11. Sınıf TarihTarih Dersi İçerikleriTarih Konu Anlatımları

1595-1700 Yılları Arasındaki Siyasi Gelişmeler (Tarih Konu Anlatımı)

Bu yazımızda tarih dersi konu anlatımları kapsamında 11. sınıf tarih dersinin 1. ünitesi olan Değişen Dünya Dengeleri Karşısında Osmanlı Siyaseti (1595-1774) ünitesinin 1. konusu olan 1595-1700 Yılları Arasındaki Siyasi Gelişmeler konusuna yer verdik. 1595-1700 Yılları Arasındaki Siyasi Gelişmeler konusunu “1595-1700 yılları arasındaki süreçte meydana gelen başlıca siyasi gelişmeleri tarih şeridi ve haritalar üzerinde gösterir.” kazanımı çerçevesinde anlattık.

1595-1700 Yılları Arasındaki Siyasi Gelişmeler

Ders: Tarih 11

Ünite: Değişen Dünya Dengeleri Karşısında Osmanlı Siyaseti (1595-1774)

Konu: 1595-1700 Yılları Arasındaki Siyasi Gelişmeler

Kazanım: 1595-1700 yılları arasındaki süreçte meydana gelen başlıca siyasi gelişmeleri tarih şeridi ve haritalar üzerinde gösterir.

1595-1700 Yılları Arasındaki Siyasi Gelişmeler konusunda 1596 Haçova Muharebesi, 1606 Zitvatorok Antlaşması, 1612 Nasuh Paşa Antlaşması, 1618 Serav Antlaşması, 1621 Hotin Antlaşması, 1639 Kasr-ı Şirin Antlaşması, 1664 Vasvar Antlaşması, 1669 Girit’in Fethi, 1676 Bucaş Antlaşması, 1681 Bahçesaray Antlaşması, 1683 II. Viyana Kuşatması, 1699 Karlofça Antlaşması, 1700 İstanbul Antlaşması olay ve olgularını neden sonuç ilişkisi içinde açıkladık.

1595-1700 Yılları Arasındaki Siyasi Gelişmeler

Haçova Muharebesi (1596)

Osmanlı Devleti’nin sahip olduğu Eflak, Erdel ve Boğdan’da çıkan karışıklıklar sonucu Vezir-i Azam Koca Sinan Paşa’nın arzusu doğrultusunda Osmanlı ile Avusturya-Macaristan muharebesi başlamıştır. Bu muharebenin, On Beş Yıl Savaş ve Uzun Harp olmak üzere iki farklı adı da vardır. Savaşın ilk yıllarında Osmanlılar, Avusturya-Macaristan kuvvetlerinin karşısında iyi bir başarı sağlayamamışlardır. Ayrıca Osmanlılar, bu dönemde stratejik olarak önemli bir bölge olan Estergon’u kaybetmiştir. Öte yandan Eflak’taki karışıklıklar fazlasıyla artmış, bölgedeki Osmanlı otoritesi iyice sarsılmıştır. Bu sırada dönemin padişahı olan 3. Murad’ın ölmesiyle beraber onun yerine geçen 3. Mehmed, devletin ileri gelenleri ve özellikle yeniçeriler, Sinan Paşa ve hocası Sadeddin Efendi’nin yarattığı etkiyle sefere gitme kararı almıştır. Sefere giderken Sinan Paşa’nın ölmesi üzerine yerine geçen Damad İbrahim Paşa’nın yaptığı muhalefete rağmen azalmayan yeniçerilerin baskısıyla padişah ordunun başına geçmek zorunda kalmıştır.

3. Mehmed, miladi takvim ile 20 Haziran 1596 tarihinde ordunun başına geçerek İstanbul’dan harekete geçmiştir. Slankamen’e vardıklarında sefer yönü ve savaş stratejisi konu başlıkları altında bir toplantı yapılmıştır. Toplantı sonrasında Eğri Kalesine doğru hareket edilmesi kararına varılmıştır. Kuşatma altına alınan Eğri Kalesi savunucuları 12 Ekim 1596 tarihinde teslim olmuşlardır. Böylece Eğri Kalesi’ni fetheden Osmanlı kuvvetleri harekâtını sürdürmek zorunda kalmıştır. Bunun nedeni Eğri Kalesi kuşatması sırasında Avusturya-Macaristan arşidükü Maximilien ve asi Erdel Voyvodası Sigismund Bathory kumandasındaki müttefik güçler Eğri Kalesi’ni kuşatmak üzere harekete geçmeye niyetlenmiş ancak bu niyetleri Bathory’nin gecikmesi üzerine uygulanmamıştır. Ancak Eğri Kalesi’nin Osmanlı kuvvetleri tarafından fethedilmesi üzerine Osmanlı kuvvetlerine saldırmak üzere fırsat kollamaya başlamışlardır. Bu sırada müttefik güçlerin durumunu öğrenmek ve keşif yapmak için dördünce vezir olan Hadım Cafer Paşa kumandasındaki öncü birlikler müttefiklerin bulunduğu Mezökeresztes bir başka deyişle Haçova bölgesine kadar ilerlemişlerdir. Cafer Paşa, bu bölgede oldukça kalabalık müttefik birlikleriyle çarpışsa da zayiat vererek geri çekilmiştir.

Haçova Muharebesi Sonuçları

Yaşanan bu başarısızlık ve müttefik kuvvetlerinin beklenildiğinden daha kalabalık olması padişah ve devlet büyüklerinin maneviyatını sarsmıştır. Ayrıca yaşanılan bu başarısızlık üzerine, kış gelmesi gerekçesiyle geri çekilme konusu bile düşünülmeye başlanmıştır. Ancak özellikle Hoca Sadeddin Efendi’nin teşvik etmesiyle beraber padişah komutasındaki ordu Haçova’ya doğru harekete geçmiştir. 25 Ekim 1596 tarihinde taraflar karşı karşıya gelmiştir. Müttefik ordusu 50.000 ila 100.000 kişi aralığında, Alman, İspanyol, papalık, Floransa, Macar, Çek ve Leh güçlerinden oluşmaktadır. Osmanlı kuvvetleri de müttefik kuvvetleri ile hemen hemen aynı sayıdadır. Yaşanan ilk çarpışmalar 25 Ekim’de küçük birlikler ile yaşanmıştır. Asıl harp ise 26 Ekim’de başlamıştır. Osmanlı ordusu klasik savaş düzeni ile savaşmıştır. Haçova bataklığının arka kısmında bulunan Habsburg kuvvetlerini harekete geçirmek için Sinan Paşa komutasındaki birlikler ileri harekata geçtiyse de imparatorluk ordusu tarafından ikindi vaktine kadar top ve tüfek atışları ile engellenmiştir. İkindi vaktinde ise harekete geçilerek Osmanlı kuvvetleri üzerine birlikler halinde saldırılmaya başlanmıştır.

Saldırılar sırasında Sokulluzade Hasan Paşa komutasındaki Rumeli birliklerinin bulunduğu sağ kol dağılmıştır. Daha sonra merkeze doğru hücum ederek savunma hattını yaran Habsburg birlikleri buradaki ağırlıkları, hazine sandıkları eşyaları yağmalamaya başlamışlardır. Bu durum karşısında Vezir-i Azam İbrahim Paşa geri çekilme planları yapmıştır. Hoca Sadeddin Efendi ise padişahın meydandan çekilmesinin ordunun dağılmasına yol açacağını söyleyerek padişahı savaşmaya devam etmesi yönünde ikna etmiştir. Bu sırada merkeze saldıran Harbsburg kuvvetleri hizmetliler tarafından kolayca püskürtülmüştür. Harbsburg askerlerinin geri çekilmesi Osmanlı kuvvetlerinin moralini arttırmış ve dirilişe geçmesini sağlamıştır. Daha sonra saldırmaya başlayan Osmanlı kuvvetleri müttefikleri bataklığa doğru sürüklemiştir. Bu sayede Osmanlı kuvvetleri kesin bir zafer kazanmıştır.

Zitvatorok Antlaşması (1606)

Osmanlı Devleti ile Habsburg Hanedanlığı arasında yaşanan Haçova Savaşı’nı bitiren antlaşma, Slovakya’da 11 Kasım 1606 tarihinde imzalanmıştır. Antlaşmanın imzalanmasında Habsburg Hanedanlığına karşı hareketlenen Macar soyluları önemli rol oynamıştır. Zitvatorok Antlaşması yalnızca askeri sonuçların değil siyasi sonuçların da yaşandığı bir antlaşmadır. Antlaşmanın toplamda 5 tane maddesi vardır. Bunlar;

  • Eğri, Estergon ve Kanije kaleleri Osmanlılar’da, Raab ve Komarom kaleleri ise Avusturyalılar’da kalacaktır.
  • Osmanlı İmparatoru, Avusturya Arşidüküne Roma İmparatoru olarak hitap edecektir.
  • Avusturya bir kere için 200.000 miktarında altını savaş tazminatıyla ödeyecektir.
  • Avusturya’nın elinde olan Kuzey Macaristan bölgesi toprakları için ödediği yıllık 30.000 altın miktarındaki vergi bundan sonra ödenmeyecektir.
  • Barış göstergesi olarak taraflar birbirine üç yılda bir hediyeler gönderecektir.

Nasuh Paşa Antlaşması (1612)

20 Kasım 1612 yılında Osmanlı İmparatorluğu ve Safevi Hanedanlığı’nın imzalamış olduğu antlaşmadır. Antlaşmanın 7 tane maddesi vardı. Bunlar;

  • Kanuni Sultan Süleyman devrinde Osmanlı İmparatorluğu ve Safevi Hanedanlığı arasında imzalanan Amasya Barış Antlaşması ile çizilen sınırlar geçerli olacaktır.
  • Safevi Hanedanlığı her sene Osmanlı Padişah’ına 200 yük ipek miktarında haraç verecektir.
  • Osmanlı otoritesi altındaki bölgeler yine Osmanlı’da kalacaktır.
  • Şehrizor kentini işgal eden Hilev Han’a ve Seyyid Mübarek’e Safevi Hanedanlığı hiçbir şekilde yardım etmeyecektir.
  • Şemhal ve Dağıstan bölgeleri üzerinde Osmanlı Devleti otoritesi altında kalmaya devam edecektir.
  • Osmanlıların, Rus milletine karşı yapacakları herhangi bir seferde Safevi Hanedanlığı, Osmanlılara yardım edeceklerdir.
  • İranlı Hacılar, Bağdat ve Basra yoluyla değil Halep-Şam yolu üzerinden kutsal topraklara gideceklerdir.

Nasuh Paşa antlaşması yaklaşık 3 sene kadar yürürlükte kalmıştır. Daha sonra iki devletin arası tekrar bozulmuştur. Yapılan savaşlar ve çatışmalar sonucu 1618 yılında Serav Antlaşması ile taraflar arasında tekrar barış sağlanmıştır.

Serav Antlaşması (1618)

Osmanlı Devleti ve Safevi Hanedanlığı arasında tekrar barışı getirmek adına 26 Eylül 1618 tarihinde imzalanan antlaşmadır. Antlaşmanın maddeleri şunlardır;

  • Nasuh Paşa Antlaşması ile birlikte çizilen sınırlar esas alınacaktır.
  • Kars ve Ahıska kaleleri Osmanlı Devletinin olmaya devam edecektir.
  • Osmanlı otoritesi altında bulunan Dağıstan beylerine saldırılmayacaktır.
  • Karşılıklı olarak esirler serbest bırakılacaktır.
  • Safevi Şahı, Osmanlı Padişah’ına her yıl 100 deve yülü ipek, kumaş ve değerli eşyayı haraç olarak gönderecektir.

Hotin Antlaşması (1621)

Osmanlı Devleti ile Lehistan-Litvanya Birliği arasında 9 Ekim 1621 yılında imzalanmış barış antlaşmasıdır. Lehistan’ın Eflak ve Boğdan bölgelerinin iç işlerine karışması sonrasında Osmanlı Devleti Lehistan’a savaş açmıştır. Sonrasında Osmanlı Devleti Hotin Kalesi’ni kuşatmıştır ancak birçok denemeye rağmen alamamıştır. Kuşatmadan kaçmaya çalışan 20-25 civarında yeniçerinin yakalanıp idam edilmesi sonrasında yeniçeriler ile Ohrili Hüseyin Paşa’nın arasının bozulması üzerine, Lehistan Kralı’nın sunduğu barış antlaşması imzalanmıştır. Antlaşmanın maddeleri;

  • Kırım Tatarlarının Lehistan üzerine yaptığı akınlar yasaklanacaktır.
  • Kazaklar’ın, Osmanlı’ya karşı yapacakları saldırıları Leh kralı engelleyecektir.
  • Hudud’a inşa edilen Leh kaleleri yıkılacaktır.
  • Lehistan, Erdel, Eflak ve Boğdan’ın iç işlerine karışmayacaktır.

Kasr-ı Şirin Antlaşması (1639)

Kasr-ı Şirin Antlaşması, yaklaşık 15 yıldır İran’ın ellerinde bulunan Bağdat’ın fethinden sonra 17 Mayıs 1639 yılında savaşı bitirmek adına imzalanan barış antlaşmasıdır. Bu konuyla ilgili olarak Kasr-ı Şirin Antlaşması Nedir? Nedenleri, Sonuçları, Önemi ve Maddeleri başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz.

Vasvar Antlaşması (1664)

Osmanlı Devleti ile Avusturya arasında geçen 1663-1664 savaşını bitiren, 10 Ağustos 1664 tarihinde imzalanan barış antlaşmasıdır. Antlaşmanın maddeleri;

  • Savaşta Osmanlı güçleri tarafından ele geçirilen Uyvar ve Nograd kaleleri Osmanlılarda kalacaktır ancak Zerinvar Kalesi Avusturyalılarda kalacaktır.
  • Erdel, Osmanlı Devleti’ne bağlı kalacaktır ve iki tarafın kuvvetleri de bölgeden çekilecektir.
  • Her iki taraf da birbirlerinin topraklarına akın etmeyecektir.
  • Avusturya savaş tazminatı ödeyecektir. Sonrasında ise barışın göstergesi olarak 200.000 kara kuruş miktarında armağanlar gönderilecektir.
  • Antlaşma 20 yıl geçerlidir.

Girit’in Fethi (1669)

Osmanlı Devleti ile Venedik Cumhuriyeti, Malta Şövalyeleri, Papalık Devleti ve Fransa Krallığı arasında geçen savaş 1645 yılında başlayıp 1669 yılına kadar sürmüştür. Girit’in büyük bir kısma savaşın ilk yıllarında Osmanlı Devleti tarafından fethedilmiştir ancak Kandiye Kuşatması uzun yıllar sürmüştür sonrasında 1669 yılında kale fethedilmiştir.

Bucaş Antlaşması (1676)

Bucaş Antlaşması Osmanlı Devleti ile Lehistan-Litvanya Birliği arasında 18 Ekim 1672 tarihinde imzalanan barış antlaşmasıdır. Bu antlaşma Osmanlı Devleti’nin toprak kazandığı son antlaşmadır. Bu antlaşma ile Osmanlı Devleti tarihinin en büyük sınırlarına ulaşmıştır.

Bahçesaray Antlaşması (1681)

3 Ocak 1681 yılında, 1676-1681 Osmanlı-Rus savaşını bitiren antlaşmadır. Bu antlaşma Ruslar ile Osmanlıların imzaladığı ilk antlaşmadır.

2. Viyana Kuşatması (1683)

1683 yılında 4. Mehmet devrinde Osmanlı Devleti’nin bozguna uğradığı ve sınırlarının daha fazla ilerleyememesine neden olan kuşatmadır. Kuşatmanın bir tarafında Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu, diğer tarafında ise Osmanlı İmparatorluğu vardır. 15 aylık bir süreç içerisinde hazırlık yapılan kuşatma 14 Temmuz 1683 tarihinde başlamıştır. Kuşatma boyunca nice muharebeler yapılmıştır ancak Osmanlı’ya darbeyi vuran zaman Lehistan Kralı’nın gönderdiği 120.000 kişilik ordunun, Osmanlı tarafında bulunan Kırım Hanı’nın durduramamasıdır. Bu darbe üzerine kuşatma sona ermiştir. Kuşatma sonucunda bozguna uğrayan Osmanlı komutanı Merzifonlu Kara Mustafa Paşa idam edilmiştir. Osmanlı’nın bu hezimeti bütün Avrupa’da büyük bir coşkuyla kutlanmıştır. Osmanlılar’ın yenilmez olduğunu gören Avrupalılar, Osmanlılara karşı hücuma geçmiştir ve Osmanlı gerileme dönemine girmiştir.

Karlofça Antlaşması (1699)

Karlofça Antlaşması, Osmanlı ile Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu arasında 26 Ocak 1699 tarihinde imzalanan barış antlaşmasıdır. Karlofça Antlaşması, Osmanlı’nın büyük oranda toprak kaybettiği ilk antlaşmadır. Bu antlaşmayla beraber Osmanlı kaybettiği toprakları geri alma siyasetine geçiş yapmıştır. Ayrıca duraksama döneminden gerileme dönemine geçiş yaşanmıştır.

İstanbul Antlaşması (1700)

Osmanlı Devleti ile Rus Çarlığı arasında 14 Temmuz 1700 tarihinde imzalanan 1686-1700 Osmanlı-Rus savaşını bitiren antlaşmadır. Rus Çarlığı, Büyük Petro’nun liderliğinde güçlenmiştir. 1695 yılındaki saldırıda başarısız olmuş fakat 1696 yılında Azak Kalesi’ni ele geçirmişlerdir. Osmanlı Devleti, Papa Ordusu ile uzun süre savaşmış ve yorgun düşmüştür. Bu sebeplerden dolayı antlaşma imzalanmıştır. Ayrıca Rus delegesinin Karlofça Antlaşmasını imzalama yetkisi olmaması dolayısıyla imzalanamayan Karlofça Antlaşmasının devamı niteliğindedir. Antlaşmaya göre, Anzak Kalesi Rusya’ya verilmiştir ve Rus Çarlığı İstanbul’da elçi bulundurabilme hakkına sahip olmuştur. Bu antlaşma çok önemlidir çünkü bu antlaşma sonrası Rusya Panslavizm politikasını uygulmak için ilk adımı atmıştır.


1. Ünitenin Tüm Konuları: Değişen Dünya Dengeleri Karşısında Osmanlı Siyaseti (1595-1774) ünitesinin tüm konularını aşağıdaki başlıklarda inceleyebilirsiniz.

1. Konu: 1595-1700 Yılları Arasındaki Siyasi Gelişmeler (Şu an bu başlıktasınız!)

2. Konu: Uzun Savaşlardan Diplomasiye

Avusturya ile Uzun Savaşlar Dönemi

Osmanlı-Safevi Savaşları (1578-1639)

Sınırları Belirleyen Antlaşma: Kasr-ı Şirin (1639)

XVII. Yüzyılda Osmanlı Devleti’nin Dış Politikası

Kutsal İttifak Osmanlılara Karşı

Karlofça Antlaşması Sonrası Dış Siyaset

3. Konu: Avrupa’da Din Savaşlarından Modern Devlete

Otuz Yıl Savaşları (1618-1648)

Westphalia Antlaşması’nın Sonuçları

Modern Devlet (Hazırlanmaktadır…)

4. Konu: XVII. ve XVIII. Yüzyıllarda Osmanlı Devleti’nde ve Avrupa’da Denizcilik Faaliyetleri

Sömürgecilik Hızlanıyor

Osmanlı Denizciliğinde Kadırgadan Kalyona Geçiş

Osmanlı Devleti’nin Denizlerdeki Egemenliği Zayıflıyor

5. Konu: Fetihlerden Savunmaya

Prut Sonrası Gelişmeler

Doğu’da Mücadele ve Safevilerin Sonu

1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşı

Küçük Kaynarca Antlaşması (1774)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu Konuyla İlgili Yazılar

Başa dön tuşu

Metin kopyalamanın açılabilmesi için
lütfen web sitemizdeki herhangi bir reklama
tıklayarak bize destek olunuz.

Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyicinizi kapatarak bize destek olunuz. Anlayışınız için teşekkür ederiz.