Avusturya ile Uzun Savaşlar Dönemi (Tarih Konu Anlatımı)
Bu yazımızda tarih dersi konu anlatımları kapsamında 11. sınıf tarih dersinin 1. ünitesi olan Değişen Dünya Dengeleri Karşısında Osmanlı Siyaseti (1595-1774) ünitesinin 2. konusunun devamı olan Avusturya ile Uzun Savaşlar Dönemi konusuna yer verdik. Avusturya ile Uzun Savaşlar Dönemi “XVII. yüzyılda değişen siyasi rekabet içerisinde Osmanlı Devleti’nin ittifak girişimlerini açıklar.” kazanımı çerçevesinde anlattık.
Bu Yazının İçindeki Başlıklar:
Avusturya ile Uzun Savaşlar Dönemi
Ders: Tarih 11
Ünite: Değişen Dünya Dengeleri Karşısında Osmanlı Siyaseti (1595-1774)
Konu: Avusturya ile Uzun Savaşlar Dönemi
Kazanım: XVII. yüzyılda değişen siyasi rekabet içerisinde Osmanlı Devleti’nin ittifak girişimlerini açıklar.
Avusturya ile Uzun Savaşlar Dönemi konusunda 1591-1606 yılları arasında Avusturya ile yapılan savaşlar ve diplomatik ilişkiler hakkında bilgi verdik. Ayrıca 1596 Haçova Savaşı nedenleri ve sonuçları hakkında bilgi verdik. Yine bu konuyla bağlantılı olarak 1606 Zitvatorok Antlaşması nedenleri, sonuçları, önemi ve maddeleri hakkında bilgi verdik.
1591-1606 Yılları Arasında Avusturya ile Yapılan Savaşlar ve Diplomatik İlişkiler
1591-1606 yılları arasında Avusturya ile yapılan savaşlar ve diplomatik ilişkiler hakkında bilgi verelim. 1593-1606 yılında ortaya çıkıp devam eden Osmanlı -Avusturya Savaşı, Osmanlı’nın Macaristan’a sefer düzenlemesi sebebiyle çıkmıştır. Bu savaş Osmanlı Devleti’nin Avusturya ve diğer Balkan ülkeleri ile yaptığı savaşlardır. Bu dönem III.Murat dönemi ve III. Mehmet dönemi olarak ikiye ayrılmaktadır. Bu iki farklı dönemde de savaşlardan genelde Osmanlı Devleti zaferle ayrılmıştır. Savaş, 1606 yılında yapılmış Zitvatorok Antlaşması ile bitmiş ve devletler arası problemler çözüme kavuşmuştur.
Osmanlı Devleti’nin, İranla yaptığı savaşın zaferi ardından batıda gelişmeler yaşanmıştır. Avusturya, yıllık altın vergisini geciktirmeye, sınırlarında bazı olay ve problemler çıkarmaya başlamıştır. Bunun üzerine Hasan Paşa, Avusturya taraflarına sefer düzenlemiştir. Yaklaşık bin esir, on iki top ve bir sürü farklı ganimet almış ve geri dönmüştür ama bu olay Avusturya ile olan ilişkilerini kötüleştirmiştir. Bunun üzerine Avusturya hafif hafif saldırı ve akınlara başlamıştır. Osmanlı Devleti ise boş durmamış divanda bunun hakkında konuşup savaş kararı vermiştir ancak Avusturya, neredeyse her Avrupa ülkesi tarafından desteklenmiştir. Bu Osmanlı Devletinde hafif moral bozukluğu yaratsa da savaşta büyük çaplı bir etkisi olmamıştır.
Eğri Kuşatması (1552)
Bu dönemde Sadrazam Damat İbrahim Paşa göreve yeni atanmıştır fakat savaşın kötüye giden döneminde yeni göreve gelmiştir, Avusturyalılar Estergon Kalesini ele geçirmiş ve Hatvan Kalesini ise kuşatma altına almışlardı. Bu sıralarda III. Mehmet ve ordusu, daha henüz Segedinde taraflarındaydı. Hatvan kalesine gönderilen takviye birlikleri zamanında yetişemediğinden Haçova muhafızları daha fazla dayanamayıp teslim oldu fakat teslim olmalarına rağmen Avusturya ordusu kaledeki sağ kalan tüm muhafızları ve halkı katletmiştir. Bu sebeple Osmanlı ordusunu intikam ve kin duygusu sarmaya başlamıştır. 21 Eylül gününde Osmanlı’nın ordusu Hatvan kalesinin ön taraflarına gelerek ordunun başındakilerden biri olan Sultan III. Mehmet kale kumandanına (Avusturya ordusunundan bir kumandana) elçi yollamıştır ve teslim olmalarını istemiştir fakat bu istek kabul edilmedi.
Saldırı bu isteğin geri çevrilmesinden sonra başladı. Osmanlı ordusu kale duvarlarında gedikler açmıştır ancak bu gedikler askerlerin giremeyeceği kadar küçüktü çünkü kaledeki birlikler kaleyi iyi savunmaktaydı. Lakin sonunda kalede duvarlarında büyük bir delik açılmış ve Osmanlı’nın ordu birlikleri içeri girmiştir. Kaledeki birlikler ise artık bu saldırılara dayanamayıp teslim olmuştur. (12, Ekim, 1596) Hala o dönemde Osmanlı’nın birlikleri henüz Hatvan’da yapılan katliamı unutmadığından Eğri Kalesinde bulunanlar da Hatvan’da yaşanan olayı yaşamışlardır. Bu zaferden sonra Hatvan kalesi de geri alınmıştır. Bu nedenle III. Mehmet’in itibarını fazlaca arttırmıştır.
Haçova Muharebesi (1596)
Eğri Kalesindeki kuşatma hala devam ediyorken fazla miktarda askere sahip olan Avusturya ordusu, yardım ve dayanışma için birleşmiştir. Bu ordu İtalyan, Çek, Leh, Alman, Macar ve Erdel askerleri tarafından oluşturulmaktaydı. Bu nedenle asker sayısı yaklaşık 300,000 olmuştur. Osmanlı Ordusu ise 140,000 civarında askere sahipti. Birleşmiş Avusturya ordusunu durdurabilmek için Cafer Paşa görevlendirilmiştir. Cafer Paşa diğer ordunun çok güçlü olduğunu görmüş ve saldırmamıştır. Bu sebeple ordugah savunmasız kalmıştır. Bir sonraki gün 300,000 kişiye sahip ordu aniden ordugaha saldırmıştır. Osmanlı padişahı III. Mehmet sebebini ve ne olduğu hakkında bir fikre sahip değildi. Lakin muhafızlar ve diğer ordudaki kişiler paniğe kapılmamıştır.
Bir süre sonra seyisler, paşalar, aşçılar, hademeler ve bir avuç muhafız düşmana karşılayacak şekilde savunmaya geçmiştir. Savaşın sonucunda Osmanlılar zor bir zafer kazanmıştır, Avusturya ordusu ise bu ağır yenilgi sebebiyle dağılmıştır. Bu savaşın sonucunda 50,000 Avusturya askeri ölmüş, 20.000 kadarıysa bataklık bölgelerinde boğularak ölmüştür. Ayrıca, yaklaşık 95 büyük boy Avusturya topu, Osmanlı Devleti tarafından ele geçirilmiştir. Avusturya ordusunun hiç beklemediği bir yenilgiyi alması yüzünden Viyana şehrini savunan birlik kalmamıştır. Osmanlılar Viyana‘yı hiç zorlanmadan ele geçirebilirlerdi fakat ellerindeki fırsatı kullanmak istememişlerdir.
Kanije Savunması (1601)
1600-1601 yılları arası Avusturya karşısında ilerleyip zaferler kazanan Osmanlı birlikleri, Kanije Kalesi’ni de ele geçirmiştir. Kaleye komutanı olarak Hasan Paşa atanmıştır. Kale içinde yaklaşık 7.000 asker(kuvvet), erzak ve cephane bırakan Osmanlı ordusu geriye çekilmiştir. Avusturyalılar ise bunu fırsat bilip 9 Eylül 1601’de Kanije kalesine saldırmak için kalenin önlerine kadar gelmişlerdir. Avusturya ordusu, 150.000 asker ve 47 büyük toptan oluşmaktaydı. Ordu Avusturyalıların yanısıra İtalya, Malta, İspanya ve Papalık birlikleri tarafından da oluşmaktaydı. Osmanlı Ordusu ise sadece 7.000 yeniçeri ve küçük çaplı yaklaşık 100 toptan oluşmaktaydı.
Hasan Paşa savaşın başlarında sadece tüfek atışı yaptırmıştır. Bu sebeple Haçlı ordusunu yöneten Arşidük III. Ferdinand, Osmanlı birliklerinin topa sahip olmadıklarını düşünmüş ve saldırıya geçmiştir. Tuzağa yakalanan Haçlı birlikleri, Osmanlı birliklerinin birdenbire her bir topu ateşlemesiyle Haçlı ordusu fazla kayıplar vermiştir. Başka bir gece, Hasan Paşa ile üst düzey askerler de dahil olmak üzere Osmanlı’nın birlikleri Haçlı birliklerine karanlıkta baskın düzenlemiştir. Haçlı birliklerinin başındaki Arşidük Ferdinand ise az sayıdaki askeriyle kaçmıştır. Hasan Paşa ise bu zaferden sonra beylerbeyi ünvanını kazanmıştır.
Zitvatorok Antlaşması (1606)
1606 Zitvatorok Antlaşması nedenleri, sonuçları, önemi ve maddeleri hakkında bilgi verelim. Zitvatorok Antlaşması (11, Kasım, 1606), Osmanlı İmparatorluğuyla Avusturya Devleti arasında yapılan Osmanlı-Avusturya Savaşı’nı (1593-1606) bitirmiş barış odaklı bir antlaşmadır. Osmanlı Devleti ile Avusturya Arşidüklüğü, aralarında yaklaşık on beş yıl boyunca süren bu savaşın ardından yorgun düşmüşlerdir. Ayrıca Osmanlı Devleti o sıralarda Celali isyanları ile uğraşmaktadır. Müzakere görüşmeleri Derviş Paşa tarafından yönetilmiştir. I. Ahmed, Avusturya kralının kendisiyle eşit mevki ve önemde kabul edilmesini en başlardan beri kabul etmemiştir ancak Celali isyanları ve bu maddenin sadece yazılı kâğıt üzerinde kalacağı düşünüp bu maddeyi kabul etmiştir. Sultan I. Ahmed ile Avusturya adına Arşidük II. Rudolf, Zitvatorok Antlaşmasını Estergon-Komorin arasında bulunan Zsitva nehrinin Tuna ırmağı ile bağlandığı yerde imzalamıştır.
Zitvatorok Antlaşması Maddeleri
- Eğri, Estergon, Kanije gibi kaleler Osmanlı, Raab (Yanıkkale) ile Komárom kaleleri ise Avusturyalılar tarafından alınacaktır.
- Avusturya, tek seferlik olarak Osmanlı Devleti tarafından alınacak 200.000 altını savaş tazminatı olarak ödeyecektir.
- Avusturya Arşidükü Osmanlı Padişahıyla eşit görülecektir. Osmanlı Padişahı, Avusturya’nın Arşidükü’ne Roma Hükümdarı -Kayser ya da Kaizer- lakabıyla seslenecektir. Ayrıca, ülkeler birbirlerine her 3 yılda 1 hediyeler gönderecektir.
- Avusturya’nın himayesi altında bulundurduğu Macaristan’ın topraklarından dolayı Osmanlı Devleti’ne ödediği yıllık 30.000 altın vergi kalkacaktır.
Sonuç olarak, Zitvatorok Antlaşması ile daha fazla can kayıpları yaşanmamış, devletler arası toprak ve vergi sorunları çözüme kavuşmuştur. Daha fazla detay vermek gerekirse; Zitvatorok Antlaşması, Osmanlı’nın avantajına gibi dursa bile Zitvatorok Antlaşması Osmanlı’nın eski zamanlardaki gücüne sahip olmadığını göstermektedir. Zitvatorok Antlaşması ile artık Osmanlı Devleti Orta Avrupa’daki hükümlülüğünü kaybetmiştir. 1533 tarihinde gerçekleşen İstanbul Antlaşmasıyla elde edilmiş protokol ile hukuksal alanda olan üstünlük Osmanlı İmparatorluğu tarafından kaybedilmiştir. Osmanlı, Avusturya devleti ve yöneticileri anlaşmaya göre hukuk ile protokol hakkında eşit haklara sahip sayılmışlardır. Zitvatorok Antlaşmasından sonra Osmanlı Devleti, Avrupa’da önemli büyüklükte bir toprak sahibi olamayacaktır. Ayrıca, Osmanlı Devleti 17. yüzyılın sonlarına doğru toprak kaybedecektir.
1. Ünitenin Tüm Konuları: Değişen Dünya Dengeleri Karşısında Osmanlı Siyaseti (1595-1774) ünitesinin tüm konularını aşağıdaki başlıklarda inceleyebilirsiniz.
1. Konu: 1595-1700 Yılları Arasındaki Siyasi Gelişmeler
2. Konu: Uzun Savaşlardan Diplomasiye
Avusturya ile Uzun Savaşlar Dönemi (Şu an bu başlıktasınız!)
Osmanlı-Safevi Savaşları (1578-1639)
Sınırları Belirleyen Antlaşma: Kasr-ı Şirin (1639)
XVII. Yüzyılda Osmanlı Devleti’nin Dış Politikası
Kutsal İttifak Osmanlılara Karşı
Karlofça Antlaşması Sonrası Dış Siyaset
3. Konu: Avrupa’da Din Savaşlarından Modern Devlete
Otuz Yıl Savaşları (1618-1648)
Westphalia Antlaşması’nın Sonuçları
Modern Devlet (Hazırlanmaktadır…)
4. Konu: XVII. ve XVIII. Yüzyıllarda Osmanlı Devleti’nde ve Avrupa’da Denizcilik Faaliyetleri
Osmanlı Denizciliğinde Kadırgadan Kalyona Geçiş
Osmanlı Devleti’nin Denizlerdeki Egemenliği Zayıflıyor
5. Konu: Fetihlerden Savunmaya
Doğu’da Mücadele ve Safevilerin Sonu
Küçük Kaynarca Antlaşması (1774)