8. Sınıf T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

8. Sınıf İnkılap Tarihi Ders Kitabı Cevapları – 6. Ünite (2024-2025)

8. Sınıf İnkılap Tarihi Ders Kitabı Cevapları 6. Ünite başlıklı bu yazımızda 8. sınıf MEB inkılap tarihi ders kitabındaki tüm ünitelerin içindeki soruların cevaplarını hazırladık.

8. Sınıf İnkılap Tarihi Ders Kitabı Cevapları 6. Ünite yazımızda aşağıdaki bölümlerde yer alan soruların cevaplarını hazırladık;

  • ÜNİTE BAŞINDA: “Anahtar Kavramlar” bölümündeki kavramları açıkladık.
  • ÜNİTE İÇİNDE: “Konu Başı”, “Konu Ortası”, “Konu Sonu”, “Etkinlik” ve “Tartışalım” bölümlerindeki soruları yanıtladık.
  • ÜNİTE SONUNDA: “Ölçme ve Değerlendirme” bölümündeki tüm soruları yanıtladık.

Ders: Tarih Ekibi tarafından hazırlanan 8. Sınıf İnkılap Tarihi Ders Kitabı Cevapları 6. Ünite hakkında eklemek istediklerinizi aşağıdaki yorum bölümünü kullanarak bize iletebilirsiz.

Bu Yazının İçindeki Başlıklar:

8. Sınıf İnkılap Tarihi Ders Kitabı 6. Ünite Cevapları

8. sınıf inkılap tarihi ders kitabının altıncı ünitesi olan Atatürk Dönemi Türk Dış Politikası, üç kazanımdan oluşmaktadır. Aşağıda bu üç kazanıma yönelik soruların cevapları bulunmaktadır.

Anahtar Kavramlar

8. sınıf inkılap tarihi ders kitabının altıncı ünitesi olan Atatürk Dönemi Türk Dış Politikası ünitesinin Anahtar Kavramlar bölümünde yer alan 7 kavramı açıkladık.

Mübadele Nedir?

Bir şeylerin takası ya da değişimi olarak isimlendirilebilir yani bir topluluğun diğer bir toplulukla değiş tokuşu olarak örnek gösterilebilir.

Etabli Nedir?

Ülkeler arasında bir sorunun oluşması sonucunda soruna verilen bir addır ve bununla beraber sözcük anlamı “yerleşmiş ya da sakin” demektir.

Milli Menfaat Nedir?

Aynı toprak içerisinde yaşayan halkın kendi içerisinde topluma yararlı olarak görülen menfaatler bütünü olarak adlandırılabilir.

Mütekabiliyet Nedir?

En basit haliyle karşılıklı olma durumu ya da karşılıklılık olarak geçmektedir. Daha çok iki ülke arasındaki karşılıklı ilişkiyle ilişkilendirilir.

Antant Nedir?

Belirli bir sorunun çözümü için imzalanan ya da ateşkes yapabilmek için kullanılan iki ülkenin de onayının geçerli olmasını ele alan basit tanımıyla antlaşma demektir.

Kamuoyu Nedir?

Bir mecliste ya da topluluktaki insanların ortak bir düşünceye sahip olması ve bu doğrultuda kararlar alması durumuna denilmektedir.

Pakt Nedir?

Bir ateşkes ya da sorun çözümü noktasında devreye giren ve iki tarafında rızası doğrultusunda ortaya konulan anlaşma olarak söylenmektedir.

 

Konu İçindeki Sorular

8. sınıf inkılap tarihi dersinin altıncı ünitesi olan Atatürk Dönemi Türk Dış Politikası ünitesinin konu başlıkları altında yer alan tüm soruları (Konu Başı, Konu Ortası, Konu Sonu, Etkinlik ve Tartışalım) yanıtladık.

“İç ve Dış Politika” Terimlerinden Ne Anlıyorsunuz Açıklayınız.

İç ve dış politika bir ülkenin siyasi durumunu belirlemektedir. Ülke içerisinde oluşan rejim ve getirilen yeniliklerle uygulanan politikalarla iç politikalar, ülkeler arası oluşan durumlar sonucunda yapılan görüşmeler izlenen girişimler ve yenilikler, savaşlar gibi pek çok durum ise dış politikayı ifade etmektedir. Bu noktada pakt, mütekabiliyet gibi kavramlar iki veya daha fazla ülke arasında oluşan durumlara verilen isim olmasından ötürü dış politikayla ilişkilendirilirken kamuoyu gibi kavramlar iç politikayla da ilişkilendirilebilir. Bu nedenle iç ve dış politikada olmasını ülke içi ya da dışı olarak değerlendirebiliriz.

Bir Devlet, İç ve Dış Politikalarını Belirlerken Öncelikle Nelere Dikkat Etmelidir? Açıklayınız.

Bir devlet iç ve dış politikalarını belirlerken birçok unsura dikkat etmelidir. İç politikada halkın çıkarlarını ve toplumsal durumu muhakkak incelemesi gerekmektedir. Ayrıca ekonomik durum da bu noktada fazlasıyla önemlidir. Devlet iç politikada herhangi bir karışıklık çıkmaması için halkın refahını sağlamak durumundadır. Bu nedenle öncelik halkın refahını sağlayacak politikalar izlemektir. Bir diğer taraftan dış politikada izleyeceği durum daha çok ekonomi bağlamında önemlidir. Çünkü ülkelere söz dinletebilmek için en önemli kaynak paradır. Bu noktada ekonomik durum devletlerin dış politikalarını önemli ölçüde etkiler.

Türkiye’nin Güvenliğini Tehlikeye Düşüren İç Tehditler Nelerdir? Açıklayınız.

Türkiye Cumhuriyeti’nin bu zamana kadar birçok zorlukla karşılaştığını tarihte pek çok defa görmekteyiz. Bununla beraber birçok isyan ve darbeyle savaştığını da bilmekteyiz. Bu noktada milliyetçilik duygusunu kaybetmiş ve kendi vatanını satabilecek bireylerin bu devleti zarara sürükleyeceği söylenebilir. Yani iç tehdit olarak en büyük durum milliyetçilik duygusunu kaybetmiş vatana sevgisini yitirmiş birey veya toplumlar olarak söylenebilir. Bununla beraber topluma olan saygısını kaybetmiş kişilerin de iç tehdit oluşturduğu söylenebilir. Topluma saygısı olmayan kişiler iç karışıklıkları yaşatmaya daha meyillidir.

Atatürk, “Erişilemeyecek Hayaller ve Amaçlar Peşinde Koşmamak” Sözüyle Ne Anlatmak İstemiştir? Açıklayınız.

(Bu soru sayfa 187’deki söze göre yanıtlanmıştır.)

Bir milletin ya da devletin gelişmek ve dönüşmek için pek çok şey yapması gerekir bunlar fedakarlıklar olabilir ve gerektiği zaman stratejiler ortaya koymak olabilir. Ancak bu hayallerin bir dozu olmalıdır. Döneme, topluma ve oluşan sosyal fikirlere uyum sağlamayan hayaller sadece hayal olmakla kalacaktır. Bu noktada hayaller gerçekleştirilemeyen hedefler silsilesinden bir farkı olmayacaktır. O dönemin teknolojisine ve çağa ayak uydurmak bu hayallerin temelini oluşturmalıdır. Eğer bu durum olmazsa boşuna efor sarf etmekten başka bir durum ortaya çıkmaz ve toplum dönüp dolaşıp aynı noktaya geri döner.

Atatürk’e Göre Türk Dış Politikası Hangi Temeller Üzerine Kurulmuştur? Söyleyiniz.

Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti Devletini kurduktan sonra Türk dış politikasını oluşturmuştur. Her zamanki gibi Mustafa Kemal Atatürk kendi milliyetçilik duygularını ve halkına olan inancını gözler önüne sererek dış politikada da bunun izlerini bize göstermiştir. Dış politikanın temellerini halkının çıkarları ve mutluluğu üzerine kurmuştur. Bununla beraber güvenirliği de ön planda tutmuştur. Halkının çıkarlarını gözetirken aynı zamanda bu çıkarların güvenir bir şekilde yerine getirilmesi noktasında çok özenli davranmıştır. Halkın hoşnut olmayacağı ve halkını tehlikeye atacak herhangi bir girişimden kaçınmıştır ve bu şekilde dış politikadaki yerini almıştır.

Mütekabiliyet Kavramı Başka Hangi Sözcükle Açıklanabilir? Söyleyiniz.

Mütekabiliyet daha çok dış politika ile ilgili olmakla beraber karşılıklı bir durumu ifade etmektedir. İki ülke arasında çeşitli ilişkilerin olduğu varsayıldığında birbiri arasında oluşan karşılıklılık durumu sonucundaki duruma mütekabiliyet denmektedir. Yani bu kavramın oluştuğunu söyleyebilmek için iki ülke arasındaki ilişkilerdeki karşılıklı bir durumu ya da gelişimden bahsetmemiz gerekmektedir. Aslında bu kavram daha çok politik değerlere karışıldığında devreye girmektedir. Eğer bir ülke bir başka ülkenin vatandaşlarına ya da yasal süreçteki kararları çerçevesinde herhangi bir tavır alıyorsa karşı taraftaki ülkenin de aynı tavrı alması sonucu bu kavram ortaya çıkmıştır.

Bayrak, Niçin Bir Milletin Onurudur? Açıklayınız.

Bir ülkenin bayrağı olmasının o devletin bağımsızlığını temsil etmektedir. Aynı zamanda bayrak halkı ve vatandaşları yani o milleti temsil etmektedir. Bununla beraber bayrak renkleri ülkedeki belirli politikaları ya da değerleri de temsil etmektedir. Yani bir toplumun düşünceleri ve değerleri de bayraklar aracılığıyla iletilebilir. Bir milletin bağımsızlığının simgelendiği bir bayrak o milletin onuru olur çünkü bayrak aslında bir vatanı temsil etmektedir. Bu yüzden milliyetçilik özelliğine sahip olan halktan kişiler ülke bayrağını önemli bir değer olarak bilmektedir.

Bayrak Gibi, Bir Millet İçin Vazgeçilmez Başka Değerler Nelerdir? Açıklayınız.

Bayrak bir milleti temsil ederken aynı zamanda bir milleti oluşturan temel unsurlardan biridir. Bu nedenle temel değerler olarak bilinmektedir. Bir devletin vatandaşlarını temsil eden bayrak toplumda çok önemli bir yer edinse de aynı zamanda dil ve milliyetçilik de çok önemlidir. Bir ülkenin dili olmadan toplum içerisinde iletişim olmaz ya da milliyetçilik duygusu olmadan toplum vatanını ilerletmez ya da ilgilenmez. Bu noktada ekonomik anlamdaki bağımsızlık da önemlidir. Dış politikada söz sahibi olunmazsa bağımsız olmanın pek bir önemi kalmayacaktır bu nedenle bağımsızlık da önemli değerler arasındadır.

Atatürk’e Göre Milli Hedeflere Ulaşmanın Öncelikli Şartı Nedir? Söyleyiniz.

Atatürk bir devletin kendi ayakları üzerinde durabilmesine çok önem vermiştir. Bu bağlamda sömürgecilik gibi devletlerin bir ülkeye bağımlı haline gelmesi fikrini benimsememiştir. Atatürk’e göre halkın kendi kendini yönetebilmesi ve kendi çıkarları doğrultusunda milli hedeflere ulaşabilmesi için öncelikli olan bazı şartlar vardır. Bu şartların temelini milli bağımsızlık oluşturmaktadır. Sonuçta bağımsızlığını hala kazanamamış bir devletin kendi milli hedefleri doğrultusunda çalışma göstermesini beklemek haksızlık olur. Toplumun kendi çıkarlarını belli ederek bu doğrultuda kendini geliştirmesi için bağımsızlı çok önemli bir unsurdur.

Kamuoyu Oluşturmada En Etkili Araç Size Göre Nedir? Açıklayınız.

Aslında dönem bazlı olarak bu araç değişmektedir. Eskiden radyo ve gazeteleri gösterebilirdik. Çünkü o zamanlarda iletişim ya da haber ağı olarak onlar yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Ancak günümüzde daha farklı bir durum göz önüne gelmiştir. Bu zamanlarda sosyal medya daha çok kullanılmaktadır ve sosyal medya global bir araç haline gelmiştir. Bu noktada eğer bir kamuoyu oluşumu istenirse bunun en efektif yolu sosyal medya olacaktır. Hem hızlı bir şekilde haberler yayılacak hem de daha hızlı kitlelere ulaşarak kamuoyu oluşumu rahatça sağlanabilecektir.

İnsan, Ait Olduğu Toplumun Huzurunun Dışında Niçin Dünya Milletlerinin Huzurunu Da Sağlamaya Çalışmalıdır? Tartışınız.

Öncelik toplum içerisindeki huzur olmalıdır. Çünkü küçük adımlarla büyük gelişmeler gerçekleşir. Bir toplumdaki huzur sağlanarak yaşanılabilir bir ortam ortaya çıkar. Ancak daha sonrasında düşünüldüğünde bu barışın ve huzurun sadece tek bir toplumda değil dünya toplumlarında da etkili olması gerektiğini anlamaktayız. Çünkü dünya toplumlarındaki bazı kırılmalar küçük toplumları etkileyebilir ve bu noktada dünya toplumlarında eğer barış olmazsa yaşanılan toplumlarda da barış olmaz ve kaos ortamı olur bununla beraber toplumdaki refah oranı azalır ve mutsuz bir ülke ortaya çıkar. Bu noktada dünya toplumlarının barışının ve huzurunun sağlanması önemlidir.

Bir Ülkede İç ve Dış Politika Birbirinden Bağımsız Olarak Yürütülebilir Mi? Bu Konudaki Görüşlerinizi İfade Eden Bir Yazıyı Defterinize Yazınız.

İç ve dış politika birbiriyle paralel bir şekilde ilerlemesi gereken iki noktadır. Çünkü dış ve iç politikalar belirli noktalarda birbirine bağlıdır ya da birbirini etkiler. Toplumların menfaatleri iç politikayı ve daha sonrasında dış politikayı etkilemektedir ve bu noktada aslında iç ve dış politikaların birbiri içerisindeki ilişkisini görmekteyiz. Bir milletin çıkarları doğrultusunda yapılan iç politikadaki yenilik ülkenin dış politikadaki yerini ya da dış politikada yapabileceği şeyleri sınırlamakta ya da belirlemektedir. Bu noktada aslında dış ve iç politikanın birbirini dengelediğini ya da birbirini etkilediğini görmekteyiz.

Size Göre En Önemli Dış Politika İlkesi Nedir? Yazınız.

Ülkeler arası diyalog ve tarafsızlık gibi birçok durum dış politika ilkelerini oluşturmaktadır. Ancak en önemli ve benimsenmesi gereken dış politika ilkesi barış olmalıdır. Barış olmadığı sürece devletler birbirlerine saygı duymaz sürekli bir kavga ve karmaşa hali ortaya çıkar ve geri dönüşü olmayan dış politikada bazı sorunlara yol açabilir. Barış ile beraber tüm toplumlar birbirine saygı duyar ve birbirlerinin görüşünü dinlerler. Aynı zamanda kardeş toplumların oluşması bir ülkenin zor zamanında yardım etme noktasında çok önemlidir. Herkesin birbirine anlayışlı olması dış politika için oldukça önemlidir.

Atatürk Dış Politikada Hangi İlkelere Dikkat Edilmesini İstemiştir? Açıklayınız.

Atatürk dış politikada birçok ilke tanımıştır. Bunların en başında barışçıl olmaktır. Mustafa Kemal Atatürk hayatı boyunca barış içerisinde bir yaşam sürmeyi kendine gaye olarak görmüştür ve barışçıl olmaya çok önem vermiştir. Barışçıl olma ilkesinin yanında gerçeklikten sapmama ilkesine de ayrı bir önem vermiştir. Mustafa Kemal Atatürk hayatı boyunca gerçekçi bir şekilde olaylara yaklaşmıştır ve bunu dış politikaya yansıtmıştır. Bunların yanında belirli bir kesimin ya da uluslararası iş birliğine çok önem vermiştir. Aynı zamanda toplum içi ve uluslararası bağlamda iletişim ilkesi de dikkat edilmesini istediği dış politika ilkelerinden biridir.

Lozan Antlaşması’nın Dış Basındaki Yansımasıyla İlgili Metni Okuyup Olayın Türk Devleti’nin Dış Politikasına Etkisini Değerlendiriniz.

(Bu soru sayfa 190’daki metne göre yanıtlanmıştır.)

Lozan Barış Antlaşması ile beraber birçok değişiklik beraberinde gelmiştir. En basitinden kapitülasyonlar tamamen kaldırılmış ve ayrıcalıklar ile beraber ayrımcılıkların tanınmayacağı kanunlaştırılmıştır. Bunlarla beraber Lozan Antlaşması’nın Türk Devleti’nin saygınlığı için büyük bir katkısı olmuştur. Türklerin Kurtuluş Savaşı zaferinden sonra aldığı bu antlaşma onlar için bir nevi ödül olmuş. Bu antlaşmanın dış basındaki yansımasıyla beraber Türkiye’nin tanınırlığı artmıştır ve dünya çapında önemli ülkeler bazında Türkiye saygınlık elde etmiştir. Kurtuluş Savaşı Zaferi’nden sonra Lozan Antlaşmasıyla atılan başarıyla Türk devletinin saygınlığı ve bağımsızlığı kabul edilmiştir.

Lozan Barış Antlaşması’nda Tam Olarak Çözüme Kavuşturulamayan Sorunlar Hangileridir? Söyleyiniz.

Lozan Barış Antlaşması her ne kadar Kurtuluş Savaşı’ndan kazanılan zafer sonrası bir başarı olarak görülse de antlaşma içerisinde sonuca kavuşturulmamış bazı sorunlar masada kalmıştır. Bunun başında ise yıllarca süren boğazlar konusu olmuştur. Yıllarca işgal edilen ülkeler tarafından paylaşılamayan boğazlar Lozan Barış Antlaşması’nın maddeleri için tekrar gündeme gelmiş olsa da çözüme kavuşturulamamıştır. Bunun yanında Hatay’ın kimin eline geçeceği konusu da büyük soru işareti olarak kalmıştır. Musul Sorunu oluşmuş ve nüfus mübadelesi noktasında da çözüm oluşturulmamıştır. Son olarak da yabancı okullar sorunu da çözüme kavuşturulmadan masada kalmıştır.

Yabancı Okulların Hangi Faaliyetleri Bir Sorun Haline Gelmiştir? Tartışınız.

Yabancı okullar aslında bir noktada Osmanlı Devleti’nin çıkarlarına ters bir şekilde eğitim faaliyetlerini sürdürmekteydi. Osmanlı Devleti kendi çıkarlarına uygun bir şekilde medrese gibi yerlerde eğitim verirken yabancı okullar başka bir ülkenin çıkarları doğrultusunda eğitim vermekteydi ve bu durum sonucunda ülkede çıkar çatışması olmaktaydı. Bu noktada yabancı okullar ve onların yaptığı faaliyetler Osmanlı’yı girdiği bu zor durumdan kurtarmak yerine parçalanma sürecini hızlandırmıştır. Daha sonrasında toplum içerisinde parçalanma ve oluşan farklı ve fazla görüş ayrılıkları büyük sorunlara neden olmuştur.

İtilaf Devletleri, Dış Borçların Ödenmesi Konusunda Niçin Sadece Türkiye’yi Muhatap Almışlardır? Açıklayınız.

Çünkü o dönemde Osmanlı çok kötü bir durumda olmasından dolayı Osmanlı devleti artık büyük bir çöküşün içerisindeydi ve hatta resmi olarak artık Osmanlı devleti yoktu. Bunun yanı sıra padişah ve ailesi formaliteden ülkede kalıyorlardı. Aynı zamanda o dönemde yeni kurulan bir Türkiye Cumhuriyeti devleti Osmanlı’nın yıkılmasının ardından kurulmuş yeni bir ülkeydi ve bir nevi görüş olarak olmasa da fiziksel olarak Osmanlı devletinin devamı niteliğindeydi. Bu nedenle İtilaf Devletleri dış borçların ödenmesi noktasında TBMM’yi muhatap almıştır.

TBMM, Osmanlı Devleti’nden Kalan Borçların Ödenmesini Niçin Kabul Etmiştir? Açıklayınız.

Osmanlı Devleti kötü bir parçalanma ve yıkılış dönemi sonunda bir sürü borcun altına girmiştir. Yeni kurulan bir devlet olarak TBMM’nin Osmanlı devleti yerine mecliste olması gelişimin bir parçasıdır. Lozan Antlaşması’nda elde edilen başarıyla ve Osmanlı Devleti’nin devamı niteliğinde bir Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda bu borcu onlara vermişlerdir. Kabul etmesinin en önemli sebeplerinden biri birçok sorunun çözüm bulması ya da Osmanlı Devleti’nin devamı niteliğinde olduğunu varsayıyor olması mümkündür. Bu borçlardaki en büyük sorun Fransa ile yaşanmıştır. Türkiye Cumhuriyeti borçların ödenmesini kabul etmiş ve borçları ödemiştir.

Musul Meselesinin Milletler Cemiyetine Götürülme Sebebi Nedir? Açıklayınız.

Milletler Cemiyeti her ne kadar tarafsız olmaya çalışırsa da güçlü devletlerin etkisi altında çoğu zaman kalmıştır. Asıl amacı tarafsız bir şekilde barışçıl yollarla sorun çözmek olsa da bazen bunu sağlayamamaktadır. Milletler Cemiyeti’ne başvurulma sebebi de budur. Daha hızlı ve tarafsız karar alınacağına inanarak Milletler Cemiyeti’ne başvurulmuştur ancak cemiyet taraflı bir şekilde karar almıştır. Türkiye ve İngiltere arasında çıkan Musul anlaşmazlığı bir türlü çözülememiştir. Milletler Cemiyeti duruma adil bir şekilde el atmadığı için Türkiye kendisi bu haksızlığa karşı gelmeye çalışmıştır ancak başarılı olamamıştır.

Yunanistan’ın, İstanbul’da Yaşayan Rumları, Nüfus Mübadelesi Dışında Tutmak İstemesinin Sebepleri Nelerdir? Açıklayınız.

Yapılan antlaşmalar sonucunda bir bölgede çok fazla ülkelerin vatandaşlarının nüfusunun olması o bölgede söz sahibi olma haklarını beraberinde getiriyordu. Tam da bu noktada ülkeler kendi çıkarlarını düşünerek kendi vatandaşlarının kendi ülkelerine göçlerini engellemeye çalışarak o bölgedeki nüfusun fazla kalmasını istemişlerdir. Böylelikle o bölgede söz sahibi olmak onlar için daha kolay bir durum haline gelecekmiş. Tam da bu noktada Yunanistan İstanbul’da yaşayan Rumların geri dönmesini istememiş. Bunlara ek olarak orada kalarak çoğunluğu sağlamalarını ve orayı kontrol etmelerini istemiş.

Milletler Cemiyeti Kalıcı Barışı Sağlayabilmiş Midir? Tartışınız.

Antlaşmalar yapılırken ve savaş sonralarında devlet arasında çok fazla anlaşmazlık çıkması nedeni ile en sonunda milletler cemiyeti diye bir kuruluş oluşturulmuştur. Milletler cemiyetinin çıkma sebebi bu karışıklıkları ve anlaşmazlıkları düzeltmek ya da iyileştirmektir. Cemiyetin amacı uluslararası ilişkilerde iki ya da daha fazla devlet arasındaki sorunları iyi çözüm yollarıyla açıklığa kavuşturarak barışçıl yollarla çözmektir. Ancak belli bir zaman geçtikten sonra cemiyet kendi görevini yerine getirememiş çünkü güçlü devletlerin etkisi altında kalmıştır. Hatta dünya çapında bir savaşa neden olmuştur.

Bölgesel Barış ve Dünya Barışı Arasındaki Fark Nedir? Açıklayınız.

Adından da anlaşılacağı üzere bölgesel yani belirli bir topraktaki ya da bölgedeki toplumun huzurunu, refahını ve mutluluğunu temsil etmektedir. Dünya barışında ise tüm dünyadaki toplumların din, dil ve ırk ayrımı gözetmeksizin herkesin huzuru, refahı ve mutluluğunu temsil etmektedir. Bölgesel barış toplumun içerisinde oluşan barış ortamıdır ve toplum içerisindeki saygı ve anlayışı baz almaktadır. Dünya barışı ise ülkelerin ya da farklı kültürdeki ya da aynı kültürdeki toplumların birbiri içerisinde barış içinde yaşamasıdır ve birbirlerine saygı ve anlayış göstermesidir.

Jeopolitik Konum Nedir? Araştırınız.

Jeopolitik konum ülkelerin hedef olma sebeplerinden birisidir. Jeopolitik konum ülkelerin kendi ekonomik durumlarının, kültürel ögelerinin, sosyal yapılarının, ticari, coğrafi konum ve iklimsel özelliklerinin baz alındığı tüm bu özelliklerin içerisinde bulunduğu kavramdır. En basitinden İpek Yolu’nun bir ülkeden geçmesi o ülkenin jeopolitik konumuna girmektedir ya da o ülkenin yer altı zenginlikleri olarak nitelendirdiğimiz ülkenin kazanç sağladığı unsurlar jeopolitik konuma girmektedir. Ticaret yolları, köprüler, bir yerin iklim şartları ve yeryüzü şekilleri gibi pek çok unsur jeopolitik konumun içine girmektedir.

Boğazların Ulusal ve Uluslararası Önemini, Türkiye’nin Boğazlardaki Hak Ve Sorumluluklarıyla İlgili Düşüncelerinizi Defterinize Yazınız.

(Bu soru sayfa 197’deki mente göre yanıtlanmıştır.)

Boğazlar eski dönemlerden beri çok fazla gündeme gelen bir konu olmakla beraber paylaşımı çok zor yapılan bir konumdadır. En son boğazların Osmanlı Devleti’nden alınmasıyla çok fazla kez paylaşılma şekli gündeme gelmiştir. En sonunda Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile durum netlik kazanmış. Boğazların yönetimi ve savunma durumları Türkiye Cumhuriyeti’ne devredilmiştir. Boğazların denetiminin sağlanmasıyla Türkiye milli egemenlik gücüne sahip olmuştur. Atatürk’ün fazlasıyla istediği Boğazlar sonunda Türkiye’ye geçmiştir ve bu gelişme Türk dış politikasını da olumlu yönde etkilemiştir. Tarihte bu olay Atatürk’ün barışa dayandırılmış bir milli dış politikasının kayda değer bir başarısı olarak görülmektedir.

1921 Ankara Antlaşması İle Hatay Halkına Türkçe Konuşma ve Türk Parası Kullanma Hakkı Verilmesinin Nedenini Açıklayınız.

Hatay, Misak-ı Milli sınırlarından yer almasına rağmen ülkenin işgal edilmesinden sonra Türk topraklarından çıkmıştır. 1921’de imzalanan Ankara Sözleşmesi ile birlikte Hatay, Fransızlara bırakılmıştır. Ancak yapılan Ankara Sözleşmesinde Hatay’da bulunan yerli halka Türkçe konuşma ve Türk parası kullanma hakkı verilmiştir. Bunun en büyük nedeni bu bölgede yaşayan halkın büyük bir çoğunluğunun Türkler tarafından oluşmasıydı. Yapılan bu antlaşmada da Türkleri mağdur duruma düşürmemek için bu haklar verildi. Bölgede yaşayan halkın çoğunlukla Türkler tarafından oluşturulması sebebiyle Türklere fazlalıkla hak tanınmıştır.

Atatürk’ün Mersin Gezisi Sırasında Orada Bulunduğunuzu Varsayalım. Bir Pankart Hazırlamış Olsaydınız Ne Yazardınız?

Atatürk 1938 yılında yaptığı son Mersin gezisine 19 Mayıs’ta Ankara’dan ayrılarak saat 17:00 tren ile gitmiştir. Hatay’daki sorunu çözme konusunda kararlı olan Mustafa Kemal Atatürk Mersin’e gidip oradaki askerleri denetleyecekti ve Hatay’da bulunan Fransa Devletine gözdağı vermek istiyordu. O sıralarda hasta olan Atatürk Fransız hekimin uyarılarına rağmen bu geziye çıkmıştır. Bu sırada gezinin kesinleşmesi ile Mersin’deki halk Atatürk’ü karşılamak için hazırlıklara başladı. Bu hazırlık sürecinde Ulaştırma Bakanlığı Atatürk’ün geliş saatini bildirerek bu hazırlıklar ona göre yapılmıştır. Ben eğer o hazırlıklarda bulunan kişilerden biri olsaydım yapacağım pankarta ‘Atam Mersin Seninle Gurur Duyuyor’ yazardım.

Hatay’ın Türkiye’ye Katılması Sürecinde İzlenen Politikayı Demokrasi Açısından Değerlendiriniz?

Hatay’ın Türkiye’ye katılma sürecinde izlenen politikada barışçıl politika izlenmiştir. Hatay’ın Türkiye’ye katılmasında hassas olan hükümet izlediği politikada önemli ve hassas bir politikaya başvurmuştur. Fransa 1936 yılında Alman tehlikesi yüzünden Hatay’dan çıkarak Hatay’ı Suriye’ye bırakmıştır. Bu gelişmenin sonucunda Türkler Hatay için endişe duymaya başladı. Türkiye Fransa’nın bu kararında hatalı olduğu savundu ve Hatay’ın bağımsızlığının olmasını savundu. Bu uzun çalışmaların sonucunda Türkiye Cumhuriyeti 7 Temmuz 1939 tarihinde çıkardığı bir yasa ile Hatay ilinin kurulmasına ve ülke topraklarına katılması kararını vermiştir.

Hatay’ın Türkiye’ye Katılma Sürecindeki Gelişmeleri, Tarih Şeridinde Boş Bırakılan Yerlere Yazınız.

(Bu soru sayfa 199’daki tabloya göre yanıtlanmıştır.)

3 Temmuz 1938: Türkiye ile Fransa devleti arasında bir sözleşme imzalandı. Bu sözleşme ile Hatay’da seçimlerin serbest yapılma kararı alındı.

2 Eylül 1938: Meclisteki bütün milletvekilleri yeminlerini ettiler ve görevlerine başladılar.

23 Haziran 1939: Türkiye ve Fransa devleti arasında yapılan sözleşmeye göre Hatay’ın Türkiye Cumhuriyeti’ne bırakılmasına karar verilmiştir.

29 Haziran 1939: Hatay’da bulunan meclis bu tarihte yaptıkları son görüşme ile Türkiye’ye katılma kararını aldılar.

30 Haziran 1939: Bu tarihte nihayet bu süreç biterek Hatay resmi olarak Türkiye Cumhuriyeti topraklarına katıldı.

 

Ölçme ve Değerlendirme Bölümü Soruları

8. sınıf İnkılap tarihi dersinin altıncı ünitesi olan Atatürk Dönemi Türk Dış Politikası ünitesinin Ölçme ve Değerlendirme bölümünde yer alan tüm soruları yanıtladık.

Aşağıdaki Soruları Metinlere Göre Cevaplayınız.

Metne Göre Türklerin ve Rumların Yaşadıkları Sıkıntılar Nelerdir? Yazınız.

Sayfa 200’de verilen metinlere Türklerin ve Rumların yaşadıkları sıkıntılardan birisi göçlerin karşılıklı ve zorunlu olması sebebi ile bu iki vatandaşların da gittiği yerde pek aynı dili konuştukları kişi olmaması sebebi ile birçok zorluk çekmişlerdir.

Mübadele Zorunlu Bir Göçtür. Bu Göçe Benzer, Günümüzde De Mülteci Sorunu Yaşanmaktadır. Bu Tür Sorunların Çözümü İçin Devletler ve Sivil Toplum Kuruluşları Neler Yapabilir? Yazınız.

Mübadele sonucunda oluşan göç sorunlarında devletler ile sivil toplum kuruluşlarının bu göçmenlere yapabilecekleri birçok faaliyet vardır. Örneğin, bu göçmenlere geldikleri coğrafyada kullanılan dili öğretmen adaptasyon süreçleri için çok önemlidir. Bunun dışında gelen göçmenlere o coğrafyada bulunan kültürler aşınabilir. Bu da göçmenlerin o yere biraz daha ayak uydurmasını sağlar.

Aşağıda, Türkiye’nin Dış Politikasıyla İlgili Atatürk’ün Sözleri Verilmiştir. Bu Sözlerin Dış Politika İlkelerinden Hangisini Yansıttığını Boşluklara Yazınız.

3-Millî menfaatleri esas alma 4-Barışçılık 5-Gerçekçilik 6-Tam bağımsızlık

3 numaralı sözden anlaşılacağı üzere Milliyetçilik ön plandadır, yani Atatürk bu sözünde Milli menfaatleri esas alma politikasını izlediğinden bahsetmiştir.

4 numaralı sözde ise komşular ve tüm devletler ile iyi geçinmekten bahsedilmektedir bu da Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti için barışçıl bir politika izleyeceğini gösterir.

5 numaralı söze bakarsak erişilemeyecek hayalleri peşinde boşuna uğraşmamak gerektiğini savunan Atatürk bu sözle gerçekçi bir politika izleyeceklerinden bahseder.

6 numaralı söze bakıldığında ise bir milletin esir yaşayacağına yok olmasının daha iyi olduğunu belirten Atatürk bu sözünde tam bağımsızlık politikasını izleyeceklerini belirtmiştir.

Aşağıda Harfleri Karışık Olarak Verilen ve Lozan Antlaşması’ndan Sonra Ele Alınan Dış Politika Sorunlarının Doğru Şeklini Yazınız. Bu Sorunlardan Hangisi Misakımillî Doğrultusunda Çözüme Kavuşturulamamıştır? Söyleyiniz.

7-Musul Sorunu

8-Boğazlar Sorunu

9-Hatay Sorunu

10-Yabancı Okullar

11-Nüfus Mübadelesi

12-Dış Borçlar

Aşağıda Verilen Olayları Kronolojik Sıraya Göre Yazınız.

1930-Nüfus Mübadelesi

1932-Türkiye’nin Milletler Cemiyetine girişi

1934-Balkan Antantı

1936-Montrö Boğazlar Sözleşmesi

1937-Sadabat Paktı

1939-Hatay’ın Türkiye’ye katılması

Aşağıdaki Soruları Cevaplayınız.

19-A

20-B

21-A

22-C

23-A

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Metin kopyalamanın açılabilmesi için
lütfen web sitemizdeki herhangi bir reklama
tıklayarak bize destek olunuz.

Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyicinizi kapatarak bize destek olunuz. Anlayışınız için teşekkür ederiz.