Feodalizm (Feodalite) Tarihi ve Özellikleri
Feodalizm Nedir? Latincedeki değerli mal anlamına gelen feodum sözcüğünden türeyen feodalizm (derebeylik), Orta Çağ’ın toplumsal, siyasal ve ekonomik örgütleniş biçimidir.
Feodalizm, Türkçeye Fransızca féodalisme sözcüğünden geçmiştir. Tabakalaşmaya dayanan toplumsal yapı anlamındaki feodalizm, feodalite veya derebeylik olarak da adlandırılmaktadır. Bu yazımızda Orta Çağ’ın sosyo-ekonomik üretim ve örgütlenme biçimi olan feodalizm (derebeylik) konusunu inceledik.
Bu Yazının İçindeki Başlıklar:
Feodalizm Nedir?
Feodalizm, Orta Çağ’da ortaya çıkan bir sistemdir. Ülkeleri siyasal, sosyal ve ekonomik yönden etkileyen bir sistemdir. Bu sistem toprağa dayalıdır. Bu sistemde halk farklı sınıflara ayrılmıştır. Tarlalarda köleler çalışır; senyorlar onların kazandığı parayla kendilerini ve onlara yardımcı olan adamları korur, doyurur. Feodal adamlar ise zengin bir şekilde hayatlarını yaşarlar. Feodal sistemde ayrıca dinin de büyük bir yeri vardır. Öyle ki Papaların yetkisi Krallardan fazladır. Sebebi ise kiliselerin feodal düzeni, Tanrının düzenlemiş olduğu bir sistem gibi gösterip halka bu düşünceyi aşılamaya çalışmışlar ve başarmışlardır. Fakat Coğrafi Keşifler sonrası halk bunun doğru olmadığını anlamış ve bu sistem son bulmuştur.
Derebeylik Nedir?
Derebeylik tarihi bir kavram olarak Orta Çağ’da özellikle Batı Avrupa’da toprağı ve üzerinde yaşayan köylüleri tek bir kimsenin malı sayan siyasal düzendir. Feodalizm veya Feodalite olarak da adlandırmaktadır.
Derebeyi, feodalizm döneminde geniş topraklara sahip insanlara denilen addır. Derebeylerin yaşadığı dönemlerde sınıflandırmalar vardı. Bu da halkın birden fazla kesime bölünmesine neden oldu. Derebeyler burada büyük öneme sahip olan adamlar arasındaydı. Nedeni ise o dönemlerde toprağın çok kıymetli sayılmasıydı. Öyle ki derebeylerin toprakları üzerinde yaşayan köylüler derebeylerin kölesi olurdu. Son olarak derebeyliklerin tarlaları öldükten sonra oğullarına geçerdi yani veraset sistemi uygulanırdı.
Derebeyleri Kimlerdir?
Derebeyleri, feodalizmin sonucu çıkan sınıflandırmada 15. yüzyıla kadar hüküm sürmüş yüksek makamlara sahip büyük topraklara sahip insanlara denir. Şu anki değişiyle toprak ağalarıdır. Krallıklardan bağımsız şekilde yaşayan bu adamların kendilerine ait çok büyük toprakları vardır. Bu topraklar o kadar büyük ki içinde birden fazla köy olabilir. Bu topraklar içerisinde bulunan her şey kendilerine aittir. Yönetim biçimi, sosyal hizmetler, yiyecekler, evler hatta insanlar bile onlara aittir. Bu insanları kendisine ait topraklarda çalıştırır yani onları köle olarak kullanır, istediği zaman da satabilir.
Derebeylerin görevi babadan oğula geçerdi yani veraset sistemi vardı. Bu da o bölgede sadece bir ailenin hüküm sürmesi demekti. Derebeyleri 5. yüzyılda ortaya çıkan feodalizm sonucu oluşmuştur. Derebeylerinin asıl bölümü yani aşırı derecede toprak sahibi ve yönetimde katı olanlar Sanayi Devrimi‘nin (15. yüzyılda) çıkması sonucu yok olmuştur. Feodalizmde siyasi toplum ikiye bölünürdü. Bunlar koruyan ve korunanlardı. Derebeyleri korunan sınıfta bulunurken onun bir alt sınıfındakiler onu düşmanlardan, krallardan vb zararlı kişilerden korurlardı.
Derebeyleri yani soylular, kendi içlerinde hiyerarşik bir yapı oluştururdu. Bu hiyerarşik sıralama şöyleydi:
- Dük (Eşi Düşes)
- Marki (Eşi Markiz)
- Kont (Eşi Kontes)
- Vikont (Eşi Vikontes)
- Baron (Eşi Barones)
- Şövalyeler
Feodalizmin Ortaya Çıkmasının Nedenleri
Feodalizm, devletin ekonomik, siyasi ve politik yönden güçsüzleştiği ayrıca bireylerin kendini koruma konusunda yetersiz kaldığı bir dönemde ortaya çıkmıştır. Kısacası devletin ve yönetimin çöktüğü bir dönemde ortaya çıkmıştır. O dönemde Feodal insanlar birbirlerine olan bağımlılığını, aile ilişkilerini ve arkadaşlıklarını korumak için bu sistemi birbirleriyle danışarak ve yavaş yavaş birbirlerine yayarak ortaya çıkarmışlardır. Bu sistem her ne kadar arkadaşlık, aile ya da komşuluk ilişkilerini geliştirmek için oluşturulsa da sınıflandırma çok vardır.
Mesela köleler (arkadaşları ya da akrabası olsa da) toprak sahiplerine çalışmak zorundalardı. Ortamda ekonomik olarak tarımın gelişmesi, barış ve güvenliğin gelişmesiyle feodalizm daha da güçlenmiştir. Feodalizm ilk olarak Avrupa’da ortaya çıkmıştır. Hatta Avrupa’ya şimdiki şeklinin temellerini atmış ve gelişmesini sağlamıştır. 5. yüzyıldan 9. yüzyıla kadar en çok kullanılan sistem haline gelen Feodalizm, gücü her ne kadar zayıflasa da yaşadığımız yüzyıla kadar gelmeyi başarmış fakat yakın zamanda tamamen bitmiştir. Bu sistem Avrupa’da başlayıp devam etmiş hatta Dünyanın dört bir yanında duyulmuş bazı ülkelerde bu sisteme geçiş yapmıştır.
Orta Çağ Avrupa’sında Feodalite hangi şartların sonucunda ortaya çıkmıştır? Feodal sistem, toprak mülkiyeti, sosyal yapı ve ekonomik rejime dayalı bir yönetim biçimidir. Bu sistem, emek ve emek ürünlerinin meta olarak kabul edilmediği, doğal ekonomiye dayalı bir üretim biçimiydi. Ana üretim aracı topraktı ve köylüler bu toprakları kendi ellerinde tutuyorlardı. Serfler ise yarı özgür köylülerdi ve siyasi ve yasal olarak lorda bağımlıydılar. Malikaneler ise feodal sistemin çekirdeğini oluşturan senyörlere ait işletmelerdir.
Feodalizmin ortaya çıkmasının nedenleri özetle şunlardır;
- Roma İmparatorluğu’nun çöküşü: Roma İmparatorluğu’nun batı bölümünün çöküşüyle birlikte, otorite boşluğu ve siyasi istikrarsızlık ortaya çıktı. Bu durum, yerel liderlerin güçlerini artırmasına ve kendi bölgelerinde bağımsız hükümetler kurmalarına yol açtı.
- Kavimler Göçü (Barbar akınları ve istilalar): Roma İmparatorluğu’nun çöküşüyle birlikte barbar kavimlerin akınları ve istilaları arttı. Bu durum, yerel halkın korunma ve güvenlik ihtiyacını artırdı. Soylular, topraklarını korumak için savaşçı şövalyeleri desteklemek amacıyla toprakları karşılığında koruma hizmeti sağlamayı kabul ettiler.
- Toprak sahipliği ve tarıma dayalı ekonomi: Feodalizm, tarıma dayalı bir ekonomik sistem üzerine inşa edildi. Toprak, gücün ve zenginliğin temel kaynağı olarak kabul edildi. Soylular, toprak sahibi olarak büyük toprak parçalarını kontrol ederken, köylüler bu toprakları işleyerek ürün elde ettiler.
- Kişisel sadakat ilişkileri: Feodalizmde, kişisel sadakat ve bağlılık ilişkileri büyük bir öneme sahipti. Soylular, koruma ve hizmet karşılığında köylülerden bağlılık yemini alırlarken, köylüler de soylulara sadık kalmak zorundaydılar. Bu kişisel bağlılık ilişkileri, toplumun düzenini ve hiyerarşisini sağlamaya yardımcı oldu.
- Kilisenin etkisi: Orta Çağ’da kilise büyük bir siyasi ve dini güce sahipti. Kilise, toplumun yönetiminde etkili bir rol oynadı ve feodal ilişkilerin düzenlenmesinde önemli bir aktör oldu. Rahipler, toplumun dini liderleri olarak sosyal yapıyı şekillendirmede ve düzenlemelerde önemli bir rol üstlendiler.
Bu nedenlerin bir araya gelmesiyle feodalizm ortaya çıktı ve Orta Çağ Avrupa’sında yaygın bir toplumsal düzen haline geldi. Ancak, bu faktörler zamanla değişmiş ve feodalizm, endüstri devrimi ve modernleşme süreçleriyle yerini başka toplumsal düzen biçimlerine bırakmıştır.
Feodalizmin Yayılması
Feodalizmde her ne kadar sınıflandırmalar olsa da dünyada yaklaşık 500 yıl hüküm sürmüş bir sistemdir. Sebebi ise 5. yüzyılda krallıklar ve köy halkı arasında dağlar kadar fark vardı. Bu farklar arasında köy halkı fakir bir şekilde yaşarken (yemek bile bulamazlarken) krallar ve kraliçeler zenginlik içinde yaşıyorlardı, köylülerin elinde olan her şeyi alıyor (yemek, su, kıyafet, evler vb birçok genel ihtiyaçları) onları yoksulluk içinde yaşatıyorlardı.
Bu durumdan sıkılan bir grup köylü bağımsız, özgür ve huzurlu bir hayat için feodalizm sistemini ortaya çıkardılar. Önce bu durumdan kralların hoşlanmayacağını düşünen köylüler bulundukların halleri göz önüne alıp kaybedecek hiç bir şeyleri olmadığını düşününce feodalizm sistemini seçtiler. Bu şekilde ortaya çıkan ve yavaş yavaş insanların içinde yer edinen bu sistem her geçen gün insandan insana yayıldıkça güçlendi. Taki Sanayi Devrimi ortaya çıkana kadar. Kısaca söylemek gerekirse; Feodalizmden önceki dönemde krallar ve kraliçeler köylülere acımasızca ve zalimce davranıyor ve köylülerin elinde ne var ne yoksa alıyorlardı. Bundan sıkılan köylüler feodalizm sistemini ortaya çıkardılar. Bu şekilde köylüler arasında bu sistem yer edinerek güçlendi.
Feodalizmin Özellikleri
Feodalizm ya da diğer adıyla feodalitenin özellikleri birden çok bölüme ayrılır. Siyasal yönleri arsında: Avrupa’da siyasi birlik bozulmuş ve ardından yönetim birden fazla yönetim birimine bölünmüştür. Ayrıca artık kralların ve kraliçelerin yetkisi sınırlandırılmıştır. Böylece yönetim sadece krallara ve kraliçelere kalmamıştır. Yönetime halktan kişiler yani feodal beyler katılmıştır. Ayrıca feodal beylerin yetkisi krallardan fazlaydı. Yani krallara göre daha özgürlerdi ve krallara göre daha çok mutlak egemenlikleri vardı.
Feodalizm döneminde tarım çok değerli olduğundan halka tarıma yardımcı olan malzemeler dağıtılmıştır. Ayrıca topraklar feodal beyler ve krallar arasında dağıtılmıştır. Feodalizm’in bir diğer özelliği kralların, feodal beylerden donanımlı asker desteği almasıdır. Sebebi ise o dönemlerde donanımlı asker almanın çok pahalıya patlamasıydı. O yüzden hem kendi krallıklarını korumak için hem de feodal beylerin topraklarını korumak için anlaşırlardı. Feodal sistemin bir diğer özelliği arasında feodal beylerin maddi kazanımları krallara göre daha fazla olmasıdır. Feodal beyler bu maddi kazanımlarla topraklarını daha da genişletirlerdi. Ayrıca daha çok tarım malzemesi ve tohum alırlardı. Böylece servetlerine servet katarlardı.
Feodal Örgütlenmede Toplumsal Sınıflar
Feodal örgütlenme, Orta Çağ’da Batı Avrupa’da yaygın olan bir toplumsal düzen biçimidir. Bu düzende, toplum genellikle üç temel sınıfa ayrılırdı: soylular, rahipler ve köylüler.
- Soylular: Soylular, feodal toplumun en üstünde yer alan sınıftı. Genellikle toprak sahibi olan ve şövalye unvanına sahip olan soylular, politik ve askeri güce sahipti. Soylular, topraklarını köylülere kiralamak suretiyle gelir elde ederlerdi. Ayrıca, hükümette ve yönetimde de etkili pozisyonlarda bulunurlardı.
- Ruhban: Rahipler, kiliseye bağlı olan toplumun dini sınıfını oluştururdu. Kilise, Orta Çağ toplumunda büyük bir güce sahipti ve rahipler bu gücün merkezinde yer alırdı. Rahipler, dini hizmetleri sunmanın yanı sıra eğitim ve sağlık gibi alanlarda da aktif rol oynarlardı. Kilise toprakları üzerinde ekonomik olarak bağımsızdılar.
- Serfler (Köylüler): Köylüler, feodal toplumun en altında yer alan sınıftı. Genellikle tarımla uğraşan ve toprak sahibi olmayan kişilerdi. Köylüler, soyluların topraklarında çalışır ve onlara vergi öderlerdi. Köylüler, toprak sahibi soylulara bağımlı olarak yaşarlardı ve koruma sağlamak amacıyla soylulara sadakat yemini ederlerdi.
Bu sınıflar arasında genellikle bir dizi bağımlılık ilişkisi vardı. Soylular, köylülerin çalışmasını ve korunmasını sağlarken, köylüler de soylulara bağlılık ve hizmet sunmakla yükümlüydüler. Kilise ise toplumun dini ve kültürel yaşamını yönlendirirken, toprak sahibi olmaksızın kendi toplumsal konumlarını sürdürürlerdi.
Feodal sistemde sınıflar arasındaki hareketlilik oldukça sınırlıydı. Bir kişi genellikle doğduğu sınıfta kalırdı ve sınıfını değiştirmek çok zordu. Ancak bazı istisnai durumlarda, köylülerin zenginleşmesi veya soyluların yoksullaşması gibi nedenlerle sınıf değişiklikleri yaşanabilirdi.
Feodalizmin Sona Ermesi
5. yüzyılda ortaya çıkan Feodalizmin ne zaman sona erdiği çoğu kaynağa göre yakın zamanda sona ermiştir. Bazı kaynaklara göre ise son ermesi barutun ateşli silahlarda kullanılmaya başladığı dönem olan 15. yüzyıldır. Feodalizmin sonuçları arasında en önemli olan insanların hem tarım hem de hayvansal alanlarda gelişmesidir. Öyle ki önceden toprak ve hayvancılık hakkında hiç bir şey bilmeyen insanlar artık çok rahatlıkla tarım ve hayvancılık hakkında konuşabiliyorlardı. Kolaylıkla tarım ve hayvancılık çalışmaları yapabiliyorlardı.
Feodalizmin bir diğer sonucu arasında insanlar tarlalarına zarar verilmesin diye silah gibi eşyalar üretir olmuştur. Ayrıca hayvanları için çeşitli aletler üretir olmuştur. Ayrıca kendilerini mekanik alanında gelişmiştir. Bu da insanların savunma, sağlık alanında, ulaşım alanında, yiyecek ihtiyaçlarını karşılama, barınak yapma gibi işlerde işlerine yaramıştır. Ayrıca insanlar maden arayışına geçmiş ve bu madenlerden aletler üretip satmaya başlamışlardır. Bu insanların hem madencilik hem de ekonomik alanlarda kendilerini geliştiklerini gösterir. Sonuç olarak Feodalizm’in bir çok sonucu toplum için olumludur.
Not: Bu konuyla ilgili olarak Orta Çağ’da Siyasi Yapılar başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz.