Türk Tarihi

Türklerin Ana Yurttan Göçleri Nedenleri ve Sonuçları

Türklerin Ana Yurttan Göçleri konusunda Orta Asya’dan yapılan göçlerin nedenlerini, sonuçlarını ve önemini inceledik. Ayrıca Orta Asya Türk göçlerinin, Türk ve dünya tarihine etkileri neler olabilir? sorusunu yanıtladık.

Bu yazımızda ayrıca tarih dersi konu anlatımları kapsamında 9. sınıf tarih dersinin 4. ünitesi olan İlk ve Orta Çağlarda Türk Dünyası ünitesinin 3. konusunun devamı olan Türklerin Ana Yurttan Göçleri konusuna yer verdik. Türklerin Ana Yurttan Göçleri konusunu “İslamiyet öncesi dönemde Türklerin yaşadığı coğrafyalar ile hayat tarzları arasındaki ilişkiyi analiz eder.” kazanımı çerçevesinde anlattık.

Türklerin Ana Yurttan Göçleri Nedenleri

Türklerin ana yurttan göçlerinin nedenleri nelerdir? sorusunu yanıtlayalım. Orta Asya’dan göçlerin genel olara nedenleri şunlardır;

  • Ekonomik sıkıntı yani ana yurt topraklarının geçim bakımından yetersiz kalması, yurt geçim bakımından sıkıntı yaratınca orada yaşayan insanların refah durumunda ciddi derecede azalma olmuştur.
  • Kuraklık, nüfus artışı ve otlak darlığı, bunlar sonucunda orada yaşayan halk tarım yapamaz ve hayvancılık yapamaz olmuştur. Bu da halkın refah seviyesinde azalma yaşanmasındaki önemli sonuçlardan birisidir.
  • Sınırlı bir tarım dışında sadece hayvancılık yapılabilmesi.
  • Türklerde bir boyun başka bir Türk boyunu yerinden çıkararak göçe mecbur etmesi, bunun sonucunda boylar arasında kan davaları oluşmuştur. Bu kan davalarının büyümesini istemeyen Türk boyları göç ederek bu kan davalarının bitmesini sağlamışlardır.
  • Yabancı (Çin ve Moğol), ağır dış baskıya maruz kalmaları sonucunda esir hayatı yaşamamak ve asimile olmamak için göç etmişlerdir. Buna örnek olarak Uygurlar ve Göktürkler verilebilir.
  • Başka milletlerin egemenliğini kabul edip istiklalden mahrum kalmaktansa memleketi terk etmeyi tercih etmeleri, Türklerin egemenlik anlayışının çok üst bir seviyede olduğunu göstermektedir.
  • Türklerdeki fetih arzusu ve Türk cihan hâkimiyeti idealidir. Türkler tüm dünyayı fethetme arzusuna sahip olduğu için başka diyarlara göç etmiştir.

Ekonomik ve Sosyal Nedenler

Genelde hayvancılık ile geçimlerini sağlayan Türkler, kuraklık, salgın gibi problem yaratan olayların etkisiyle göç etmek durumunda kalmışlardır. Otlakların yetersiz kalması veya nüfusun aşırı artması, Türkleri, iklimi ve coğrafyası müsait yeni yerlere göndermeye sebep olmuştur. Milattan sonra dördüncü yüzyıldaki Hun kavmi göçlerinde, Orta Asya’da yaşanan “kuraklık” etkili olmuştur.

Toprağın hızla artan nüfusu besleyemez hâle gelmesi veya hayvanlar için yeterli otlakların kalmaması, ekonomik düzeni bozduğu zaman, Türkler, kendi yaşantılarına uygun, tabiatın zengin ve nispeten nüfusun az olduğu bölgelere yönelmişlerdir. Selçuk Bey ve Arslan Yabgu’ya bağlı Türkmenlerin Horasan ve Harzem’e doğru göçmeleri veya 11.-12.nci yüzyıllarda, Anadolu’nun Selçuklular tarafından fethinde bu durumu görebiliriz.

Siyasi Nedenler

Yabancı kavimlerin baskısı veya kendi aralarındaki hâkimiyet mücadelesi göçlerin diğer bir sebebidir. Meselâ on birini yüzyıldaki Kitanlar’ın hücumu Türk kavimlerinin batıya göçlerini beraberinde getirmiştir. Orhun-Yenisey’deki Uygur Devleti’nin 840 yılında yine bir Türk kavmi olan Kırgızlar tarafından ortadan kaldırılması, Kutlu yurt Ötüken’in elden çıkmasıyla neticelenmiş ve Uygurlar, Turfan, Kansu, Tarım Havzası gibi daha güneydeki bölgelere göç etmek durumunda kalmışlardır. Belki de Uygurların ünlü “Göç” destanı bu olayın anısını taşımaktadır.

Destanda ulusu simgeleyen “Kutlu Dağ”ın Çin devletine verilmesi ve Çinliler tarafından dağın parçalanarak Çin’e götürülmesi, ülkede felâket ve kuraklığa sebep olur ve bütün canlı cansız her şey”göç, göç” diye inler. Bu ilâhî emre uyan Uygur devleti, Beşbalıg’ın olduğu yere gelerek beş ayrı il kurarlar. İlkel göçebelerde görülmeyen bu mukaddes yurt anlayışı, istiklal ile perçinlenmektedir. Türkler, özgürlüklerini kaybetmektense göç etmeyi yeğlemişler ve kendilerine yeni vatan aramışlardır. Türklerdeki bu güçlü vatan oluşturma ve devlet kurma geleneği, atalarımızı yeni fetihlere sürükleyen diğer önemli bir sebeptir. Zaman içerisinde, dünyayı huzur ve sükuna kavuşturmayı, insanları adalet ve eşitlik içinde yönetmeyi töresinin bir hususiyeti olarak hedefleyen bu fütuhat anlayışı, Türklerde, Cihan Hâkimiyeti Mefkûresi’nin doğmasını sağlamıştır.

Dolayısıyla Türklerin göçleri ilkel göçebe anlayışından farklıdır. Göçebeler yurt kavramını tanımayan, nerede duracağı belli olmayan ilkel kavimlerdir. Türkler ise yurt kabul ettikleri ülkede, belirli yaylak ve kışlaklar arasında yaşayan “töreli” bir ulustur. Bu sebeple eski Türkler göçebe bir hayat yaşamaktaydılar.

Türklerin Orta Asya’dan Göçleri

Hun Devleti içinden büyük bir kitle 1. yüzyılın sonları ile 2. yüzyılın ortalarında Orhun bölgesinden Güney Kazakistan ülkesinin bozkırlarına veya Türkistan’a göç etmiştir. Ayrıca Hunlar 375 ve sonraki yıllarda Güney Kazakistan ve Türkistan’dan Avrupa’ya göç etmiştir.

Ak Hunlar (Eftalitler) 350’li yıllarda Afganistan ve Kuzey Hindistan’a doğru göç etmişlerdir.

Ogurlar, 461 ile 465 yılları arasında Güneybatı Sibirya’dan Güney Rusya’ya göç etmiştir.

Sabarlar, beşinci yüzyılın ikinci yarısında Aral Gölü’nün kuzeyinden Kafkaslara doğru göç etmiştir.

Avarlar, altıncı yüzyılın ortalarında Batı Türkistan’dan Orta Avrupa’ya doğru göç etmiştir.

Bulgarlar, 668 yılından sonraki yıllarda Karadeniz’in kuzeyinden Balkanlara ve Volga Nehri kıyılarına doğru göç etmiştir.

Macarlar 830’dan sonra Kafkasların kuzeyinden Orta Avrupa’ya doğru göç etmiştir.

Uygurlar 840’ı takip eden yıllarda Orhun Nehri bölgesinden İç Asya’ya doğru göç etmiştir.

Peçenek, Kuman (Kıpçak) ve Uzlar, dokuzuncu ve on birinci yüzyıllar arasında Hazar Denizi’nin kuzeyinden Doğu Avrupa ve Balkanlar’a doğru göç etmiştir.

Oğuzlar onuncu ve on birinci yüzyıllar arasında Orhun bölgesinden Seyhun Nehri kenarlarına ve Maveraünnehir üzerinden İran’a ve Anadolu’ya doğru göç etmiştir.

Türklerin Ana Yurttan Göçleri
Orta Asya’dan Türk Göçleri

Türklerin Ana Yurttan Göçleri Sonuçları

Türklerin ana yurttan göçlerinin sonuçları ve önemi nedir? sorusunu yanıtlayalım. Türkler teşkilatçı özelliğine sahip oldukları için göç ettikleri yerlerde yeni devletler kurmuşlardır. Bu devletler gittikçe güçlenerek gelişmiştir. Yapılan göçlerin sonucunda Türkler, gittikleri yerlerdeki kültürleri öğrenerek kendi kültürlerine eklemiştir. Türklerin kültürlerinde yaptıkları değişikliklerin yanı sıra kendi kültürlerini de gittikleri bölgeye yayarak gittikleri bölgede yaşayanlarla kültürel etkileşim içerisinde olmuştur. Böylelikle Türk kültüründe ve diğer ülkelerin kültürlerinde önemli değişiklikler olmuştur. Örneğin ülkelerin dillerine Türkçe sözcükler, Türk diline de yabancı sözcükler girmiştir. Türklerin Türk toplulukları birbirinden bağımsız yerlere göçmüşlerdir. Bunun sonucunda Türk Toplulukları birbirinden farklı bir biçimde farklı alanlarda farklı düzeyde gelişmiştir.

Türkler Orta Asya’dan farklı yerlere yaptıkları göçler sonucu farklı coğrafyalara yayılmış oldu. Bunun sonucunda günümüzde yapılan tarihsel araştırmalarda birlik halinde yaşayan toplumların yaşadıkları için geçmişi kolay bir şekilde incelenebilirken Türkler dağınık bir biçimde, farklı coğrafyalarda yaşadıkları için Türk tarihini incelemek oldukça zordur. Türkler göçler sonucunda din, sanat, sosyal yaşam ve ekonomi alanlarında fazlaca değişiklikler olmasına rağmen askeri alanda fazla değişiklik olmamamıştır. Göçler sonrasında Türkler tarafından kurulan devletlerin yıkılması uzun süre almamıştır. Çünkü göç eden Türklerin birçoğunun göçebe yaşamdan uzaklaşarak yerleşik yaşama geçmeleri, yeni nüfusla beslenemediklerinden dolayı gittikleri yerlerde azınlıkta kalmaları, Hristiyanlık, Yahudilik gibi dinleri benimsemeleri Türklerin milli kimliklerini kaybederek asimile olmalarına sebep olmuştur.

Orta Asya Türk Göçlerinin Türk ve Dünya Tarihine Etkileri

Orta Asya’daki Türk boyları Doğu’da Çin, Güney’de İran ve Tibet platosu, Kuzey’deki Sibirya ve Batı’daki Anadolu’ya yayılmışlardır. Göç eden Türkleri göçe zorlayan sebepler kuraklık, geçim problemi, kontrolsüz nüfus artışı, siyasi baskılar.gibi olaylar neden olmuştur. Esirliği kabul etmeyen Türkler, başka ulusların egemenliği altına girmektense bu bölgeden ayrılmış ve yeni fetihler ile birlikte kendilerine yeni bir vatan kurma amacı ile göç etmişlerdir.

Bundan dolayı Türk kavimleri Türk töresini Dünya’nın dört bir yanına götürme ve yayma şansı bulmuştur. Kurdukları Hun devleti ve gelecekte kuracakları devletler ile tarihi biçimlendirmiş ve milletlerini Dünya milletleri arasında hak ettikleri yere getirmeyi başarmışlardır.

2 Yorum

  1. Merhaba Ali Bey, ellerinize sağlık yazınız çok akıcı ve güzel olmuş. Fakat Türklerin Orta Asyadan ayrılmalarının nedenleri ve sonuçları çeşitlendirilemez miydi daha fazla? Sanki öyle olsa daha iyi olabilirdi. Ayrıca boylarla ilgili biraz daha bilgi verebilseydiniz daha güzel olurdu sanki.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu Konuyla İlgili Yazılar

Başa dön tuşu

Metin kopyalamanın açılabilmesi için
lütfen web sitemizdeki herhangi bir reklama
tıklayarak bize destek olunuz.

Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyicinizi kapatarak bize destek olunuz. Anlayışınız için teşekkür ederiz.