Tarihi BelgelerTürkiye Tarihi

İnandık Vazosu Nedir? Hititlerde Kutsal Evlenme Töreni

MÖ 1600’lü yıllarda yapıldığı düşünülen İnandık Vazosu, Hititlerin bir kült merkezi olan Hanhana’da (bugünkü Çankırı’ya bağlı olan İnandık köyü yakınlarında) bulunmuştur.

İnandık Vazosu Nedir?

İnandık Vazosu, Ankara ile Çankırı arasında kalan arazide bulunan İnandık Tepesi’nin üst tarafında kalan Hitit tapınağında bulunmuştur. Eski Hitit döneminden (M.Ö. 1650-1450) kalma, pişmiş toprak bir vazodur.

İnandık Vazosu Özellikleri

Yüksekliği 82 santimetredir, çapı ise 43 santimetredir. Çark tekniğiyle yapılan vazo çarkta şekillendikten sonra astarlanarak koyu kırmızı bir renk kazanmıştır. Balon tipli oval bir gövdeye sahiptir. Gövdesinin üst kısmında yükselen bir boyun kısmı vardır ve dışarıya doğru genişleyen bu boyun kısmı yuvarlak yapıda dışa doğru açılan ağız kısmıyla biter. Omuz bölümünde simetrik olarak yerleştirilmiş dört adet tutma yeri yani kulpu vardır. Bu kulplar vazonun tutulmasını ve içindekilerle birlikte rahatça taşınmasını sağlar. Ağız kısmının kenarında ise yuvarlak kesimli, dışa doğru şişkin kalın çizgi biçiminde, kanalımsı bir yapı bulunur. Bu kanalın üstünde ise kabın içine doğru dönük duran ve ağızları delik olan dört adet boğa başı figürü vardır. Vazonun en üst kısmında yer alan ve üstü açık olan ağız kısmına boşaltılan sıvı, boğaların ağız kısmından vazonun içine doğru akar. Bu kendine has ve değişik doldurulma tekniği nedeniyle vazonun o dönemde kutsal içki sunma kabı görevi gördüğü düşünülmektedir.

İnandık Vazosu Figürleri

İnandık Vazosu’nun diğer bir özelliği ise, boyun kısmının ve gövdesinin kabartma figürlerle donatılmış olmasıdır. Kabartma çizgilerle (kanallarla) birbirinden ayrılmış altı ayrı bölüm (friz) içinde yer alan ve bazı yerleri bej renginde olan bu figürlerin önce kalıpla yapılıp sonra vazoya tutturulduğu düşünülmektedir. Alttan ikinci ve dördüncü bölümler (frizler) daha dardır ve geometrik desenlerle süslenmiştir. Öbür frizlerde ise perspektife dikkat edilmeden, estetik kaygı duyulmadan ve yer yer oransız boyutlarda tanrı ve tanrıçalar, kutsal hayvanlar, kutsal içki sunan ve kurban kesen rahipler, arp, lir, saz, çalpara çalan, akrobasi hareketleri yapan insanlar, ayrıca tapınak, sunak, kap kaçak gibi figürlere yer verilmiştir. Bu figürler, Hitit geleneklerine göre düzenlenmiş ve organize edilmiş bir “kutsal evlilik” törenini alttan başlayarak vazonun yukarı kısmına doğru anlatmaktadır. Törenin son bölümünde gerdekteki kutsal birleşme olayı figürler yardımıyla canlandırılmıştır.

Kutsal evlenme sahnesi ve törenleri sırasındaki olaylar ise yine vazonun üzerindeki kabartma figürler ile anlatılmıştır. Yemek taşıyan, müzik yapan vb. kabartma insan figürleri vardır. Hititler; düğün, evlilik ve bu tür diğer törenlere çok önem vermişlerdir ve evlenme onlara göre büyük bir ritüeldir. Evlilik kurumu onlara göre sözleşme, yani önemli bir anlaşma niteliğindedir.

Döneminin giysilerini, çalgılarını, yaşam tarzını ve geleneklerini gösteren; çanak ve çömlek benzeri pişmiş toprak objelerin işlevlerinin anlaşılmasına yardımcı olan İnandık Vazosu, hem Hitit kültürünün bir başyapıtı, hem de Anadolu’nun o dönemdeki sanat anlayışının önemli bir örneğidir.

İnandık Vazosu Belgeseli

İnandık Vazosu üzerindeki figürleri daha ayrıntılı incelemek isterseniz aşağıdaki İnandık Vazosu (Hititler Dönemi) başlıklı kısa belgeselimizi izleyebilirsiniz.

Hititler Kimdir? Kısa Hitit Tarihi

Hititler, M.Ö. 2000 – 1200 yılları arasında Anadolu’nun büyük bir kesiminde hakimiyete sahip olmuş ve hüküm sürmüşlerdir. Hititlilerin konuştukları dil Hint – Avrupa dil ailesine aittir. Hititliler, Anadolu’ya Kafkasya’dan gelip yerleşmişlerdir. Krallıklarının kuruluşundan birkaç yüzyıl önce Anadolu’ya gelmişlerdir. Yerli halkı oluşturan Hattiler arasında zamanla güç kazanarak fark yaratmış ve güçleri ile Hitit devletini kurmuşlardır. Hititler, Orta Anadolu’da Hatti ülkesinde var olan köklü birikime sahip çıkarak ve diğer Yakın Doğu uygarlıklarından da etkilenerek yeni bir kültür birleşimi oluşturmuşlardır ve böylelikle Hitit devletinin tarihini yazmışlardır. M.Ö. 1650 / 1600’lerde, Hattuşililer, bugün ülkemiz topraklarında yer alan Çorum sınırları içinde bulunan Boğazköy, Hattuşa’da ilk Hitit krallığını kurmuşlardır. I. Murşili zamanında krallığın sınırları Anadolu dışına doğru genişleyip taşmış, güneyde Halep ele geçirilmiş, Babil’e kadar topraklar hakimiyet altına alınmıştır. Bu tarihten sonra inişli çıkışlı bir politika ile varlığını sürdüren Hititler, M.Ö. 14. yüzyılın ortalarında tahta çıkan I. Şuppiluliuma döneminde yükselişe geçmiş ve en parlak dönemlerini yaşamışlardır.

Kutsal Evlenme Töreni Nedir?

Tanrıça İnanna’ya ait en önemli hikayelerden biri Kutsal Evlenme olayı ile ilgilidir. Gerek birçok kutsal kitapta gerek çoğu tarih kitabında önemli yere sahip olan Kutsal Evlenme olayının özeti şu şekildedir;

Tanrıça İnanna ile bazı tanrılar evlenmek istemiştir, bunların arasında Çoban tanrısı Dumuzi ve Çiftçi Tanrısı Enkimdu en çekici olanlarıdır. İnanna’nın Çiftçi Tanrısı’na gönlü daha yatkındır, fakat kardeşi Güneş Tanrısı Utu’nun önerileri doğrultusunda Çoban Tanrısı Dumuzi’yi seçer ve onunla evlenir. Bir süre sonra İnanna yeraltı dünyasının yöneticisi ve hakimesi olan kız kardeşi Ereşkigal’i görmeye gider. Ereşkigal, İnanna’nın yer altı hakimiyetini de alacağından korkmaktadır. Bu yüzden bir yeraltı kuralı doğrultusunda kız kardeşini cesede çevirir. Onun geri dönmediğini fark eden vezire Ninşubur, tanrılar meclisine gider ve durumu anlatıp İnanna’yı kurtarmalarını söyler. Bu ricaya yalnız Bilgelik Tanrısı Enki kulak verir ve İnanna’yı kurtarmak için yapılması gerekenleri söyler, yol gösterir. Tanrıça dirilip tam yeryüzüne yeniden çıkacağı vakit “yeraltına giren kolay kolay çıkamaz, yerine birini bırakman gerek” derler. Tanrıça etrafında yerine birini almak üzere gelen yeraltı cinleriyle birlikte tekrar yeryüzüne çıkar.

İnanna’nın Kutsal Evlenme Öyküsü

Onun yokluğuna üzülmüş bütün tanrıların çuval giymiş olduğunu fark eden tanrıça hiçbirini yeraltına yollamaya kıyamaz. İnanna cinlerle beraber kocasının bulunduğu yere gelir. Bir de ne görsün! Dumuzi karısının yokluğunda hiç üzüntü duymadan en güzel giysileriyle tahtında kurulmuş, sakin ve sessizce oturuyor. Büyük bir kızgınlıkla cinnet geçiren ve gözlerini faltaşı gibi açan İnanna cinlere ‘alıp götürün bunu’ der. Böylece cinler Dumuzi’yi tutup zorla yeraltına götürür. Dumuzi, İnanna’nın erkek kardeşi olan Güneş Tanrısı Utu’ya kendisini kurtarması için dua eder. Güneş Tanrısı’nın yardım etmesiyle bir ara yeraltından kurtulsa da yeniden yakalanır.

En sonunda Dumuzi’nin kız kardeşi Rüya Tanrıçası Geştinanna tanrılar meclisine başvurarak kardeşinin yerine yarım yıl yeraltında kalmayı kabul ederek Dumuzi’yi özgür bıraktırır. Yeryüzüne çıkan Dumuzi karısı İnanna ile tekrar bir araya gelir. Bununla birlikte yeni bir yıl başlar. Topraklar yeşillenir, tahıllar büyür, hayvanlar ürer. Böylece ülkeye bereket ve bolluk gelir. Tanrı yerine kralı, tanrıça yerine bir başrahibeyi geçirerek çeşitli çalgıların eşliğinde şarkılar, türküler söyleyerek, danslar ederek bir düğün şenliği ile bu iki tanrının birleşmesini sembolize etmektedir Kutsal Evlenme.

Not: Bu konuyla ilgili olarak Sümer Mitolojisi’nde Tanrı Anlayışı – En Etkili Sümer Tanrıları başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz.

2 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu Konuyla İlgili Yazılar

Başa dön tuşu

Metin kopyalamanın açılabilmesi için
lütfen web sitemizdeki herhangi bir reklama
tıklayarak bize destek olunuz.

Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyicinizi kapatarak bize destek olunuz. Anlayışınız için teşekkür ederiz.