Tarihi Çağlar Nelerdir? Ne İle Başlar? Özellikleri ve Çizelgesi
Tarihi Çağlar nelerdir? Tarihi Çağlar hangi olayla başlar, hangi olayla biter? Tarihi Çağlar;
- İlk Çağ: M.Ö. 3200 (Yazının Keşfi) – M.S. 375 (Kavimler Göçü)
- Orta Çağ: 375 (Kavimler Göçü) – 1453 (İstanbul’un Fethi)
- Yeni Çağ: 1453 (İstanbul’un Fethi) – 1789 (Fransız İhtilali)
- Yakın Çağ: 1789 (Fransız İhtilali) – Günümüz
Bu Yazının İçindeki Başlıklar:
Tarihi Çağlar Nelerdir?
Tarihte birçok önemli olay olmuştur. Bu olaylar ülkelerin, kabilelerin ve insanların hayatlarını ve hayat tarzlarını değiştirmiştir. Dünyadaki neredeyse tüm insanların hayatlarını ve hayat tarzlarını değiştiren olaylar ve başka gelişmeler devirlerin oluşmasına öncülük etmiştir. Bu devirler tarih olarak başta tarih öncesi çağlar ve tarih sonrası çağlar olarak ikiye ayrılmaktadır. Tarihlerine göre ayrılan çağlar ise içlerinde gruplara ayrılmaktadır. Tarih öncesi çağlar, Taş Çağı ve Maden Çağı olarak ikiye ayrılmaktadır. Tarih sonrası çağlar ise İlk Çağ, Orta Çağ, Yeni Çağ ve Yakın Çağ olarak dört gruba ayrılmaktadır.
Tarihi çağlar o dönemin dünya için en önemli olayları sayesinde değişmiştir. Her farklı çağda gelişmeler yaşanmıştır. Tarihi çağlar tarihi zaman olarak daha kolay inceleyebilmemiz için o dönemin en önemli olayları ile tarihi çağlara ayrılarak kronolojik sıralaması oluşturulmuştur.
Okuma Önerisi: Tarihte Çağlar konusuyla ilgili olarak Tarihin Dönemlendirilmesi Nedir? Tarihin Çağlara Ayrılması başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz.
Tarihi Çağlar Çizelgesi
Tarihi Çağlar Tablosu aşağıda yer almaktadır.
İlk Çağ: M.Ö. 3200 (Yazının Keşfi) – M.S. 375 (Kavimler Göçü)
Orta Çağ: 375 (Kavimler Göçü) – 1453 (İstanbul’un Fethi)
Yeni Çağ: 1453 (İstanbul’un Fethi) – 1789 (Fransız İhtilali)
Yakın Çağ: 1789 (Fransız İhtilali) – Günümüz
Tarih Öncesi Çağlar ve Özellikleri
Tarih Öncesi Çağlar konusuyla ilgili olarak Tarih Öncesi Çağlar ve Özellikleri başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Taş Çağı
İnsanlık tarihinin zaman olarak en uzun çağ dönemidir. Bu dönemde insanlar göçebe durumdaydı. İlkel bir şekilde hayatlarını yaşıyorlardı. O dönem insanlar mağaraların içinde, ağaç kovuklarında yaşıyorlardı. Yaşamlarını sürdürmek için de taşları yontup hayvanları avlıyorlardı. Ayrıca bu dönemde mağaralara yapılan resimler yapılmıştır. Taş devrinin sonlarına doğru köyler sayesinde yerleşik hayat yavaş yavaş başlamıştır. Tarım yapılmaya başlamıştır. Ayrıca bu dönemde hayvanların bazıları evcilleştirilmiştir. Seramikler, çanaklar ve bitkilerden yapılan kıyafetler bu dönemde yapılmıştır. Bu döneme ait Türkiye de dahil bazı yaşanmışlık göstergeleri vardır.
Maden Çağı
Ateşin bulunması keşfinden sonra madenlerin bulunması taş çağından maden çağına geçilmesinin en büyük sebeplerinden biri olmuştur. Başta insanlar daha kolay işlenebilen fakat kalitesiz madenleri kullanmaya başlamıştır. Sonradan insanlar maden işleme konusunda uzmanlaşınca daha iyi ve işlevsel madenlerle çalışmaya ve daha çok gelişmeye başladılar. Bu gelişmeye paraların bu devirde üretilmesi ve demirin bulunması sayesinde oluşan devletler buna verilebilecek en iyi örneklerden biridir.
Tarihi Çağlar ve Özellikleri
Tarihi Çağlar ve özellikleri tüm ayrıntılarıyla aşağıda yer almaktadır. Bu bölümde Tarihi Çağlar hakkında bilgi bulabilirsiniz.
İlk Çağ
Sümerlerin çivi yazısını bulmaları sayesinde maden çağı kapanmış, yerine ilk çağ gelmiştir. Bu dönemde krallıklar ve çeşitli dinler oluşmuştur. Yazının bulunması sayesinde eğitim dönemleri başlamıştır. Dönemin ilk filozofları oluşmaya başlamıştır. Sokrates, Platon, Aristoteles bu dönemin filozoflarına örnek olarak gösterilebilir. Kavimler Göçü ile bu dönem kapanmıştır.
Orta Çağ
Dünyadaki dönemlerin en kötü dönemi olarak bilinir. Bu dönemde Kavimler Göçü sonrası savaşlar Avrupa içinde artmaya başlamıştır. Özellikle Roma imparatorluğu başta olmak üzere Avrupa devletleri birçok sıkıntı yaşamışlardır. Öncelikle Hristiyanlığın ve Müslümanlığın tek tanrılı dinler olarak yayılmasıyla din savaşları başlamıştır. Bu dönemde sadece din olarak ayrım yapılmamıştır. Ayrıca özellikle tenin renk tonu, ırk ve cinsiyetten dolayı insanlar arasında en fazla ayrım yapılan dönemdir. Ve güçlü olan insanların kendilerinden daha güçsüz insanları kendilerine itaat ettirmesi sonucunda güçsüz olan insanlar güçlü kesimin kölesi olmuştur.
Bunun dışında Avrupa’daki devletler feodalite sistemi ile yönetiliyordu. Feodalizm sistemi genel bakıldığı zaman kralın genel otorite olduğunu ve alçaldıkça bir alt grubun daha fazla iş yaptığı bir sistemdir. O zamanın Avrupa’sında bilim, teknik ve ahlak Avrupa döneminin en kötüsüydü. Bilimle uğraşan ve bilgilerini paylaşan insanlar cezalandırılırdı. Hatta bazıları da öldürülürdü. Ayrıca göçebeler de Avrupa’ya büyük bir sorun çıkartıyordu. Doğu kısımlar ve Müslüman kesimler ise dönemlerinin en parlak dönemlerini yaşıyordu. O dönemlerde doğu kesimler birçok bilim insanına sahipti. Bilim insanlarının bilimle uğraşabilmesi için o dönemin en iyi araçlarına sahipti. Orada bir zamanlar küçük gruplar halinde olan topluluklar bir süre devlet haline dönüşmüştür. Hatta bu devletlerin içinden en bilinenlerinden birisi Osmanlı Devleti’ydi. Orta Çağdayken Osmanlı Devleti yavaş yavaş yükselip, daha da güçleniyordu. Roma İmparatorluğunu, Osmanlı Devleti yükselme döneminde daha çok sıkıntıya sokacaktı. Ondan yavaş yavaş topraklarını almaya başlayacaktı. Nitekim Orta Çağ Osmanlı Devleti’nin Roma’dan İstanbul’u (Constantinopolis) almasıyla son bulacaktı.
Yeni Çağ
Bu dönem Osmanlı Devleti’nin yükselme dönemlerinde Roma’dan İstanbul’u almasıyla başlamıştır. İstanbul’u rahatça ele geçiren Osmanlı Devleti yükselme ve duraklama dönemlerine kadar sınırlarını geliştirmeye devam etmiştir. Avrupa’da Osmanlı Devleti’nin yükselme ve duraklama döneminde kayda değer bir gelişme yaşamamıştır. Fakat Avrupalı devletlerin Coğrafi Keşifler sonucu keşfedilmeyen toprakları keşfetmesi yeni şeyler keşfetmişlerdir. Oradaki toprakları bünyesine katmışlardır.
Asıl gelişme Sanayi İnkılabı sonucu oluşmuştur. Bu inkılap sayesinde insan gücü yerine birçok güç gerektiren işler makineler sayesinde yapılmaya başlamıştır. Bu sayede güçlenen devletler kendilerinden güçsüz olan devletleri sömürmeye başlamıştır. Sanayi Devrimi sayesinde Avrupalı devletler güçlenmiştir. Osmanlı İmparatorluğu Avrupa’ya saldırırken kaybetmeye başlamıştır. Bir süre sonra da Avrupa devletleri Osmanlıları kendi topraklarından atmıştır. Bunun dışında Reform ve Rönesans sayesinde skolastik düşünce yok olmuştur. Yerine insancıl bilimsel düşünce yerini almıştır. Burjuva sınıfı açığa çıkmıştır. Bu dönemin en son gelişmesi ise Fransız İhtilali ile olmuştur. Fransa halkı devlet yüzünden fakirleşmişti ve zor durumdalardı. Fransa halkı o zamanın kraliçesinin “ekmek yoksa pasta yesinler” sözüyle çıldırmış ve kraliçenin olduğu binaya baskın yapmışlardır. Onu ele geçirip giyotinle öldürmüşlerdir. Bu olay hem yeni bir çağın daha başlamasına sebep oldu. Hem de krallıkla yönetilen devletlerin otoritelerinin sarsılmasına sebep oldu. Ayrıca Fransız İhtilali ile demokrasi kavramı ortaya çıkmıştır.
Yakın Çağ
Fransız İhtilali ile başlayan bu devir günümüzde hala devam etmektedir. Fransız İhtilali’nden birkaç yıl sonra birçok krallık yıkılmıştır. Yerine demokrasi sistemi ile yönetilen devlet oluşmuştur. 1914 yılında ilk kez bir dünya savaşı olunca neredeyse tüm ülkeler silahlanmıştır. O zamanlar yok olma noktasına gelen Osmanlı Devleti de savaşın en çok içinde yer alan ülkelerden biriydi. Birinci Dünya Savaşı sonucunda Osmanlı dahil olmak üzere birçok imparatorluk yıkıldı. Bunların yerine demokratik cumhuriyetler yer aldı. Ülkeler arası sınırlar değişti. Savaşlardan dolayı birçok ülkeden insan öldü. Birçok ülke birbirine borçlandı. Ve kazanan taraf kaybeden tarafa çok ağır antlaşmalar imzalattı.
Her ne kadar kimse bu kadar büyük kayıplar ve borçlardan dolayı bir daha dünya savaşı olmayacağını düşünse bile Almanya’ya imzalatılan Versay Antlaşması’ndan dolayı savaş 1939 yılında 2. Dünya Savaşı başladı. Bu savaş sonucunda özellikle Nazilerden dolayı kaybeden Almanya ve Hiroşima ve Nagazaki’nin bombalanması sonucu birçok can kaybı veren Japonya bu savaştan en zararlı çıkan iki ülkedir. Bunun sonucunda da 1. Dünya Savaşı’ndan farksız olarak birçok can kaybı verildi. Savaşa giren ülkeler alım yaptıkları ülkelere borçlu kaldılar. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra her ne kadar ülkeler arası ciddi bir savaş olmasa da Rusya ve bağımsızlığını kazanan ABD arasında askeri ve siyasal olarak gerginlik oluşmuştur.