Türk Devletlerinde Gücün Meşruiyet Kaynağı (Tarih Konu Anlatımı)
Bu yazımızda tarih dersi konu anlatımları kapsamında 9. sınıf tarih dersinin 4. ünitesi olan İlk ve Orta Çağlarda Türk Dünyası ünitesinin 2. konusunun devamı olan Türk Devletlerinde Gücün Meşruiyet Kaynağı konusuna yer verdik. Türk Devletlerinde Gücün Meşruiyet Kaynağı konusunu “İlk ve Orta Çağlarda İç Asya’daki Türk siyasi teşekküllerinin güç ve yönetim yapısını kavrar.” kazanımı çerçevesinde anlattık.
Bu Yazının İçindeki Başlıklar:
Türk Devletlerinde Gücün Meşruiyet Kaynağı
Ders: Tarih 9
Ünite: İlk ve Orta Çağlarda Türk Dünyası
Konu: Türk Devletlerinde Gücün Meşruiyet Kaynağı
Kazanım: İlk ve Orta Çağlarda İç Asya’daki Türk siyasi teşekküllerinin güç ve yönetim yapısını kavrar.
Türk Devletlerinde Gücün Meşruiyet Kaynağı konusunda öncelikle Kağan kimdir, görevleri nelerdir sorularını yanıtladık. Ayrıca Kut inancının Türk siyasi hayatına etkileri neler olabilir? sorusunu inceledik.
Kağan Kimdir?
Türk devletlerinde hükümdarlara yani yöneticilere türlü adlar verilmiştir. ‘Tan-hu’ veya ‘şan-yü’, ‘kağan (khagan)’, ‘kan (han, kral)’, ‘yabgu (cabgu)’, ‘idi-kut’, ‘il-teber’, ‘erkin (kül erkin, ulug erkin)’ vb. bunlardan en yaygın olanı kağandı.
İlk Türk devletlerinde kağan göğün altındaki bütün ülkelerin tek bir yöneticisi gibi düşünülmüştür. Yeryüzünün yöneticisi sayılan Türk kağanları ‘Tanrının yarlığı’ ile dünyanın bütün ülkelerini yönetmiştir. Türkler devletlerinde önemli bir kurum olan kağanlığı daha ayrıntılı incelemek için Türklerde Kağan Kimdir? Görevleri, Sorumlulukları ve Özellikleri başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Kağan Gücünü Nereden Alıyor?
İlk Türk Devleti olan Asya Hun Devleti’nde devletin başında olanlar Tanhu unvanını kullanmıştır. Mete Han, Gök Tanrı tarafından tahta çıkartılmış Hunların büyük Şanyü’sü olduğunu milattan önce 176’da Çin imparatoruna gönderdiği mektupta belirtmiştir. Orhun Yazıtları’nda Bilge Kağan, Tanrı onun kağan olmasını istediği ve onu seçtiği için kağan olduğunu belirtmiş, “Tanrı irade ettiği için kağanım” demiştir. Uygur Devleti’nde de benzer bir şekilde kut inancı gözlenmiştir. Bögü Kağan’ın unvanı Uygurlara ait olan Karabalsagun Yazıtı’nda “Tengride kut bulmuş.” olarak geçmiştir. Bunlardan da anlaşılabileceği gibi ilk Türk devletlerinde yoğun bir şekilde kut inancı hakimdir. Ancak Türk kağanı hiçbir zaman eski Mısır medeniyetindeki gibi tanrı-kral olarak kabul edilmemiştir. Kağanın Tanrı tarafından kutsanmış kişi olduğu düşünülmekte ve Kağan gücünü Tanrı’dan almaktadır.
Kağanların Görevleri Nelerdir?
İlk Türk devletlerinde kağan hem tüm devletin başı hem de topluma öncülük eden kişiydi. Yani tüm devlet teşkilatı kağana ve onun kararlarına bağlı denebilirdi. Eğer kağan bir konu hakkında yanlış bir karar verirse bu karar tüm devleti derinden etkileyebilirdi. Kağan, devlet teşkilatına hükmeden kişi olarak iç ve dış siyasetle ilgilenir, savaş kararı mı yoksa barış kararı mı alınacağına karar verir, orduları komuta edip onları yönetir hem elçi gönderir hem de elçi kabul ederdi. Ayrıca devlet teşkilatının her aşamasında görev alan kişileri tayin eder veya onları görevden alırdı. Türk kağanı devlet yapısının başı ve toplumun lideri olarak, en büyük güç ve yetkileri kendi şahsında toplamıştır. Her emri kanun hükmünde ve değerindeydi. Devletin tüm kademelerindeki görevliler ve bütünüyle halk, bu emirlere uymak zorundaydı.
Öte yandan Türk kağanı, en büyük yargıç durumundaydı. O, bu sıfatıyla yüksek mahkemeye başkanlık ederdi. Savaş gücü ile devleti kurma ve düzene koyma, Türk kağanlarının en önemli görevlerinden biriydi. Yeni alınan yerlere kondurma yani yerleştirme ve iskân politikası da; Töreyi, yani yasalar ile örf hukukunu düzenlemek de; halkı doyurup, giydirme de Türk kağanlarının önemli görevleri arasında yer almaktaydı. O, yalnızca yaşadığı zamandan değil, devletin ve toplumun geleceğinden de yükümlüydü. Dolayısı ile onun görevi son derece ağırdı. Bu ağır görevi de ancak iyi yetişmiş yetenekli, bilgili ve deneyimli kimseler başarabilirdi. Bu yüzden Türk kağanının bazı yüksek özelliklere sahip olması gerekiyordu.
Kut İnancının Türk Siyasi Hayatına Etkileri
Türklerde kağan olabilmek için Gök Tengri tarafından kutsanmış bir aileden gelmek, o kutsal kana sahip olmak gerekirdi. Kut, kan yoluyla geçtiği için tüm hanedan üyelerinin kağan olma yetkisi ve hakkı vardı. Tanrının iradesinin hangi hanedan üyesi üzerinde olduğu ancak taht için yapılan bir mücadele sonucunda ortaya çıkmaktaydı. Kağan olmak için adil, yetenekli, ilim sahibi, asil, cesur bir kişiliğe sahip olmak gerekirdi. Eski Türk devletlerinde kut inancı hakim olduğu için kuta sahip olan hanedan üyeleri arasında kağan seçmek için kurultay toplanırdı. Kısacası kimin kağan olacağına kutsanmış kana sahip olduğu düşünülen hanedan üyeleri karar verirdi.
Kut inancı siyasi anlamda halkın söz sahibi olması yerine hanedanın egemenliğine sebep olmuştur. Türkler egemenliğin Tanrı’ya ait olduğunu ve sorumluluklarını yerine getirdikleri müddetçe hükümdarın egemenliğini sürdüreceğine inanırdı. Egemenlik Tanrı kaynaklı olmasına rağmen sınırsız değildi. Çünkü inanca göre sınırsız tek güç Tanrı’dır. Hükümdarın sözleri emir yerine geçiyor, o ne derse anında yapılıyordu. Ülke hükümdar ve ailesinin malı olması kardeş kavgalarına, egemenliğin Tanrı’dan geldiği inancı ise hükümdarlığın babadan oğula geçmesine neden olmuştu.
Okuma Önerisi: Bu konuyla ilgili olarak Kut Nedir? Türklerde Kut Anlayışı ve Kut İnancı başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz.
4. Ünitenin Tüm Konuları: İlk ve Orta Çağlarda Türk Dünyası ünitesinin tüm konularını aşağıdaki başlıklarda inceleyebilirsiniz.
1. Konu: Avrasya’da İlk Türk İzleri
İlk Türk Devletleri ile İlgili Önemli Siyasi Gelişmeler
2. Konu: Boylardan Devlete
Türk Devletlerinde Gücün Meşruiyet Kaynağı (Şu an bu başlıktasınız!)
Gücün Maddi ve Temel Kaynakları
Türk Kitabelerine Göre Güç ve Yönetim Anlayışı
3. Konu: Türklerde Coğrafya İle Oluşan Yaşam Tarzı
4. Konu: Kavimler Göçü
5. Konu: İlk Türk Devletleri ve Komşuları
Merhaba Efe Bey, ellerinize ve emeğinize sağlık. Yazınızı okudum ama meşruiyet kaynağı kısmı biraz havada kalmış gibi. Ayrıca kağanların kağan olurkenki törenlerine ve nasıl kağan olduklarına değinseydiniz daha yardımcı ve doyurucu bir yazı olabilirdi.