10. Sınıf TarihTarih Dersi İçerikleriTarih Konu Anlatımları

Osmanlı Devleti’nde Askeri Sınıf (Tarih Konu Anlatımı)

Bu yazımızda tarih dersi konu anlatımları kapsamında 10. sınıf tarih dersinin 4. ünitesi olan Beylikten Devlete Osmanlı Medeniyeti ünitesinin 2. konusu olan Osmanlı Devleti’nde Askeri Sınıf konusuna yer verdik. Osmanlı Devleti’nde Askeri Sınıf konusunu “Osmanlı devlet idaresinin ilmiye, kalemiye ve seyfiye sınıflarının birlikteliğine dayalı yapısını analiz eder.” kazanımı çerçevesinde anlattık.

Osmanlı Devleti’nde Askeri Sınıf

Ders: Tarih 10

Ünite: Beylikten Devlete Osmanlı Medeniyeti

Konu: Osmanlı Devleti’nde Askeri Sınıf

Kazanım: Osmanlı devlet idaresinin ilmiye, kalemiye ve seyfiye sınıflarının birlikteliğine dayalı yapısını analiz eder.

Osmanlı Devleti’nde Askeri Sınıf konusunda Osmanlı Devleti’nde Yönetenler Sınıfı (Seyfiye, Kalemiye, İlmiye) hakkında bilgi verdik. Bu üç yönetim sınıfında hangi görevliler vardır? Bu görevlilerin görevlerini tanımladık. Osmanlı Devleti’nde ilmiye sınıfının genel olarak görevleri nelerdir? Şeyhülislam ve müftülerin devlet idaresindeki rolü nedir? Kadılar kimlerdir? İlk Kadı kimdir? Kadıların görevi nelerdir? Kadılar nasıl atanır? Sadrazam kimdir ve görevleri nelerdir? sorularını yanıtladık.

Osmanlı Devleti’nde Yönetenler Sınıfı

Osmanlı Devleti’nde yönetim, yönetici sınıfın ve padişahın katılımıyla gerçekleşirdi. Osmanlı Devleti’ndeki yönetici sınıfı oluşturan üç farklı grup olan seyfiye, kalemiye ve ilmiyedir. Bu gruplar, Orhan Bey tarafından kurulmuş olan Dîvan-î Hümayun’da padişahın yöneticiliği eşliğinde ülkeyi ilgilendiren problemleri tartışırlardı. Yapılan bu tartışmalar; ülkenin mali durumunu, büyük davaları, ülkenin yönetimi ile ilgili olası düzenlemeler ve savaşa girip girmeme konularını kapsardı. Birçok konuda geçekleşen bu tartışmalar sonucu padişah son kararı verirdi yani Dîvan-î Hümayun’da tartışılanlar ve ortaya atılan fikirler padişaha sadece yol gösterici niteliktedir. Bu durum padişahın otoritesinin sağlamlığını kanıtlar niteliktedir. Fatih Sultan Mehmet döneminde ise padişahın otoritesini artırmak için Dîvan-î Hümayun’un başkanlığa sadrazamı getirmiş ve Dîvan-î Hümayun’u kafes adı verilen bölümden takip etmiştir.

Divan-ı Hümayun’da da temsilcileri bulunan ve yönetici sınıfın üç temel grubun adları ilmiye, kalemiye ve seyfiye sınıflarıdır. Bu sınıflardan her biri farklı üyelerden oluşmaktadır ve her biri üyenin farklı görevleri vardır.

İlim Ehli (İlmiye)

İlmiye kelimesi Arapça’da din işleriyle uğraşan sınıf anlamına gelmektedir. Bu sınıfın üyeleri medrese eğitimi arka planına sahip kişilerdirler. Bu sınıfın en temel görevleri eğitim öğretim işleriyle ilgilenmek, fetva çıkarmaktır. Bunun yanı sıra yargıyla da ilgilenerek padişahın adına adaleti sağlamakla yükümlüdürler. Bu sınıfın en önemli temsilcisi dönemin en engin dini bilgisine sahip olduğu kabul edilen ve padişah tarafından atanan şeyhülislamdır. Şeyhülislamın görevleri ilmiye sınıfının bir diğer üyesi olan müftüler ile birlikte kadıların özel davalarına yardım olacak ve sorularını cevaplayacak fetvalar hazırlamışlardır. Bunun yanı sıra görevleri müderris ve kadıları atamak ve hukuk işleriyle ilgilenmek olan Kazasker’de ilmiye sınıfının bir parçasıdır.

İlmiye sınıfının kalan üyeleri ise ulemalar ve kadılardır. Ulemalar bilgi seviyelerine uygun medreselerde müderrislik yapmaktadırlar ve bu doğrultuda eğitim işleriyle ilgilenmektedirler. Yüksek seviyeli bir müderris olmanın yolu sırasıyla talebe olmak, mülazemetin bitişini beklemek, müderris olmak ve terfi etmekten geçmektedir. Mülazemet bir talebenin mezun olduktan sonra müderris olarak atanması için beklediği süreye verilen addır. Kadılar Osmanlı Devleti’nde adaleti sağlayan kimselerdirler. Kadı olmak isteyen talebeler okulu bitirdikten sonra bir kasabaya kadı olarak atanmaktaydılar. Adaleti sağlamanın yanı sıra evlenme, boşanma, veraset meselelerinde de görevli olan kadılar mahkeme kayıtlarının tutulmasında ve merkezden gelen emirlerin tasdikinde de görevliydiler. Bunun dışında akitlerin kayıtlarının tutulmasından, Dîvan-î Hümayun’un kararlarının insanlara tebliğinden ve sefer sırasında idaresinde bulunduğu yerde ordunun gereksinimlerini karşılanmasından yetkili ve sorumluydular.

Kılıç Ehli (Seyfiye)

Seyfiye kelimesi köken olarak Arapça’da kılıç anlamına gelen seyf kelimesinden gelir ve Yeniçeri Ocağı’nın kapatılışının ardından oluşturulan yeni orduda görev yapan subayları barındıran askerî sınıf anlamına gelmektedir. Seyfiye sınıfını oluşturan kişilere ümera adı verilmektedir ve Enderun veya diğer çeşitli eğitim kurumlarından yetişmiş kişileri kapsar. Seyfiye sınıfının en temel görevleri yönetimle alakalı işeri ve askeri işleri padişahın adına yapmaktır. Seyfiye sınıfının Dîvan-î Hümayun’daki temsilcileri kaptanı derya, yeniçeri ağası, subaşı, beylerbeyi, kubbealtı vezirleri ve veziriazamdır. Kaptanıderya donanmayla ve denizcilikle ilgili işlerin başındaki kişiye verilmiş olan addır ve on altıncı yüzyılda Dîvan-î Hümayun’un bir parçası olmuştur. Yeniçeri ağası Osmanlı’nın isyandan önceki askeri birliği olan yeniçerilerin başındaki kişiye verilen addır ve on altıncı yüzyıla kadar Dîvan-î Hümayun’un bir üyesi olarak kalmıştır.

Subaşı kapıkulu süvarileri arasından seçilir. Subaşının görevleri savaş zamanı güvenlik işlerine bakıp barış zamanı vergi toplamaktır. Beylerbeyi Osmanlı zamanında dönemin büyük şehirlerine verilen ad olan eyaletleri yöneten kişilere denmektedir ve görevleri bu şehirlerin idari işleriyle ilgilenmektedir. Vezirler devlet işlerinde görüşüne başvurulan veziriazamın verdiği işleri yapan çeşitli devlet konularında iyi eğitim almış kişilerdir. Veziriazam -bir diğer adıyla sadrazam- ise diğer tüm vezirlerin işlerini tayin eden padişahın mutlak vekilidir. Sadrazam bu görevinin yanı sıra yürütmeden sorumludur. Sadrazam aynı zamanda vezirlerin denetiminden sorumludur. Padişahın mührünü taşımaktadır ve devletin hem iç hem dış siyasetiyle ilgili işleri yapmaktadır. Sadrazamın taşıdığı padişahın mührü yazdığı belgelerin padişahınki kadar etkili kabul edilmesine neden olmaktadır. Bu yüzden görevi başında hata yapılan sadrazamlar idam edilirdi. Sadrazam yönetici aileden olmayan bir bireyin erişebileceği en üst mevkidir.

Kalem Ehli (Kalemiye)

Kalemiye kelimesi -kalem kelimesinden de çıkarılabileceği üzere- Osmanlı’da resmi yazışma işleriyle uğraşan gruba verilen addır. Bu grubun görevi resmi yazışmalarla ilgilenmek ve maliye görevlerini üstlenmektir. Bu sebeple kalemiye sınıfı aynı zamanda hazine ile ilgili kayıtları tutan sınıftır. Kalemiye sınıfının Osmanlı Devleti’ne en önemli katkılarından biri resmi yazışmaların oluşmasına bürokratik geleneklerin ortaya çıkmasına sebebiyet vermesidir. Kalemiye sınıfının yaptığı bu katkılar Osmanlı Devleti’nin bürokratik düzeninin standartlara oturmasını ve bunun sonucu olarak daha hızlı, doğru ve etkili çalışmasını sağlamıştır. Osmanlı Devleti’nin bürokratik düzenini geliştirmiş olan Kalemiye sınıfının üyeleri başta medrese eğitimi görmüş kişiler arasından seçilmekteyken daha sonra intisap usulüne bağlı olarak bu sınıfın üyesi haline gelmişlerdir.

Osmanlı Devleti’ndeki kalemiye sınıfının üyeleri nişancı, defterdar ve reisülküttaptır. Reisülküttap, Osmanlı Devleti’ndeki dışişleri bakanlığına verilen ad olan Hariciye Nazırlığı’nın kuruluşundan önceki dönemde Osmanlı Devleti’nin dış işlerinden sorumlu devlet görevlisiydi. İlk reisülküttap İstanbul’un fethinden sonra, bin dört yüz elli üç yılında, atanmıştır. Reisülküttapların görevi bin altı yüz elli yılına kadar nişancıların emrinde çalışarak başka ülkelerle yapılan yazışmaları kaleme almak olmuştur. Reisülküttapların görevi bin altı yüz elli yılından sonra dış siyasetten tek başlarına sorumlu hale gelmişlerdir ve bu değişiklik sonucu önemleri, protokolde hala nişancılardan sonra gelmelerine rağmen, büyük ölçüde artmıştır. Reisülküttaplık mesleğine bin sekiz yüz otuz altı yılında Hariciye Nazırlığı’nın yerini alması sebebiyle son verilmiştir.

Osmanlı Devleti’ndeki bürokrasinin temeli olan kalemiye sınıfının bir diğer üyesi nişancılardır. Nişancıların temel görevleri Osmanlı Devleti’ndeki divanda çıkan belgelere ve padişahın adıyla yazılacak her türlü berat, ferman ve nameye hükümdarın imzası olarak bilinen tuğrayı çekmektir. Nişancıların diğer görevleri fethedilen arazilerin kaydını tahrir defterine yapmak, tapu defterlerine dağıtılan dirlikleri işlemek ve bu dirlikleri dağıtmak, padişah ve sadrazama gelen mektupları tercüme etmek ve tercüme ettiği mektuplara cevap yazmaktır. Nişancılar kalemiye sınıfının diğer tüm üyeleri gibi medrese eğitimi görmelerinin yanı sıra görevleri icabı devlet kanunlarına fazlaca hakim olan ve yazı yazma konusunda yetenekli olan kişilerdirler. Nişancılık mesleği görev tanımında yaşanan azalma sonucu on altıncı yüzyılda önemini büyük ölçüde kaybetmiştir ve bin sekiz otuz altı yılında tamamen kaldırılarak görev tanımını defter emirine devretmiştir. Kalemiye sınıfının bir başka üye grubu defterdarlardır. Defterdarlar, devlet hazinesinin borçlananlarından alım işlemlerini ve kamu hizmeti giderlerinin düzenlenmesi görevlerini yerine getirmekle yükümlü kişilerdirler.


4. Ünitenin Tüm Konuları: Beylikten Devlete Osmanlı Medeniyeti ünitesinin tüm konularını aşağıdaki başlıklarda inceleyebilirsiniz.

1. Konu: Anadolu’nun Kandilleri

2. Konu: Osmanlı Devleti’nde Askeri Sınıf (Şu an bu başlıktasınız!)

Osmanlıda İlim ve İlmiye Sınıfı

Medreseler ve Tekkeler

Akşemsettin, Ali Kuşçu, Uluğ Bey

3. Konu: Halk Kültürü ve Kitabi Kültür

II. Murad’ın Kültürel Faaliyetleri

Şair Sultanlar

4. Konu: Fetihle Gelen Dönüşüm

Osmanlılarda El Sanatları

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu Konuyla İlgili Yazılar

Başa dön tuşu

Metin kopyalamanın açılabilmesi için
lütfen web sitemizdeki herhangi bir reklama
tıklayarak bize destek olunuz.

Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyicinizi kapatarak bize destek olunuz. Anlayışınız için teşekkür ederiz.