Türkiye Tarihi

Anadolu’da Kurulan İlk Türk Beylikleri Hakkında Bilgi

İlk Türk Beylikleri, 1071’deki Malazgirt Savaşı’ndan sonra Anadolu’da kurulan devletlerdir. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde kurulmuştur. İlk Türk Beylikleri hangileridir?

  • Danişmentliler
  • Mengücekliler
  • Artuklular
  • Saltuklular
  • Dilmaçoğulları
  • Ahlatşahlar
  • Çaka Beyliği
  • Sökmenliler (Ahlatşahlar)
  • Dilmaçoğulları
  • Çubukoğulları
  • Tanrıvermişoğulları
  • Yınaloğulları

Bu yazımızda Danişmentliler, Mengücekliler, Artuklular, Saltuklular, Dilmaçoğulları, Ahlatşahlar, Çaka Beyliği ve diğer İlk Türk Beylikleri hakkında bilgi verdik. Ayırca, Anadolu’da kurulan İlk Türk Beylikleri hangileridir? İlk Türk Beylikleri eserleri nelerdir? İlk Türk Beylikleri özellikleri nelerdir? sorularını yanıtladık.

Anadolu’da Kurulan İlk Türk Beylikleri Hangileridir?

Büyük Selçuklu Devleti sultanı Alparslan ve Doğu Roma imparatoru Romen Diyojen arasında yaşanan ve Selçuklu ordusunun galip gelmesi ile sonuçlanan Malazgirt Savaşı, beraberinde Anadolu coğrafyasına doğru gerçekleşen Türk akımlarını getirmiştir. Kalabalık topluluklar halinde Anadolu coğrafyasına gelen Türk kabileleri bu bölgenin doğu kesimlerinden batı kesimlerine kadar birçok farklı yerde farklı beylikler kurmuş ve bu bölgelerde I. Beylikler dönemi çerçevesinde farklı faaliyetler göstermişlerdir. Bu beyliklerin başlarında da Malazgirt savaşında başarı göstermiş komutanlar bulunmaktadır. Bu komutanlar genellikle kurdukları beyliklere de isimlerini vermişlerdir. Artuk Bey, Mengücek Gazi ve Çaka Bey bunlardan bazılarıdır.

Artuklular

Artuk Bey 1063 yılında Sultan Alparslan emrine girmiş ve Malazgirt’te kazanılan zaferin ardından Anadolu’da Bizans’a karşı mücadele etmiş, Melikşah döneminde de Bahreyn Karmatîleri’ni kontrol etmekle görevlendirildi ve Luristan tarafına yönlendirildi. Buradaki görevini yaptı ve Diyar-ı Bekir bölgesindeki Mervâniler’e doğru ilerleyen orduya katıldı. Bu süreçte Vali Fahrüddevle ile bir anlaşmazlık yaşadı ve bu da Melikşah ile arasının açılmasına sebep oldu. Sultanın kardeşi olan Suriye Meliki Tutuş’a hizmet etti ve Kudüs ve havalisi ona ikta edildi. Artuk Bey’in yaşamınca görev yaptığı bölgelerde oğulları tarafından Artukoğulları beyliği kuruldu. Bu beylik Harput, Mardin ve günümüzde Hasankeyf olarak bildiğimiz Hısnıkeyfâ bölgelerinde üç farklı kol halinde kuruldu.

1102 yılında Musul Emîri olmak üzere Türkmen Musa halk tarafından destekleniyordu ve Cezîre’de emir olarak görev yapan Çökürmüş, Musa’ya karşıydı. Musa bu durumu atlatmak için Artuk Bey oğlu Sökmen’den yardım istedi ve Çökürmüş’ü yendi. Yakın bir süre sonra Musa öldürüldü ve Sökmen, Hısnıkeyfâ’yı teslim aldı. Bu şekilde Artuklular’ın Hasankeyf kolunu kurmuş oldu. Sökmen ve kendisinden sonra gelen oğulları Diyar-ı Bekir bölgesi ve yakınlarını ele geçirdi. Melik Mesud döneminde Eyyûbî’lerin hükümdarı Melik el-Kamil bu bölgeyi ele geçirdi ve 1232 yılında Hasankeyf bölgesindeki Artuklu kolu sona ermiş oldu.

1106 yılında Necmeddin İlgazi, Mardin bölgesinde Artuklular’ın bu bölgedeki kolunu kurdu. Nusaybin, Harran ve Halep bölgelerini ele geçirdi ve aynı zamanda Haçlılar’a karşı büyük mücadeleler verdi. Zerdenâ kalesine yaptığı sefer sonucu hastalanarak 1122 yılında öldü ve yerine oğulları geçti. Mardin Artukluları uzun bir süre boyunca kimi zaman Eyyubi Devleti’nin, kimi zaman da Moğollar’ın verdiği rahatsızlıklar ile baş etmeye çalıştı. Genişletmiş olduğu sınırlara rağmen bir süre sonra Mardin’de sıkıştı ve Akkoyunlular’dan gelen saldırılara karşı koyamadı. 1409 yılında dönem hükümdarı Şehâbedin Ahmed, bölgeyi Karakoyunlular’a teslim etti. Kara Yusuf da ona Musul’u verdi fakat Ahmed’in kısa süre sonra ölümü üzerine Mardin bölgesindeki Artuklu hüküm süreci sona ermiş oldu.

1112 yılında Artuk Bey’in torunu Belek bin Behrâm, merkezi Palu olan ve Harput civarlarında hüküm süren Harput Artuklu kolunu kurdu ve zamanla Halep dolaylarını ele geçirdi. 1124 yılında ölümü üzerine bu bölge, başka bir Artuklu kolu olan Hısnıkeyfâ kolu hükümdarı Davud tarafından ele geçiridi. 1185 yılına kadar Hısnıkeyfâ hükmünde kalan bölge bu yıl itibariyle İmâdüddin Ebû Bekir’in Harput’u alması ile tekrar bir Harput kolu haline geldi. 1233 yılında Eyyubi’ler tarafından zor durumda kalan Harput kolu sona erdi ve sonrasında Alâaddin Keykubat bu bölgeyi ele geçirip Harput Artuklu hükümdarını bağışladı.

Saltuklular

Ebu’l Kasım İzzeddin Saltuk Bey, Saltuklu beyliğini kurmadan evvelki dönem ile ilgili olarak kendisi hakkında insanların bilgi sahibi olmadığı bir kişidir. Malazgirt savaşında gösterdiği başarıdan dolayı Bayburt, Erzurum, Kars ve Pasinler bölgeleri ve yakınları kendisine ikta edilmiştir. En yaygın düşüncelerden birine göre Saltuklular beyliği miladi 1080 yılında bu civarlarda kurulmuştur. Veraseti olarak da evlatları da bu beyliğe hükümdarlık yapmışlardır.

1202 yılında beylik hükümdarı Alaeddin Melikşah, Selçuklu Sultanı II. Süleyman Şah ile arasındaki problemlerden dolayı hapsedilmiştir. Beyliğin toprakları da başkaları tarafından ele geçirilmiştir ve 1225 yılına kadar Tuğrul Şah’ın elinde kalmıştır. Saltuklular da orada bulundukları süreçte ticaret açısından önemli bir merkez olmuşlardır. Doğu ve batıdaki önemli merkezler arasında geçiş konumunda olmaları bu açıdan en önemli özelliklerden biridir.

Danişmentliler

1071 yılında Malazgirt savaşının ardından Sivas ve çevresini fetheden Danişmend Gazi burada Danişmentliler beyliğini kurmuştur. Tokat, Kayseri ve Çorum civarlarına kadar ulaşmıştır. Savaşlar sırasında Anadolu Selçuklu sultanı ile de müttefik olmuştur. 1175 yılında Sultan II. Kılıçarslan, Sivas, Tokat ve diğer Danişmentlilere ait bölgeleri ele geçirdi ve bu bölgedeki Danişmentliler sona ermiş oldu ve Malatya bölgesi yakınlarında hüküm süren Danişmentli kolu bir süre daha beylik olarak devam etti. 25 Ekim 1178 tarihinde Malatya da II. Kılıçarslan tarafından fethedildi ve buradaki Danişment beyliği kolu da sona ermiş oldu. Zaman zaman Bizans ve haçlılar ile savaş halinde bulunan ve kimi zaman da Selçuklu Devleti’ne üstün gelmiş olan Danişmentliler Anadolu’daki en büyük beyliklerden biri olarak kabul edilir.

Mengücekliler

1080 yılında Malazgirt savaşı komutanlarından Mengücek Gazi, Erzincan, Divriği Kemah ve Şebinkarahisar bölgeleri yakınlarında hüküm sürmüştür. Mengücek Gazi’nin oğlu İshak beyliği yönettiği dönemde Artuklular ve Danişmentliler ile savaşa girmiştir. İshak’ın ölümünün ardından Mengücekli beyliği de Erzincan bölgesinde ve Divriği bölgesi ve çevresinde olmak üzere iki farklı kola ayrılmıştır. Aynı dönemde Moğollar da Anadolu üzerine akınlar düzenlediğinden dolayı istila haberleri Anadolu’ya ulaştığında Moğollar henüz gelmeden bu iki Mengücek beylik kolu da Türkiye Selçuklu devletine bağlanmış ve 1228 yılında beyliğin varoluş süresi sona ermiştir. Hüküm sürdükleri dönemde yaptıkları kültürel eserler vardır fakat bazı doğal afetlerden dolayı bu eserler günümüze kadar ulaşamamıştır. Bunun dışında Mengücekli beyliği bilim, tıp ve felsefe gibi alanlarda çalışmalar yapmış ve farklı eserler ortaya koymuş Muvaffakuddin Abdüllatif gibi insanlarla birlikte bilime de önem vermiştir.

Çaka Beyliği

Çaka Bey, Danişment Gazi’nin komutanlarındandır ve buna karşın kendisi de bir bölgede bağımsız olarak bir beylik kurmuştur. Kendi bağımsız beyliğini kurmadan evvel bir dönem Bizanslıların elinde esir olarak yaşamıştır. O dönem yaşanan çatışmalarda gösterdiği başarılardan ve büyük cesaretinden dolayı Bizans içerisindeki diğer mahkumlara tanınmayan haklar ona verilmiş oldu. Bizans imparatorunun değişmesi üzerine Çaka Bey de artık eski konumunda değildi ve kaçıp Ege bölgesindeki sahillere ulaştı. İzmir ve çevresini fethedip kendi bağımsız beyliğini kurdu.

Bizans tekrar Çaka Beyliği üzerine saldırıya geçti fakat deniz üzerinden yapılan savaşta Çaka Bey ve ordusu galip geldi. Bu olay Koyun Adaları Deniz Savaşı olarak Türklerin ilk deniz zaferiydi. Çaka Bey de İstanbul’a doğru ilerleyip bölgeyi fethetmek istiyordu. Bizans bu tehlike üzerine I. Kılıçarslan ile Çaka Bey’den habersiz bir ittifak kurdu. Bu ittifaktan haberi olmayan Çaka Bey de I. Kılıçarslan’dan müttefik olmasını istedi. I. Kılıçarslan daha öncesinde Çaka Bey’in kardeşi ile evlenmiş olsa da verdiği bir ziyafet sırasında kılıcı ile Çaka Bey’i öldürdü. Bu olaylar üzerine Bizans İmparatorluğu Selçuklu sultanını İznik bölgesinden uzak tutmak için haçlıları hareketlendirdi ve Haçlı Seferleri bu olaylardan sonra başlamış oldu.

Sökmenliler (Ahlatşahlar)

Sökmenliler Beyliği 1100 senesinde Sultan Melikşah oğlu Kutbeddin İsmail’in eski kölesi Sökmen el-Kutbi tarafından kurulmuştur. Ahlatşahlar ya da Ermenşahlar olarak da bilinir. Sökmen el-Kutbi zamanında Ahlat ve Van bölgesi çevresine vali olarak tain edilmiş ve beyliğin temellerini böyle atmıştır. 1112 senesinde hasta halde olmasına rağmen haçlılarla girdiği çatışmada hayatını kaybetmiştir. Bu zamana kadar Malazgirt, Tatvan, Muş, Van ve Bitlis bölgeleri ve çevreleri beyliğin elinde tutulmuştur. Sökmenliler II. Sökmen zamanında en parlak dönemlerini yaşamışlardır. 1207 yılında beyler arasındaki kavgalar halkın Necmeddin Eyyubi’yi şehre çağırmasına sebebiyet vermiş ve Necmeddin Eyyubi şehri teslim alarak beyliğe son vermiştir.

Dilmaçoğulları

1085 yılında Dilmaç Mehmed Bey tarafından Bitlis ve Batman çevresinde kurulmuştur. Haçlılara ve Gürcülere karşı savaşlar yapmıştır. 1192 yılında beylik dona ermiştir.

Çubukoğulları

1085 yılında Çubuk Bey ve oğlu tarafından Fırat’ın batı taraflarında kurulmuştur. 1112 yılında Artuklu himayesine girmesi beyliği o yıl sonlandırmış oldu.

Tanrıvermişoğulları

Çaka Bey kendi beyliğini kurarken aynı dönemde ve aynı coğrafyada Tanrı Bermiş adlı komutan Efes’te kendi beyliğini kurdu. Bizans donanması şehri 1097’de ele geçirinceye kadar Tanrıvermişoğulları Beyliği ayakta kalmıştır.

Yınaloğulları

1098 yılında Diyarbakır ve çevresinde Amid valisi Sadr tarafından kurulmuştur. İnaloğulları olarak da bilinir. 1183 yılında Selahaddin Eyyubi bu beyliğe son vermiştir. Anadolu Selçuklu Devleti bu beyliklerin kurulduğu yerde büyük bir siyasi birlik sağlamıştır ve Anadolu’nun doğusundan gelen Moğol akınları bu devleti yıpratmıştır. Anadolu Selçuklu Devleti, Moğollar ile yaptığı Kösedağ savaşının ardından dağılma sürecine girmiştir. Devletin yıkılmasının ardından yeni Türk beylikleri ortaya çıkmaya başlamıştır. Karamanoğulları, Germiyanoğulları ve sonradan güçlenip imparatorluğa evrilecek olan Osmanoğulları, II. beylikler adı verilen bu beyliklerden bazılarıdır.

Not: Bu konuyla ilgili olarak İkinci Beylikler Dönemi Nedir? Tarihi ve Haritası başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz.

Bir Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu Konuyla İlgili Yazılar

Başa dön tuşu

Metin kopyalamanın açılabilmesi için
lütfen web sitemizdeki herhangi bir reklama
tıklayarak bize destek olunuz.

Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyicinizi kapatarak bize destek olunuz. Anlayışınız için teşekkür ederiz.