9. Sınıf TarihTarih Dersi İçerikleri

9. Sınıf Tarih Ders Kitabı Cevapları – 1. Ünite (2024-2025)

Not: Yeni müfredata göre hazırlanmaktadır…

9. Sınıf Tarih Ders Kitabı Cevapları başlıklı bu yazımızda 9. sınıf tarih ders kitabındaki 1. ünitenin içinde yer alan tüm soruların cevaplarını hazırladık. 9. Sınıf Tarih Ders Kitabı Cevapları 1. Ünite yazımızda aşağıdaki bölümlerde yer alan soruların cevaplarını hazırladık;

  • 1. ÜNİTE BAŞINDA: “Hazırlanalım” bölümünde yer alan soruları yanıtladık ve “Kavramlar” bölümündeki kavramları açıkladık.
  • 1. ÜNİTE İÇİNDE: “Tartışalım”, “Cevaplayalım”, “Yorumlayalım”, “Araştıralım” bölümlerindeki soruları yanıtladık.
  • 1. ÜNİTE SONUNDA: “Ölçme ve Değerlendirme” bölümündeki tüm soruları yanıtladık.

Ders: Tarih Ekibi tarafından hazırlanan 9. Sınıf Tarih Ders Kitabı Cevapları 1. Ünite hakkında eklemek istediklerinizi yorum bölümünü kullanarak bize iletebilirsiz.

Bu Yazının İçindeki Başlıklar:

9. Sınıf Tarih Ders Kitabı 1. Ünite Cevapları

9. sınıf tarih ders kitabının birinci ünitesi olan Tarih ve Zaman, üç kazanımdan oluşmaktadır. Aşağıda bu üç kazanıma yönelik soruların cevapları bulunmaktadır.

Kavramlar Bölümü Soruları

9. sınıf tarih ders kitabının birinci ünitesi olan Tarih ve Zaman ünitesinin Kavramlar bölümünde yer alan 6 kavramı yanıtladık.

Tarih Nedir?

Tek bir tanımlanması mümkün olmayan tarih ilk olarak, geçmiş zaman diliminin sayı rakam ile gösterilmesidir. Diğer bir tanım olarak ise tarih; geçmiş zamanda meydana gelen olayların tamamı olduğundan geçmişin tamamıdır. Tarih, geçmiş zamanda yaşayan toplulukların inançlarını, kültürlerini, birbiriyle olan kültürel iletişimlerini, savaşlarını, barışlarını, ticari olaylarını, sosyo-ekonomik durumlarını kanıtlı belgelerle ,sebep-sonuç ilişkisiyle inceleyen ve açıklama yapan bilimdir.

Tarihte olay, tarihsel süreçlerde yaşanmış insanlığı toplumu etkileyen, siyasi dini ekonomik kültürel gibi çeşitli sebeplerden ortaya çıkan kısa sürede ortaya çıkmış, yer ve zamanı belli olan, başlangıcı ve sonucu tarihleri ile belli, tekrarlanamaz, kendine has, somut bilgiler içeren gelişmelerdir. Tarihte olgu tarihsel süreçlerde yaşanmış insanlığı toplumu etkileyen olayların sonucunda oluşan, uzun vadeli meydana gelen, tekrarlanabilir, genel özellikte, bir çok sayıda benzer örnekleri olan, yer ve zamanı ile ilgili bilgileri belli olmayan, soyut, devamlılık gösteren gelişmelerdir.

Kaynak Nedir?

Tarihte kaynak, geçmişten bugüne kadar gelen ve geçmiş tarihsel süreçlerle ilgili bilgi veren, yazılı sözlü veya görsellerden oluşan eserler, bilimsel olarak kabul edilebilmesi doğruluğunun kanıtlanması için gerekli olan, bilgilerin türlerine göre ve bilgilerin değerine göre çeşitli sınıflandırmaları yapılmış literatür, belge ve malzemelerin tamamıdır.

Kronoloji Nedir?

Kronoloji, zaman bilimi olarak tanımlanmaktadır. Tarihsel süreçte meydana gelen tüm olayların belli bir sistemle zamanı bölümlere ayırarak, gerçekleştiği zaman göre tarihsel olarak sıralanmasında, belli olayların gerçekleştiği tarihlerin bilinmesine, yaşanan olaylar arasında sebep-sonuç ilişkilerinin meydana getirilmesine, tüm tarihsel olayların raporlanmasına yardımcı oldukça önemli bir bilimdir.

Çağ Nedir?

Tarihçilerin tarihin dönemlendirilmesi için kullandıkları terimlerden biri çağdır. Alman tarihçi Christoph Cellarius çağ kavramının temelini atmıştır. Günümüzde, yazının icadıyla birlikte İlk Çağ’ın, kavimler göçüyle birlikte Orta Çağ’ın, İstanbul’un Fethi ile Yeni Çağ’ın ve Fransız İhtilali ile birlikte Yakın Çağ’ın başladığı kabul edilmektedir.

Milli Kültür Nedir?

Milli kültür, bir toplumu millet diyebilmek, kimlik kazanması ve diğer milletlerle farklarını gösterebilmek için tarihsel süreçler boyunca oluşan o millete özel, bilgi, inanç gibi manevi değerlerinin tamamı ve dil, yasa, sanat eserleri, ekonomi, maddi ürünler ve nesnelerdir.

Arkeoloji Nedir?

Arkeoloji, tarihsel süreçte geçmişte var olan toplumlar, canlılar, kültürler, insanlığın kültürel geçmişi zamanla nasıl değiştiğini, maddi manevi yaşanmışlıklarını, toprak ve su altındaki kalıntıları ortaya çıkaran, fosil, malzeme, yazı vb ile inceleyen, bizlere tarih öncesi zamanların hakkında bilgi veren bir çok alt dalı olan bilim dalıdır.

Hazırlanalım Bölümü Soruları

9. sınıf tarih ders kitabının birinci ünitesi olan Tarih ve Zaman ünitesinin Hazırlanalım bölümünde yer alan 3 soruyu yanıtladık.

İnsanoğlunun, Geçmişte Yaşanmış Olayları Öğrenmek İstemesinin Nedenleri Nelerdir?

İnsanlar, gelişmek, doğru bilgileri edinmek ve edindikleri bilgileri gelecek nesillere aktarmak için yaşamış oldukları olaylardan tecrübe kazanmak isterler. Bir kişinin tecrübe edinmek için bazı olaylar yaşar ve bu olaylardan çıkardığı dersler sonucu tecrübe kazanmış olur. Fakat bazı durumlarda bu tecrübe başkalarının yaşadığı olaylardan da edinilebilir. Yaşanan olayda, olayı yaşayan kişinin yaptığı hataları tekrar yapmamak için dersler çıkarılır ve doğru bilgiler öğrenilir. Öğrenilen bu bilgiler de bir kural haline gelerek gelecek nesillere aktarılır. Günümüzde halk arasında kullanılan atasöz ve deyimler de bu durumun bir kanıtıdır. Atasözleri ve deyimleri söyleyen kişiler yaşadıkları bir olay sonucu çıkarımlar yapar, ve insanların da aynı hatayı yapmaması için onlara doğrusunu söylerler. İnsanların geçmişte yaşanan olayları öğrenmek istemelerinin bir diğer sebebi de insanların merak duygusunun olmasıdır.

İnsanların zaman içerisinde kendi aralarında toplumları ve grupları oluşturur. Bu toplumlar ve gruplar kendi geçmişlerini, nereden geldiklerini, köklerini ve eski liderlerinin kim olduğunu öğrenmek için geçmişte yaşanan olayları öğrenmek isterler. Ayrıca insanların bu merakları arkasında bazı amaçlar bulunur. Bu amaç geçmişteki liderlerinin veya atalarının kazandıkları savaşlar, mücadeleler ve kahramanlıklarını öğrenmektir. Bu olayları öğrenip gurur duymak isterler. İnsanların geçmişte yaşanmış olayları öğrenmek istemesinin bir diğer sebebi de diğer toplumlarla kendi toplumlarının geçmişteki ilişkisinin detaylarını öğrenmek istemeleridir.

Diğer toplumlarla olan anlaşmalar, ticaretler ve ilişkilerin nasıl olduğunu öğrenip, günümüzde ona göre hareket ederler. İnsanların geçmişte yaşanmış olayları öğrenmek istemesinin son nedeni de günümüzde yaşanılan problemlere çözüm yolu bulmaktır. Geçmişte insanlığın yaşadığı kötü olayların nasıl geliştiğini ve nelere sebep olduklarını öğrenmek isterler. Geçmişte insanların sorunlara karşı nasıl bir tutum sergiledikleri, nasıl çözümler getirdikleri ve yaptıkları ilk hamleleri öğrenmek isterler. Yapılan hamleler ve tepkiler sonucu nasıl bir ortam gelişmiştir ve yaşanılan sorunu nasıl yendikleri soruları da öğrenme isteğinin nedenlerindendir.

Toplumsal Bilincin Oluşmasına Tarih Öğrenmenin Katkıları Nelerdir?

Tarih bilimi toplumsal bilincin oluşmasını sağlayan en büyük faktörlerden biridir. Tarih bilim insanlığın yaşadığı olayları, toplumların arasında geçen anlaşmaların veya anlaşmazlıkların belgelerini ve insanlığın zaman geçtikçe yaşadığı gelişimlerini belgeler, konumlar ve örnekler içeren kanıtlarla gösterir. İnsanların zaman ilerledikçe normal bildikleri şeyler değişebilir. Atalarından gelen geleneklerin devam ettirilmesi bir toplum için çok önemlidir. Fakat bazen bu gelenekler insanları kötü yola sokan davranışlar veya doğru olmayan davranışlar olabilirler. Bu doğru olmayan davranışları sonucu insanlar veya toplumlar bu gelenekleri değiştirmek zorunda kalırlar. Bu gelenekler değiştirildikçe ve düzeltildikçe toplumsal kurallar ve toplumsal bilinç oluşur.

Ayrıca farklı dönemlerde yaşamış Herodotos, ibn-i Haldun, Leopold Von Ranke, Ahmet Cevdet Paşa, Edward H. Carr ve Halil İnalcık gibi önemli insanlar tarih hakkında bazı yorumlarda bulunmuşlardır. Bu yorumlar genellikle tarihin önemini, tarih öğrenmenin faydalarını ve tarihi öğrenirken farklı kaynaklardan öğrenmeyi öğütler şekildedir. Bunlardan birini örnek verecek olursak, Ahmet Cevdet Paşa, “Tarih bir olayın sadece filan tarihte olduğunu bilmek değil, geçmişte meydana gelen olayları değerlendirmek ve bu olaylardan ders almaktır.” demiştir. Bu sözden anlaşıldığı üzere tarih bilimi sadece olayların gerçekleştiğinden haberdar olmak için değil, bu olaylardan ders çıkarmak, bu olayları değerlendirmek ve değerlendirme sonucu toplum içerisinde bilinç oluşturmak için vardır.

Bu önemli insanlar farklı tarihlerde yaşamışlardır fakat farklı tarihlerde yaşamaları farklı bakış açıları oluşturmalarına engel olmamıştır. Bu insanların her biri farklı toplumlarda bulunur ama söylemek istedikleri şeyler aynı amaca hizmet etmektedir. Bu amaç tarih kavramının insanlar için biri vazgeçilmez olduğunu ve toplumlar arasında bir bilincinin oluşmasını sağladığını açıklamaktır. Elde edilen, biriktirilen ve öğrenilen bilgiler toplumların gelişmesini sağlamıştır. Toplumlar geliştikçe genel bir bilinç sahibi olurlar toplumsal bilinç zaman ilerledikçe değişebilir ve öğrenilen yeni bilgilerle düzeltilebilir. Toplum içerisinde bulunan insanların düşünceleri, siyasi görüşleri, gelenekleri ve törelerinin tümüne denilen toplumsal bilinç kavramı tarih bilimi sayesinde kazanılmaktadır. Bir toplumda toplumsal bilincin olması çok önemlidir Bu yüzden toplumsal bilincin kazanılması için tarih öğrenmenin ne kadar önemli olduğu görülmektedir.

Tarihi Bilgilerin Doğruluğunun Tespit Edilmesinde Uygulanması Gereken Yöntemler Nelerdir?

Hayatımız boyunca farklı bilgilerle karşılaşırız ancak günlük yaşantımızda karşılaştığımız bilgilerin doğruluğundan kesin olarak emin olamayız. Emin olamadığımız için bu bilgilerin doğruluğunu tespit etmemiz gerekir. Tespit ederken doğru bilgiyi bulup kullanabilmemiz için güvenilir kaynaklar bulmamız gerekir. Güvenilir kaynak kullanımlarına örnek olarak tarih ansiklopedilerinden araştırabilir ya da bu konudaki bilgili ve yetkili kişilere sorabiliriz. Daha kapsamlı bir araştırma ve doğrulama için ise müzelerdeki ya da sergilerdeki eserlerden yararlanabiliriz. Ayrıca farklı dillerdeki kaynakları bularak ve bu kaynaklardaki bilgileri orijinal dilinden kendi dilimize çevirebiliriz. Bahsettiğimiz kaynaklardan elde ettiğimiz bilgileri elimizde bulunan bilgilerle karşılaştırıp doğruluğunu kontrol edebiliriz.

Geçmişten gelen hiçbir belgenin ne kadar doğru olduğunu bilemeyiz. Bu yalnızca tarih bilimi için değil tüm bilimlerde bulunan gerek kanıtlar gerek belgeler için geçerlidir. İnsanoğlu zaman içinde sürekli bir değişim içindedir ve bu değişim içerisinde ne yazıp ne yazmadığını ya da yazdığının ne kadar doğru olduğunu idrak edemediği durumlar olmuş olabilir veya bir tablete ya da defter sayfasına yazan kişinin yazdığının ne kadar doğru olduğunu maalesef bilemeyiz ve bu dönemlerden kalan insanlar çok önceden yaşadığı için ciddi anlamda tanıklık edecek herhangi birini bulmak gerçekten çok zor ve düşük bir ihtimal bu yüzden elimizdeki kaynaklardan veya donanımlı ve araştırmış insanlardan yararlanmamız gerekir.

Bu duruma bir örnekten gidelim. Bir arkeologun eski dönemlerle ilgili gerçekten çok ama çok önemli bir kil tablet bulması ancak ne kadar gerçek olduğunu anlamaması üzerine yapması gerekenler şunlar: Öncelikle bir kil tablet bulundu ama üzerinde yazanların ne kadar doğru olduğu kuşkulu. Bu tablet zaten önemli konumunda görüldüğü için mutlaka herhangi bir tarih bilimi ansiklopedisinde ya da bu tabletle veya tabletlerle ilgili yazılmış makalelerde ya da kaynaklarda yer alma durumunda olacaktır. Bu kaynaklardan yeterince bilgiyi aldıktan sonra diğer bilgiyi doğrulayabileceğimiz şeylere bakmamız gerekir. Örneğin kil tabletlerle ilgili yeterli donanıma sahip ve birçok araştırma yapmış ya da bu araştırmalara tanık olmuş yeterince donanımlı birine kil tabletin üzerinde yazanlarla ilgili danışılabilir. Tarihle ilgili kaynaklar ve bilim insanları yalnızca Türkiye’de bulunmadığından yurt dışındaki profesörlerle de bu konu hakkında görüşülebilir.

En önemlisi bu konu hakkında birçok kanıtlı bilgi edinebileceğimiz müzeler bize bu konu hakkında çok iyi rehberlik edebilir. Ve asıl bize bu konuda yardımcı olabilecek çok düşük ihtimal olsa bile bu dönemde yaşamış herhangi biri bu konuda tanıklık edebilirse ve gerçekten bu dönemde yazan durumun yaşanıp yaşanmadığını hatırlıyorsa doğrulayabiliriz. Ancak bu durum yukarıda da yazıldığı gibi çok düşük bir olasılıktır. Kısaca özetlemek gerekirse böyle bir durumda karşı karşıya kaldığımızda elimizdeki tarihi ansiklopedilerden ya da kaynaklardan ya da makalelerden yararlanmamız gerekir. Tanıklık edecek biri varsa bu kişiyi de başvurulabilir. Aynı zamanda tarih bilimiyle ilgili yeterince donanımlı birine de bu gibi durumlar danışılabilir.

Konu İçindeki Sorular

9. sınıf tarih dersinin birinci ünitesi olan Tarih ve Zaman ünitesinin konu başlıkları altında yer alan tüm soruları yanıtladık.

Hafızasını Kaybeden İnsan Geleceğini Planlayabilir mi? Neden?

Hafızasını kaybetmiş bir insan geleceğini planlayamaz. Çünkü hafızasını kaybettiği için geçmişte yaşadığı olaylarını unutarak öğrendiği bilgi ve deneyimleri kaybeder. Geçmişte yaşadıkları olayları bugüne aktaramayıp bilgi ve deneyimlerini kaybedince hayatta karşısına çıkan zorlukları üstesinden gelemez. Hafızasını kaybeden insanın kararlı bir geleceği olamaz. Geçmişte yaptığı hatalardan ders çıkarması gerekirken hafızasını kaybettiği için geçmişte yaptığı hatalardan ders çıkaramaz. Geleceğini planlayamaması sonucunda ise hayatından karışıklıklar çıkar. Çıkan karışıkları geçmişteki tecrübesini hatırlayamadığı için çözemez. Böylelikle kısır bir döngüye girer.

Tarihle İlgili Tanım ve Yorumlara Dikkat Edildiğinde Hangi Ortak Noktalara Ulaşılır?

Tarih toplumların başından geçen olayların yer ve zaman gösterilerek objektif bir biçimde aktarılmasıdır. Tarihte geçen olayların o günkü şartlara göre aktarılması şarttır. Bunun başlıca sebepleri vardır. Örneğin yıllar geçtikçe insanların ahlak anlayışları, görgü anlayışları değişmektedir. Beş yüz sene önce yaygın olarak kullanılan veya “ayıp” olarak karşılanmayan bir durumun bugünkü şartlar için değil, beş yüz sene önceki şartlar için değerlendirilmesi yapılmalıdır. Ya da ülkemizde çok partili hayata geçişin cumhuriyetin kuruluşundan çok daha sonra gerçekleştiğinde ötürü Mustafa Kemal Atatürk suçlanmaz.

Bu konuda yorum yapılırken de o dönemde gerçekleşen olayların göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Bir diğer nokta ise tarihi olayların sağlam kaynaklar ile aktarılmasıdır. Tarihte kaynak seçimi çok önemlidir. Bu durumun önemi teknoloji ilerledikçe artmıştır. İnternetten kaynak alınırken kaynağın kim tarafından ne zaman oluşturulduğu ve oluşturulan kaynakların nerelere dayandırıldığı önemlidir. Özellikle şu an içinde bulunduğumuz dönemde her kaynağa inanılmamalı ve kullanılmamalıdır. Bir diğer nokta ise neden sonuç ilişkisinin kurulmasıdır. Bir olayın gelişiminde etkin olan kişiler ve olaylar, o olay değerlendirilirken aktarılmalıdır.

Yukarıda verilen örnekteki gibi Mustafa Kemal Atatürk döneminde çok partili hayata tam olarak geçilememesi değerlendirilirken bu durumu engelleyen durumların neler olduğu, kimler ve hangi amaçlarla yapıldığı araştırılıp değerlendirilmelidir. Aksi takdirde tarihi bir olay yanlış aktarılır ve bu durumun çeşitli etkileri olur. Özellikle artık insanların büyük veya küçük kitlelere ulaşmasının çok kolay olduğu bir dönemde bu tip yanlışların insanların fikirlerine etki etmesi çok tehlikelidir. Araştırmayı ve öğrenmeyi beceremeyen bir topluma verilen böyle hazır bilgiler arttıkça cahillik sürekli olarak artacaktır.

Aynı zamanda aktarılan olaylar olduğu gibi aktarılmalı ve çarptırılmamalıdır. Tarih ile alakalı yorumlar yapılırken de olayların değiştirilmemesi esas alınmalıdır. Bu sayede yanlış sonuçlara varılmaz ve tarih objektif bir biçimde aktarılır. Ki tarihin objektif aktarılması da çok önemlidir. Bilgi kirliliğinin had safhada olduğu bir dönemde tarihin olduğu gibi aktarılması tarihin de sürdürülebilirliği artar. Çünkü olaylar objektif aktarılır ve yorumlar bir gerçeğin etrafında şekillenir.

(Talas Savaşı) Metne Göre Tarihin Konusuyla İlgili Neler Söylenebilir?

Metinde tarihteki savaşların farklı devletleri nasıl etkilediği gösterilmiştir. Buna ek olarak bu etkilerin o devletin halkının dini inançlarında nasıl bir değişime sebebiyet verdiğini görmek de mümkündür. Bu nedenle tarihin konusunun savaşların milletler arasında sebebiyet verdiği sosyal-kültürel değişimler olduğunu söyleyebiliriz.

Tarihi Bir Olayın Aydınlatılmasında Hangi Kaynaklar Daha Güvenilirdir?

Tarihi bir olayın aydınlatılmasında olayı yaşamış insanlardan bilgi almak ya da o dönemde kullanılan belgelerden bilgi toplamak daha güvenilirdir. Çünkü bu bilgilerin insanlar tarafından değiştirilmiş veya çarpıtılmış olma olasılığı daha düşüktür. Bu düşünceden yola çıkarak daha güvenilir kaynaklara örnek olarak arkeolojik buluntular ve yazıtlar verilebilir. Başka yollardan kaynaklar kullandığımızda yazarlar ırk ve siyasi düşünceler gibi nedenlerden dolayı yazılarında objektif olamayabilirler. Bu sebepler nedeniyle değiştirilme olasılığı en düşük kaynaklardan ve yazılardan bilgi almak daha güvenilirdir. Ayrıca tarihi olayların aydınlatılmasında, tarihi olayların araştırılması yardımcı olan bilimler de büyük katkı sağlar. Bu bilimlerin kullanılması tarihi olayların aydınlatılmasında kullanılan kaynakların daha güvenilir olmalarını sağlamaktadırlar.

(Türklerin İlk Yazılı Belgeleri) Metne Göre Tarih Biliminin Hangi Bilim Dallarından Yararlandığı Söylenebilir?

Metnin ilk cümlesinde Orhun Kitabelerinden bahsedilmektedir. Orhun Kitabelerini inceleyen ilk bilim dalı elbette ki epigrafidir. Epigrafi biliminin amacı kitabeleri incelemektir. Bununla birlikte Orhun Kitabelerinin incelenmesine katkıda bulunan başka bilim dalları da vardır. Örneğin paleografya biliminin amacı yazıları, alfabeleri ve bunların zaman içerisindeki değişimlerini incelemektir. Bu nedenle paleografya bilimi, Orhun Kitabelerinin üzerindeki yazıları ve bu yazılar yazılırken kullanılan alfabeyi inceleyebilir. Yine filoloji bilimi Orhun Kitabelerinin incelenmesinde katkıda bulunabilir. Filoloji biliminin amacı dillerin tarihini, gelişimini ve değişimini araştırmaktır.

Filoloji bilimi de Orhun Kitabeleri yazılırken kullanılan dili ve bu dilin tarihi, gelişimi ve değişimini inceleyebilir. Metnin ikinci cümlesinde Cuveynî’nin “Tarih-i Cihangüşa” adlı eserinden bahsetmektedir. Bu eseri de paleografya bilimi kullanılan alfabe açısından ve filoloji bilimi de kullanılan dil aşçısından inceleyebilir. Metnin devamında bölgeye giden birçok araştırmacının bu bölgede kazı yaptıklarından bahsetmiştir. Kazı yolu ile toprak ve su altındaki maddi kalıntıları ortaya çıkarmak arkeoloji biliminin amacıdır. Arkeoloji uzmanları toprak altında kalan Orhun kitabelerini kazı yoluyla ortaya çıkarmıştır. Kitabelerin okunuşunu ilk çözen Danimarkalı dil bilimci, bir filoloji uzmanı olabilir. Orhun Kitabeleri hakkında yapılan bilimsel çalışmaların sonucunda; Türklerin yaşantılarına, töresine, kültürüne ve devlet yönetimine dair bilgiler bulunması sosyoloji ve etnografya bilim dallarına araştırılacak bir konu çıkmasına vesile olmuştur. Elbette ki bu konuda da araştırma yapacak ilk bilim dalı etnografyadır. Etnografya biliminin amacı toplumların örf, âdet, gelenek ve yaşayışlarını incelemektir.

Yukarıda da bahsedildiği gibi Orhun Kitabeleri‘nin incelenmesi sonucu ortaya çıkan Türklerin töresi ve adetlerini etnografya bilimi inceleyebilir. Türklerin devlet yönetimiyle ilgili elde edilen bilgileri de etnografya biliminin “toplumların yaşayışlarını inceme” özelliğiyle ilişkilendirebiliriz. Sosyoloji bilim dalının da amacı toplumu ve toplumsal olayları incelemektir. Türklerin örf ve adetleri toplumsal yapıyı yansıtırken toplumda yaşanan olayları anlatır ve açıklar. Yine Türklerin devlet yönetimi ile ilgili bilgiler de toplumdaki yaşama şeklini dolayısıyla da toplumsal olayları anlamaya yardımcı olur. Sonuç olarak metinden yola çıkarak tarih biliminin epigrafi, paleografya, filoloji, arkeoloji, etnografya ve sosyoloji bilim dallarından yararlandığı söylenebilir.

Anthony Smith’in “Hafıza Yoksa Kimlik Yoktur, Kimlik Yoksa Ulus Yoktur” Sözünden Ne Anlıyorsunuz?

Geçmişte yaşanılan hadiseler, bilgi ve tecrübeler bugünün insanlarını bir araya getirir. Bu durum da toplumda yaşayan insanların ortak bir tarih anlayışına sahip olması demektir ve millet olabilmek için gereklidir. Bizim tarihimizden örnek verecek olursak Çanakkale Savaş’ı, Kurtuluş Savaş’ı milletimizin birbirine çok güçlü bir şekilde bağlanmasını sağlamıştır. Farklı toplumların tarihindeki bu denli olaylar kişilere bugünü anlatma, tehlikeleri görme ve geleceğe yön verebilme imkanlarını sunar.

Milli Kimliğin Oluşmasında Asya Hun Devleti’nden Günümüze Kadar Kurulmuş Olan Türk Devletlerinin Etkileri Var Mıdır? Neden?

Milli kimlik, bir ulusun kendine özgü düşünme ve yaşama şeklidir. Milli kimliğin oluşmasında geçmişten beridir kurulan tüm Türk Devletlerinin etkisi vardır çünkü Türk tarihine bakıldığında yeni kurulan devletler fazla alanda kendinden önceki devleti referans almıştır. Devletlerin adları farklı olsa da devleti oluşturanlar Türk oldukları için milli kimliğin ögelerini taşımayı ve aktarmayı sürdürmüşlerdir. İlk Türk Devletlerinde uygulanan geleneklerin günümüzde de uygulandığını görüyoruz. Örneğin yolcunun arkasından su dökmek (su gibi git su gibi gel), nişan merasiminde gelinin beline kırmızı kurdele gibi şeyler takmak (kısmet ve uğuru simgeler), büyüklere saygıda kusur etmemek, temizliğe önem vermek gibi geleneklerimiz geçmişten günümüze kadar devamlılığını korumuştur.

Asya Hun Devleti’nden günümüze kadar kurulmuş olan Türk Devletleri: Büyük Hun İmparatorluğu, Batı Hun İmparatorluğu, Avrupa Hun İmparatorluğu, Ak Hun İmparatorluğu: Göktürk Kağanlığı, Avar Kağanlığı, Hazar Kağanlığı, Uygur Kağanlığı, Karahanlı Devleti, Gazne Devleti, Büyük Selçuklu Devleti, Harezmşahlar Devleti, Altın Ordu Devleti, Timur İmparatorluğu, Babür İmparatorluğu, Osmanlı İmparatorluğu, Türkiye Cumhuriyeti.

İnsan Hakları Kavramının Ortaya Çıkmasını Sağlayan Gelişmeler Neler Olabilir?

İnsan hakları kavramı da pek çok diğer kavram gibi ihtiyaçtan ortaya çıkmıştır. Sosyal sınıfların alt sınıfları, özellikle Aydınlanma Çağı’nın etkisiyle, gördükleri muameleye tahammül edememiş ve bu duruma karşı gelmek üzere örgütlenmişlerdir. İnsan hakları kavramının ortaya çıkmasındaki temel etken insan hakları kavramı yokken yaşanan haksızlık ve adaletsizlikleri ortadan kaldırmaktır. Daha önce de bahsettiğim gibi Aydınlanma Çağı’nın insan hakları kavramının oluşturulması üzerinde bir etkisi vardır. Aydınlanma Çağı döneminde insanlar dini inanışlara göre hareket etmek yerine gözlem ve deneylere dayalı, bilimsel gerçeklere göre yaşamayı seçmişlerdir.

Dogmatizmin bu şekilde etkisini kaybetmesi dolayısıyla kiliselerin yani din adamlarının sosyal üstünlüklerini kaybetmelerine yol açmıştır. Yine bir şeylerin ve birilerinin üstünlüğüne dayalı olan dini düşünce yerine tamamen mantığa dayalı olan bilimin gelmesi de üstünlük kavramını yani sosyal sınıflanma kavramını sarsmış olabilir. Aydınlanma Çağı’ndan sonra insanlar uyanmaya, durum ve olaylara daha mantıklı ve objektif bir gözle bakmaya, başladığı için haklarını da aramaya giriştiler. Tabi ki insan hakları kavramı üstünde en çok etkisi olan olay Fransız Devrimi’dir. Fransız devrimi düşünürleri/ yazarları her insanın doğuştan eşit olduğunu; kimsenin doğduğu aileden, mensup olduğu dinden, konuştuğu dilden ya da ırkından dolayı farklı muamele göremeyeceğini anlattılar.

Bu anlatı ve düşüncelerle insan hakları kavramı ortaya çıkmış oldu. Soylular ve din adamlarının baskısından ve ülkeye katkısızlıklarından bıkmış olan halk bu insan hakları kavramına dayanarak haklarını istediler. Devrimin sonunda da İnsan Hakları Bildirgesi adındaki bildirge yayınlanarak daha geniş çaplı; sadece her insanın eşit olmasından ziyade yaşama hakkı, barınma hakkı, çalışma hakkı, güvenlik hakkı, sağlık hakkı, eğitim hakkı, düşünce ve ifade özgürlüğü, inanç özgürlüğü gibi hak ve özgürlüklere de değinilerek insan hakları kavramı genişletilmiştir. Bu olayların dışında Endüstri İnkılabından sonra küçük çocukların ve kadınların ağır şartlar altında çalışmaları, kötü muamele görmeleri ve az ödeme almaları sonucunda onlar da , bu duruma karşı örgütlenmeye karar verince insan hakları kavramına işçi hakları da eklendi ve yine insan hakları kavramı genişletilmiş oldu.

Verilen Rakamlar Size Ne Anlam İfade Etmektedir? Siz Olsaydınız Yukarıdaki Tarih Cetveline Hangi Tarihi Koymak İsterdiniz? Neden?

MÖ 3200, 1071, MS 375, 2023, MÖ 753, MS 622, 1453, 1789, 0, 1538, 1919, MÖ 776, MÖ 209, MS 571, 1176, 1881

MÖ 3200: Milattan önce 3200 yılı yazının icat edildiği yıldır. Yazının icadı bu dönemden sonraki dönemlere ışık tutulmasını sağlamıştır. Yazı ile beraber yazılı kaynaklar oluşmaya başlamıştır. Dolayısıyla bu yıl tarihçiler tarafından tarihin başlangıcı olarak kabul edilmiştir.

1071: 1071 yılı, Türk ordusunun Malazgirt Meydan Muharebesi‘nde Bizans ordusunu yenerek Anadolu’ya ilk defa geçiş yaptığı yıldır.

MS 375: Milattan sonra 375 yılı Kavimler Göçü‘nün olduğu yıldır. Türk milleti her ne kadar göçebe bir millet olup tarih boyunca birden fazla göç gerçekleştirmiş olmasına rağmen, hem Türk milletini hem de diğer medeniyetleri fazlasıyla etkilemiştir.

2023: 2023 yılı, Türkiye’nin şu anki iktidar partisinin bütün umutlarını yüklediği ve halka da bu yılda çok şeyin değişeceğine inandırdığı yıldır. Lozan Antlaşması‘nın sona ermesi ise bu kadar umut bağlanmasının bir başka sebebidir.

MÖ 753: Milattan önce 753 yılı, Roma Krallığı’nın kurulduğu yıldır.

MS 622: Milattan sonra 622 yılı, Hz. Muhammed’in Mekke’den Medine’ye hicret ettiği yıldır. Ayrıca Hicri takvimin başladığı yıldır.

1453: 1453 yılı, Fatih Sultan Mehmet’in Bizans’ın başkenti ve kalan tek şehri olan Konstantiniyye’yi fethedip, 1100 yıllık Bizans İmparatorluğu’nun yıkılmasını sağladığı yıldır. Konstantiniyye’nin (İstanbul) fethedilmesi Orta Çağ’ın sonlanıp Yeni Çağ’ın başlamasına da sebep olmuştur.

1789: 1789 yılı, Fransız İhtilali’nin gerçekleştiği yıldır. Halkın saraya başkaldırmasıyla başlayan Fransız İhtilali sayesinde Osmanlı da dâhil olmak üzere Dünya’nın her yerinde eşitlik ve milliyetçilik gibi kavramlar öne çıkmaya başlamıştır. Her milletin kendi devletine sahip olmasını savunan milliyetçilik fikri, Osmanlı gibi çok milletli devletleri kötü etkilemiş ve parçalanarak dağılmalarını sağlamıştır.

0: 0 yılı, Gregoryen ve Jülyen Takvimlerinin miladı olarak kabul edilir.

1538: 1538 yılı; Yunanistan’ın kuzey batısında bulunan Preveze’de, Preveze Deniz Muharebesi’nin gerçekleştiği yıldır. Barbaros Hayreddin Paşa komutasındaki Türk ordusunun galibiyeti ile sonuçlanmıştır. Daha öncesinde bu kadar güçlü bir donanmaya sahip olmayan Türk ordusu için önemli bir zaferdir.

1919: 1919 yılı, Mustafa Kemal Atatürk’ün Milli Mücadeleyi başlatmak için Samsun’a çıktığı ardından genelgeler ve kongrelerle beraber Milli Mücadele için önemli adımların atıldığı yıldır.

MÖ 776: Milattan önce 776 yılı, Yunanistan’ın bir bölgesi olan Olimpia’da Kral Likorgos’un önerisiyle şenliklerin düzenlendiği yıldır. Bu şenlikler tarihteki ilk olimpiyat oyunları olarak kabul edilir.

MÖ 209: Milattan önce 209 yılı, Metehan’ın hükümdar olduğu yıldır. Ayrıca Türk Kara Kuvvetleri’nin kurulduğu yıldır.

MS 571: Milattan sonra 571 yılı, İslam dinin kurucusu Hz. Muhammed’in doğduğu yıldır.

1176: 1176 yılı, Miryokefalon Muharebesi’nin gerçekleştiği yıldır. Bu muharebe Anadolu Selçuklu İmparatorluğu ve Bizans İmparatorluğu arasında gerçekleşmiştir. Selçuklu İmparatorluğu’nun galibiyetiyle sonuçlanmıştır. Bu muharebenin zaferle sonuçlanması ile birlikte Anadolu’ da Türk hâkimiyeti kabul edilmiştir.

1881: 1881 yılı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün doğduğu yıldır.

Ölçme ve Değerlendirme Bölümü Soruları

9. sınıf tarih ders kitabının birinci ünitesi olan Tarih ve Zaman ünitesinin Ölçme ve Değerlendirme bölümünde yer alan tüm soruları yanıtladık.

A Bölümü Cevapları

Aşağıdaki terimleri birer cümleyle açıklayınız.

Tarih Nedir?

Tarih, geçmişteki olayların yorumlanarak günümüze aktarılmasıdır.

Kronoloji Nedir?

Olayların en eskiden en yeniye sıralanmasıdır.

Hafıza Nedir?

Yaşanan olayları akılda veya bellekte tutmaktır.

Milli Kimlik Nedir?

Bir ülkeyi diğer ülkelerden ayıran milli marş, bayrak, kültür, gelenek gibi unsurlar milli kimlik kavramını oluşturur.

B Bölümü Cevapları

Aşağıdaki soruları cevaplayınız.

Hicri Takvim ile Miladi Takvim Arasındaki Farkları Belirterek Bunların Günlük Hayatımıza Etkilerini Açıklayınız.

Hicri takvimde bir yıl 354 gün iken miladi takvimde bu süre 365 gün 6 saate eşittir. Hicri takvimde başlangıç Hz. Muhammed’in hicretidir. Ancak miladi takvim Hz. İsa’nın doğumudur. Yaşamımızı nasıl etkilediğine gelirsek hicri takvimi dini bayramlar için miladi takvimi ise milli bayramlar için kullanırız.

Tarih Bilimini Niçin Öğrenmeliyiz?

Tarihi öğrenmeliyiz. Çünkü geçmişte yapılan hatalar ve doğruları ayırıp günümüz için kullanabiliriz. Tarih kendini tekrar eder. Bunu da geçelim insan merak eden bir varlıktır. Sadece merak için bile öğrenebiliriz.

Millî Kimliğimizi Belirleyen Unsurları Yazınız.

Milli kimliğimizi belirleyen unsurlar: Milli marş, bayrak, ırk, kültür, gelenekler.

MÖ 220, 610, 1071, 1923 Tarihlerinin Yüzyıl ve Dönemlerini Belirtiniz.

MÖ 220: MÖ 3. yüzyıl, İlk Çağ. 610: 7. yüzyıl, Orta Çağ. 1071: 11. yüzyıl, Orta Çağ. 1923: 20. yüzyıl, Yakın Çağ.

C Bölümü Cevapları

Aşağıdaki soruları “Kültürel Miras” başlıklı metinden hareketle cevaplayınız.

Türklerin Takvim Yapmalarının ve Bunu Sistemli Kullanmalarının Nedenleri Nelerdir?

Göç, ekme ve biçme zamanlarını belirlemek için bir sisteme ihtiyaç duyarlar ve takvimi yaparlar.

On İki Hayvanlı Türk Takvimi’nde Kut Yılları Hangileridir?

Kut yılları: Sığır, Pars, tavşan, balık, yılan, at, koyun, maymun, tavuk, köpek, domuz (Karageyik). Yıllar bu şekilde isimlendirilir.

“Bahtlı” İfadesi Hangi Anlamlara Gelmektedir?

Farsça bir sözcük olan Baht, talih ve şans gibi anlamları da içermektedir. Dolayısıyla Bahtlı sözcüğü talihli, şanslı anlamlarına gelmektedir.

Günümüzde On İki Hayvanlı Türk Takvimi’nin Çin Takvimi Olarak Adlandırılmasının Gerekçeleri Neler Olabilir?

Çinliler günümüzde bu takvimi kullanmaktadırlar nedeni budur.

Sizce, Günümüzde Hangi Ülkeler On İki Hayvanlı Türk Takvimi’ni Kullanmaktadır?

On iki Hayvanlı Türk takvimini günümüzde kullanan ülkeler: Çin, Moğolistan, Kamboçya, Vietnam.

Ç Bölümü Cevapları

Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplayınız.

1. Cevap: D Tarih bilimi diğer bilim dallarından yardım alır diyemeyiz.

2. Cevap: D Tarihte neden aranmaz.

3. Cevap: C Epigrafi yazıtlarla ilgilenen bilim dalıdır.

4. Cevap: C Bu tanımda belli bir sıradan söz etmemiş.

5. Cevap: E Bir olay tarihi süreçte aynı şekilde tekrar edemez.

6. Cevap: E Türkler hepsinden etkilenmiştir.


Not: 9. sınıf tarih ders kitabı cevaplarının tamamı için 9. Sınıf Tarih Ders Kitabı Cevapları – Tüm Üniteler başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.

Soru Sor: 9. Sınıf Tarih Ders Kitabı içinde yer alan diğer soruları destek@derstarih.com e-posta adresini kullanarak bize iletebilirsiniz. Sorularınızı bize gönderin Ders: Tarih Ekibi sizin için yanıtlasın!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu Konuyla İlgili Yazılar

Başa dön tuşu

Metin kopyalamanın açılabilmesi için
lütfen web sitemizdeki herhangi bir reklama
tıklayarak bize destek olunuz.

Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyicinizi kapatarak bize destek olunuz. Anlayışınız için teşekkür ederiz.