9. Sınıf TarihTarih Dersi İçerikleriTarih SınavlarıYazılı Sınavlar

9. Sınıf Tarih 2. Dönem 2. Yazılı – Yeni Müfredata Göre (2023-2024)

Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’ne göre öğrencilerin başarısı; öğretim programı öğrenme kazanımları esas alınarak dersin özelliğine göre yazılı sınavlar, uygulamalı sınavlar, performans çalışmaları ve projeler üzerine alınan puanlara göre belirlenir. Tarih dersinde öğrenci başarısını tespit edebilmek için kullanılan araçlardan biri de yazılı sınavlardır. Bu yazımızda 9. Sınıf Tarih 2. Dönem 2. Yazılı örneğini paylaşıma açıyoruz.

9. Sınıf Tarih 2. Dönem 2. Yazılı

Tarih dersi yazılı sınavları ile ilgili 9. Sınıf Tarih 2. Dönem 2. Yazılı örneği aşağıda yer almaktadır. 9. Sınıf Tarih 2. Dönem 2. Yazılı örneği yönetmelik gereği açık uçlu sorulardan oluşmaktadır. Ancak 9. Sınıf Tarih 2. Dönem 2. Yazılı içine kısa yanıtlı, doğru-yanlış, eşleştirmeli veya çoktan seçmeli test gibi sorular da eklenebilir.

Aşağıdaki 9. Sınıf Tarih 2. Dönem 2. Yazılı örneği 2023-2024 eğitim öğretimi yılı için yeni müfredata göre hazırlanmıştır. Bu yazılı sınavda sınav kapsamındaki ilgili kazanımlardan 10 soru bulunmaktadır. 9. Sınıf Tarih 2. Dönem 2. Yazılı sınavı  içerisinde analiz ve değerlendirme düzeyindeki kazanımlara yönelik birden fazla soru yer almaktadır.  Bu tarih yazılı sınavı içerisinde yer alan sorular puanlanmamıştır. Puanlama işi tarih öğretmenine bırakılmıştır.

Tarih dersi öğretim programında yer alan becerilere ve kazanımlara göre hazırlanan 9. Sınıf Tarih 2. Dönem 2. Yazılı sınavını bilgisayarınıza kopyalayarak üzerinde düzenleme veya değişiklik yapabilirsiniz.

Yanıt Anahtarı: 9. Sınıf Tarih 2. Dönem 2. Yazılı cevap anahtarları sorulardan hemen sonra aşağıda ayrı bir başlıkta yer almaktadır.

2023-2024 9. Sınıf Tarih Dersi 2. Dönem 2. Yazılı Sınavı

2023-2024 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

……………………………… LİSESİ

9. SINIF TARİH DERSİ 2. DÖNEM 2. YAZILI SINAVI

SORULAR

1. Emeviler Dönemi’nde İslamiyet, Kuzey Afrika üzerinden Avrupa’ya yayılmıştır. Bu yayılma sürecinde İslam kültürü Avrupa’yı nasıl etkilemiştir? İbn-i Sina örneğinden yola çıkarak açıklayınız.

2. Binbir Gece Masalları’nda anlatılan öykülerin geri planında Abbasi Halifesi Harun Reşid dönemi söz konusudur. Abbasilerde Harun Reşid döneminin bu öykülere konu olabilecek özellikleri nelerdir?

3. İslam uygarlığında önemli bir bilim ve eğitim kurumu olan Beytü’l-hikme’nin çalışmaları hakkında bilgi veriniz.

4. Su ve mekanik parçalarla çalışan makineleri yapan El Cezeri’nin çalışmaları Avrupa’yı bilimsel açıdan nasıl etkilemiştir?

5. Türk topluluklarının İslamiyet’i kabul etmelerinin temel nedenleri nelerdir?

6. Kutadgu Bilig, Divânü Lûgati’t-Türk, Atabetü’l-Hakayık ve Divân-ı Hikmet gibi eserlerin ortak özellikleri nelerdir? Bu eserlerin içeriği hakkında kısaca bilgi veriniz.

7. Dandanakan, Pasinler ve Malazgirt savaşlarının ortak sonuçları nelerdir?

8. Büyük Selçuklu Devleti hükümdarı Tuğrul Bey, neden İslam dünyasında koruyucu rol üstlenmiştir?

9. Nizâmülmülk’ün Siyasetnâme adlı eserine göre devlet yöneticilerinde aranan temel siyasi özellikler nelerdir?

10. Nizamiye Medreseleri yapılanma sürecinde Gazalî’nin bu medreselere etkisi neler olmuştur?


2023-2024 9. Sınıf Tarih Dersi 2. Dönem 2. Yazılı Sınavı Yanıt Anahtarı

9. SINIF TARİH DERSİ 2. DÖNEM 2. YAZILI SINAVI

YANITLAR

Yanıt 1: Emeviler dönemi (661-750), İslam’ın erken dönemlerinden biridir ve bu dönemde İslam, Kuzey Afrika üzerinden Avrupa’ya yayılmıştır. Bu yayılma süreci, birçok kültürel, bilimsel ve entelektüel etkileşimleri beraberinde getirmiştir. İslam’ın Avrupa’ya etkilerinden biri, İslam bilim ve kültürünün Avrupa’ya aktarılmasıdır. Bu süreçte, Arap bilim ve düşüncesinin çeşitli alanlarda Avrupa’ya girişi oldu. Bu etkiler, özellikle İbn-i Sina gibi önemli İslam düşünürleri ve bilim adamları aracılığıyla gerçekleşti.

İbn-i Sina (980-1037), Orta Çağ İslam dünyasının en önemli filozoflarından biriydi ve Batı’da Avicenna olarak da bilinir. Tıp, matematik, astronomi, kimya, mantık, metafizik ve birçok diğer alanda önemli çalışmalar yapmıştır. İbn-i Sina’nın eserleri, Latince’ye ve diğer Avrupa dillerine tercüme edilerek Orta Çağ Avrupası’nda büyük bir etki yaratmıştır. Özellikle İbn-i Sina’nın tıp alanındaki çalışmaları, Avrupa’da tıbbi bilginin gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır. “Canon of Medicine” adlı eseri, Avrupa’da uzun bir süre boyunca tıp eğitiminin temel kaynağı olarak kabul edildi. Ayrıca, İbn-i Sina’nın mantık ve felsefi eserleri de Avrupa’daki düşünsel gelişmelere etki etmiştir.

Bu süreç, ayrıca İslam mimarisi, matematik, astronomi, coğrafya ve diğer disiplinlerdeki bilgilerin de Avrupa’ya taşınmasına yol açtı. Avrupa, bu dönemde İslam dünyasının bilimsel, kültürel ve entelektüel mirasını keşfetmeye başladı. Sonuç olarak, Emeviler döneminde İslam’ın Kuzey Afrika üzerinden Avrupa’ya yayılması, büyük bir kültürel ve bilimsel etkileşim dönemine işaret etti. İbn-i Sina gibi düşünürlerin eserleri, Avrupa’da bilimin ve düşüncenin gelişmesine büyük katkılarda bulundu ve Orta Çağ’da Avrupa’nın bilimsel uyanışının temellerini attı.

Yanıt 2: Binbir Gece Masalları, Abbâsî Halifesi Hârûn Reşid döneminin etkilerini taşır. Hârûn Reşid (763-809), Abbâsî Halifeliği’nin beşinci halifesi olarak hükümdarlık yapmıştır. Bu dönem, İslam tarihindeki Altın Çağ olarak kabul edilir ve birçok sanat ve bilim alanında önemli gelişmeler yaşanmıştır. İşte bu dönemin öne çıkan özellikleri:

Hârûn Reşid dönemi, Abbâsî İmparatorluğu’nun zirvesine denk gelir. Bu dönemde imparatorluk oldukça zengin ve refah içindeydi. Saray, sanat ve edebiyatın önemli merkezlerinden biriydi. Bağdat, Hârûn Reşid döneminde İslam dünyasının en parlak dönemlerinden birini yaşadı. Şehir, bilim, kültür, sanat ve ticaretin merkezi haline geldi. Bu dönem, Bağdat’ın tarih boyunca gördüğü en görkemli zamanlardan biriydi. Hârûn Reşid, bilim ve sanata büyük önem veriyordu. Sarayında birçok bilim adamı, filozof ve sanatçıya destek verdi. Özellikle tıp, matematik, astronomi ve felsefe gibi alanlarda önemli gelişmeler yaşandı. Bu dönemde, Arap edebiyatı ve kültürü dünya çapında büyük etki yaptı. Binbir Gece Masalları gibi eserler, bu dönemin sanatsal ve kültürel zenginliğinin bir yansımasıdır. Hârûn Reşid, Bizans İmparatoru VII. Konstantinos ile diplomatik ilişkiler kurdu ve bu dönemde Abbâsî-Bizans ilişkileri önemli bir gelişme gösterdi. Hârûn Reşid, adil bir yönetici olarak bilinir. Adaletiyle tanınan bu halife, halk arasında sevilirdi.

Binbir Gece Masalları’nda geçen öyküler, bu zengin kültürel ve tarihsel dönemin etkilerini taşır. Sarayın ihtişamı, bilim ve sanatın teşviki, Bağdat’ın görkemi ve adalet anlayışı gibi özellikler, masalların atmosferini şekillendiren unsurlardır. Bu masallar, aynı zamanda dönemin entelektüel zenginliğinin ve kültürel çeşitliliğin bir yansıması olarak kabul edilir.

Yanıt 3: Beytu’l-hikme (veya Bayt al-Hikma), İslam dünyasında önemli bir bilim ve eğitim kurumudur. Abbâsî Halifesi Hârûn Reşid’in hükümdarlığı döneminde, 8. yüzyılın sonlarına doğru, Bağdat’ta kurulmuştur. Bu kurum, İslam Altın Çağı olarak adlandırılan dönemin bilimsel ve kültürel gelişmelerine büyük katkılarda bulunmuştur. Beytu’l-hikme’nin çalışmaları ve etkinlikleri şunlardı:

Beytu’l-hikme, Antik Yunan, Hint ve Fars bilimlerini Arapça’ya tercüme etme faaliyetlerine büyük önem verdi. Bu, o dönemdeki en kapsamlı tercüme hareketlerinden biriydi ve çeşitli bilim alanlarında eserlerin Arapça’ya çevrilmesi ile büyük bir bilgi birikiminin Arapça konuşan dünyaya aktarılmasını sağladı. Beytu’l-hikme, matematik, astronomi, tıp, kimya, felsefe gibi bir dizi bilim alanında önemli araştırmalar yaptı. Bu çalışmalar, o dönemdeki bilimsel ilerlemenin temelini oluşturdu. Beytu’l-hikme, birçok ünlü bilim adamını yetiştirdi. Özellikle tıp, matematik ve astronomi alanlarında yetenekli öğrenciler yetiştirildi. Beytu’l-hikme, bilim ve felsefe alanlarında önemli kitaplar ve ansiklopediler hazırladı. Bu eserler, o dönemin bilimsel bilgisinin toplandığı kaynaklardı. Beytu’l-hikme, bilimsel yöntemlere dayalı gözlem ve deneylerin önemini vurguladı. Bu, o dönemdeki bilimsel yaklaşımın temelini oluşturdu. Beytu’l-hikme, farklı kültürlerden gelen bilginlerin bir araya geldiği bir merkezdi. Bu, çeşitli bilim alanlarındaki farklı perspektiflerin bir araya gelerek yeni fikirlerin ortaya çıkmasını sağladı.

Beytu’l-hikme’nin çalışmaları, İslam dünyasının Altın Çağı olarak adlandırılan dönemindeki bilimsel ve kültürel ilerlemelere büyük katkılarda bulundu. Bu kurum, bilimsel yöntemlerin teşvik edilmesi, bilgi birikiminin artırılması ve farklı kültürlerin bilim alanındaki katkılarının bir araya getirilmesi açısından önemli bir rol oynadı.

Yanıt 4: El Cezeri (İsmail el-Cezeri), 12. yüzyılda yaşamış bir İslam bilim adamıdır. Su ve mekanik parçalar kullanarak otomatlar ve makineler üretmiştir. El Cezeri’nin çalışmaları, Avrupa’yı bilimsel açıdan etkileyen önemli faktörlerden biridir. İşte bu etkiler:

El Cezeri’nin otomatlar ve mekanik makineleri, o dönemdeki teknolojik bilincin ve uygulamaların ileri bir seviyeye taşınmasına yardımcı oldu. Bu, özellikle mühendislik ve mekanik bilimler alanında Avrupa’ya ilham verdi. El Cezeri’nin çalışmaları, otomasyonun ve robotik teknolojisinin temel prensiplerini içeriyordu. Bu, gelecekteki otomasyon ve robotik teknolojisinin temellerini atmıştı. El Cezeri’nin mekanik makineleri, mühendislik ve makine tasarımı konusunda önemli bilgiler içeriyordu. Bu bilgiler, Avrupa’da mühendislik uygulamalarının gelişmesine yardımcı oldu. El Cezeri’nin eserleri, Arapça’dan çeşitli dillere çevrildi ve Avrupa’da geniş bir kitleye ulaştı. Bu sayede, El Cezeri’nin fikirleri ve çalışmaları Avrupalı bilim insanlarına ulaşarak bilimsel ilerlemenin önünü açtı. El Cezeri’nin çalışmaları, bilimsel yöntemin uygulanmasının önemini vurguluyordu. Bu, Avrupa’da bilimsel düşünce ve yöntemlerin yayılmasında etkili oldu. El Cezeri’nin çalışmaları, sanayi devrimi öncesinde makine ve mühendislik alanlarındaki ilerlemelerin temelini atmıştı. Bu, sonraki dönemlerdeki sanayi devrimine zemin hazırladı.

Sonuç olarak, El Cezeri’nin su ve mekanik parçalarla çalışan makineleri, Avrupa’yı bilimsel ve teknolojik açıdan etkilemiş ve gelecekteki mühendislik ve makine endüstrilerinin temelini oluşturmuştur. El Cezeri’nin çalışmalarının Avrupa’daki bilimsel gelişmelerde etkisi büyük olmuştur ve bu çalışmalar, bilim ve teknolojinin evriminde önemli bir kilometre taşı olarak kabul edilir.

Yanıt 5: Türk topluluklarının İslam’ı kabul etmelerinin temel nedenleri çeşitlilik gösterebilir. İşte bu kabulün temel nedenlerinden bazıları:

İslam, ticaretin önemini vurgular ve adil ticareti teşvik eder. Müslüman olmanın ticarette avantaj sağlayabileceği düşüncesi, Türk topluluklarının İslam’ı benimsemesinde etkili olmuş olabilir. İslam, toplumda adalet, eşitlik ve kardeşlik prensiplerini benimser. Bu, özellikle o dönemdeki politik karışıklıklar ve etnik farklılıkların ortasında yaşayan Türk toplulukları için çekici olabilir. İslam, diğer dinlere saygı duymayı ve hoşgörülü olmayı öğütler. Bu, farklı inançlara sahip Türk topluluklarının İslam’a geçişinde etkili olmuş olabilir. Arap ve Türk kültürleri arasında bazı benzerlikler bulunuyordu. Bu, Türklerin İslam’ı kabul etmesini kolaylaştırabilir. İslam’ı benimsemek, bazı Türk toplulukları için askerî veya siyasi avantajlar sağlayabilirdi. Örneğin, İslam’ı kabul eden bir devletin, Müslüman ülkelerle ittifak yapması kolaylaşabilirdi. İslam, ahlaki değerlerin ve erdemlerin önemini vurgular. Bu, insanların toplumsal düzen ve huzur için bir araya gelmelerini sağlayabilir. İslam dünyası, o dönemde bilim ve eğitim alanlarında önemli ilerlemeler kaydetmişti. Bu, Türk topluluklarının bilim ve eğitim imkanlarından faydalanma arzusunu teşvik edebilirdi. İslam dini, Müslüman olmayanlara dinlerini tanıtarak ve tebliğ ederek yayılmasını teşvik eder. Bu, Türk topluluklarına da ulaşabilirdi.

Sonuç olarak, Türk topluluklarının İslamiyet’i kabul etmelerinin temel nedenleri, ekonomik, siyasi, kültürel, dini ve askerî faktörlerden kaynaklanabilir. Bu faktörler bir araya gelerek Türk topluluklarının İslam’a geçiş sürecini etkilemiş olabilir.

Yanıt 6: “Kutadgu Bilig”, “Divânü Lûgati’t-Türk”, “Atabetü’l-Hakayık” ve “Divân-ı Hikmet” gibi eserler, Ortaçağ Türk edebiyatının önemli örnekleridir. Bu eserlerin ortak özellikleri ve içerikleri şunlardır:

Bu eserler, Türk kültürünün ve dilinin korunmasını ve yayılmasını amaçlar. Her biri kendi döneminde Türkçenin gelişmesine katkıda bulunan önemli metinlerdir. Bu eserler, ahlaki değerler, erdemler ve dini öğretiler etrafında şekillenir. İslam inancı ve ahlaki prensipler, bu eserlerin temel temasıdır. Bu eserler, Ortaçağ Türk edebiyatının zengin mirasının birer parçası olarak kabul edilir. Her biri kendi dönemlerinde önemli bir kültürel ve edebi katkı sağlamıştır.

Kutadgu Bilig: Yusuf Has Hacip tarafından yazılan “Kutadgu Bilig”, 11. yüzyılın sonlarında yazılmış önemli bir eserdir. Eserde ahlaki ve ahlaklı yönetim anlayışı işlenir. Hükümdarlara nasihat şeklinde yazılan bu eser, Türk edebiyatının en erken dönemlerinden biri olarak kabul edilir.

Divânü Lûgati’t-Türk: Kaşgarlı Mahmud tarafından yazılan bu sözlük, Ortaçağ Türkçesinin önemli bir kaynağıdır. Eser, Türkçe kelime ve deyimlerin Arapça karşılıklarını içerir. Aynı zamanda coğrafya, tarih ve kültürle ilgili bilgiler de verir.

Atabetü’l-Hakayık: Ebû Nasr el-Cezeri tarafından 12. yüzyılda yazılmıştır. Eserde dini ve ahlaki temalar işlenir. İslam’a uygun bir yaşam tarzını teşvik eden öğütler verilir.

Divân-ı Hikmet: Mevlana Celaleddin Rumi tarafından yazılan bu eser, şiirlerden oluşur. Divan, aşk, sevgi ve maneviyat temalarını işler. Mevlana’nın tasavvufi düşüncelerini içerir.

Yanıt 7: Dandanakan, Pasinler ve Malazgirt savaşları, Türk tarihinin önemli dönüm noktalarından biri olan Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nun kuruluşunda etkili olan savaşlardır. Bu üç savaşın ortak sonuçları şunlar olabilir:

Bu savaşlar sonucunda Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nun Türk hükümdarı Alp Arslan, Bizans İmparatoru IV. Romanos Diogenes’i Malazgirt Meydan Muharebesi’nde mağlup ederek Anadolu’nun kapılarını Türklere açmıştır. Bu, Anadolu’nun Türkleşmesi sürecinin başlamasını sağlamıştır. Türklerin Anadolu’ya yayılması, bölgenin siyasi ve kültürel yapısını kökten değiştirdi. Bizans etkisi azaldı, Türk kültürü, dili ve gelenekleri daha etkin hale geldi. Bu savaşlar sonucunda Anadolu’daki Türk hükümeti İslam dinini benimsemişti. Bu, İslam’ın Anadolu’da daha yaygın hale gelmesine ve Türklerin İslam kültürünü benimsemesine yol açtı. Bu savaşlar, Türk ve İslam kültürlerinin Anadolu’da bir araya gelmesine ve bir sentez oluşturmasına katkıda bulundu. Bu dönemde Türkler, İslam medeniyetinin etkisi altında kalarak yeni bir kültürün temellerini atmıştır. Bu savaşlar, Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nun genişlemesini sağlamış ve imparatorluğun sınırlarını genişletmiştir. Bu savaşlar, Anadolu’da Türk devletlerinin kurulmasına zemin hazırladı. Büyük Selçuklular’ın yanı sıra Anadolu’da Selçuklu Sultanlığı, Artuklu Beyliği gibi Türk devletleri ortaya çıktı.

Sonuç olarak, Dandanakan, Pasinler ve Malazgirt savaşları, Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşması sürecinin başlamasına öncülük etmiş, Ortaçağ Türk İmparatorlukları’nın kuruluşunu ve Türk-İslam kültürünün oluşumunu etkilemiş önemli savaşlardır.

Yanıt 8: Büyük Selçuklu Devleti’nin kurucusu olan Alp Arslan’ın yeğeni ve halefi olan Tuğrul Bey, İslam dünyasında koruyucu bir rol üstlenmiştir çünkü:

Tuğrul Bey, Alp Arslan’ın zaferiyle Bizans’a karşı elde edilen başarıyı takiben Abbâsî Halifeliği’nin başkenti olan Bağdat’a girdi. Bu, halifeliğin Abbâsî yönetimine geri dönmesini sağladı ve Abbâsî halifelerinin yine dini ve siyasi otorite olmalarını güvence altına aldı. Tuğrul Bey, Abbâsî halifesinin koruyucusu olarak, İslam dünyasını bir arada tutma ve İslam toplulukları arasında birliği sağlama amacını taşıdı. Böylece, farklı bölgelerdeki Müslüman toplulukları arasında bir dayanışma duygusu oluşturuldu. Bu dönemde, Orta Doğu’da farklı bölgelerdeki Müslüman topluluklar arasında iç savaşlar ve çatışmalar yaşanıyordu. Tuğrul Bey’in liderliği altında, bu bölgelerdeki istikrarsızlık önemli ölçüde azaldı. Tuğrul Bey, Selçuklu İmparatorluğu’nun ilk hükümdarı olarak, İslam dünyasında Abbâsî halifesiyle iş birliği yaparak, Selçuklu Devleti’nin otoritesini güçlendirdi. Bu, bölgedeki siyasi ve askeri gücün artmasını sağladı. Abbâsî halifelerinin Selçuklu liderliğini tanıması, Selçuklu Devleti’nin İslam dünyasında daha fazla meşruiyete sahip olmasını sağladı. Bu, Selçuklu hükümdarlarına dini otoriteyi kullanma yetkisi verdi.

Sonuç olarak, Tuğrul Bey, İslam dünyasında koruyucu bir rol üstlendi çünkü Abbâsî Halifeliği’nin restorasyonu ve desteklenmesi, İslam dünyasında birliği sağlama ve Orta Doğu’nun kararlılığını temin etme amacını taşıyordu. Bu, Selçuklu Devleti’nin İslam dünyasında etkin bir güç olarak varlığını sürdürmesini sağlamıştır.

Yanıt 9: Nizamülmülk’ün “Siyasetname” adlı eseri, Ortaçağ İslam dünyasında devlet yöneticilerinde aranması gereken temel siyasi özellikleri anlatan önemli bir metindir. Bu esere göre devlet yöneticilerinde aranan temel siyasi özellikler şunlardır:

Adalet: Adalet, devlet yöneticilerinin en temel özelliğidir. Adaletin sağlanması, toplumun huzurunu ve düzenini sağlar. Nizamülmülk, adaletin olmadığı bir yönetimin çöküşe mahkum olduğuna inanır.

Aklıselim: Devlet yöneticilerinin akıl ve hikmet sahibi olmaları önemlidir. Mantıklı, akılcı ve bilge kararlar alabilmek, yöneticinin temel sorumluluklarındandır.

Güçlü Karar Alma Yetisi: Yöneticiler, zorlu kararlar alabilme yetisine sahip olmalıdır. Bu, devletin çıkarları ve halkın refahı için gereklidir.

Cesaret ve Kararlılık: Yöneticilerin cesur olmaları, devletin güvenliğini sağlama ve zorlukların üstesinden gelme açısından önemlidir. Ayrıca, kararlılık, hedeflere ulaşmak için gereklidir.

Bilgi ve Deneyim: Devlet yöneticileri, iyi bir eğitim almalı ve yönetim konularında bilgi sahibi olmalıdır. Ayrıca, geçmiş deneyimlerden ders çıkarmak da önemlidir.

Halkın Refahını Düşünme: Yöneticiler, halkın refahını gözetmeli ve onların ihtiyaçlarını karşılamak için çaba göstermelidir. Halkın memnuniyeti ve refahı, devletin istikrarı için hayati önem taşır.

Tavizsizlik ve Hakkaniyet: Yöneticiler, hakkaniyet prensiplerine bağlı kalarak, ayrımcılık yapmadan herkese eşit şekilde davranmalıdır.

Diplomatik Yetenekler: Uluslararası ilişkilerde başarılı olabilmek için yöneticilerin diplomatik yeteneklere sahip olmaları önemlidir.

Sadakat: Yöneticiler, devletin ve halkın çıkarlarını korumak için sadık olmalıdır. Kötü niyetli kişilere karşı uyanık olmalıdırlar.

İyi İnsan İdarecisi Olma: Nizamülmülk, devlet yöneticilerinin iyi insan idarecisi olmalarını vurgular. Yöneticilerin halka saygılı, hoşgörülü ve insan haklarına saygılı olmaları önemlidir.

Nizamülmülk’ün “Siyasetname”si, Ortaçağ İslam dünyasının yönetim ilkeleri ve devlet yöneticilerinin nasıl olması gerektiği konusunda önemli bir rehber olarak kabul edilir. Bu temel özellikler, Nizamülmülk’ün vizyonunda ideal bir devlet yöneticisinin sahip olması gereken nitelikleri yansıtır.

Yanıt 10: Nizamiye Medreseleri, Büyük Selçuklu Sultanı Nizamülmülk tarafından 11. yüzyılın ortalarında kurulmuş olan eğitim kurumlarıdır. Bu medreseler, İslam hukuku, felsefe, mantık, teoloji, dilbilim ve diğer ilimlerin öğretildiği merkezler olarak faaliyet göstermiştir. Gazalî (El-Gazâlî), İslam dünyasının önemli filozoflarından ve düşünürlerindendir. Nizamiye Medreseleri’nin yapılanma sürecinde Gazalî’nin etkisi şu şekilde özetlenebilir:

Gazalî, ilmi bilgiyi ve İslam ahlakını birleştirmeyi vurgulamıştır. Ona göre, sadece bilgi sahibi olmak değil, aynı zamanda bu bilgiyi İslam ahlakı ve değerleriyle uyumlu bir şekilde kullanmak önemlidir. Bu düşünce, Nizamiye Medreseleri’nin eğitim anlayışına yön vermiş olabilir. Gazalî, Batı felsefesi ve bilimiyle İslam’ı uzlaştırmaya çalışmıştır. Onun eserleri, Müslüman dünyasında bilimsel disiplinlere olan ilginin artmasına ve bu alandaki çalışmaların desteklenmesine katkıda bulunmuş olabilir. Gazalî, İslam düşüncesinde mantık ve teoloji arasındaki dengeyi sağlamaya çalışmıştır. Bu yaklaşım, Nizamiye Medreseleri’nde öğrencilere öğretilen mantık ve teoloji derslerinin nasıl işleneceği konusunda bir rehber olmuş olabilir. Gazalî, eğitimde doğru metodolojiyi kullanmanın önemini vurgulamıştır. Ona göre, öğrencilerin eğitim sürecinde rehberlik eden ve onları yanlış yoldan döndüren nitelikli öğretmenlere ihtiyaçları vardır. Nizamiye Medreseleri’nin eğitim kadrolarının seçimi ve eğitim metodolojisi bu prensiplere uygun olmuş olabilir.

Sonuç olarak, Gazalî’nin ilim ve İslam ahlakını birleştirmeye yönelik düşünceleri, Nizamiye Medreseleri’nin eğitim anlayışını şekillendirebilir. Ayrıca, mantık ve teolojinin denge içinde öğretilmesi, bu medreselerin eğitim programının bir parçası olabilir. Gazalî’nin fikirleri, Nizamiye Medreseleri’nin eğitim programında dikkate alınmış olabilir.


Tüm Yazılı Sınavlar: Tarih dersi yazılı sınavları ile ilgili örnek sınavların tamamını incelemek için Tarih Dersi Yazılı Sınavları – Yeni Müfredata Göre (2023-2024) başlıklı yazımızı ziyaret edebilirsiniz.

13 Yorum

  1. tarih sınavı cevap anahtarı için teşekkür ederim. Cevap anahtarları çok ayrıntılı, özet hali yok mu?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu Konuyla İlgili Yazılar

Başa dön tuşu

Metin kopyalamanın açılabilmesi için
lütfen web sitemizdeki herhangi bir reklama
tıklayarak bize destek olunuz.

Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyicinizi kapatarak bize destek olunuz. Anlayışınız için teşekkür ederiz.