Oğuzların İslamiyet’i Kabulü (Tarih Konu Anlatımı)
Bu yazımızda tarih dersi konu anlatımları kapsamında 9. sınıf tarih dersinin 6. ünitesi olan Türklerin İslamiyet’i Kabulü ve İlk Türk İslam Devletleri ünitesinin 4. konusu olan Oğuzların İslamiyet’i Kabulü konusuna yer verdik. Oğuzların İslamiyet’i Kabulü konusunu “Büyük Selçuklu Devleti Dönemi’ndeki başlıca siyasi gelişmeleri Türk tarihi içerisindeki önemi bağlamında açıklar.” kazanımı çerçevesinde anlattık.
Bu Yazının İçindeki Başlıklar:
Oğuzların İslamiyet’i Kabulü
Ders: Tarih 9
Ünite: Türklerin İslamiyet’i Kabulü ve İlk Türk İslam Devletleri
Konu: Oğuzların İslamiyet’i Kabulü
Kazanım: Büyük Selçuklu Devleti Dönemi’ndeki başlıca siyasi gelişmeleri Türk tarihi içerisindeki önemi bağlamında açıklar.
Oğuzların İslamiyet’i Kabulü konusunda öncelikle Oğuzlar kimdir? 24 Oğuz boyu hangileridir?Oğuzların tarihte büyük devletler kurmalarında rol oynayan etkenler nelerdir? Oğuzlar ne zaman, nasıl ve niçin Müslüman olmuştur? Türklerin İslam’a hizmetleri neler olmuştur? sorularını yanıtladık. Ayrıca Oğuzların İslamiyet’e geçiş sürecini tarihi olaylar ekseninde açıkladık.
Oğuzlar Kimdir?
Türkiye, Azerbaycan, İran, Türkmenistan ve Irak Türklerinin atası olarak bilinen ve Selçuklu Devletin’den önce var olmuş Oğuzlar, ilk defa isimleri Kök Türk (Gök Türk) Kitabelerinde geçen bir topluluktur. “Oğuzlar” isminin kökeni konusundaki araştırmalardan Oğuzların ok kelimesi ve çokluk belirten “-z” iyeliğinden türetilen “okuz” kelimesinden meydana geldiği fikri öbür fikirlere kıyasla daha mantıklı ve gerçekçi olanıdır. Ayrıca Oğuzlar, dokuz boydan gelmiş bir topluluk olduğu için Göktürk Kitabeleri’nde isimleri “Dokuzlar” olarak da geçer. Saf bir ırk değillerdi ve Selçuklulardan önce göç halinde olan kabilelerin bir birleşimi ile oluşmuşlardı. Bazı tarihçiler Oğuzların 775 ila 785 yılları arasında Türk topraklarının çok uzaklarından geldiğini ifade eder.
Arap seyyah İbn Fadlan, seyahatnamesinde onların (Oğuzların) başıboş eşekler gibi dolaştığını ve hep göç içerisinde bulundukları için evlerinin az eşyalı çadırlardan ibaret olduğunu belirtmiştir. Yine İbn Fadlan’ın seyahatnamesine göre Oğuzların toplum kültüründe suç işleyen bir kişiye uygulanan cezalardan da bahsedilir. Örnek vermek gerekirse eğer bir kişi zina yaparsa, o kişiyi birbirlerine yaklaştırılan iki ağacın dallarına bağlarlar ve ağaçları serbest bırakıp bağlanan kişinin ikiye ayrılmasını sağlarlardı. Oğuzlar hükümdarlarına “kağan” diye hitap ederlerdi. Oğuzlar, Göktürk ve Uygur Devletlerine bağlı olarak yaşamaya başlamışlardı. Ancak zamanla Göktürk ve Uygur Devletleri yıkılınca batıya doğru bir göç yaşayarak Seyhun Nehri’nin kıyısına yerleştiler. X. yüzyılın ilk yarısında ise Aral Gölü’nün çevresine yerleştiler ve Yeni kent merkezli Oğuz Yabgu Devleti’ni kurdular. Oğuz Yabgu Devleti’nin yıkılmasının ardından Oğuzların bazıları Karadeniz’e giderken kalan kısım İslamiyet’i kabul ederek Maveraünnehir Bölgesi’nden yayılarak Selçuklu Devleti ve Osmanlı Devleti’ni kurmuşlardır.
24 Oğuz Boyu Hakkında Bilgi
Oğuzlar, Bozoklar ve Üçoklar olmak üzere iki boya ayrılmıştır. Rivayetlere göre Oğuz Kağan; Gök, Dağ, Deniz adlı oğullarına Üçoklar ve Ay, Yıldız, Güneş adlı oğullarına Bozoklar ismini vermiştir ve Bozoklardan gelenlerin han seçilmesini istemiştir. Dede Korkut hikayelerinde Bozok ve Üçok boylarına İç Oğuz ve Dış Oğuz denildiği olur. Aslında çoğu seyyahın seyahatnamelerinde ve Oğuzların en eski tarihini içine alan kaynaklarda Oğuzların boylarının isimleri (Bozok ve Üçok) hakkında herhangi bir şey söylenmez. Oğuz Kağan’nın soyundan gelen oğulları Gök, Dağ, Deniz, Ay, Yıldız ve Güneş kendi soylarından gelen toplulukların liderliğini yapmıştır.
Oğuzlar Nasıl Müslüman Oldu?
Oğuzlar ne zaman, nasıl ve niçin Müslüman olmuştur? sorusunu yanıtlayalım. Oğuzlar, Göktürk Devleti’nin çatısı altında yaşayan bir topluluktu. Göktürk Devleti yıkılıp yerini Uygurlar alınca Oğuzlar Uygur Devleti altında yaşamaya başladılar. Uygur Devleti de yıkılınca Oğuzların bir kısmı Karadeniz’e göç ederken öbür kısmı ise Maveraünnehir Bölgesi’nde kalarak yaşamaya başladılar. Dış ticaretlerinin bir kısmını Arap Yarımadası’nda yapan Oğuzlar, Arap Yarımadası’ndan gelen Müslümanlar ile iletişim kurmaya başlamışlardır.
Hz. Muhammed tarafından İslamiyet’i yayma emri verilen Müslümanlar, zamanında Gök Tanrı inancı ile yaşayan Türk topluluğu ile yaptıkları ticaret ile birlikte X. yüzyılda Türklere İslamiyet’i öğretmişlerdir. Oğuz Türklerinin içinde mabedler ve ibadethaneler yaparak hem İslamiyet’i tanıtan hem de İslamiyet’i öğretmeye çalışan Araplar sayesinde İslamiyet Oğuzlar arasında yayılmaya başlayan bir din olmuştur. O zamanlar sadece yaygın bir din olan İslamiyet, XI. yüzyılda Oğuzlar arasında hakim bir inanç haline gelmiştir. İlk başta Müslüman olan Oğuzlara “Türkmen” dense bile Oğuzlar içinden Müslüman olanların sayısı sürekli artınca “Türkmen” ifadesi tüm Oğuzları kapsayan bir kavram olarak kullanılmaya başlandı.
Oğuzlar, Türk toplumundan gelen bir topluluktu ve Türkler ile neredeyse aynı kültürel özelliklere sahiptir. İslamiyet öncesi Türklerde Gök Tanrı adını verdikleri bir dine inanıldığı görülür. Gök Tanrı dinine inanan insanlar, Tanrı diye bir varlığın olduğunu ve bu varlığın gözle görülemeyecek kadar uzak ve gizemli bir yerde yani gökyüzünde yaşadığına inanır. Gök Tanrı zaman zaman Türk topluluğundan bir kişiyi seçerdi. O kişi Gök Tanrı tarafından seçildiği için bulunduğu toplumun liderliğini üstlenir. Gök Tanrı dininde inanılan Tanrı’ya şükretmek veya acıdan kurtulmak isteğiyle yalvarmak için basit ve gösterişsiz ibadetler yapılırdı.
Oğuzların İslam’a Hizmetleri
Bu ibadetlerden bir tanesi ise İslamiyet’in yapmış olduğu bir ibadettir: kurban kesmek. Gök Tanrı dininde Türkler bu ibadeti ölen atalarının yeryüzünde işkenceye uğramaması ve ruhlarının azat edilmesi için yaparlardı. Bu ayrıca Gök Tanrı dininde ölümden sonra hayatın olduğunu da gösterir. İslamiyet dininde kurban kesme ibadeti de benzer sebeplerden ötürü yapılır. Ayrıca İslamiyet dininde inanılan varlık olan Allah, aynı Gök Tanrı inancındaki Tanrı gibi gözle görülemez ve kainatın sahibidir. Allah zaman zaman kavimleri öteki hayat konusunda uyarmak için kavimlerin içinden bir kişi seçer ve o kişi içinde bulunduğu kavime İslamiyet’i öğretir. Gök Tanrı inancındaki anlayış ve ibadetlerin İslamiyet dininde olanlarla böylesi bir benzerlik içinde olmasından ötürü Türkler, zamanla İslamiyet’i kabul etmiştir.
Oğuzlar İslamiyet’i ancak Talas Savaşı sonunda iyice benimseyebilmişilerdir çünkü Hz. Ömer Devri’ndeki fetihlerden dolayı bir Türk-Arap kavgası hakimdi ama Talas Savaşı’ndan sonra iki taraf da birbirlerine karşı iyi münasebetler kurmuştur. Bunun sonucunda Oğuzlar İslamiyet’i benimseyerek büyük İslam devletleri kurmuşlardır. Böylelikle Oğuzlar yavaşça Araplar’ın alışkanlıklarına sahip olaya ve zamanla Araplaşmaya başlamışlardır.
Oğuzlar, Araplar ile türlü yollarla (ticaret, ilim vb.) iletişime geçmiştir. Oğuzlar bu iletişimin sonucunda Araplar ile sıkı bağlar kurmuştur. Hatta bu iletişim ile birlikte Türkler İslamiyet’i kabul etmiştir ve İslamiyet’i yayma konusunda Araplara dolaylı olarak yardım etmiştir. Hz. Muhammed’in Araplara vermiş olduğu İslamiyet’i yayma görevini Türklerle iletişime geçerek yapan Araplar sayesinde Türkler de kendi içinde ve etrafındaki toplulukları İslamiyet’e katmışlardır. Ayrıca Büyük Selçuklu Devleti kurulduktan sonra Türkler, baskı altında olan Abbasi halifesini kurtararak bozulmuş olan İslam birliğini tekrardan sağlamıştır.
Yorumlayalım: Oğuzların Tarihte Büyük Devletler Kurmalarında Rol Oynayan Etkenler Nelerdir?
Oğuzlar, kalabalık bir topluluktur. 9 boydan ve o 9 boyun soyundan oluştukları için birey sayıları epey fazladır. Eğer bir toplulukta herhangi bir kargaşa çıkarsa bu kargaşa o topluluğun diğer taraflarını da etkiler ve böylece topluluk yıkılır ya da yıkılma noktasına gelir. Bu yüzden kalabalık bir topluluğun iyi bir yönetim ve otoriteye ihtiyacı vardır. İyi bir otorite ve uygun koşullar bütünüyle bir toplum uzun zaman ayakta kalır ve düşmanlar tarafından yıkılması güç bir hale gelir. Oğuzlar kalabalık bir topluluk olmasına, geniş bir coğrafyaya yayılmasına ve birçok başka devlet tarafından yönetilmiş olsa bile lider yapıları sayesinde Selçuklu Devleti ve sonrasında Osmanlı Devleti gibi uzun süre yaşamış imparatorluklar kurabilmişlerdir.
Coğrafi koşullar ve askeri donanım da göz ardı edilemeyecek etkenlerdendir. Eğer coğrafi koşullar bir toplum için uygun ise ve toplum coğrafi koşulların sunduğu kaynaklardan faydalanıp değişen sebeplerden ortaya çıkan zorlukları aşabiliyorsa toplum uzun ve güçlü bir şekilde yaşar. Zaman zaman topluluklar kaynak toplamak veya toprak elde etmek için başka topluluklara saldırı düzenleyebilir. Oğuzlar bu tehdide karşı iyi bir savunma düzenlediği için uzun süre toprakları üzerinde hükümdarlığını sürdürebilmiştir.
6. Ünitenin Tüm Konuları: Türklerin İslamiyet’i Kabulü ve İlk Türk İslam Devletleri ünitesinin tüm konularını aşağıdaki başlıklarda inceleyebilirsiniz.
1. Konu: Türk-İslam Tarihindeki Siyasi Gelişmeler
2. Konu: Türklerin İslamiyet’i Kabulü
3. Konu: İslamiyet’in Türk Devlet ve Toplum Yapısına Etkisi
Türk İslam Dünyasında İlk Edebi Eserler
4. Konu: Oğuzların İslamiyet’i Kabulü (Şu an bu başlıktasınız!)
Büyük Selçuklu Devleti (1040-1157)
Büyük Selçuklu Devleti’nin Yıkılışı
5. Konu: Büyük Selçuklu Devleti’nde Yönetim ve Toplum Yapısı
Büyük Selçuklu Devleti’nde Kültür ve Medeniyet