Osmanlı Tarihi

1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşı Nedir? Nedenleri ve Sonuçları

Bu yazımızda 1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşı ne zaman, nerede ve nasıl yaşanmıştır? 1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşı nedenleri ve sonuçları nelerdir? 1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşı önemi ve özellikleri nelerdir? sorularını yanıtladık.

1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşı Hakkında Bilgi

Osmanlı Rus savaşı, Osmanlı İmparatorluğu ve Rus İmparatorluğu tarafından 1768-1774 yılları arasında yapılan ve 5 yıl süren bir savaştır. Hem denizde hem karada çatışmaların görüldüğü bir savaştır. Ukrayna, Moldova ve Bulgaristan’da kara çatışmaları gerçekleşirken, Çeşme’de ise deniz çatışmaları gerçekleşmiştir. Rus İmparatorluğunun zaferi sonucunda savaş sonlanmıştır. Savaşın sonucunda Küçük Kaynarca Antlaşması imzalanarak Kırım, Ukrayna’nın güney kısmı ve Kuzey Kafkaslar Rusya’nın egemenliği altına girmiştir. Ayrıca 1768-1774 Osmanlı Rus Savaşı, Osmanlı Devleti tarihinin en uzun süren barış sürecini bozmuştur.

1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşı Nedenleri

Osmanlı İmparatorluğu ile Rus İmparatorluğu’nun 18. yüzyılda yaptığı mücadelelerde, Osmanlı barış yanlısı bir politika izlerken Rusya Osmanlı Devleti’ne kıyasla tam tersi saldırgan bir politika izlemiştir. Rusya’nın saldırgan davranmasında Osmanlı İmparatorluğunun 18. yüzyılda devlet olarak bulunduğu durumu kendi amaçları için bir fırsat olarak düşünmesi etkili olmuştur. Rusya İmparatoriçesi Büyük Katerina diğer ismiyle ise II. Katerina, komşu devletler olmak üzere tüm devletlere karşı saldırgan ve yayılmacı bir politika izlemiştir. Rus İmparatoriçesinin izlediği bu politika ilk olarak Balkanlar’da görülmüş daha sonra ise Lehistan’ı yönetimi altına almaya çalışmıştır.

Lehistan yönetiminden görevli kralın ölümünden sonra Rus İmparatoriçesinin etkisi altında olan Stanislav, yönetimde olmak üzere krallığa getirilmiştir. Lehistan’da yaşayan milliyetçi gruplar ise Rusya’nın etkisi altında kalmamak için Osmanlı İmparatorluğu’ndan yardım istemişlerdir. Lehler yardım isterken aynı zamanda Rusların o dönemde uyguladığı politikadan hoşlanmayan Kırım hanı da Osmanlı’dan yardım istemiştir. Bu çağrıların üstüne Osmanlı Devleti Lehistan’ı himayesi altına almak için Rusya’ya karşı savaş başlatmaya karar vermiştir.

1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşı Ne Zaman, Nerede ve Nasıl Yaşanmıştır?

Rusların Osmanlı topraklarında bulunan Balta Kasabasına saldırısı üzere başlayan savaş, Kırım Hanlığını yöneten Kırım Giray’ın gönderdiği birlik ile karşılık alarak devam etmiştir. Ancak Kırım Giray’ın ölmesi sonucunda yerine geçen yeni Kırım Hanı, Kırım’ı düzene sokamadığından Osmanlı Devleti’ne destekte bulunması söz konusu olmamıştır. Ordunun ihtiyaçlarını karşılamayan, asker maaşlarını ödemeyen ve kuvvetleri zor duruma sokan Sadrazam Mehmet Emin Paşa nedeniyle Osmanlı kötü bir durum içerisine girmiştir. Ayrıca Osmanlı İmparatorluğunun aksine Rusya disiplinli ve ihtiyaçları karşılanan ordusuyla Osmanlı ordusunu zor durumda bırakmıştır.

Rusya genel olarak üç cepheden saldırmayı planlamıştır bu cepheler: Azak, Ukrayna ve Kafkaslardır. Rus İmparatorluğu ek olarak ayaklanmalar elde etmek amacıyla Karadağ, Boğdan, Eflak ve Sırbistan’daki Ortodoksları kışkırtmıştır. Rus orduları, 169-1770 kışına doğru Tuna’ya kadar gelerek Eflak ve Boğdan’nın ortasında kalan Bükreş’i işgal etmişlerdir. Bu çatışmadan sonra 1770 yılındaki çatışmada Osmanlı’ya ait yaklaşık 100.000 askerlik ordunun üçte bir kadarı şehit olmuş ve yine yaklaşık üçte biri kadarı Tuna Nehri’nde boğularak ölmüştür. Bu durumun sonuncunda Rus İmparatorluğu Osmanlı ordusunun top, tüfek ve tüm mühimmatını erzaklarıyla birlikte ele geçirmiştir. Başka ülkelerde de isyan başlatan Rus İmparatorluğu Mora’da da isyanı başlatmaya çalışmıştır.

1770 Çeşme Deniz Muharebesi

Rus birlikleri ayaklanmayı başlatmak amacıyla İngilizlerin yardımlarıyla Baltık Denizi’ni geçerek Akdeniz’e açılmıştır. Akdeniz’e açılan ordular Mora’da etki göstermeye başlamışlardır. 5 Temmuz 1770 tarihinde Çeşme açıklarında karşı karşıya gelen Osmanlı ve Rus donanmaları uzun süre çatışma gerçekleştirmemiştir. Çünkü Osmanlı Devleti’nin savunma hazırlığı yaptığını bilen Rus donanmaları 6 Temmuz 1770 tarihinde limana doğru ateş açarak Osmanlı Devleti’nin hazırladığı savunmayı ve yaklaşık otuz gemiyi yakmış oldu. Bu başarının üstüne Rus İmparatoriçesi Büyük Katerina General Alexis Orlof’a Çeşmeli unvanını vermiş ve Rusya sınırları içerisine büyük bir zafer anıtı dikmiştir. Osmanlı savunmasını ve donanmasını etkisiz hale getiren Rus donanması, Ege ve Akdeniz’de gerçekleştirmek istediği emellerini rahatça gerçekleştirebilmiştir. Akdeniz’de emellerini gerçekleştiren Rusya, bunun üzerine Çanakkale ve İstanbul’un çevresini ordularıyla sarmıştır. Savaşın başlamasıyla Lehistan ise 3 tarafından kapana kısılmıştır. Rusya, Prusya ve Avusturya tarafından kapana kısılan Lehistan ordusu 23 Kasım 1771 tarihinde Rus General Alexandr Suvorov tarafından yenilgiye uğratılmıştır.

1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşı Sonuçları

Savaşın sonunda 200.000 kişilik ordu ile katılan Osmanlı Devleti’nin 40.000 askeri ölmüş ve 80.000 askeri kalmıştır. Rus İmparatorluğunun ordusu ise savaşa 125.000 kişilik ordu ile katılarak Osmanlı ordusuna kıyasla çok daha asker kaybı vererek yaklaşık 5.000 kayıp vermiştir. Savaşı Rus İmparatorluğunun kazanması üzere 21 Temmuz 1774’te Küçük Kaynarca Antlaşması her iki taraf tarafından imzalanmıştır. Bu antlaşma Osmanlı İmparatorluğunun imzaladığı koşulları en ağır olan antlaşmalardan biri olmuştur.

Küçük Kaynarca Antlaşması 28 maddeden oluşmaktadır. Antlaşmanın önem verdiği bir konu ise Kırım ile Osmanlı Devleti’nin bağlılığıdır. Antlaşma sonucunda Kırım ile Osmanlı’nın ilişkilerine son verilmiş. Bu sayede Kırım tek bir hanlık haline gelmiş ve artık Osmanlı İmparatorluğu’nun himayesi altında kalmamıştır. Kırım’ın himayesinden çıkması Osmanlı’yı da olumsuz yönde etkilemiştir. Osmanlı, yeniçeri isyanları gibi bazı zamanlarda askeri eksiklikleri ve askeri boşluğu dolduran Kırım birliklerini kullanamaz hale gelmiş oldu. Ancak yine iki devlet birbirlerinin iç işlerinden habersiz olmaya devam etmiştir. Müslüman bir devlet olan Kırım dini açıdan Osmanlı Devleti’nden ayrılmamış ve halifeye karşı olan bağlılığı sürmüştür. Rusya ve Osmanlı açısından ise Rusya gemilerini kullanarak Akdeniz, Karadeniz ve boğazlarda ticaret yapabilecektir.

Ayrıca Rusya istediği yerlere konsolosluk kurabilecek ve başka devletlere verdiği ayrıcalıklardan da vazgeçebilecektir. Kafkas’ta yer alan askerlerini geriye çeken Rusya, ek olarak sürekli ateş açtığı bölgeler olan Boğdan ve Eflak’ı da Osmanlı topraklarına yeniden vermiştir. Rusya, Akdeniz’de kaleler elde ederek ele geçirdiği Akkirman ve Kili gibi yerleri de Osmanlı topraklarına tekrardan vermeyi kabullenmiştir. Bunlara ek olarak, İstanbul’da sürekli bulunacak olan bir Rus Orta Elçiye izin verilmiş ve Hristiyanların ibadetine kolaylık getirecek Ortodoks Kilisesi yapılmasına müsaade edilmiştir. Hatta, Rusya, İstanbul’da konumlanacak olan bu Ortodoks Kilisesi’nin yönetimini bizzat ele almıştır. Ruslar ibadetlerini sağlayan ve dinlerini yansıtan yerleri herhangi bir kısıtlama olmadan kullanmış ve ziyaret etmiştir.

1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşı Önemi ve Özellikleri

Osmanlı Devleti’nin Kırım’la olan bağlantısının koparılmış olmasının yanı sıra Osmanlı Devleti’ne 4,5 milyon ruble bağlanması da Osmanlı’ya hem maddi hem de otorite açısından ciddi zararlar vermiştir. Rusların antlaşma maddelerini bilerek yanlış yorumlayıp Osmanlı’ya bu yanlışlıktan yola çıkarak maddeleri yanlış uygulatmıştır. Bütün bunlar da Rusların Osmanlı otoritesini sarmasına ve otoriteyi ele geçirmelerine neden olmuştur. Kırım’ı kenti otoritesi altına almanın altyapısı hazırlayan Rusya, antlaşmanın üstünden 9 yıl geçtikten sonra Kırım’ı kendisine bağlayarak amacını gerçekleştirmiş oldu.

Petro Rumyantsev olarak tanınan Rus kumandanı, 1770 yılının temmuz ayının 7. gününde Prut nehrine bağlı Larga boyunda yapıldığı için ismini bu boydan alan Larga Savaşında Kırım Hanı Kaplan Giray ve komutasındaki orduyu yenilgiye uğrattı. Ayrıca, Prut nehrine bağlı başka bir boy olan Kagul boyuna bağlı Kartal Ovası Savaşı’nda Osmanlı’nın geleneksel askerleri olan ve yeniçeri olarak bilinen askerleri ve Kırım kuvvetlerinden oluşan karma bir orduya büyük kayıplar yaşattı. Petro Rumyantsev olarak tanınan bu Rus kumandanının bu boylarda aldığı zaferlerle birlikte savaş, Osmanlı’nın zarara uğramasına yol açtı. Petro Rumyantsev olarak tanınan bu Rus kumandanın bu savaşları kazanmasıyla birlikte Rus ordusu Bender, İsmail ve Akkerman olarak isimlendirilmiş kaleleri kendi topraklarına eklediler.

Not: Bu konuyla ilgili olarak Küçük Kaynarca Antlaşması Nedir? Maddeleri, Sonuçları ve Önemi başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu Konuyla İlgili Yazılar

Back to top button

Metin kopyalamanın açılabilmesi için
lütfen web sitemizdeki herhangi bir reklama
tıklayarak bize destek olunuz.

Close

Adblock Detected

Lütfen reklam engelleyicinizi kapatarak bize destek olunuz. Anlayışınız için teşekkür ederiz.