Osmanlı Tarihi

Kasr-ı Şirin Antlaşması Nedir? Önemi ve Maddeleri

Sınırları belirleyen antlaşma: Kasr-ı Şirin Antlaşması, 17 Mayıs 1639’da bugünkü İran’ın Kirmanşah eyaletinde bulunan Kasr-ı Şirin şehrinde Osmanlı Devleti ile Safevî Devleti arasında imzalanmıştır. Zuhab Antlaşması olarak da bilinen Kasr-ı Şirin Antlaşması, 1623-1639 Osmanlı-Safevî Savaşlarını bitiren ve bugünkü Türkiye – Safevî sınırını büyük ölçüde belirleyen bir barış antlaşmasıdır. Bu yazımızda 1639 Kasr-ı Şirin Antlaşması nedenleri, sonuçları, önemi ve maddeleri hakkında bilgi verdik.

Kasr-ı Şirin Antlaşması Nedir?

1639 yılında yapılan Kasr-ı Şirin antlaşması ismini yapıldığı yerden almaktadır. Yapılan antlaşma günümüze kadar devam eden İran sınırını belirlemiştir. 13 gün süren barış müzakereleri 1639 Osmanlı- Safevi savaşını sonlandırarak Safevi ile olan anlaşmazlıkları çözmüştür. 18. yüzyılda gerçekleşen savaşlar neticesinde 1747 senesinde yenilendi.

Bu durumu özet olarak; XVII. yüzyıldan beri süregelen Osmanlı-Safevi muharebeleri IV. Murad’ın yönetime geçtiği sıralarda tekrardan bir sorun haline gelmişti. Şevval 28 Mart 1635 tarihinde Revan harbine giden IV. Murad, Bağdat’ı fethetmek için tekrardan harekete geçerek Bağdat’ı ele geçirmişti. Bağdat’ın savaşı ve tekrardan fethi ardından [Şaban 1048 /Aralık 1638] Safevi İmparatoru Safî’nin birlikleri, Rüstem Han kontrollünde Diyâle nehrinin doğusunda bulunan Kasr-ı Şîrin şehri civarına yerleşmişti. Osmanlı kuvvetleri Sadrazam Kemankeş Kara Mustafa Paşa’nın kumandasında Diyâle nehrinden hareket ederek Dertenek etrafına yerleşmişti. Bu civarlarda Kars’ın Safavilere verilmesi şartıyla yapılan barış antlaşmasını kabul etmeyen Kara Mustafa Paşa, Hankâh-ı Kebîr ve Zühâb ovası civarına geldi. Tam olarak 1630 gerçekleşen, 1638 yılına kadar süren Azerbaycan ve Irak cephelerinde yaşanan muharebelerin bitmesini iki taraf da istemekteydi.

Kasr-ı Şirin Antlaşması Nerede İmzalandı? Kasr-ı Şirin Neresidir?

Osmanlılar ve Safaviler etrafındaki sınırın genişliği 2185 km. olmasının yanı sıra bu durum yalnızca Ağrı dağı ile Şattülarap etrafındaki 1296 kilometrelik kısmında çatışma yaşanmaktaydı. Barış görüşmeleri Kasr-ı Şîrin etrafındaki dağların eteğinde yer alan Zühâb’da başlandı. Bu durum yapılan antlaşmanın çeşitli kaynaklarda Zühâb Antlaşması olarak yer edinmesine sebebiyet vermiştir. Görüşmelerde Safeviler adına Saruhan ile elçisi Şemseddin Muhammed Han yer aldı. 11 Muharrem 1049 da başlayıp 3 gün süren görüşmeler sonrasında 14 Muharrem’de antlaşma yapıldı. Yapılan savaş aynı zamanda 1548 yılından beri aralıklarla devam eden muharebelerden biridir şeklinde anlatılabilir.

Kasr-ı Şirin Antlaşması Nedenleri Nelerdir?

Osmanlı Devleti 16. yüzyıl ile 17. yüzyıl arasında çeşitli sıkıntılar yaşamıştır. Yaşanan bu sıkıntıların başında Doğuda bulunan Safeviler yer almaktaydı. 4. Murat tahta geçtikten sonra gerçekleşen isyanlar sonucu Bağdat Safevi devletinin kontrolü altına girdi. Sadece Bağdat’ı almakla kalmayıp bütün Irak’ı kontrolü altına aldı. O dönemde Bağdat şehri ticaret yolları üzerinde bulunuyordu. Şehrin din açısından önemi ise Sünniler için manevi değerlere sahip türbenin yer alışı, Kerbela ve Necef’in bulunuyor oluşudur. Yaşanan gelişmeler 4. Murat’ın çocukluğuna denk geldiği için seferi veziriazamları gerçekleştirmiş ve başarısız olmuşlardır. Yapılan sefer Osmanlı devletine mali sıkıntılar getirmiş, 4. Murat’a Safevi nefreti yerleştirmiştir. 4. Murat bir sefere çıkıncaya kadar Bağdat şehri, Safeviler’in elinde kalmış, Safevi devleti şehrin ekonomik getirilerinden faydalanma imkanı bulmuştur. 4. Murat devletin kontrolünü tam olarak 1632 yılında sağlayabilmiştir.

Devletin idaresinin sağlanmasından 3 yıl sonra 4. Murat Revan Kalesini kontrolü altına aldı. Yaptığı fetih sonrası hastalanan 4. Murat, Bağdat fethini gerçekleştiremedi. Hastalığı ve Revan’da yaşanan kış Safeviler’in işgalini kolaylaştırdı. Safeviler, Osmanlı devletinin zayıf yanlarını bularak işgaller yapıyor, durumu lehine çeviriyordu. Yapılan fetihten 6 ay sonra Revan Safeviler’in kontrolü altına girdi. Safevi devletinin Revan şehrini almasından dolayı Osmanlı devleti sefer hazırlıklarına başladı. 1636 yılında başlayan sefer hazırlıkları sonrası 1638 yılında 4. Murat İkinci Büyük Doğu seferine başladı. Ordusunu sefer sırasında iki parçaya bölerek bir kısmını Revan kalesini kuşatmak için gönderdi. Bağdat fethi sırasında 4. Murat’ın hastalığı ölümcül seviyeye ulaştı. İstanbul’a dönen 4. Murat’ın yerine Veziriazam Kara Mustafa Paşa geçti. Kara Mustafa Paşa İran sınırlarını geçtikten sonra Safevi şahı barış görüşmelerine razı oldu. Barış görüşmeleri ile kesinliğe varan savaşı Osmanlı devleti kazandı. Yaşanan savaş Osmanlı zaferi ile sonuçlandı.

Kasr-ı Şirin Antlaşması Maddeleri Nelerdir?

Kasr-ı Şirin Antlaşması’nın maddeleri sırasıyla aşağıda yer almaktadır.

  • Osmanlı Devleti Bağdat şehrini hakimiyetine almasının yanı sıra Hanıkin, Derne, Bedre, Mendeli ve Sermenel şehirlerini kontrolü altına alarak toprak kazancı elde etti.
  • Safeviler Revan şehrini hakimiyet altına alırken Derbe ve Azerbaycan’ı korudu.
  • Kars, Van ve Ahıska şehirleri Osmanlı hakimiyetinde kaldı bunun sonucunda Safeviler’in Kuzey sınırları şekillendi.
  • Sınırların iki tarafını da kapsayan kale, bina, sur ve yapıların yıkılması kararlaştırıldı ve sınır ihlali oluşmasının önüne geçildi.
  • İleriki tarihlerde Osmanlı ile Safeviler arasında gerçekleşen savaşlar ve getirileri Kasr-ı Şirin antlaşması baz alınarak hazırlanmıştır.
  • Antlaşmaya ileriki yıllarda eklenen maddelerden biri de İran içerisinde gerçekleşecek hutbe ve benzeri olaylarda hiçbir şekilde Hz. Ebubekir, Hz. Osman ve Hz. Ömer ile Hz. Muhammed ve eşine lanet edilmemesi zorunlu kılındı. Dini liderlerin korunuşu Osmanlı devletinin bu madde ile Halifelik makamını koruduğunu göstermiş oldu.

Kasr-ı Şirin Antlaşması Sonuçları Nelerdir?

Kasr-ı Şirin antlaşması Osmanlılar ve Safeviler arasında 60 yıla yakın ve aralıklarla gerçekleşen savaşların sonunu getirmiştir. Bu açıdan Kasr-ı Şirin antlaşması bölgede yaşanan tansiyonun sonunu getirmiş, huzur ortamı oluşmasına katkı sağlamıştır. Yapılan antlaşma sonrası Bağdat’ın ekonomik bir merkez oluşu, şehrin getirilerinin fazla olmasına neden olmuş, Osmanlı ekonomisinin büyümesini sağlamıştır. Bağdat üzerinde yapılan ticaret ve gelen vergi sonrası Osmanlı hazinesi büyümüştür. Osmanlı halkı için gelecek ürünlere fazla ücretler ödememe gibi sonuçları olmuş, halk ekonomik bir sıkıntıdan kurtulmuştur. Osmanlı devleti Arap Yarımadasında bulunan topraklarını genişletmiş, petrol rezervlerini arttırmış ve Safevi devletine olan üstünlüğünü göstermiştir.

Savaşın sonrasında Osmanlılar ve Safeviler sınır sorunlarını engellemek için sınırın her iki tarafında yer alan kale, yapı ve evleri yıkmıştır. Safeviler ile yapılan savaş Osmanlı devletinin, Avrupa’da devam eden 30 yıl savaşlarından yararlanmasına engel olmuş, orduların zayıflamasına neden olmuştur. Safevi Şahı savaş sonrası ölmüş, devlet içerisinde yönetim açığı oluşmuştur. Kasr-ı Şirin antlaşması aynı zamanda sonraki savaşlarda antlaşma olarak alınmış, doğu sınırını belirleyici olması bu duruma neden olmuştur. 18. yüzyılda gerçekleşen savaşları fırsata çeviren Safeviler’in doğuya seferler düzenlemesi toprak kazanmasını sağlamıştır. Seferlere çıkan İran Bağdat’a saldırmış, Osmanlı Devleti’nin zayıflığından yararlanmıştır. Dönemin padişahı 1. Mahmud hem batıdan hem de doğudan kuşatma altındaydı. İran Şahı, Kerkük, Bağdat ve Musul üzerine saldırınca 1743 yılında savaş başlamış oldu. Bu durumu Kırım ile Mısırda yer alan birlikleri getirerek sona erdirmiş, savaşı bitirmiştir. Nadir Şah savaşın tersine dönmesinden dolayı barış antlaşması istemek zorunda kalmış, yapılan antlaşmada, Kasr-ı Şirin antlaşması baz alınarak düzenlenmiştir.

Kasr-ı Şirin Antlaşması Önemi Nedir?

Kasr-ı Şirin Antlaşması’nın önemi maddeler halinde aşağıda yer almaktadır.

  • Günümüz Türkiye’si ve İran sınırı oluşmuş, antlaşma sonrası küçük değişiklikler dışında değişim olmamıştır.
  • İran’ın hutbe ve diğer dini toplanmalarda Hz. Peygamber ve 3 halifeye lanet edilmesi engellenerek o dönem içerisinde Halifelik bulunan Osmanlı dini koruduğunu göstermiş oldu.
  • İran ile uzun zamandır yapılan savaşlar barış ile sonuçlanmış oldu.
  • Osmanlı devleti ileriki zamanlar için kaynak alınacak bir antlaşma yapmış oldu.
  • Toprak kazançları oldu, kazanılan toprakların ekonomik getirisi, devletin hazineyi doldurmasına olanak sağladı.
  • Bağdat ile Ortadoğu’da Osmanlı hakimiyeti güçlendi, ticaret yolları korunmuş oldu ve ileriki dönemler için petrol getirileri görüldü.
  • Osmanlı padişahı 4. Murat, duraklama döneminde kendini kanıtlamış oldu.
  • Osmanlı Devleti Safeviler’e olan üstünlüğünü göstermiş oldu.

Not: Bu konuyla ilgili olarak Çaldıran Savaşı Nedir? Nedenleri, Sonuçları ve Önemi başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu Konuyla İlgili Yazılar

Başa dön tuşu

Metin kopyalamanın açılabilmesi için
lütfen web sitemizdeki herhangi bir reklama
tıklayarak bize destek olunuz.

Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyicinizi kapatarak bize destek olunuz. Anlayışınız için teşekkür ederiz.