Kadıköy Boğa Heykeli Tarihi ve Politik Anlamı
İstanbul’un Kadıköy ilçesinde Altıyol adı verilen meydanda görenlerin ilgisini çeken büyük bir boğa heykeli bulunmaktadır. Kadıköy Boğa Heykeli olarak da bilen bu eserin bulunduğu alan her gün birçok kişin toplanma noktası olup ve turistlerin ilgisini çekmektedir. Kadıköy Boğa Heykeli kim tarafından yapıldı? Boğa Heykeli Kadıköy’e Nasıl ve Ne Zaman Geldi?
Bu Yazının İçindeki Başlıklar:
Kadıköy Boğa Heykeli Nedir?
Kadıköy Boğa Heykeli, 1864’te Paris’te Fransız heykeltıraş Isidore Jules Bonheur tarafından yapılmış bir heykeldir. Boğa Heykeli 155 yaşındadır. Gerçek adı Dövüşen Boğa olan heykeli, 1865’te veya 1917’de Türkiye’ye getirilmiştir. Heykelin Türkiye’ye getirilmesi hakkında iki farklı hikaye vardır, fakat ikisi de aynı şekilde sonlanmaktadır.
Boğa Heykeli Ne Zaman Yapıldı?
1860’lı yıllar büyük olasılıkla 1864 yılında.
Boğa Heykeli Kim Tarafından Yapıldı?
Isidore Jules Bonheur veya Pierre Louis Rouillard
Boğa Heykeli Türkiye’ye Nasıl Getirildi?
Osmanlı Padişahı Abdülaziz’in Paris gezisinde bir heykeltraşa özel sipariş vermesi üzerine Türkiye’ye getirilmiştir. Veya Osmanlı Devleti Harbiye Nazırı Enver Paşa’ya hediye edilmesi üzerine Türkiye’ye getirilmiştir.
Boğa Heykeli Türkiye’ye Ne Zaman Getirildi?
1865’te veya 1917 yılında.
Boğa Heykeli Kadıköy’e Ne Zaman Yerleştirildi?
1971’de Kadıköy’e taşınan heykel bugünkü Altıyol Meydanına 1987’de yerleştirilmiştir.
Kadıköy Boğa Heykeli Tarihi
Fransa-Almanya sınırında bulunan ve de zengin kömür rezervleri sanayi devrimi neticesinde değerlenen Alsas-Loren bölgesi, 1800’lü yıllar boyunca iki ulus tarafınca paylaşılamazken sonunda 1860’larda Fransa’nın eline geçmiş, bu zaferi simgelemek ve de düşmanın boğa gibi ezip geçildiğini belirtmek için bu heykel yaptırılmıştır. 1870’deki savaşlarda Alsas-Loren bölgesi Almanlarca ele geçirilince heykel de Almanya’nın olmuştur.
Hem Birinci Dünya Savaşı’ndaki Osmanlı-Almanya ittifakı hem de Alman İmparatoru II. Wilhelm‘in Osmanlı padişahı ve Enver Paşa ile olan dostluğundan ötürü heykel 1917’de İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne armağan edilerek ilk defa Türkiye’ye gelmiştir. İttihat ve Terakki Cemiyeti heykeli Enver Paşa’ya iletmiş, böylece heykel ilk olarak Beylerbeyi Sarayı’nın bahçesine, oradan da Yıldız Sarayı Şale Köşkü’nün büyük serası önüne yerleştirilmiştir. I. Dünya Savaşı sonunda Enver Paşa’nın yurt dışına gitmesinden sonra heykel bir süre boyunca Enver Paşa’nın Bilezikçi Çiftliği’nde unutulmuştur.
Boğa Heykeli Hikayesi
Sultan Abdülaziz, 1867’de ziyaret ettiği l’Exposition Universelle fuarında Beylerbeyi ve Çırağan Sarayı’nın bahçeleri için Rouillard’ın ekibine içinde Boğa’nın da bulunduğu 24 hayvan figürü heykeli sipariş vermiştir. Heykelin kabul görmediği Osmanlı’da Abdülaziz’in verdiği bu sipariş, heykel tarihi açısından bir ilk olduğundan ötürü sıra dışı bulunmaktadır. Bu olay belki de Sultan Abdülaziz’in av merakı ve vahşi hayvanlara duyduğu meşhur hayranlıkla açıklanabilir. Heykel, 1865’te İstanbul’a getirilince ilk olarak Beylerbeyi Sarayı’nın bahçesine koyulmuş, oradan Yıldız Sarayı’nın bahçesine götürülmüş ve son olarak Bilezikçi Çiftliği’ne ulaşmıştır. 50 yıl kadar sonra heykel hatırlanmış, Bilezikçi Çiftliği’nden yeni yapılan Hilton Oteli’nin bahçesine taşınmıştır. Ardından önce Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nın önüne konan Boğa, daha sonra Taksim Gezi Parkı’nda sergilenmiştir.
1970’li yılların başlarında Anadolu Yakası’na ilk kez geçirilen boğa heykeli, ilk olarak bugünkü Kadıköy Tarih, Edebiyat ve Sanat Kütüphanesi olan tarihi Şehremaneti binasının önüne konulup burada 20 yıl kadar kalmıştır. Heykel, 1987’de yılında bugünkü yeri olan Kadıköy Altıyol’a taşınmıştır.
Boğa Heykeli’nin Politik Anlamı
Heykelin Almanlar tarafından ilişkileri geliştirmek amacı ile Osmanlı’ya hediye edilmesinden de anlaşılabileceği gibi 1. Dünya Savaşı’nda da aynı cephede yer alan Osmanlı ve Almanya arasındaki dostluk, 1871’de Alman milli birliği kurulmadan önce var olan Prusya Krallığı’na kadar uzanmaktadır. İki devlet arasındaki ilişkiler genel olarak mutualizme, karşılıklı faydaya ve dostluk esasına dayanmıştır.
1. Dünya Savaşı esnasında da Almanya yönetiminde bulunan 2. Wilhelm döneminde Almanya’nın Osmanlı üzerindeki nüfuzu doruğa ulaşmıştır. İlişkilerin geliştirilmek istenmesindeki sebepler, Osmanlı’nın maden yatakları ya da petrol gibi birçok ham maddeye sahip oluşu, pazar imkanı, demir yolları ve daha birçok ekonomik çıkarı kapsamaktadır. Bunlar haricinde 1910-1920 arasındaki gergin savaş hazırlıkları döneminde bir yandan Almanya kendi bloğunu olabildiğince güçlendirmek isterken bir yandan da Osmanlı’nın büyük toprak kayıpları sonucunda zayıf düşmesi ve devleti bulunulan durumdan kurtarmak için harcanılan son çabalar iki devletin aynı saflarda yer almasına sebep olmuştur.
Dış ilişkilerde denge politikası uygulayan II. Abdülhamid, İngilizlerin Orta Doğu’yu tamamen ele geçirmeyi amaçlamaları; işgalleri altındaki İslam memleketlerine Mısır’ı Halife yaparak İslam dünyasını kendi çıkarlarına göre yönlendirmek istemeleri; Balkanlar’da güçlü bir Bulgaristan yaratma çabaları ve Ermenileri desteklemeleri gibi nedenlerden ötürü Almanya’ya yaklaşmıştır. Almanya ile birlikte savaşı girmeyi faydalı bulan Enver Paşa ve destekçileri ise amaçlarına 1914’teki görüşmeler sonucunda resmileşen Türk-Alman ittifakı ile ulaşmışlardır. Boğa heykeli ise bu ittifakın bir göstergesi olarak tarihe kazınmıştır.