri nedir? Bunalım Devri veya Fasıla-i Saltanat olarak da adlandırılan Fetret Devri, Osmanlı Devleti’de Ankara Savaşı sonrası, 1402-1413 yıllara arasında Yıldırım Bayezid’in dört şehzadesi arasında yaşanan mücadele dönemidir. Bu mücadele dönemini I. Mehmed (Çelebi Mehmet) kazanarak padişah olmuştur.

Bu yazımızda Fetret ve Fetret Devri nedir ve nasıl ortaya çıkmıştır? Hangi dönemlerde yaşanmıştır? Fetret Devri nedenleri nelerdir? Fetret Devri sonuçları nelerdir? Kim tarafından nasıl sonlandırılmıştır? Timur’un, Ankara Savaşı’ndan sonra Şehzade Mustafa’yı yanında götürmesinin amacı nedir? Fetret Devri özellikleri ve önemi nelerdir? sorularını yanıtladık. Ayrıca Fetret Devri’nde şehzadeler arasında yaşanan mücadele hakkında bilgi verdik.

Fetret Devri Nedir?

Fetret ve Fetret Devri nedir ve nasıl ortaya çıkmıştır? Hangi dönemlerde yaşanmıştır? sorularını yanıtlayalım. Fetret Devri kısaca 1402-1413 yılları arasında genel olarak şehzade çatışmaları ve devlet bütünlüğünü koruma çabaları ile geçen dönemdir. Bu dönem zamanında Rumeli topraklarında uygulanmış olan doğru yerleşim politikaları sayesinde arlatılabilmiştir. Fetret devrinin başlamasındaki sebep dönemin sultanı olan Yıldırım Beyazid ve Timur Han arasında yaşanan Ankara Savaşı’dır. Timur Han dönemin Moğol hükümdarıdır ve yayılmacı politikalarından ötürü batıya doğru bir hareket içerisindedir. Bu durum diğer devletlerde olduğu gibi Türk topraklarında da bir işgalle kendini göstermiş ve Timur Han 1400 yılında ilk önce Sivas iline girmiştir. Akabinde Memlukluların topraklarında yaşanan iç karışıklıkları değerlendirmek adına Anadolu’daki ilerleyişini durdurmuştur.

Bu sırada Yıldırım Beyazid de batıdaki konumunu güçlendirmekte ve Bizans’ı işgal etme planları yapmaktadır. Timur Han’ın Sivas’ta gerçekleşen bu hamlesi iki hükümdarın arasının açılmasına sebebiyet vermiştir. İlerleyen süreçte Timur büyük bir ordu ile Anadolu’ya girmiş ve Ankara’ya ilerlemiştir. İki ordu Ankara civarlarındaki Çubuk Ovası’nda karşılaşmış ve Fetret Devri’nin temel nedeni olan Ankara Savaşı burada yaşanmıştır. Yıldırım Bayezid Han için yenilgiyle sonuçlanmıştır. Alınan yenilginin ardından Timur Han’a esir düşmüştür. Hükümdarsız kalan Osmanlı İmparatorluğu ilerleyen süreçte başa geçmesi istenen şehzade tartışmalarıyla bölünmüş ve günümüzde Fetret Devri olarak incelediğimiz bir belirsizlik ve kargaşaya sürüklenmiştir.

Fetret Devri Nedenleri

  • Timur Han’ın Anadolu toprak beylerini kendi safına çekmesinin ve savaş silahı olarak dilleri kullanmasının ardından Osmanlı ordusunun taraf değiştirmesi ve ardından gelen Ankara Savaşı yenilgisi.
  • Ankara Savaşı’nda alınan yenilginin ardından Osmanlı imparatoru Yıldırım Bayezid’in Timur Han’a esir düşmesi ve Osmanlı İmparatorluğu’nun padişahsın kalması.
  • Osmanlı imparatorluğunun aldığı bu yıkıcı yenilgi ve katının ardından Timur Han’ın fethettiği toprakları Anadolu toprak beylerine vermesi ve bunun ardından Anadolu Türk birliğinin bozulması. Akabinde kurulan merkezi devlet sisteminin yıkılma eşiğine gelmesi.
  • Yıldırım Bayezid’in esir düşmesinin akabinde oğulları arasında taht kavgaları başlamıştır.

Fetret Devri Sonuçları

Fetret Devri sonuçları nelerdir? Kim tarafından nasıl sonlandırılmıştır? sorularını yanıtlayalım. Yıldırım Bayezid’in dört oğlu arasında geçen bu taht kavgaları 1413 yılında Çelebi Mehmet yirmi dört yaşında tahta geçerek son vermiştir. Fetret Devri’nin Osmanlı Devleti üzerinde yıkıcı ve sarsıcı etkileri ve sonuçları olmuştur. Listelemek gerekirse:

  • Yıldırım Bayezid döneminde batıdaki konumunu güçlendiren Osmanlı o bölgelerdeki eski ilerleme ivmesi yitirmiştir. Buna ek olarak İstanbul’un fethetme planları bir elli yıl kadar gecikmiştir. Ayrıca Osmanlı devleti toprak kaybetmiş ve 1389 yılındaki haline geri dönmüştür.
  • Fetret Devri ile başlayan ve devlet düzenindeki aksaklıklar olarak tanımlanabilecek problemler İstanbul’un fethine kadar çözülememiştir.
  • Fetret Devri sürecinde yaşanan siyasi boşluktan ötürü Anadolu Türk bütünlüğü bozulmuştur. Timur Han Anadolu’yu toprak betleri arasında bölüştürmüştür. Bunun sonucunda Türkmen beyleri de taht üzerinde hak iddia ederek kendi adaylarını savunmuşlar, Osmanlı’nın güç kaybetmesine sebep olmuşlardır.
  • Fetret Devri süresince Osmanlı Devleti’nin değil de beyliklerin yönetimi altında olan bölgelerde kültürel bir değişim meydana gelmiştir. Öyleki artık yaygın bir biçimde rastlanmayan aşiret gelenekleri tekrardan aktif duruma gelmiştir.
  • Beylik yönetiminde olan topraklarda beylik geleneklerinin yeniden canlanmasının ardından Osmanlı Devleti de köklerinin dayandığı Kayı boyunun amblemini kendi parası, silahları gibi günlük hayatın her alanında bulunan unsurlara aktarmış ve kendi beyliğini anmıştır. Bu atılımın en büyük sebebi Anadolu halkına Türklüklerini kanıtlamak ve Timur Han’dan (Moğollar’dan) üstün olduklarını belirtmektir.

Fetret Devri Özellikleri ve Önemi

  • İki padişah arasında hükümdarsız geçen bir dönemdir.
  • 1402-1413 yılları arasında 11 yıl sürmüştür.
  • Bunalım Devri olarak da anılmaktadır.
  • Osmanlı Devleti yıkılma tehlikesi altına girmiştir.
  • Osmanlı Devleti’nin Balkanlardaki (Rumeli) ilerleyişi duraksamaya uğramıştır.
  • Anadoludaki Türk bütünlüğü bozulmuş, Anadolu eski toprak beylerine geri dönmüştür.
  • Bu dönemde genel olarak Yıldırım Bayezid’in dört oğlu Süleyman, Mehmet, İsa ve Musa arasında taht mücadeleleri ile geçmiştir.
  • Şehzade Mehmet’in kardeşlerini yenmesi üzerine hükümdarsız geçen dönem yani Fetret Devri son bulmuştur.

Fetret Devri’nde Şehzadeler Arasında Yaşanan Mücadele

Fetret Devri’nde şehzadeler arasında yaşanan mücadele hakkında bilgi verelim. Padişah Yıldırım Bayezid’in Ankara Savaşın’da ölümünün ardından tahta geçebilecek Süleyman, İsa, Musa, Mustafa ve Kasım adında beş şehzade kalmıştı. Fakat Moğol’a karşı yaşanandan büyük yenilginin ardından şehzadeler sadece toprak beylerinden arta kalan topraklara sahip olabilmişlerdir. Savaşın ardından en büyük şehzade Süleyman yanında veziriazam Çandarlı Ali Paşa, yeniçeri ağası Hasan Ağa ve Subaşı Eyne Bey ile Bursa’ya gitmiştir. Bursa’ya varışının ardından devlet hazinesini, ailesini, kız kardeşi Fatma Sultan’ı ve küçük kardeşi şehzade Kasım’ı alarak Anadoluhisarı’na devam etmiştir.

Burada bir süre kaldıktan sonra dönemin Bizans imparatoru Manuel ile Gelibolu antlaşmasını imzalamıştır. Antlaşmaya göre Kartal, Pendik ve Gebze ile bazı adalar, Karadeniz sahilleri, Selanik ve Tesalya Bizans’a verilmekteydi. Ayrıca Bizans’ın Osmanlı imparatorluğuna vermekte olduğu vergi de kaldırılmaktaydı. Bu antlaşmanın ardından şehzade Süleyman kardeşlerini İstanbul’da bıraktıktan sonra Edirne’ye geçerek hükümdarlığını duyurdu. Ayrıca konumunu güçlendirmek adına Venedik ve Cenevizliler’e imtiyazlar tanıdı. Karşılığında ise İtalya Timur Han’ın Rumeli’ye geçişine engel olacaktı.

Bu esnafa Şehzade İsa ve Musa Bursa’ya hakim olabilmek adına bir mücadele içerisindeydi. Ankara Savaşı’nın ardından Balıkesir taraflarına geçen şehzade İsa, Timur Han İzmir’deyken Bursa’yı ele geçirdi. Bunun ardından Timur Han Şehzade Musa’yı serbest bıraktı ve bu kez Bursa Şehzade Musa’nın yönetimine geçti. Ancak Timur Han’ın Anadolu’yu terk etmesinin ardından güçlenen şehzade İsa Bursa’yı bir kez daha kardeşinin elinden aldı ve şehzade Musa diğer beyliklere sığınmak durumunda kaldı.

Şehzade Mehmet ise savaşın ardından Amasya ve Sivas bölgesine ilerlemiş ve buralarda hüküm sürmeye başlamıştı. Ne kadar bütün şehzadeler Anadolu’nun farklı yerlerine yerleşmiş olsa da hepsinin asıl amacı dönemin payitahtı olan Bursa’yı ele geçirmekti. Şehzade Mehmet de bu amaca yönelik bir hamlede bulunarak kardeşi şehzade İsa’ya Anadolu’yu kendi aralarında paylaşmayı teklif etti. Fakat şehzade İsa bu öneriyi kabul etmeyince iki kardeş Uluabat’ta orduları ile karşılaştı. Yapılan savaşta şehzade Mehmet abisi şehzade İsa’yı yenilgiye uğrattıktan sonra Bursa’nın yeni hükümdarı oldu ve şehzade İsa çelebi İstanbul’a kaçmak durumunda kaldı.

Bu arada İstanbul’a kaçan şehzade İsa abisi Süleyman’ın isteği üzerine Edirne’ye gönderildi. Şehzade Süleyman kendine ekip gördüğüm şehzade Mehmet’i devirmek üzere kardeşi İsa’yı büyük bir ordunun başında Bursa’ya gönderdi. Fakat şehzade Mehmet’i destekleyen halkın karşısında gönderilen ordu direnişlerle yenilgiye uğradı ve sefer başarısız oldu. Bu yenilgi üzerine şehzade Süleyman bölge beyliklerinden yardım istedi fakat yine başarısızlıkla sonuçlandı. Bunun ardından şehzade İsa, şehzade Mehmet’in adamları tarafından yakalanarak boğuldu ve Bursa’ya getirilip padişah Yıldırım Bayezid’in türbesinin yanına defnedildi. Ayrıca şehzade Mehmet’e karşı savaşta yer alan beylikler de onun otoritesini tanımak durumunda kaldı ve böylece şehzade Mehmet Anadolu’nun büyük bir kısmına hakim oldu.

Bu büyük zaferleri yakından takip eden şehzade Süleyman kardeşi İhsan’ın yenilgisi ardından büyük bir ordu ve Çandarlı Ali Paşa ile Bursa’ya hareket ederek orayı ele geçirdi. Şehzade Mehmet karşı koyamayarak Amasya’ya kadar çekildi. Ardından şehzade Süleyman Ankara’ya ilerleyerek burayı da ele geçirdi. Bunu gören şehzade Mehmet Karamanoğlu Beyliği’nde saklanmakta olan kardeşi Musa’yı kendisine bağlı kalmak şartı ile Rumeli’ye göndermeye karar verdi. Bunun üzerine şehzade Musa bir miktar kuvvet ile Eflak’a geçerek buradan Tuna’ya ilerledi. Rumeli beyleri, Sırp kuvvetleri ve tımarlı sipahiler de kendisine destek vermekteydi.

Musa Çelebi’nin Rumeli’ye ilerleyişini gören şehzade Süleyman ise bir telaşla Edirne’ye döndü. Şehzade Süleyman’ın Anadolu’dan çekilmesinin ardından şehzade Mehmet harekete geçti ve Ankara- Bursa çevresini ele geçirdi. Şehzade Süleyman ise Bizans imparatorunun desteği ile birlikte kardeşi Musa ile İstanbul yakınlarında karşılaştı. Savaş sırasında Sırp kuvvetlerinin taraf değiştirmesi üzerine şehzade Musa yenildi Eflak’a kaçtı. Şehzade Süleyman ile Musa arasındaki çekişme bir süre daha devam etti ve şehzade Musa’nın şehzade Süleyman’ı boğdurmasıyla son buldu. Ardından şehzade Musa Edirne’ye girdi ve kardeşi Mehmet ile olan antlaşmasına uymayarak kendi hükümdarlığını ilan etti.

Yaşanan bu olayların ardından taht mücadelesinde sadece şehzade Musa ve Mehmet kaldı. İlerleyen süreçte şehzade Musa güçlenmek adına sahip olduğu topraklarda kalıp kendi adamlarını göreve getirdi. Ardından zamanında Bizans’a verilen Karadeniz kıyılarını geri aldı. Bununla da yetinmeyip Rumeli topraklarındaki krallıklar üzerinde baskı kurmaya başladı. Öyleki İstanbul bir nevi ablukaya alınmış oldu.

Şehzade Musa kazandığı bunca başarıya rağmen çevresine ve devlet adamlarına sert davrandığından Rumeli beyleri kendisine sırt çevirmişti. Ayrıca Sırp kuvvetler ile şehzade Musa’nın arkasından çeşitli oyunlar çevirmekteydiler. Öyleki bunları öğrenen şehzade Mehmet de onlara katılarak savaş alanında bir türlü yenemediği kardeşini şad dışı bırakmak istedi.

Bu yapılanma üzerine güçlerini birleştiren beyler ve şehzade Mehmet şehzade Musa’yı Edirne’ye kadar çekilmeye zorladılar. Bunun ardından gücünü giderek kaybeden şehzade Musa ve şehzade Mehmet Sofya yakınlarında karşılaştılar. Küçük bir asker birliği kalan şehzade Musa yine de savaşmayı seçti fakat sonuç onun için yenilgiydi. Ardından kaçmaya çalışsa da şehzade Mehmet’in adamları tarafından boğularak öldürüldü. Şehzade Musa’nın ölümünün ardından şehzade Mehmet kendisini Osmanlı Devleti’nin yegane hükümdarı olarak duyurdu.

Timur’un, Ankara Savaşı’ndan Sonra Şehzade Mustafa’yı Yanında Götürmesinin Amacı Nedir?

Timur Han’ın şehzade Mustafa’yı da esir olarak yanında götürmesinin en büyük sebebi ilerleyen yıllarda onu kullanarak Osmanlı Devleti’nin iç huzurunu ve siyasal gücünü bozmaya yönelik hamlelerde kullanabilecek olmasıdır. Nitekim bu işe yaramış ve şehzade Mustafa öngörülen amaca hizmet etmiştir. Buna rağmen günümüzde kaynaklarda şehzade Mustafa olayı hakkında farklı kaynaklarda farklı bilgiler bulmak olasıdır. Öyleki tarihçi Oruç Bey şehzade Mustafa’nın aslında Ankara Savaşı sırasında öldüğünü ardından bir sahtekarın şehzadenin yerine geçtiğini söylemektedir.

Diğer bir tarihçi Enveri’ye göreyse şehzade Mustafa gerçekten babası Yıldırım Bayezid ile birlikte kaçırılmış ancak Timur Han’ın ölümü ardından serbest bırakılmıştır. Durum böyle katılık olunca şehzade Mustafa dönemi içerisinde “Sahte-Düzmece Mustafa” olarak anılmıştır. Bunun iki sebebi vardır. Birincisi şehzade Mustafa’nın gerçekten bir sahtekar olması durumunda tedbirli okunmak istenmesi ve bu ihtimalin göz ardı edilmemesi; ikincisi ise şehzade Mustafa’nın gerçek bir şehzade olması durumunda da böyle bir lakapla onu saf dışı etme düşüncesidir. Şehzade Mustafa tüm bu lekeleme girişimlerinin ardından yine de bir şehzade olarak anılmaya devam etmiştir.

Kaynaklara göre şehzade Mustafa’nın Ankara Savaşı’nda kaybolduktan sonra Selanik’te ortaya çıkışı en kabul görmüş bilgidir. Bunun yanı sıra şehzade Mustafa dönemi içerisinde büyük sosyal ve siyasal karışıklıklara yol açan Düzmece Mustafa İsyanı’na sebebiyet vermiştir. Fakat bu isyan girişimi şehzade Çelebi Mehmet tarafından bastırılmıştır. Bu ihanetin ardından şehzade Mustafa Bizans’a sığınmış ve ardından Limni’ye hapsedilmiştir. İlerleyen yıllarda Düzmece Mustafa isyanı Fetret Devri haricinde diğer padişahların dönemlerinde de ortaya çıkmış ve Osmanlı Devleti’ne iç karışıklar ve isyanlar olarak geri dönmeye devam etmiştir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu Konuyla İlgili Yazılar

Başa dön tuşu

Metin kopyalamanın açılabilmesi için
lütfen web sitemizdeki herhangi bir reklama
tıklayarak bize destek olunuz.

Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyicinizi kapatarak bize destek olunuz. Anlayışınız için teşekkür ederiz.