11. Sınıf TarihTarih Konu Anlatımları

XVII. ve XVIII. Yüzyıllarda Osmanlı Devleti’nde ve Avrupa’da Denizcilik Faaliyetleri (Tarih Konu Anlatımı)

Bu yazımızda tarih dersi konu anlatımları kapsamında 11. sınıf tarih dersinin 1. ünitesi olan Değişen Dünya Dengeleri Karşısında Osmanlı Siyaseti (1595-1774) ünitesinin 4. konusu olan XVII. ve XVIII. Yüzyıllarda Osmanlı Devleti’nde ve Avrupa’da Denizcilik Faaliyetleri konusuna yer verdik. XVII. ve XVIII. Yüzyıllarda Osmanlı Devleti’nde ve Avrupa’da Denizcilik Faaliyetleri konusunu “Denizcilik faaliyetlerinin iç denizlerden okyanuslara taşınmasının dünya siyasetine ve ticaretine etkilerini analiz eder.” kazanımı çerçevesinde anlattık.

XVII. ve XVIII. Yüzyıllarda Osmanlı Devleti’nde ve Avrupa’da Denizcilik Faaliyetleri

Ders: Tarih 11

Ünite: Değişen Dünya Dengeleri Karşısında Osmanlı Siyaseti (1595-1774)

Konu: XVII. ve XVIII. Yüzyıllarda Osmanlı Devleti’nde ve Avrupa’da Denizcilik Faaliyetleri

Kazanım: Denizcilik faaliyetlerinin iç denizlerden okyanuslara taşınmasının dünya siyasetine ve ticaretine etkilerini analiz eder.

XVII. ve XVIII. Yüzyıllarda Osmanlı Devleti’nde ve Avrupa’da Denizcilik Faaliyetleri konusunda Avrupa’da sömürgecilik, İngiltere-Hollanda rekabeti, Osmanlı Devleti’nde denizcilik faaliyetleri gibi konu başlıklarını ana hatlarıyla inceledik.

Avrupa’da Denizcilik Faaliyetleri

Avrupa’da Sömürgecilik

Avrupa’daki büyük devletler 17. yüzyılın başlarından itibaren denizler üzerinde hem ticari hem de askeri faaliyetlerde yoğunluk göstermeye başlamıştır. Geçmiş yüzyıllarda yaşanan Coğrafi Keşifler sonucu önce Portekizliler ve İspanyollar yeni ticaret yolları ve deniz yolları keşfetmiştir. Bu yollar üzerinde kendilerine sömürgeler kurmuştur. Sömürgeler başka bir devlete bağlı olan ve o devletin yönlendirmesine bağlı kalan fakat o devletin sınırlarına dahil olmayıp kendi ait başka bir yönetim olan özgür olmayan ülkelerdir. Amerika kıtasını keşfetmeleri üzerine 16. yüzyıl civarlarında İspanya, Amerika kıtasında kurduğu sömürgeler ile dünyanın en zengin ülkelerinden olmuştur. Ancak her ne kadar bu işe ilk onlarda girişmiş olsalar İspanya ve Portekiz’in kurduğu sömürgeler çok kısa ömürlü oldu ve hemen yıkıldılar. Yıkılmalarının sebebi İspanya ve Portekiz’den sonra gelen ama daha güçlü ve kuvvetli bir çıkış yapan İngiltere ve Hollanda’nın onların sömürgelerini ellerinden almasıydı. Daha sonradan bu sömürge yarışına dahil olan Fransa ile de Uzak Doğu’daki birçok ada da sömürgeleştirildi.

Okyanus Denizciliği

İspanyollar ve Portekizliler Amerika kıtasını keşfettikten ve Hint Okyanus’una açıldıktan sonra bu okyanusların denizler gibi olmadığı fark ettiler. İleri düzeyde denizcilik faaliyetleri başlatarak kendilerini okyanus denizciliği ve genel denizcilik teknolojisi alanında baya ilerlettiler. Daha sonradan gelen İngiltere, Hollanda ve Fransa gibi ülkeler İspanya ve Portekiz gibi bu teknolojiye daha geç ulaştıkları ve kendi ellerinde böyle bir teknoloji henüz olmadığı için okyanuslarda dolaşmak, ticaret yapmak ve sömürgeleştirme faaliyetleri için çok para harcamaları gerekti. Bu gelişmeler üzerinde çok daha güçlü silahlara sahip ve ticaret için özel olarak geliştirilmiş gemilerin yapılması dönemin Avrupa siyasetinin göbeğine oturdu.

İngiliz Sömürgeciliği

Çok hızlı bir şekilde büyüyen İspanya’yı sömürge yarışında bir anda büyük bir galibiyete uğratan İngiltere, İspanya’nın denizler üzerinde sahip olduğu bütün gücü onların elinden aldı. Bir anda çok güçlü bir hale geldi. Bir ada devleti olmasının deniz üzerinde ona sağladığı avantajlardan da faydalanarak İngiltere dünya ticaretinde çok genişledi. Sömürgecilikte bir temel atmak adına Doğu Hindistan Şirketi’ni kurdu.

Hollanda Sömürgeciliği

Hollanda, İngiltere’nin aksine bildiklerin denizlerin çok daha ötesindeki yerleye ulaşmaya çalıştı. Bunu yaparken bir yandan İspanya ve Portekiz sömürgelerine de saldırılar düzenledi. İngiltere’den ticarette geride kalmamak adına da Hollanda Doğu Hindistan Şirketi’ni kurdu. Bu şirket ile Hollanda Ümit Burnu’ndan Doğu Hint Adaları’na kadar olan kocaman bir sömürge kurmayı başardı. Bu sömürge imparatorluğu ile çok kısa sürede İngiltere ile Avrupa ticaretinde 1 numara olmak üzere yarışmaya başladılar. Bu olaylar yaşanırken Fransa siyası sıkıntılar yaşadığı için bu olaylara geç kaldı. Ama kısa bir sürede denizcilik faaliyetlerini ve sanayisini topladı. O da Hollanda gibi denizlerin ötesine açıldı. Amerika kıtasına yayılarak oda kendine kaynak aramaya başladı.

İngiltere-Hollanda Rekabeti

Kurdukları şirketler ile iki ülke de çok fazla para kazanıyordu. Doğu Hindistan Şirketi üzerinden İngiltere, İspanya ve Portekiz’in yaptığı baharat ticaretinden para almaya çalışıyordu. Japonya gibi ülkelerede seferler düzenliyorlardı. Doğu Hindistan Şirketi’nden 2 yıl sonra kurulan Hollanda Doğu Hindistan Şirketi ise Ümit Burnu’ndan ve Macellan Boğazı’ndan olan geçişlerden para alıyordu. Gittikçe gelişen bu iki devlet arasında çok kısa sürede bir rekabet başladı. Hollanda, Amerika kıtasında kendine sömürge istediği için Portekiz ve İngiltere’nin sömürgelerine saldırmaya başladı.

Zaman geçtikçe Hollanda dünyanın en büyük ticaret deniz filosuna ulaştı. Dünyada ticaret yapmadıkları neredeyse hiçbir yer kalmadı. İngiltere bu durumdan rahatsız oldu. Aralarında İngiltere-Hollanda savaşları gerçekleşmeye başladı. Savaşlar sonucu olarak Hollanda daha zararda çıktı. Sömürgelerinin bir kısmını İngiltere’ye kaptırdı. Hollanda okyanuslardaki gücünü kaybederken İngiltere ise daha çok güçlenmek istiyordu. Bu nedenle hem Asya’da hemde Amerika’da yayılmaya devam etti. Bu yayılmalar sırasında Fransa’nın Amerika kıtasındaki sömürgelerinide ele geçirdi. Senizlerdeki üstünlüğünü ve sömürgelerini bütün dünyaya göstermiş oldu.

Osmanlı Devleti’nde Denizcilik Faaliyetleri

Akdeniz Mücadelesi

Bir tek okyanuslarda değil Akdeniz’de de birçok savaş vardı. Rusya, Fransa ve İngiltere doğuda ticaret yapabilmek için Akdeniz’i kendilerine istiyorlardı. Fakat o dönemde bütün Akdeniz’e sahip olan Osmanlı kendini onlara karşı savunmayı bir nebze de olsa başarmıştı. Bu dönemlerde Hollanda ve İngiltere artık ticaretten çok savaşın önemini fark etti. Ticaret gemilerini savaş gemilerine çevirmeye başladı. Ayrıca ticaret gemilerini yöneten tüccar kaptanları görevden alıp onların yerine askeri konularda eğitimli subaylar getirildi. Bu şekilde iki ülke de kendilerine kocaman yelkenli bir filo kurmuş oldu.

Osmanlı Denizciliği

Donanmalardaki bu gelişmeler ve denizcilik sektöründeki bu teknolojiler Osmanlı’ya biraz geç geliyordu. Bu nedenle kendi donanması biraz geride kalmıştı. Fakat karşılarındaki kocaman ve savaş için hazırlanmış yelkenlilere karşı kalyon değil hâla kadırga kullanıyordu. Buna rağmen Osmanlı donanması kendini savunmayı başarmıştı. O dönemlerde Osmanlı gemi teknolojisinde en büyük payı olan kişilerden biri Barbaros Hayreddin Paşa’idi. Onun görüşüne göre kadırgalar kalyonlardan daha iyiydi. Bu görüşü her ne kadar kabul görmese de uzun bir sürede onun ve birçok büyük kişinin daha bu görüşü nedeniyle Osmanlı donanmasının beli kadırgalardı. Aslında Barbaros bu konuda çok haklıydı. Çünkü yelkenleri gemiler hızlı manevralar alamıyordu. Rüzgarla hareket ettikleri için hiç durmadan hareket edemiyorlardı. Daha çok kişi ve daha güçlü toplar taşıyabildiği doğruydu. Ama Akdeniz’de yıllardır bulunan Barbaros ve diğer büyük denizciler biliyordu ki yazlar uzun sürerdi ve rüzgar az olurdu. Bu nedenle kadırga kullanmak daha doğruydu.

Osmanlı Devleti’nde Kadırga ve Kalyon

Osmanlı donanmasının kendini büyük ülkelere karşı savunabilmesinin temel sebeplerinden birinde savaştıkları denizleri yüzyıllardır en iyi kendileri biliyor olmalarıydı. Fakat bir süre sonra Osmanlı donanması dayanamadı. Hollanda ile İngiltere, Osmanlı’nın Akdeniz’deki üstünlüğünü onun elinden aldı. Venedik büyük devletlerden kiraladığı kalyonlar ile Girit’i kuşatan Osmanlı donanmasına karşı koydu. Osmanlı kadırgaları mağlubiyet ile eve geri döndü. Bu Osmanlı denizciliğinde dönüm noktasıydı. Çünkü artık kadırgaların zamanı bitmişti. Kalyona temelli geçiş başlamıştı. Zaman ilerledikçe Osmanlı denizcilik sektöründeki gelişmeleri takip edemedi. Yavaş yavaş denizlerdeki bütün gücünü kaybetti. Girit Kuşatması Osmanlı’nın denizlerdeki en büyük mağlubiyetlerinden biri olmuştu. Bunun üzerine Osmanlı donanmasını tekrardan toplamaya çalışırken yaşanan Çeşme Faciası’nın üzerine artık Osmanlı denizlerdeki gücünü nerdeyse tamamen yitirmişti. Osmanlı Deniz Harp Okulları açmaya başladı. Fakat mevcut teknolojileri ile yeterli olmadı. En son Karadeniz’in yüzyıllar sonra Türk gölü olmaktan çıkması ile Osmanlı hem sembolik olarak hem de aktifde denizlerdeki gücünü tamamen yitirmişti.


1. Ünitenin Tüm Konuları: Değişen Dünya Dengeleri Karşısında Osmanlı Siyaseti (1595-1774) ünitesinin tüm konularını aşağıdaki başlıklarda inceleyebilirsiniz.

1. Konu: 1595-1700 Yılları Arasındaki Siyasi Gelişmeler

2. Konu: Uzun Savaşlardan Diplomasiye

Avusturya ile Uzun Savaşlar Dönemi

Osmanlı-Safevi Savaşları (1578-1639)

Sınırları Belirleyen Antlaşma: Kasr-ı Şirin (1639)

XVII. Yüzyılda Osmanlı Devleti’nin Dış Politikası

Kutsal İttifak Osmanlılara Karşı

Karlofça Antlaşması Sonrası Dış Siyaset

3. Konu: Avrupa’da Din Savaşlarından Modern Devlete

Otuz Yıl Savaşları (1618-1648)

Westphalia Antlaşması’nın Sonuçları

Modern Devlet (Hazırlanmaktadır…)

4. Konu: XVII. ve XVIII. Yüzyıllarda Osmanlı Devleti’nde ve Avrupa’da Denizcilik Faaliyetleri (Şu an bu başlıktasınız!)

Sömürgecilik Hızlanıyor 

Osmanlı Denizciliğinde Kadırgadan Kalyona Geçiş

Osmanlı Devleti’nin Denizlerdeki Egemenliği Zayıflıyor

5. Konu: Fetihlerden Savunmaya

Prut Sonrası Gelişmeler

Doğu’da Mücadele ve Safevilerin Sonu

1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşı

Küçük Kaynarca Antlaşması (1774)

2 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu Konuyla İlgili Yazılar

Başa dön tuşu

Metin kopyalamanın açılabilmesi için
lütfen web sitemizdeki herhangi bir reklama
tıklayarak bize destek olunuz.

Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyicinizi kapatarak bize destek olunuz. Anlayışınız için teşekkür ederiz.