Cumhuriyet TarihiDünya Tarihi

1929 Dünya Ekonomik Bunalımı Nedir? Türkiye’ye Etkileri Nelerdir?

Bu yazımızda hem dünya ülkelerine hem de Türkiye’ye büyük zararlar vermiş olan 1929 Ekonomik Bunalımı (Büyük Buhran) olgusunun ortaya çıkış sürecini, nedenlerini, dünya ve Türkiye çağındaki etkilerini ve son olarak alınan önlemlere yer vermeye çalıştık.

Birinci Dünya Savaşı sonrasında ilk olarak Amerika’daki bankaların etkilenmesi ile başlayan 1929 Ekonomik Bunalımı kısa bir süre içinde tüm dünyaya yayılmıştır. Bu ekonomik krizden en çok etkilenenler ise sanayileşmiş ülkeler oldu. En çok Avrupa’yı etkileyen krizde birçok insan zor şartlar altında yaşamlarını sürdürmek zorunda kaldı. Türkiye’de en çok tarım ve mali sektörü etkileyen 1929 Ekonomik Bunalımı, çiftçi kesimin işsiz kalmasına ve hüsran içinde bir dönem geçirmelerine sebep olmuştur. Türkiye 1929’dan başlayarak krizin etkilerini hafifletmeye çalıştıysa da amacına ulaşamamıştır. Ancak 1929 Ekonomik Bunalımı ertesi alınan bazı kararlar ile gelecekte ekonominin daha ağır darbeler almasını engellemeye çalışmışlardır. Bütün bunların yanı sıra krizin bir diğer önemli etkisinin de Adolf Hitler’in başa geçmesine ön ayak olarak İkinci Dünya Savaşı’nın başlamasını etkilemesi olduğu düşünülmektedir. Yazımızda üç ayrı alt başlıkta olarak sürecin gelişim dönemine ve etkilerine daha detaylı bakılacaktır.

1929 Dünya Ekonomik Bunalımı Nedir?

1929 Ekonomik Bunalımı veya diğer adıyla Büyük Buhran, 20. yüzyılın en önemli dönüm noktalarından biri olarak tarihe geçmiştir. Bu krizden etkilenenler ise sanayileşmiş ülkelerin tamamını oluştururken, Türkiye’de etkilenen ülkeler arasında kendine yer bulmuştur. Birinci Dünya Savaşı’nın ardından savaşın sonucunda oluşan ortamda çoğu ülkedeki tarım ve ham madde ürünlerinin fiyatlarında düşüşle sonuçlanmıştır. Bu ürünlerin ihracı ve ithalatıysa ülke geliri elde eden ülkelerin bu gelirlerinde düşüşler oluşmaya başlamıştır. Gülten Kazgan’da bu durumu “Birinci Dünya Savaşı, gelişmiş ülkelerin ekonomilerinde de ciddi anlamda talep daralmasına neden olmuştur.” cümlesiyle anlatır.

Kriz’in bir diğer özelliği ise Adolf Hitler’in başa geçmesini tetikleyerek bir nevi İkinci Dünya Savaşı’nın başlamasını tetiklemiştir. Ülkemizi ve dünyayı sarsan bu krizin çıkış noktası Amerika Birleşik Devletleri’dir. Birinci Dünya Savaşı sonrası her ne kadar ekonomik alanda üstünlüğü eline almayı başarmış olsa da, 1920’li yıllarda Avrupa’da yaşanan talep daralmasından dolayı Birleşik Devletler dışarıdan kar elde edememekteydi. Bunun üzerine iç pazara yönelen Amerika, ne yaptıysa da krizin patlak vermesine engel olamadı. Faiz oranlarının artmasının ardından oluşan güvensizlik hisse senetlerinde düşüşe sebep oldu. Bunun üzerine New York’tan başlayarak bankaların batmasına sebep oldu. ABD’de başlayan 1929 Ekonomik Bunalımı yavaş yavaş bütün dünya piyasalarına yayılarak, dünya ülkelerinde derin etkiler meydana getirmiştir.

1929 Ekonomik Bunalımı, Türkiye’yi etkilediğinde ise cumhuriyet daha yeni kurulmuş, ülkenin ekonomisi ise büyük oranda tarıma bağlı ve hala Lozan Barış Antlaşması‘ndan kalan bazı sorunlarla boğuşmaktaydı. Bunun sonucu olarak kriz Türkiye’yi iki açıdan vurmuştu: tarım ve mali piyasalar. Türkiye’de 1929’dan başlayarak ülke ekonomisi için bir arayış dönemine girmiştir. Bu dönemde 1929 Ekonomik Bunalımı etkilerini hafifletmek ise ilk amaçlarıydı. Ancak yine de amacına ulaşamayan Türkiye gelir kaynağı olan tarım ürünleri ihracatından önemli bir gerileme yaşamıştır.

1929 Ekonomik Bunalımı’nın Nedenleri

Dünyadaki çoğu devleti etkisi altına alan Büyük Buhran (Big Deprssion), tarihte Kara Perşembe olarak da bilinen, 24 Ekim 1929 günü Amerika Birleşik Devletleri’nde başladı. Uzun bir süredir satış baskısını hisseden Wall Street için bile bu beklenmedik bir gelişmeydi.

Avrupa fonlarını kendine çeken Bank of England’ın iskonto oranlarını yükseltmesi, Wall Street’te satış dalgasının başlamasına neden olmuştu. 23 Ekim 1929 Çarşamba günü 2.5 milyon hisse senedi satılmıştı. Fakat bu, bir gün sonra başlayacak asıl felaketin yanında buz dağının yalnızca görünen kısmıydı. Bütün bunların sonucunda bahsi geçen Kara Perşembe günü tam 13 milyon hisse senedi satıldı. Her ne kadar bankalar düşen piyasayı toparlama için uğraştıysa da krizin önüne geçmekte başarılı olamadılar. Satılan hisse sayısı gün geçtikçe artmaya devam etti. Yatırımcıların bir hafta içinde yitirdikleri para miktarı, bugünün değerlerine göre neredeyse 300 milyar dolara yakındı. Dünya tarihinde en büyük krizlerden biri olan 1929 Ekonomik Bunalımı kısa sürede bütün dünya ülkelerini etkilemiştir.

Bu krizin yapısal nedenlerini tartışacak olursak çok daha uzun bir dönemi incelememiz gerekir. ABD’li ekonomist John K. Galbright bu dönemi “çılgın ve dizginsiz bir satış furyası” ve “kör ve acımasız bir panik” olarak yorumlamaktadır. Uygulanan yanlış para politikaları ve devletin piyasaya olan müdahalesinin yetersizliği, tarım ürünlerine olan talebin düşüşü nedeniyle gittikçe azalan satım alma gücü, teknolojik gelişmelerle işsizlik oranlarının artması, gelir dağılımındaki orantısızlıklar ve kötü yapılanmış bankalar krizin temel hatlarını oluşturmaktaydı. Bütün bu nedenlerin etkisiyle de sermaye birikimi altüst olmuş, yatırımlardaki düşüşler ulusal geliri de büyük oranda etkilemişti. Yatırım harcamalarındaki ufak bir düşüş önemsiz gibi gözükse de bu değişimlerin ulusal gelire etkileri katlanarak geliştiği için daha şiddetli bir azalmaya neden olmuştur. Uzun bir sürecin sonunda ortaya çıkan bir kriz olmasından dolayı 1929 Ekonomik Bunalımı hala tarihteki en geniş çaplı etkiyi yaratan kriz olarak geçmektedir. Bütün bu nedenler göz önünde bulundurularak krizin Dünya ekonomisine etkileri incelenecektir.

1929 Ekonomik Bunalımı’nın Dünya Ekonomilerine Etkileri

New York Borsası’ndaki bu sert düşüşle birlikte ABD ekonomisi krizin derin etkisini yaşamaya başlamıştır. Bununla da sınırlı kalmayan kriz, diğer ülkelere de yayılmıştır. 1929 Ekonomik Bunalımı nedeniyle dünya borsaları değer kaybetme sürecine girmiş, bankalarda iflaslar yaşanmış, toplam tüketim ve yatırımlarda hızlı düşüşler meydana gelmiştir. Kaynesyen düşünceyi savunanlara göre krizin temel nedeni ise yatırımlardaki büyük azalmadır. Bu durum gelirin azalmasına neden olarak harcamaları geriletmekte ve ekonomiyi zor duruma sokmaktadır. Keynes, 1929 Ekonomik Bunalımı etkisinden çıkmanın yolu olarak devletin ekonomiye doğrudan müdahalesini savunmuştur.

Bu politika, 1940’ların başından 1970’li yıllardaki yeni ekonomik krizlere kadar refah dolu bir dönemin yaşanmasına neden olmuş ve birçok ülkede uygulanmıştır. Bu kriz döneminde ABD başkanı tarafından çeşitli önemler alınmıştır. Bu önlemlerin amacı ise talep artışını sağlamaya yönelik ücretlerde değişiklikler, kurun ayarlanması ve üretimin artması için teşvikler verilmesini sağlayarak ülkeyi krizden kurtarma sürecini hızlandırmaktı. Bilindiği üzere krizden tek etkilenen Amerika değildi. Bunun Dünya Ekonomisi boyutu incelendiğinde 1932’de Almanya’da faal nüfusun % 17.2’si, ABD’de 23.5’i, İngiltere’de % 13.1’i işsiz kaldığı da gözlemlenmektedir. Tarımsal üretimdeki gerilmene yüzdesinin ani beklenenden çok artması ile etkilenen çiftçiler topraklarını terk etmek zorunda kalıyorlardı. Bunun yanı sıra evsiz nüfusun sayısı her geçen gün artıyor. İnsanlar geçinebilmek için az miktarlarda ödeneği olan bir işe girmeye razı oluyorlardı.

1929 Ekonomik Bunalımı’nın Avrupa’ya Etkileri

Krizin Avrupa üzerindeki etkisi ancak sadece bununla kalmadı. Amerikan sermayesinin Avrupa’dan çıkışı ile Avusturya’ya sıçrayan 1929 Ekonomik Bunalımı ani güven krizine neden oldu. Bu güvensizliğin sonucunda dış borç kaynakları kesildi ve yerel kayıpları telafi etmek için Amerika’ya daha fazla yatırım çağrısı yapıldı. Avrupa bu dönemde mal satacak pazar bulamadığı için İngiltere gibi bazı ülkeler politikalarında değişikliğe gitmek zorunda kaldılar. Krizin bir diğer büyük etkisi de ülkelerin diktatörlüğe doğru yönelmesi ile sonuçlandı. Yıkılan tarımsal gücün sonucunda halk tarafından desteklenen değişimin sonucu olarak Almanya’da iktidara Adolf Hitler geçti. Bu gelişme sonucunda denilebilir ki bu kriz İkinci Dünya Savaşı’nın çıkmasında büyük rol oynayarak nedenler arasında en önemli sayılanlardan biri olmuştur. 1929 Ekonomik Bunalımı sonucunda ise en az etkilenen ülkeler Fransa ve zamanın Sovyetler Birliği olmuştur. Fransa’nın etkilenmesinin sebebi Amerika’dan sonra en büyük altın rezervlerine sahip olmasıyken, Sovyetler Birliği’nde ise Stalin’in ülkeyi uluslararası ekonomik sistemden yalıtan ekonomik politikaları olmuştur.

1929 Ekonomik Bunalımı’nın Türkiye’ye Etkileri

Dünya üzerinde bu kadar büyük etkileri olan krizin Türkiye’ye ulaşması da kaçınılmaz olmuştur. Her ne kadar olumsuz etkileri göz ardı edilemez olsa da krizin Türkiye üzerindeki etkileri diğer ülkelerle karşılaştırıldığında çok daha hafif olmuştur. Bu durumun böyle gelişmesinin arkasında bazı nedenler bulunmaktaydı. Türkiye henüz dünya ekonomisi ile birleşmemişti. Bu nedenle dünya ticaretindeki yeri henüz önemli bir dereceye ulaşmamıştır. Türkiye’de pazar ekonomisi tam olarak gelişmemişti. Yabancı fon miktarı da görece daha düşün olan Türkiye, bunun yanı sıra Lozan’da kara verilen gümrük vergisi krizinin sona ermesi ile gümrük vergi oranlarında artış elde etmiştir. Bu nedenler her ne kadar krizin etkilerini hafifletmiş olsa da Türkiye’nin etkilenmemesi elde değildi.

Krizin Türk ekonomisine en büyük yansıması tarım ürünlerinin fiyatlarında meydana gelen ani düşüş olmuştur. Bu düşüş ile durumun farkına varılsa da öncesinde ilk etkileri Sterlin karşısında Türk lirasının ani değer kaybetmesiydi. Dönemin basını veya ekonomistleri her ne kadar bunu ithalattaki patlamaya bağlasa a asıl nedeni çok geçmeden fark edildi. Bu gelişme ile tarım ihracatı büyük oranda sekteye uğramıştır. Tarımın yanında sanayi ürünleri de bu krizden etkilendiler. Ancak ihraç malları çok ucuzladığı için, sanayi ürünlerine ihtiyaç duyan Türkiye için bu durum lehinde sonuçlanmıştır.

Tarım sektöründeki sekte en çok çiftçi kesimi etkiledi. Deflasyonunun sonucunda fiyatların sürekli düşmesinden dolayı artık ürünlerini çok ucuzdan satmak zorunda kalan çiftçiler, geçinmek için yeterli kazancı elde edemiyorlardı. Bunun sonucunda yavaş yavaş arazilerini ve hayvanların satarak göç etmeye başladılar. Tarım sektöründeki bu düşüşün tek etkisi ne yazık ki sadece üretimdeki düşüşle sınırlı kalmadı. Çiftçiler gelir elde edemedikleri için devlete ve bankalara olan kredi borçlarını ödeyemiyorlardı. Bu durum sonucunda tarım kesimindeki çöküş git gide arttı.

1929 Ekonomik Bunalımı Karşısında Türkiye’nin Aldığı Önlemler

Krizin bir diğer etkisi de yabancı yatırımların tamamının kesilmesi oldu. Lozan Barış Antlaşması’na ek olarak imzalanan Ticaret Sözleşmesi’ne göre Türkiye’nin; İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Yugoslavya ve Romanya’dan ithal edilecek mallarda uygulayacağı gümrük vergisi oranı 5 yıl süreyle en fazla % 13 olacaktı. Bu maddenin süresi dolduğunda Türkiye vergileri yükseltmişti. Bunun sonucunda ise bazı yabancı firmalar Türkiye’de yatırım yapmak için çalışmalara girişmişlerdi. Ancak krizin patlak vermesiyle bu planlarda ertelendi. Hükümet bu konuda sadece Sovyetler Birliği’nden ve İngiltere’den sermaye ile ilgili destek bulabildi.

Krizin etkisi ile bahsi geçen hasarları alan Türkiye ekonomik politikasından çeşitli önemler almaya karar vermiştir. Krizden sonra Türkiye liberal ekonomi politikasını terk ederek devletçilik ilkesini izlemeye başlamıştır. Miktar sınırlamalarına gidip vergileri yükselterek ithalatı azaltmaya çalışmıştır. Bunun yanında yerli malı kullanımı teşvik etmek için de Milli İktisat ve Tasarruf Cemiyeti kurulmuştur. Ayrıca yerli malı haftası ilan edilmiştir. Ani düşüşe geçmiş olan ve en büyük hasarı olan tarım sektörünü ve çiftçileri koruyabilmek adına devlet çiftçiden dorudan alım yapmaya başlamıştır. Türk parasının değerini koruyabilme için Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın kurulmasına ve Türk Parası’nın Kıymetini Koruma Kanunu’nun çıkarılmasına karar verilmiştir. Son olarak ise Lozan Barış Antlaşması’nda üslenilen borçlar için yeni bir ödeme planı yapılmasına karar verilmiştir.

1929 Ekonomik Krizi: Kara Perşembe

Birinci Dünya savaşı sonrası, ilk olarak Amerika’da başlayan 1929 Ekonomik Bunalımı, Avrupa ve daha sonrasında Türkiye’de dahil olmak üzere diğer sanayileşmiş ülkelere sıçraması ile 20. yüzyılın en önemli olaylarından biri haline gelmiştir. Bankaların çökmesi ile uluslararası ticaret sektörünü ve ardından ülke ekonomilerine darbe vuran krizden Türkiye de mali ve tarımsal açıdan büyük hasarlar almıştır. 1929 senesi Türkiye’nin ekonomik tarihinde önemli bir dönüm noktası olmuştur. Bunun sonucunda ise ülke kendi Merkez Bankası’nı kurarak ve yukarıda ayrıca belirtilen farklı önemler de alarak mali bağımsızlık temellerini atmıştır. Bunun yanı sıra Karma Ekonomi anlayışının benimsenmesinde de başlangıç temsil eden bu dönemden sonra devlet üretim ve piyasalarda yaklaşık 1980’lere kadar büyük rol oynamıştır. Krizin tartışılmaz düşünülen en büyü etkisi ise İkinci Dünya Savaşı sürecini geniş çapta etkileyerek dünya tarihinde büyük değişikliklere sebep olmasıdır.

Not: Bu konuyla ilgili olarak Ekonomik Kriz Nedir? Türkiye’de Ekonomik Krizler başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu Konuyla İlgili Yazılar

Başa dön tuşu

Metin kopyalamanın açılabilmesi için
lütfen web sitemizdeki herhangi bir reklama
tıklayarak bize destek olunuz.

Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyicinizi kapatarak bize destek olunuz. Anlayışınız için teşekkür ederiz.