Dünya Tarihi

Tarih Boyunca Kullanılan Doğum Kontrol Yöntemleri (En Eski Yöntemler)

Cinsellik insanlığın varlığının başlangıcından itibaren hayatında yer almış bir elementtir. Beklenmedik hamilelik gibi istenmeyen sonuçlar doğurabilecek bu etkileşim için birçok önlem alınmıştır. Bu yazımızda, tarih boyunca kadınların hamile kalmalarını önlemek adına ne gibi yöntemler kullandığını, kullanılan yöntemlerin tıbbın gelişimiyle paralellik gösterip göstermediği incelenecektir. Tarih boyunca kullanılan doğum kontrol yöntemleri nelerdir? Doğum kontrol yöntemlerinin gelişimi sağlık alanındaki gelişmelerle paralel ilerleyebilmiş midir? Bu soruların yanıtlarını inceleyelim.

Cinsellik Nedir?

İnsanlık dünyada ilk var olduğu andan beri, cinsellik hayatının bir parçası olmuştur. Cinsellik ve seks, sadece insan ırkı için değil, eşeyli üreyen birçok canlı için hayati önem taşımaktadır. Hayatta kalmaktan ve nesli devam ettirmekten çok daha öte olan bu dürtünün varlığı, hiçbir memeli canlı için inkar edilemez. Toplum normları, güncel ahlak algısı ne olursa olsun, seks gerçeği ve hormonal dürtüler her bireyin hayatında yer edinmektedir. Her ne kadar seks kendi içinde hormonel de fiziksel bir aktivite olsa da, sonuçları oldukça gerçektir. Hamile kalma ihtimali, sağlıklı bireylerin cinsel birlikteliklerinde her zaman var olmuştur. Bireylerin çocuk istememesi durumunda cinsellik durdurulamayacak ve durdurulmaması gereken bir dürtü olduğundan tarih boyunca doğum kontrol yöntemleri birçok kadın ve erkek tarafından kullanılmıştır.

Okuma Önerisi: Cinsellik ve cinsellik tarihi üzerine daha ayrıntılı bilgi edinmek için Cinsellik Nedir? Cinselliğin Tarihi başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.

Doğum Kontrol Yöntemi Nedir?

Doğum kontrolü kadınların gebe kalmasını önleyen, gebelik olasılığını azaltan ya da istedikleri zaman çocuk sahibi olmalarına imkan veren çeşitli yöntemlerin tümüne birden verilen addır. Bu yöntemlerden aile planlaması amacıyla hem kadın hem de erkek faydalanabilir. Yer yer bitki özlerinden yapılmış karışımla, koruyacağına inanılan batıl inançlar, koruyucu ürünler toplumda yayılmış ve istenmeyen hamilelik durumuna çözüm aranmıştır. Bu yöntemlerden bazıları işe yaramış, metotların gelişmesi için öncü olmuştur. Maalesef bu metotların gelişimi ve verimliliği, seksin ve cinselliğin neredeyse her toplumda bir tabu olmasından ötürü sağlık alanında yapılan gelişmelerle paralel ilerleyememiştir.

Tarihte İlk Doğum Kontrol Yöntemleri

Doğum kontrolün ilk ortaya çıkışı, milattan önce 1350’lı yıllara dayanır. Tıp alanındaki gelişmelerin ilk olarak ortaya çıktığı yer olan Antik Mısır’a ait Ebers Tıp Papürüsü adı tarihi eserde, kadın anatomisi, hamilelik, kısırlık, doğum kontrolü, ilaç yapımı, kazalardan sonra tedavi gibi bir çok konuya değinilmiştir. Sir Flinder Petrie isimli bilim insanının 1862 yılında bulmuş olduğu bu eser sayesinde, rahim ağzına sarımsak ve soğan yerleştirilerek tüplerin açık olup olmadığı, hamile kadının buğday ve arpa tohumlarına idrarını yaparak çocuğun cinsiyetinin ne olduğu, hamilelik riskini önlemek için rahim içine paslanmayan metallerden olan gümüş veya altın yüzükler yerleştirildiği öğrenilmiştir.

Antik Mısır’da sık kullanıldığı ortaya çıkan bir başka yöntem de kurutulmuş timsah dışkısıyla rahim etrafını kaplamaktır. Bu yöntemlerin doğruluğu tartılışabilir olsa da başarılı olan ve hala günümüzde de kullanılan malzemeler kullanmışlardır. Örneğin bal ve sodyum karbonat karışımı hazırlayarak başarılı bir doğum kontrolü sağlamışlardır. Kuzey afrika kökenli akasya bitkisi, içerdiği sperm öldürücü özelliği olan laktik asit sayesinde, Antik Mısır’da sık tercih edilen bir doğum kontrol yöntemi olarak kayıtlara geçmiştir. Laktik asit günümüzdeki doğum kontrol jellerinin yapısında da bulunmaktadır.

Doğum Kontrol Yönteminde Batıl İnançlar

Doğum kontrolü sağlayacağına inanılan yöntemlerin göz ardı edilemeyecek kadar büyük bir kısmı, batıl inançlar olarak kendini gösterir. Antik Afrika’da, kadının bir devenin ağzında biriken köpükleri içmesinin işe yarayacağı hakkında kuvvetli bir inanç vardı. Antik Yunan’da ay ışığının kadınları hamile bıraktığına ve kadınların uyurken ışık görmemeye dikkat etmeleri gerektiğine inanılırdı. Çinliler, kadının âdet süresinde ilişkide pasif oldukları takdirde hamile kalmayacağını düşünürlerdi. Bu yöntemi M.Ö. 1100 civarlarında uygulamaya başlamışlardır.

Hatta bazı bölgelerde sadece idrar ve dışkı için delikleri bulunan, kadınları cinsellikten uzak tutmak amaçlı bekaret kemerleri üretilmiştir. Bu yöntemler dışında, doğum kontrolü adına bitkisel karışımlar kullanan kadınlar cadı olarak mimlenmiş, canlı canlı yakılarak öldürülmüştür. Kadınlar bitkisel yöntemleri kullanmaktan vazgeçmese de, bu yöntemlerin kayda geçirilmesi ve gelecek nesillere aktarılması önemli ölçüde azalmıştır.

Tarih Boyunca Kullanılan Doğum Kontrol Yöntemleri

İnsanlık ne kadar eskiyse, cinsellik de o kadar eskidir. Cinsellikle birlikte doğum kontrol yöntemlerinin gelişimi de kaçınılmaz olmuştur. Tarih boyunca bitkisel karışımlarla, hayvansal ürünlerle, ritüel etkinliklerle doğum kontrolü sağlanmaya çalışılmıştır. Yer yer bilgisizlikten veya ahlaki sebeplerden ötürü batıl inançlara veya yasaklara da inanılsa da doğum kontrol hayatın gerçeğidir, her kadının anne olup olmama kararını kendisine veren özgürlüktür. Maalesef ki sağlığın bu alanı geri kalan branşlar kadar ilgi göremediği zamanlarda birçok insan hayatını kaybetmiştir. Günümüzde ise doğum kontrol hem kadına hem de erkeğe verilen bir hak olarak insanların hayatlarını kolaylaştırmaktadır. Aile planlaması konusunda önemli bir rol oynadığı kadar doktor reçeteli ilaçlar olarak farklı sağlık problemleri için de kullanılabilmektedirler. İşte geçmişten günümüze tarih boyunca kullanılan doğum kontrol yöntemlerinden bazılar;

Silphium Bitkisi

Doğum kontrolü adına organik maddeler kullanmak sadece Antik Mısır’a özgü bir durum değildir. Libya’da ve Girit’te yetişen Silphum bitkisi tüketildiği zaman çok güçlü bir doğum kontrol aracı olabileceği keşfedildiği zaman, ekonominin çok önemli bir parçası olmuştur. Hem kadınların menstüral döngüsünü bozarak, hem de erkeklerde libido artışı sağlayarak sertleşmeme sorununu ortadan kaldırdığı için dönem içinde çok önemli bir noktaya geldi. Silphium bitkisinin tohumlarının şekli günümüzdeki kalp şekline oldukça benzemektedir. Dönemi içinde insanların cinselliğine büyük katkılar sağladığı için kilosu gümüşten daha pahalı bir bitki olarak çok sık tüketilmiş, keşfedildiğinden 600 sene sonra nesli tükenmiştir. Bu yüzden günümüzde silphium bitkisi bulunmamaktadır.

Papaya Bitkisi

Güneydoğu Asya’da yetişen papaya bitkisinin de doğum kontrol adına etkisi tarih boyunca kullanılmıştır. Olgunlaşmamış papaya ekstresi, hamile kadınların rahmin sık kasılmasına ve düşük yapmasına sebep olmuştur. Aynı zamanda sık tüketilen papaya çekirdeğinin erkeklerde sperm üretimini durdurduğu keşfedilmiştir.

Geri Çekilme (Abstinence)

Tarihin ilerlemesi ve tek tanrılı dinlerin yaygınlaşması ile birlikte, dinlerin insanların hayatındaki etkisi artmaya başlamıştır. Ahlak algılarının cinselliği, hele ki evlilik dışı cinselliği yasaklayan birçok toplumda doğum kontrolü, sağlıklı cinsellik birçok insan tarafından anlaşılamamış, verimsiz ve tehlikeli yöntemler kullanılmıştır. Kiliseler tarafından geçerli bulunan sayılı yöntemlerden biri şu an hala Amerika Birleşik Devleri’ndeki cinsel eğitim derslerinde öğrencilere öğretilen “abstinence” (geri çekilme) yöntemidir. Bu yöntem, erkeğin ejakülasyonu esnasında her iki partnerin de kendini geri çekmesi üzerine kuruludur. Ayrıca bazı kaynaklar, kadının yere çömelip hapşırmasının yöntemin başarısını arttıracağına işaret eder.

Ovülasyon

Bir diğeri de kilisenin “Doğal Aile Planlaması” yöntemidir. Bu yöntem de kadınların kendi vücut sıcaklıkları sayesinde ovülasyon dönemlerini (ovülasyonunu gerçekleştiği zamanlarda vücutta sıcaklık artışı olur) tespit etmesi ve buna göre cinsel hayatını düzenlemesi üzerine kurulur.

Prezervatif

Bu sebeple, doğum kontrol için erkeklerin kullanacağı ürünler yaygınlaşmıştır. Penisilinin bulunmadığı bu dönemlerde, cinsel birliktelikten ötürü enfeksiyon kapmak oldukça kolaydı. 16. yüzyılda Avrupa’da bir çok insanın ölümüne sebep olan frengi salgını bu epidemiklerden birine örnektir. İtalyan anatomi uzmanı Gabriele Fallopino’nun keten kumaştan ürettiği prezervatifi icat etmesiyle birlikte hem hamilelik riski azalmış, hem de cinsel yolla bulaşan hastalıkların yayılma hızı azalmıştır. Lakin keten geçirgen bir madde olduğu için verimi daha azdı.

18. yüzyılda, ünlü bir yazar ve çapkın olan Giacomo Giralomo Casanova, erkeklerin partnerlerini hamile bırakma endişesi olmadan seks yapabilmesi için hayvan bağırsağından yapılmış kondomu üretmiştir. Bu kondomlar nispeten daha fazla koruma sağlıyorlardı. 1839 yılında Charles Goodyear kauçuğu kükürtle sertleştirme yöntemi sayesinde modern prezervatif üretilmiştir.

Ria

Ayrıca bu dönemde kondoma ek olarak rahim içi araçlar (RİA), vajina süngerleri, serviks başlıkları, diyaframlar gibi alternatif doğum kontrol araçları da geliştirilmiştir. Bu ürünler kadınlar tarafından kullanılarak hamilelik riskini daha da azaltmayı amaçlıyordu. RİA plastikten yapılmış, esnek, küçük bir maddedir ve uterus içine yerleştirilir. RİA sperm ve yumurtanın hareketini zorlaştırır, ayrıca döllenmiş olan bir yumurta varsa onun uterusa tutunmasını engeller. Bu madde yirmi yıl kullanılabileceği gibi istendiği zaman çıkarılabilir. Hamileliği büyük oranda engellemesine rağmen cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı herhangi bir koruma sağlamamaktadır.

Vajina Süngeri

Vajina süngeri ise plastik bir köpükten oluşan ve spermisid (sperm öldürücü) içeren bir maddedir. Cinsel birleşme öncesi vajinaya yerleştirilir. Bu sünger serviksi kaplar ve spermlerin uterusa girmesine engel olur ayrıca içerdiği spermisid adlı maddeyle sperm öldürücü olarak da görev yapar. Diyafram ve serviks başlığı da benzer bir prensiple çalışır; bunlar da serviksi kaplayarak spermlerin uterusa geçişine engel olur.

Kürtaj

1873’te Amerika’da çıkan Comstock yasasıyla birlikte “cinsel başıboşluğa” sebep olduğu gerekçesiyle doğum kontrol ürünlerinin üretimi, satılması yasaklandı. Bu dönemlerde Coca-Cola’nın spermi öldürdüğü ve doğum kontrol yöntemi olabileceğine dair yanlış bir bilgi yayılmaya başladı. Kadınların güvensiz yöntemlerle hijyenik olmayan ortamlarda kürtaj yaptırmak zorunda kalması dönemin gerçeklerinden biri haline gelirken, bu tehlikeli yöntemlerde ötürü acı çeken ve hayatını kaybeden birçok kadına yardım amaçlı çalışan hemşire Margaret Sanger, 1916’da Amerika’nın ilk kadın doğum kontrol kliniğini açmıştır.

Diaphgram

Kliniğin açılmasıyla 10 gün sonraki polis baskınıyla kapatılması arasındaki süre zarfında birçok kadına diaphgram yerleştirmiştir. Toplumu rahatsız etmek suçundan bir ay hapis yatan Sanger, serbest kaldığı zamandan itibaren doğum kontrolünün kadınlar için bir seçenek olabilmesi adına çalışmaya devam etmiştir. 1921’de Amerikan Doğum Kontrol Birliği’ni (American Birth Control League) kurdu ve 1928’e değin bu kurumun başkanlığını yaptı. 1936’da yerel mahkeme doğum kontrolü üzerine yazılan ve doğum kontrolü araçlarını müstehcen olarak tanımlayan 1873 tarihli Comstock Yasası’nı yeniden yorumlayarak hekimlerin yaşamı kurtarmak ve hastaların sağlığını korumak amacıyla doğum kontrolü uygulamasına izin verdi. Lakin Sanger’in doğum kontrolü için çalışmaları bu noktada bitmedi.

Doğum Kontrol Hapı

1950’lerde Boston Massachusetts kentinde Sanger biriktirdiği 150 bin doları kaynak olarak kullanarak Gregory Pincus, John Rock, and Katharine McCormick ile birlikte günümüzde kullanılan doğum kontrol haplarının temelini atabilmek için çalışmaya başlamışlardı. Comstock yasasının hala geçerli olmasından ötürü gizli bir şekilde çalışmaları yürütüldü. Kendi zamanlarında sağlık alanında öncüler olarak doğum kontrol alanında yenilikler yapabilmek için risk almışlardır.

Doğum kontrol haplarının temel mantığı vücutta doğal olarak salgılanan ve yumurtalıkların yumurta üretmesinin engelleyen progesteron hormonunun laboratuvar versiyonu olan progestin hormonunu bulundurmasıdır. Sanger ve ekibinin ürettiği “Enovid” adlı hapların progestin miktarı çok yüksek olmasına ve baş dönmesi, depresyon, kilo alımı, ani duygu değişimleri gibi yan etkilere sahip olmasına rağmen 1963’te 2.3 milyon Amerikalı kadın tarafından kullanıldı, 1965’te ise bu rakam 6.5 milyona yükseldi. 1990’larda Yemek ve İlaç Örgütü (FDA) Amerikalı kadınların hamilelik önleyici iğneleri ve ertesi gün haplarını yasallaştırmıştır. Doğum kontrol hapları günümüzde en sık kullanılan doğum kontrol yöntemlerinden biridir. Östrojen ve progesteron hormonlarını içeren haplar etki seviyesi yüksekken daha az yan etkisi bulunduğu için kadınlar tarafından çok tercih edilir. Koruma oranı %100’e yakın olan haplar aynı zamanda doğum kontrol dışında sebepler için de kullanılmaktadır. Adet düzensizliği olan kadınlar, yumurta kist tedavisi, rahim iltihabı gibi sebepler için de tercih edilmektedir. Doktorlar tarafından reçeteli ilaç olarak verilebilmektedir.

Tüp Ligasyonu

Günümüzde sağlıktaki yeniliklerle kalıcı doğum kontrol yöntemleri geliştirilmiştir. Kadınların tüplerini bağlatması (tüp ligasyonu) yumurtalık ve rahim arasında köprü görevi yapan tüplerin bağlanması olayıdır.

Vasektomi

Erkeklerde kanalların bağlatılması (vasektomi) testislerle penisi bağlanan vas deferans kanalının bağlanması olayıdır. Her iki olay da kalıcı ve geri döndürülemezdir. Bu operasyonu gerçekleştirmek istediğini düşünen bireylerin gelecekte çocuk istemediklerinden emin olmaları gerekir. Yumurta/sperm alınması ve uygun koşullarda dondurulması için ayrıca bir operasyon geçirilmediği sürece bu operasyonlar kalıcıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu Konuyla İlgili Yazılar

Başa dön tuşu

Metin kopyalamanın açılabilmesi için
lütfen web sitemizdeki herhangi bir reklama
tıklayarak bize destek olunuz.

Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyicinizi kapatarak bize destek olunuz. Anlayışınız için teşekkür ederiz.