Osmanlı Tarihi

Osmanlı Devleti’nde Sanayileşme Çabaları

Osmanlı Devleti’nde Sanayileşme Çabaları konusunda Osmanlı Devletı̇’nde Sanayı̇leşme süreci nasıl gelişmiştir? Sanayileşme yönünde ne tür çalışmalar yapılmıştır? Osmanlı Devleti’nin sanayileşme çabalarının yetersiz olmasının nedenleri neler olabilir? Osmanlı Devleti’nde, tarım alanında modern teknik ve makine kullanımının kısıtlı kalmasının nedenleri neler olabilir? sorularını yanıtladık.

Sanayi Devrimi Nedir?

Sanayi Devrimi diğer adı ile Endüstri Devrimi, 18.-19. Yüzyılları arasında gerçekleşmiştir. Kömürün enerji kaynağı olarak yakılması sonucunda salınan buhar gücü, makinelerde kullanılmaya başlanmıştır. Buhar gücü ile çalışan makinelerin üretilmeye başlanması sayesinde, İngiltere tekstil sanayisinde büyük ilerlemeler kaydetmiştir.

Sanayi Devrimi Nasıl Başlamıştır?

Bazı tarihçiler, 17. Yüzyılın sonları doğru İngiltere’nin iç savaşından sonra feodalizm sisteminin yıkılması sonucu başladığını söylemektedir. Bu devrime en büyük katkının, buhar makinelerinin temelini atan James Watt tarafından yapıldığı dile getirilmektedir. Buhar gücü ile çalışan yeni makineler üretilmesi ile sanayide insan gücü azalmış ve makineleşmeye geçiş yapılarak sanayi devrimi başlamıştır.

Sanayi Devrimi Ne Değiştirdi?

Makineleşme ile olabildiğince büyük fabrikalar kurulmuştur. Ekonomik sıkıntı çeken vatandaşlar, köylerinden büyük kasabalara taşınmak zorunda kalmıştır. Nüfus artmış, modern kasabalar ortaya çıkmıştır. Aynı zamanda işsizlik oranlarında artış gerçekleşmiştir. Çünkü Sanayi Devrimi başladığında makineler, bir insan topluluğunun yapabileceği işleri kendileri yapabilir konuma gelmiştir.

Sanayi Devrimi İngiltere’yi Nasıl Geliştirdi?

Zengin kömür yatakları buhar gücünü kullanılmasını kolaylaştırıyordu. Kömür yetersizliği yaşayan ülkeler kömürlerini deniz aşırı ülkelerden alıyorlardı. Kömür madenlerinden limanlara ulaşım demir yolları ile yapılmaktaydı. Nitekim bu dönem de sadece sanayi gelişmemiş aynı zamanda demir yollarında da büyük ilerlemeler kaydedilmiştir.

Osmanlı Devleti’nde Sanayileşme Çabaları

Tarıma, ticarete ve küçük işletmelere dayanan Osmanlı ekonomisi, tımar sisteminde bozulmalar, art arda yenilgi haberleri gelen savaşlar ve ülke çapında merkezi otoritenin sarsılması ile ekonomik anlamda kendini geliştirmeye adamış Avrupa devletlerine ayak uyduramamıştır. Çünkü Tanzimat ile birlikte özel gücün yavaş yavaş merkezi otoritenin yerine geçmesi, sanayi anlayışının ortaya çıktığı dönemlere denk gelmiştir. Durumun farkına varan Osmanlı yetkilileri, 19. Yüzyılın başlarında Avrupai sanayileşme çabalarına başlamak istemiştir. Sanayileşmeye çalışan Osmanlı Devletinin çabaları yetersiz kalmıştır. Sebebi ise ekonomik anlamda (sermaye olarak) yetersiz olması, teknoloji ve bilim çalışmalarının on yıl geriden takip edilmesi, yetiştirilen çalışanların bilinçsizliği veya işi hiç bilmemesi, eski kafalarda kalan -gelenekselleşen- iktisadi düşünce biçimi gibi sebepler sayılabilir. Bunun yanı sıra, ekonomilerini daha da geliştirmek isteyen İtalya, Fransa ve İngiltere gibi devletler hammadde alabilecekleri ve insanları çalıştırabilecekleri sömürge devletler araması ve bu konumda Osmanlı Devleti’ni gözlerine kestirmiş olmaları da bu sonucun bir nedenidir.

Tanzimat Dönemi’nde Osmanlı Ekonomisi

Gülhane Hatt-ı Şerifi (diğer adı ile Tanzimat Fermanı) metninin okunması ile başlandığı kabul edilen 1839 yılında başlayan Osmanlı Devlet’nin modernleşme ve yenileşme hareketinin ve döneminin adıdır. 2. Abdülhamit’in Osmanlı Devleti’nin başına geçmesi ve 1. Meşrutiyet’in ilanı arasında bulunan dönem olduğu kabul edilmektedir. Bazı kaynaklar bu dönemin 1922 yılına kadar (Osmanlı’nın çöküşüne kadar) sürdüğünü söylemektedir.

Osmanlı’da İlk Sanayileşme Hamleleri

2. Mahmut ve 3. Selim dönemlerinde kapsayan sanayileşme çabaları, Nizam-ı Cedid (askeri alana yoğunlaşan gelişmeler) gibi sanayileşme hareketlerini kapsamaktaydı. Bu alanda kurulan fabrikalardan bazıları:

  • Beykoz Kağıt Fabrikası (1804)
  • Beykoz Deri ve Kundura Fabrikası (1812)
  • Paşabahçe Tekel İspirto Fabrikası (1822)
  • Eyüp İplik Fabrikası (1827)
  • İslimye Çuha Fabrikası (1830)

Bazı devlet adamları sanayileşme çabalarına yakından takip etmiştir. Yedikule’den Küçükçekmece’ye kadar olan alana “Sanayi Parkları” kurulmak istenmiştir.

Sanayileşme İçin Ekonomik Kaynak Arayışları

Osmanlı Devleti’nde 19. Yüzyılın başlarında ekonomik sıkıntılar başlamıştır. Ekonominin düzelmesi için çeşitli girişimler de bulunulmuştur. Mesela 16 Ağustos 1838 tarihinde Baltalimanı Ticaret Antlaşması imzalanmıştır. Topraklarının parçalanmaması için İngiltere’ye taviz vermek zorunda kalmış bu sayede İngiliz tüccarlar, Türk tüccarlar ile aynı haklara sahip olmuşlardır. Bundan sonraki yıllarda da benzer antlaşmalar farklı Avrupalı devletler ile de yapılmıştır. Aslında bu durum Osmanlı ticaretinde olumlu bir etki bırakmıştır. Lakin uyguladığı politikaları sanayi devrimine uydurmayı başaramamış ve hayal kırkılığı ile yolun sonuna gelmişlerdir.

Osmanlı Devleti’nde Sanayi Tesisleri

Osmanlı Devleti’nde üretim yapılmak üzere kurulan büyük ölçekli fabrikaların yapımına 1830-1840 yılları arasında başlanmıştır. Hatta 1840 yıllarda ülke gelirlerinin 1/8’i sanayi alanına yatırım amacı ile kullanılmıştır. Bahsettiğimiz oran 1847-1848 yıllarında 1/6 oranına kadar bir yükseliş göstermiştir. Osmanlı Devleti, hem kendi yararına hem de Avrupa’nın ihtiyaçlarına yönelik olarak pamuklu, yünlü, ipekli iplik ve kumaş üretiminden gıda, yağ, sabun, çimento fabrikaları ve tuğla fabrikalarına kadar çeşitli alanlarda büyük sanayi tesisleri kurmuştur. Bu dönem de bir sürü büyük ölçekli fabrika kurulmuştur. Bunları şöyle sıralayabiliriz:

Çini ve Seramik

  • Beykoz Çini Fabrikası ( 1845)
  • Yıldız Çini Fabrika-iHümayunu ( 1890-92)

Elektrik

  • Dolmabahçe Gazhanesi (1853)
  • Beylerbeyi Sarayı Gazhanesi (1862)
  • Yedikule Gazhanesi (1880)
  • Kadıköy Hasanpaşa Gazhanesi (1891)
  • Silahtarağa Elektrik Santrali (1910-13)
  • Üsküdar Elektrik Fabrikası (1911)
Dolmabahçe Gazhanesi

 

Deri ve Kundura

  • Osmanlı İttihat Saraçlık Anonim Şirketi (1913)
  • Beykoz Ayakkabı Fabrikası (1884)

Tekstil ve Hazır Giyim

  • Feshane-i Amire (1839)
  • İslimye Şayak Fabrikası (1840)
  • Hereke Fabrika-i Hümayunu (1843-45)
  • İzmit Çuha (Yün Kumaş) Fabrikası (1844)
  • Hereke Çuha Fabrikası (1845)
  • Bursa İpek Fabrikası (1846)
  • İzmir Muslin Boyama ve Basma Fabrikası (1847)
  • Bakırköy Bez Fabrikası (1850)
  • İzmir Kumaş Fabrikası – Basmahane (1861)
  • Kula Mensucat (1866)
  • Kırkağaç Çırçır Fabrikası (1876)
  • İzmit İpek Fabrikası (1880)
  • Adana Milli Mensucat Fabrikası (1907)
Feshane-i Amire

 

Kimya

  • İzmir Yağ Fabrikası (1850)
  • Beykoz İspermeçet (Mum Yağı) Fabrikası (1863)
  • İkinci İzmir Yağ Fabrikası (1870)
  • Tanen (Asit) Fabrikası (1891)
  • Küçükçekmece-Osmanlı Kibritleri Fabrikası (1898)
  • Galata Yüksek Kaldırım Pil Fabrikası (1917)

Makine ve Metal

  • Zeytinburnu Demir Fabrikası (1843)
  • Yedikule Şimendifer Fabrikası (1843)
  • Eskişehir Demiryolu İnşa Fabrikası (1894)
  • Şakir Zümre Soba Fabrikası (1918-23)
  • Zeytinburnu Mavzer ve Fişek Fabrikası (1902)
  • Zeytinburnu Asit ve Eter Fabrikası (1902)
  • Zeytinburnu Kimyahane Fabrikası (1902)
Osmanlı Devleti'nde Sanayileşme Çabaları
Zeytinburnu Mavzer ve Fişek Fabrikası

 

Savunma Sanayii

  • İstinye Tersanesi (1856)
  • Cebehane-i Amire (Savaş Mühimmatı İmalatı) (1868)
  • Kayseri Güherçile Fabrikası (1891-92)
  • Konya Güherçile Fabrikası (1896)

Osmanlı Devleti’nde Sanayileşme Çabaları Neden Başarısız Oldu?

16. Yüzyılın sonlarına doğru İtalya, Fransa ve İngiltere gibi Avrupalı devletler, makineleşmeye geçerek ekonomilerini büyütmeyi hedeflemişlerdir ve sermayelerini büyük ölçüde geliştirmişlerdir. Gelişen sermayeleri ile Avrupalı devletler sanayileşmeye kısa bir süre sonra başlamışlardır. Batıda yaşanan sanayileşme ve makineleşme çabalarına karşı Osmanlı Devleti kendi içinde merkantilizmine karşı politikalarını sürdürmeye devam etmiştir. Merkantilizmine karşı gelerek ihracata sıcak bir göz ile bakmamışlardır. Sadece ülke içinde aşırı bir bolluk olduğu dönemlerde ihracat yapılması Osmanlı Devleti tarafından uygun görülmüştür. İhracatın bu kadar az bir süre içerisinde kısıtlı bir şekilde yapılmasından dolayı, ülke içine giren sermaye kısıtlı bir ölçüde kalmıştır. Yani sermaye girişi engelenmiş buna karşın sermaye çıkışı hızlandırılmıştır. Başka devletlerden tüccarlara tanınan haklar, sermayenin bir kısmının yabancılarda toplanmasına neden olmuştur. Yabancı tüccarlar biriktirdikleri sermayeleri devlete aktarmamış ve kendi ellerinde tutmuşturlar.

Bir diğer neden ise 17. Yüzyıldan itibaren Osmanlı Devletinin Avrupa’da gelişen teknolojiye ayak uyduramamasından kaynaklanmaktadır. Osmanlı Devleti teknolojinin geliştiğini Avrupalı devletler ile yaptıkları savaşları kaybetmeleri sonucunda fark etmiştir. Bu sebep ile ilk teknolojik gelişmelerini savaş alanında kullanmışlardır.

Avrupa’daki teknolojinin gelişmesi ile buhar makinesi, kok kömürü ile demir dökümü yapılması veya çelik fabrikalarının kurulması gibi gelişmeler söz konusu olmuştur. Buharın kullanımının başlaması ile kullanıma geçen buharlı gemiler ve trenler sayesinde hammadde getirtme işi Avrupalı devletler için kolaylaşmıştır. Lakin Osmanlı Devleti için 19. Yüzyılda daha deniz yolları ve demir yolları ulaşımı hayata geçirilmemişti.

Sadece teknoloji ve bilim alanında geride kalmayan Osmanlı Devleti, sağlık alanında da Avrupa’nın gerisinde kalmıştır. Modern tıp tekniklerini uygulamak istemeyen Osmanlı Devleti’nde salgın hastalıklar baş göstermiş ve ülke nüfusunun yarısının ölümüne yol açmıştır.

Yetersiz personal de üstte bahsettiğimiz engellerden birisidir. Osmanlı’nın kurduğu fabrikalarda yönetici mantığı ile fabrikayı yönetebilecek birisi yoktu. Aynı zamanda dönemin Müslümanları bu iş için yetersiz kalmaktaydı. Bu sebep ile Osmanlı Devleti fabrika kurma işini Müslümanlardan daha iyi idare edebileceklerini düşündükleri Gayrimüslimlere emanet etmişti. Fabrikalarda çalışması için getirilen, işinde iyi işçilerin çoğu sermaye anlamında gelişmiş olan Avrupa ülkelerinden gelmekteydi. İş gücünün Avrupa’dan getirilmesi sonucunda işçilere ödenen miktarda yüksek olmuştur.

Osmanlı Devletinde uzun süreli sanayileşme planları yapılamamıştır. Bu durum geçmiş ile olan bağlarının zayıflaması ile açıklanmıştır. Bu yüzden moderne dönük yenilikler yapılmak yerine eskiye dönük yeniliklere yer verilmiştir. Osmanlı Devleti’nin sık sık kendini içinde bulduğu yüksek maliyetli savaşlar da başka bir nedendir. İşgücüne yönelecek gençlerin savaşa gönderilmesi, savaşlara ayrılan yüklü para nedeni ile sanayileşmeye para ayrılamaması, tarımsal üretimi azalırken tarımdan gelen vergilerin düşmesi ve savaşlar nedeni ile girilen dış borçlar ile sanayileşme için gerekli sermayenin bulunmaması bu nedenlerden sadece birkaç tanesidir.

18. Yüzyılın sonlarında fabrikalar kurmaya başlayan Osmalı Devleti yöneticileri, aynı zamanda ülkenin pek çok alanda sanayileşmesi için farklı hamle girişimlerinde bulunmuştur. Lakin kurduğu fabrikaların gerçekten faliyete geçip seri üretim yapması 19. Yüzyılın başlarını bulmuştur. Bu da neredeyse bir asırlık kayıp demektir. Aynı yıllar içerisinde çeşitlilik artmış ve özel fabrika kurmak isteyen sermaye sahiplerine kolaylıklar sağlanmıştır.

Sarayın istekleri ve donanmanın ihtiyaçları doğrultusunda 19. Yüzyılın sonlarına doğru Avrupa devletlerinin geliştirdikleri teknolojiyi ithal etmiştir. Tanzimat döneminden sonra gelişimini hızlandıran Osmanlı Devleti, İstanbul çevresinde dokuma, basma, çuha ve döküm fabrikaları ve feshane, tophane ve tersane fabrikalarını kurmuştur. Fakat amaçlarına yönelik olarak kullanılamayan bu fabrikalar sanayileşmeye katı sunamadığı için kısa bir süre zarfı içerisinde kapanmıştır.

Osmanlı Devleti’nde Sanayileşme Çabalarının Sonuçları

Osmanlı Devleti 17. Yüzyıldan sonra zamanının teknolojik, bilimsel alanlardaki gelişmelerini takip edemediği gibi sanayi ve ekonomi alanında da takip edememiştir. Bir asır sonra içine dahil olmaya çalıştığı sömürge yarışında hükmeden ülke olmak yerine; Avrupalı, sanayileşme alanında önde gelen ülkeler tarafından sömürülen ülke konumuna düşmüştür. Girdiği bütün sermaye isteyen savaşlar, eğitimin yetersiz olması ve gayrimüslimlere tanınan haklar ve benzeri sebepler ile kurdukları fabrikalar da işlerini görmemiştir. Bu neden ile Osmanlı Devleti sömürge yarışında diğer ülkelerden geri kalmış ve verdikler ekonomi savaşını dış borçları ile kaybetmiştir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu Konuyla İlgili Yazılar

Başa dön tuşu

Metin kopyalamanın açılabilmesi için
lütfen web sitemizdeki herhangi bir reklama
tıklayarak bize destek olunuz.

Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyicinizi kapatarak bize destek olunuz. Anlayışınız için teşekkür ederiz.