Devletçilik Nedir? Devletçilik İlkesi Önemi ve Özellikleri
Bu yazımızda devletçilik nedir? Devletçilik politikası nedir? Devletçilik ilkesi önemi ve özellikleri nelerdir? Devletçilik ilkesinin dayandığı esaslar nelerdir? Devletçilik ilkesi hedefleri nelerdir? Devletçilik ilkesi doğrultusunda yapılan inkılaplar nelerdir? sorularını yanıtladık.
Bu Yazının İçindeki Başlıklar:
Devlet Nedir?
Devlet, bir milletin veya bir toplumun bir ülke sınırları içinde konumlanmasının ardından düzeni ve işleyişi sağlamak amacıyla oluşturduğu siyasi bir güç olarak tanımlanabilir. Bir devletin temelinde belli başlı ögeler bulunur, bunlar; milli marş, bayrak, millet ve yurttur.
Devletçilik Nedir?
Devletçilik ilkesi de bir devletin, bir ülkenin kalkınması ve kalkındırılması amacı taşıyan; ülkenin politikasının ve izlenecek yolların belirlenmesi için devletin sosyal, ekonomik ve kültürel kalkınmasının devletin elinden gerçekleştirilmesini savunur. Devletçilik anlayışı bir devleti; ekonomik olarak, sosyal olarak ve hatta kültürel olarak kalkınmanın temel faktörü olarak kabul eder. Devletçilik; Kurtuluş Savaşı’ndan ve Türkiye Cumhuriyeti kuruluşundan sonra, özellikle devletin kalkınmasını sağlamak ve ekonomisini belli bir doğrultuda yürütmek için Atatürkçü düşünce doğrultusunda ortaya çıkmış bir ilkedir. Devletçilik ilkesinin temel amacı bir toplumdaki fertlerin kendi özgürlükleri doğrultusunda yapamayacakları oluşumların devlet tarafından yapılandırılması ve sağlanması olarak tanımlanabilir.
Bu ilke Mustafa Kemal Atatürk’ün ekonomi alanındaki görüşlerini ifade eden ve bu doğrultuda işlemesi amaçlanan bir ilkedir. Devletçilik başlığı altında; ekonomik kalkınmada özel teşebbüste bulunan yatırımcıların haricinde devletin de yatırımlar yapmasını öngören karma bir sistemi ele almak, sosyal güvenliğin sağlanmasını devletin görevi kabul etmek ve devletin güçsüz kimselerin kuvvetlilere karşı karşıya gelmelerinden oluşabilecek sıkıntıları giderme amacı ile düzenleyici bir rol üstlenmek bulunur. Kısacası Devletçilik ilkesi; bir devletin ekonomik alanda doğrudan müdahalesini gerektiren ve ekonomik alanda denetimin devlet tarafından sağlanmasını öngören bir sistem olarak adlandırılabilir.
Devletçilik Politikası Nedir? Devletçilik Nasıl Uygulanmıştır?
Devletçilik ve Türk Devleti’ne getirdikleri nelerdir? Atatürk ilkelerinden biri olan Devletçilik anlayışı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kendine özgü ekonomi sistemi olarak kabul edilmiştir. Kurtuluş Savaşı’nın ardından halkın yeterince sermayeye sahip olmadığı anlaşıldığından ortaya çıkmış ve temel amacı milleti ve devleti geçindirmek olarak benimsenmiş bir ilkedir. Bu ilke özellikle ekonomik alanda devletin ve halkın işbirliği yapması ve uyumlu çalışmasını gerektiren bir ilkedir, bu ilkenin ışığı altında Türk Devleti’nin elbette Türk milleti üzerinde belli başlı sorumlulukları oluşmuştur. Devlet, ülkenin adaletini ve güvenliğini sağlayarak ülkenin vatandaşlarının ve ülkede yaşayan her bireyin tüm özgürlüklerinin ve her çeşit hakkının güvencesini sağlamak zorundadır.
Devletin demir yolları, hava yolları, karayolları, limanlar vb. bayındırlık işleriyle; milli eğitim, sosyal yardım projeleri, tarım, ticaret, sanat ve sağlıkla ilgili işlerle; kısacası sosyal, ulaşım, sağlık vb. işlerle uğraşması ve bunları düzenleyip denetlemesi zorunludur. Devlet; dış ve iç siyasette aktif rol almak, diğer milletlerle olan ilişkililerinde iyi bir yönetime sahip olmak, bunların yanında her çeşit savunma gücünü her daim hazırda tutacak şekilde milletin hürriyetini devamlı kılmakla yükümlüdür. Ayrıca Devlet, ekonomik alanda devlete ait ve özel teşebbüsle yönetilecek işletmeciliğin bir arada ve uyumlu bir biçimde yürütülmesiyle mükelleftir.
Devletçilik İlkesi Önemi ve Özellikleri
Devletçilik ilkesinin Türk milleti üzerinde faydaları olmuştur ve bu dönütler doğrultusunda zaman içerisinde Devletçilik ilkesi değişimlere uğradığı gözlemlenmiştir. Devletçilik ilkesinin faydalarından biri; oldukça kısa bir zaman dilimi içerisinde devlet, kendi imkânları ile sanayiye yatırım yapmaya başlamış ve böylece halkın refah seviyesinin yükseltilmesi için çalışılmıştır. 1931 yılından itibaren resmen yürürlüğe girmiş olan Devletçilik ilkesi doğrultusunda Türk tarihinde ilk defa beş yıllık bir kalkınma planı çıkarılmış ve düzenli ekonomiye geçiş süreci başlamıştır. Tarım alanında bir yenilik olarak Türk çiftçisine ürünlerini en iyi şekilde değerlendirebilmesi için fırsatlar sağlamış ve üreticinin zarar görmemesi için çalışmış olan Devletçilik ilkesi; ekonomik alanda oluşan seviye ve bölge farklarını kapatmak amacıyla çalışmalar başlatmış, bu hedef doğrultusunda da ciddi bir ilerleme kaydedilmesini sağlamıştır. Devletçilik ilkesinin sahip olduğu eğitici ve öğretici nitelik doğrultusunda ülkede var olan teknik eleman açığının kapatılması ve yine bu doğrultuda eksiklerin giderilmesi sağlanmıştır.
Devletçilik İlkesinin Dayandığı Esaslar Nelerdir?
Atatürk’ün şekillendirmiş olduğu Devletçilik ilkesi ışığında ülke çapında ve de Türkiye Cumhuriyeti Devleti kapsamında yapılmış birçok faaliyet, getirilmiş birçok yenilik bulunmaktadır. Bunlara örnek olarak devletçilik ilkesi yürürlüğe girdikten sonra toplanmış olan İzmir İktisat Kongresi’nin toplanması verilebilir. Beş yıllık kalkınma planlarının oluşturulmasının ardından ülkenin dört bir yanına fabrikaların kurulması bunların yanında zarar gören işletmelerin devlet tarafından desteklenerek yeniden yapılandırılması, ayağa kaldırılması da iyi birer örnek olarak kabul edilebilir. Yine aynı doğrultuda misak-ı Milli kabul edilmiş, Teşvik-i Sanayi kanunu getirilmiş ve böylece sanayi alanında yapılacak olan girişimlere destek sağlanmıştır. Aşar Vergisi’nin kaldırılması, tarım kredi kooperatiflerinin oluşturulması ve de Toprak Reformu yapılarak bizzat Ziraat Endüstrilerinin tohumluk dağıtımı yapması ve buna benzer tarıma yönelik, tarımı destekleyici çalışmaların yapılması sağlanmıştır.
Sanayiye yapılacak olan yatırımlar için Sümerbank ve Etibank gibi kurum ve kuruluşlar oluşturulmuş, kamulaştırma faaliyetleri başlatılmıştır. Bunun üzerinde -devlet bankalarının kurulmasının ardından- faiz oranlarının da devlet tarafından düzenlenip denetlenmesi sağlanmıştır. Aynı zamanda temel tüketim mallarının fiyatlarında da düzenlemelere gidilmiş ve fiyatların devlet tarafından belirlenmesi sağlanmıştır. Bu sayede halkın ekonomik olarak kalkınması hedeflenmiş ve halkın daha fazla yıpranmaması amacıyla çalışmalar sürdürülmüştür. Devletçilik ilkesi sayesinde sağlık alanında, eğitimde, bayındırlığı sağlamakta, kültür ve sanat alanlarında halkın gereksinimlerini karşılamaya yönelik yatırımlar yapılmaya başlanmış ve bu doğrultuda ilerlenmiştir.
Devletçilik İlkesi Hedefleri Nelerdir?
Devletçilik; Atatürkçü düşünce anlayışının devletin ve ulusun imkânlarının kullanılmasında, işletiminin sürdürülmesinde, çağdaşlaştırılmasına yönelik atılımlarda bulunulmasında ayrıca devletin sosyal, kültürel, ekonomik ve benzeri her alanda yün verilmesinde büyük öneme sahip olan bir ilkedir. Devletçilik ilkesi Türkiye Cumhuriyeti için büyük öneme sahip bir ilkedir. Bunun sebeplerinden biri ülke ekonomisini iç güçlere dayandırdığından ötürü Milliyetçilik ve Halkçılık ilkelerinin en büyük destekçisi olmasıdır. Devlet; aynı zamanda bu ilkeleri desteklediği için de halkın talepleri ve çağdaşlaşma yönünde gerçekleşen atılımları -kendi asli görevine sahip çıkmayı göz ardı etmeden- toplumun ihtiyaçlarını da karşılayacak bir şekilde düzenlemiş ve bu ilkeler doğrultusunda değerlendirmiştir. Tüm bunların yanında devletin hizmetleri tüm vatandaşlara ulaştırılarak sosyal adaletin de sağlanması önemsenmiştir. Devletçilik ilkesinin etkisiyle gerçekleştirilen tüm bu yenilikler sınıfsız bir toplum yapısı oluşturmuş ve de vatandaşla devlet arasındaki bağı kuvvetlendirmiştir. Böylece demokrasiyi de geliştirmiştir.
Devletçilik İlkesi Doğrultusunda Yapılan İnkılaplar
Devletçilik pek çok alana etkisini göstermiş bir ilkedir fakat en kapsamlı etkisi ekonomi alanında olmuştur çünkü bu ilke temelinde devletin kalkınmasını ele alır. Devletçilik ilkesi ışığı altında ülkenin kaynakları planlı bir şekilde kullanılarak ekonominin canlandırılması sağlanmaya çalışılmıştır. Bu doğrultuda da uzun ve kısa vadeli planlar hazırlanmış ve yürürlüğe koyulmuştur. Bu şekilde toplumun refah seviyesi yükseltilmeye çalışılmış, yatırımların ülkenin her tarafına dengeli bir biçimde dağıtılması hedeflenmiştir. On beş yıllık dönemde (1923 – 1938) on milyondan on altı milyona çıkan nüfusun temel ihtiyaçları karşılanarak yoksulluk sınırını azaltmak amaçlanmıştır. Bu süreç içerisinde belli politikalar uygulanmıştır. Vatandaşların bir yıl içerisinde ürettikleri toplam mal ve hizmetlerin para değeri anlamına gelen Gayri Safi Milli Hasıla’da yüzde sekizlik bir artışa rastlanmıştır.
1930’lu yılların başından itibaren de ihracatın oranı ithalatı aşmayı başardığından Türk Lirası ABD Doları karşısında değer kazanmayı başarmıştır. 1934 – 1938 yılları arasında da bir Amerikan Doları 1,26 Türk Lirası düzeyinde kalmıştır. Bankalara tasarruf amaçlı yatırılan para miktarı artmış, Merkez Bankası’nda 36 milyon liralık döviz ve 26 ton altın birikmiştir. Gittikçe sağlamlaşan ekonomik düzen oturtulmuş; ekonominin gelişmesini ve bütünleşmesini hızlandıran altyapının oluşmasında, ulaşım imkânların geliştirilmesinde ve de kalkınma düzeyinde istenilen düzeye hatta daha da iyisine ulaşılmıştır. Devlet öncülüğünde başlatılan sanayi yatırımları başarılı olmuştur. Bu dönemin sonunda ülke çok sayıda sanayi işletmesine sahip olmuş ve günümüzde var olan sanayi alt yapısının temellerini oluşturmuştur. Yani devletçilik ilkesi devletin ekonomik faaliyetlerini düzenlemeyi belli bir oranda başarmış ve de kalkınmasını düzenlemeyi başarmıştır. Bölgeler arasındaki ekonomik kalkınma farkları önemli ölçülerde kapatılmış planlı ve bağımsız bir ekonomik yapı oluşturulmuştur.
Not: Bu konuyla ilgili olarak Atatürk İlkeleri Nelerdir? Anlamları ve Özellikleri başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz.