Cumhuriyet Tarihi

JİTEM Nedir? Kuruluşu ve Tarihi

JİTEM ya da Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele Grup Komutanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı tarafından 1987 yılında kurulan ve terörle mücadele kapsamında faaliyet yürüten bir oluşumdur.

JİTEM Nedir?

JİTEM (Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele Grup Komutanlığı), Albay Arif Doğan tarafından kurulduğu iddia edilen bir kontrgerilladır. Kontrgerilla ise kelime anlamıyla gerilla güçlerine karşı kurulmuş güçtür. Arif Doğan’ın kişisel iddiaları bu örgütün kuruluşunu devletin kendisinden istediği ve kendisinin de bu doğrultuda PKK (Partîya Karkerên Kurdistanê/ Kürdistan İşçi Partisi) ile mücadele amaçlı bir kontrgerilla kurduğu yönündedir. JİTEM’in varlığı dahi devlet tarafından uzun bir süre reddedilmiş olsa da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açılan soruşturma ile devlet JİTEM’in varlığını kabul etmiştir. JİTEM’in bir diğer kilit ismi de Cem Ersever’dir kendisinin suikastinin gizemi günümüzde bile tam olarak çözülememiştir.

Kendisinin şu sözü de JİTEM’in anlayışını oldukça iyi bir şekilde açıklamaktadır “Marksist, Leninist birçok itirafçı gördüm. Bunlar “Beni kandırdılar, bana şunu teklif ettiler gittim.” gibisinden cümleler kurmadılar. “Bir umut PKK’ya katıldım. Sonradan gördüm ki bu ideoloji ile bağlantıları yok. Kaçtım geldim.” dediler ve bu adamların hepsiyle iyi anlaşmışımdır. Erkekçe, mertçe söylemiştir ne var ne yok. Bu tip adamlar PKK’ya karşı savaşmaya hazır adamlardır ve gerilla savaşını bilirler. Kullanalım bunları.” JİTEM’in amblemi akreptir Arif Doğan, JİTEM’i Ben Kurdum isimli kitabında bu durumun sebebini “Akrep kendisine en sadık hayvandır. On tane mermim varsa dokuz tanesini kullanırım, onuncusunu da kafama sıkarım. Yani mücadele ettiğim şer güçlerin örgütlerine gidipte teslim olmam.” olarak açıklamaktadır.

Jitem'in Sembolü
JİTEM Logo

JİTEM Nasıl Kuruldu?

Koruculuk sistemi 1990’ların ortalarına kadar başta PKK olmak üzere doğudaki illegal faaliyetlerin önüne geçmek için kullanılan sistemdir. Bu amaçla yapılan eylemlerle PKK’ya lojistik desteğin kesilmesini sağlayabilmiştir. Ancak PKK’nın siyasi konjonktürde olan yükselişinin önüne geçmeyi başaramamıştır. İddialara göre devlet PKK ve dönemdeki diğer “Kürt Hareketleri (ÖSP, KADEP, Hak-Par, DDKD vb.)” ile mücadele için 1983 yılında bir kontrgerilla olan JİTEM’i (Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele Grup Komutanlığı’nı) kurmuştur. Bu oluşumun varlığı konusunda oldukça fazla spekülasyon bulunmaktadır. Susurluk araştırma komisyonu başkanı Mehmet Elkatmış konu ile ilişkin olarak şunu söylemiştir:
“Varlığını bütün dokümanlarda görüyoruz. Jandarma Komutanı Teoman Koman, komisyona bir yazı gönderdi. Gönderdiği yazıda aslında JİTEM diye bir kuruluş yok ama halk arasında jandarma istihbarat teşkilatı JİTEM diye tabir ediliyor. Jandarma istihbarat teşkilatı ülke için faydalı işler yapmıştır, ama yanlış işler de yapmıştır.” Mehmet Ağar ise “Ülkenin menfaati için yanlış işler yapıldı, ama anlatamam devletin selameti için” der ve bu konuda açıklama yapmaktan kaçınır.

JİTEM Devlet Tarafından mı Kuruldu?

JİTEM ne kadar devlet kaynakları tarafından büsbütün inkar etse de eğer gerçekse terörle mücadele tecrübesi az olan Türkiye’nin denemelerinden bir tanesi olabilir. Ancak JİTEM’in devlet tarafından kurulması PKK tarafından propagandalarını güçlendirmek, mağduriyet yaratmak ve bu mağduriyeti devlete karşı kullanmak için kullanılmış olabilir. Aynı zamanda devlet JİTEM’in varlığını kabul etmiş ve hatta 1990 yılında kapatmıştır. Bu oluşumun devlet dışı yani Genel Kurmay Bakanlığından habersiz bir şekilde Jandarma Genel Komutanlığının inisiyatif ile kurulduğunu beyan etmiştir. Bazı komplo teorisyenlerine göre de JİTEM PKK tarafından kurulmuştur. Ancak bu durum JİTEM’in içindeki bilinen pek çok üyelerin geçmişleri, yaşam standartları, ideolojileri gibi bazı durumlar ile taban tabana zıt bir görüntü sergiliyor. Ancak bazı üyelerinin eski PKK’lı itirafçılar olması bu teorinin tamamen yalanlanabilecek bir teori olmadığının en net göstergelerinden bir tanesi olabilir.

JİTEM Kurucusu

Kurucuları konusunda da oldukça fazla spekülasyonlar bulunur en önde gelen isimlerden bazıları Arif Doğan, Cem Ersever ve Veli Küçük’tür. Ancak bazı kaynaklar örneğin Ahmet Türk’ün “Yeşil Öldü mü” isimli kitabında kurucunun Cem Ersever değil Eşref Bitlis olduğu da söylenmektedir. Bu oldukça önemli bir iddia çünkü kendisin güney doğu sorununa çözüm üretmek için gönderildiğini bildiğimiz Eşref Bitlis ile ilgili bildiğimiz pek çok şeyi yenilememiz gerekir.

Ecevit Kılınç’a göre ise JİTEM yapılanması tamamen Cem Ersever’in raporunda belirttiği şekillerde olmuştur. Asıl amacı istihbarattı ancak aynı zamanda operasyon yapma yetkisine de sahipti. Bunun yanında istihbaratı edinilen bütün operasyonları kendisi gerçekleştirecekti. Kendisinin sorumluluğu olan yegane kurum Jandarma Genel Komutanlığı’ydı. İllerin Jandarma Komutanlıklarının ise üzerlerinde herhangi bir yetkisi yoktu. Oluşumun üyelerinden hiçbirine hiçbir zaman hangi koşullarda olursa olsun Jandarma Genel Komutanlığının izni olmadan adli ve idari işlem yapılması mümkün olmayacaktı. Hayatta olarak tutuklanan teröristlerin ve yardım ve yataklık yapanların sorgularına istihbarat amaçlı olarak katılabileceklerdi. Bunun yanında da terörle mücadele ve/veya istihbarat amaçlı olarak insanları tutuklama ve sorgulama yetkisine sahip olacaklardı.

Günümüzde JİTEM’in terör ile mücadeledeki başarısı oldukça tartışmalı bir konudur. Ancak çoğunluğun hem fikir olduğu konu Gültekin Avcı’nın belirttiği gibi JİTEM’in PKK’nın güçlenmesinde ve mağduriyet yaratıp tarafına taraftar toplamasını kolaylaştırmanın yanında onun yaptıklarını meşrulaştırmasına yardımcı olduğu yönündedir. Bunun yanında JİTEM yerel unsurların istihbarat işlemlerinde sorunlar yaşamalarında ve daha da önemlisi devletin illegal bir olguya dönüşmesine sebebiyet vermiştir. JİTEM genel olarak askeri hiyerarşinin dışında kalmıştır. Sadece bir Binbaşı olan Cem Ersever daha yüksek rütbelilerin de bulunduğu bir sahada rahatlıkla hareket edebilmiştir.

Arif Doğan Kimdir?

Emekli Jandarma Albay Arif Doğan 1945 yılında Hatay’ın Kırıkhan ilçesinde doğmuştur. Kendisi İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde öğrenciyken okulu bırakıp Harp Okulu’na gitmiştir. Asteğmen rütbesi ile mezun olduğunda yıl 1967 idi. Ardından 1968’de teğmen oldu. 3 yıl sonra yani 1971 yılında Trabzon gizli istihbarat amirliğine tayin oldu, İddialara göre 1983 yılında Jandarma Genel Komutanlığı’nda görevli olduğu sırada JİTEM’i (Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı’nı) kurdu ve 8 yıl boyunca başkanlık etti. Kendisi dönemin diğer pek çok FETÖ’ye karşı ismi gibi Ergenekon soruşturması kapsamında suçlu bulundu. Kendisi 2014 yılında öldü.

Binbaşı Ahmet Cem Ersever “ACE” Kimdir?

Binbaşı Ahmet Cem Ersever orta öğretiminin ardından Kara Harp Okulu’na girdi. Oradan 1972 yılında teğmen rütbesi ile mezun oldu. 1973 yılında Piyade Okulunu 1974 yılında Jandarma Subay Okulu’nu bitirdi. 1979 yılında Jandarma Genel Komutanlığı tarafından belli başlı bazı kaçakçılık olaylarını araştırması için görevlendirildi. 12 Eylül Darbesi sonrası JİTEM’in (Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele Grup Komutanlığı’nın) fikir babalarından birisi oldu ve JİTEM’de aktif görev aldı. Kendisi Güneydoğu Andolu’da PKK ile ilişkin olarak yapılan bütün istihbarat çalışmalarında yer almıştır.

Bunun yanında silahlı çatışmalara bizzat katılmış ve yönetmiştir. Bunun yanında PKK’ya yardım ve yataklık eden insanlar ile tam yetki ve Komutanlığa doğrudan bağlı olarak iletişimde bulunmuştur.Ahmet Cem Ersever aynı zamanda Hizbullah Terör Örgütünün lideri Hüseyin Velioğlu ile de iletişimde bulunup çok iyi istihbaratlar aldığı avukatınca (Emin Emir) belirtilmiştir. Kendisi Orgeneral Eşref Bitlis’in gizemini günümüzde dahil koruyan ölümünden sonra protesto amaçlı olarak 1993 yılında askerlik görevinden istifa etmiştir. Bunu ardından da Milliyet gazetesine bir faks çekerek şunları söylemiştir.

“1984 yılından bugüne kadar yapılan yanlışlar, ihanetler ve uygulamalar konusunda Türk kamuoyunun aydınlatılması gerektiğine inanıyor ve görüşmeler sonunda belirlenecek bir tarihte Türk basınıyla kamuoyu önünde Celal Talabani’nin ihanetleri PKK ilişkileri, Güneydoğu’daki gerçek durum, köy korucuları, itirafçılar, faili meçhul cinayetler hakkında ve bazı siyasilerin örgütsel konumları hakkında açıklamalarda bulunacağımı beyan ediyorum.” ve Sabah gazetesine de demiştir ki “Güneydoğu Anadolu’daki olayların gerçekleri Türk milletinden gizleniyor.”

Kendisi eski ve tecrübeli bir istihbaratçı olması sayesinde bunları söyledikten sonraki birkaç ayda kitaplarını yazacak ve yaşamını sürdürecek zaman bulabilmiştir. Ancak büyük ihtimalle “Yeşil” tarafından elleri önde bağlı bir şekilde kafasına iki el ateş açılarak 1993 yılında öldürülmüştür.

Mahmut Yıldırım “Yeşil” ve ya “Ahmet Demir” Kimdir?

Mahmut Yıldırım veya kod adı: Yeşil sahte ismi ise Ahmet Demir veya Mehmet Kırmızı tanındıktan sonra da bölge halkı tarafından Sakallı denmiştir. Kendisi 1974 yılında Kıbrıs Barış Harekatına katılmıştır ardından da MİT’e katılmış ve MİT adına çalışmaya başlamıştır. Döneminin en başarılı istihbaratçılarından biridir. Ancak dönemindeki diğer pek çok başarılı istihbaratçı gibi otorite figürünün yöntemlerini sorgulamasından ve kendine emirler yağdırmasından pek haz etmezdi. Bu sebeple JİTEM’in kurucu lideri Arif Doğan ile iletişime geçip JİTEM’e katıldığı iddia edilmiştir. Operasyonlarda PKK’lı gibi giyinir ancak güvenlik güçleri tarafından ayrımı yapılabilsin diye yeşil bir fular takardı. Bu sebeple kod adı yeşil oldu.

PKK isimli terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ı öldürmek için Suriye’ye gönderilmesinin ardından 3 ay Abdullah Öcalan’ı gözlemesinin ardın Abdullah Öcalan’ın öldürülmemesine yönelik emir verilmiştir. Ancak Mahmut Yıldırım buna isyan etmiş. Gelen karşılığın ise emirin büyük yerden olduğudur. Mahmut Yıldırım isyanını sürdürür ve bu sebeple vatan haini ilan edilmiştir. Bunun ardından 1996 yılında Şam’da bulunmuştur ve bunun ardından kendisinden bir daha haber alınmamıştır. Ancak dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz aldığı bilgileri aktarırken Yeşil’in öldüğünü söylemiştir. Buna rağmen öldüğüne dair bir delil hiçbir zaman bulunmamıştır.

Yeşil Kimdir?
Mahmut Yıldırım (Yeşil)

Kendisi derin devletin tetikçilik işini en başarılı ve en iyi yapan insanlarından bir tanesidir. Susurluk kazasından –suikastinden- da sorumlu olduğu iddia edilmektedir. Susurluk kazasının ardından ortaya sürülen belgeler ile pek çok tetikçilik işi ifşa olmuştur. Kendisi Susurluk raporunda 12 sayfalık bir bölümü kaplamaktadır.

Kendisi MİT için çalışırken Hizbullah’a ve Milli Görüş Hareketi’ne sızmıştır. MİT ile bağlantısı 1989 yılında kesildikten sonra Arif Doğan ile iletişime geçip JİTEM’de görev almaya başlamıştır. PKK’ya yardım ve yataklık yapanları sorgulamış ve itirafçıları tarafına geçirmeye çalışmıştır. Operasyonlardan döndüğünde aşırı zayıfladığı ve müzik yerine çatışmalarda aldığı ses kayıtlarını dinlediği oğlunun iddiaları arasında yer almaktadır.

PKK’ya yardım ve yataklık eden iş adamlarından adamlarını kılık değiştirmiş şekilde gönderip para alırdı. Aynı şekilde uyuşturucu satıcılarından haraç keserdi. Ancak pek çok delil bu paraları kendi üzerine geçirmediğini göstermektedir. Kendisi Tunceli’de ifşa olup “Sakallı” takma adını almasının ardından faaliyetlerine Diyarbakır’da devam etmiştir. Ahmet Cem Ersever ile de burada tanışmıştır. Ahmet Cem Ersever’in itirafçı olmasının ve “Yeşil” hakkında da bazı itiraflarda bulunmasının ardından Ahmet Cem Ersever bir gün “Yeşil gelmiş millete beni soruyormuş.” dedi. Bundan kısa bir süre sona Ahmet Cem Ersever kafasına iki el ateş edilmiş ve elleri bağlı bir şekilde bulundu. Kendisi Ankara’da daha pasif yıllar geçirdikten sonra MİT tarafından yurtdışında çalışmaya başladı. 1996 yılında Şam’da olması dışında hakkında kronolojik olarak günümüze daha yakın herhangi bir bilgi edinilemedi.

Faili Meçhul Cinayetler ve JİTEM İlişkisi

Dönemde pek çok faili meçhul cinayet işlenmektedir. Dönemde Türkiye topraklarında pek çok farklı oluşum bu tip cinayetler işlemektedir. Bazıları örneğin Hizbullah gibi öldürme şekilleri veya (Hizbullah örneğinde domuz bağı) PKK örneği gibi basılı yayımlarında (Serxwebun) bu cinayetleri üstüne almıştır. Ancak varlığı bile tartışmalı olan JİTEM (Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele Grup Komutanlığı) herhangi bir cinayeti –ilerleyen zamanda itirafçı olduğu söylenen kişiler dışında- üzerine almamıştır. Türkiye’nin terörle yeni yeni tanıştığı dönemde politikaları tecrübesizlikten dolayı dış ülkelerde konunun uzmanlarından eğitim gören teröristlerin yararına olabilmiştir. JİTEM’de bu projelerde biridir. Diyarbakır Hapishanesi gibi JİTEM üzerinden de yüzlerce mağduriyet yaratılmıştır. İşlenen Cinayetlerin ilk başta yargı işlemlerinden geçen ve sonuçları belirli olanlarına sonra ise bu işlemlerden geçmeyenlere veya sonucu belirsiz olanlara değinilecek.

Susurluk raporunda da bulunan isimlerden biri olan Şerif Avşar cinayetinden sorumu olduğu öne sürülen kişi Eski Uzman Çavuş Gültekin Sütçü’nün aynı zamanda JİTEM’ci olduğu da öne sürülür. Kendisi Şerif Avşar cinayetinden dolayı 30 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Diyarbakır ve civarından 1990 yılında 8 kişinin kaçırılması ve öldürülmesinden ötürü başta Yeşil kod adı ile bilinen Mahmut Yıldırım olmak üzere 8 kişinin bu eylemlerden sorumlu olduğu düşünüldü. Bu davanın süreci uzadıkça uzadı ve günümüzde dahil net bir sonucu bilinmemekte.

Suriye kökenli İbrahim Babat’ın doğumu 1967 yılında Suriye’de gerçekleşmiştir. Kendisi 1984 yılında PKK’ya katılmış ardından PKK’ya karşı olan güvenini yitirmesi ile itirafçı olup jandarmaya teslim olmuştur. İddialara göre Cem Ersever tarafından sorgulandıktan sonra “deşifre edilmemesi ve herhangi bir çatışmada ölü olarak gösterilmesi” karşılığında JİTEM için faaliyet göstermeye başlamıştır. 1993 yılında İstanbul’da ortağı olan Süleyman Ülger’i öldürmeye teşebbüsten arama kararı varken Arif Doğan’ın odasında yakalanmıştır. Adam yaralamaya teşebbüsten dolayı 17 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır.

Hapis ile sonuçlanan yargılama sonucu kendisini kandırılmış hissettiği için bildiklerini Başbakanlık Teftiş Kurulu müfettişlerine açıklamıştır. Şöyle demiştir: “JİTEM birlikleri içinde teröre karşı başarılı çalışmalarımız olmakla birlikte açığa çıkmamış ve gizli kalmış ve bugün de devleti sıkıntıya sokan bazı keyfi, hukuk dışı, pis uygulamalar olmuştur. Teröre karşı mücadelede çok yararlı istihbari bilgiler getiren Hacı Ahmet Zeyrek ve Mehmet Bayar adındaki sivil vatandaşlar -ki bunlar ülkesini, devletini seven insanlardı- mantıklı hiçbir gerekçe öne sürülmeden faili meçhul bir şekilde katledildiler. Hacı Ahmet Zeyrek’i 1988’de Silopili olan Lokman Gündüz’e öldürttüler. Mehmet Bayar ise 1990 yılının başında çok kirli bir yöntemle imha edildi.” Bu ifadelerle de İbrahim Babat iki adet faili meçhul cinayeti JİTEM üzerine yıkmıştır.

JİTEM Önemi ve Özellikleri

JİTEM (Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele Grup Komutanlığı) devlet tarafından kurulmuş olabilecek hatta kurulması muhtemel bir oluşumdur. Bu oluşum kuruluşunda büyük ihtimalle Arif Doğan, Cem Ersever, Veli Küçük ve hatta Eşref Bitlis iş birliğinde bulunmuştur saha görevlerinden çoğunlukla sorumlu olan kişi Ahmet Cem Ersever olmakla birlikte büyük ihtimalle kuruluş emri devletten Arif Doğan’a yapılmıştır. Terörle mücadele ve istihbarat adına kurulmasına rağmen daha önceki bölümlerde derinlemesine bahsedilen bazı sorunlardan dolayı bu alanlarda olumludan çok olumsuz bir etki bırakmıştır. (Aslen istihbarat aşamasındaki başarısı net bir şekilde belirtilemez çünkü mitlerden bir kaçı bile doğru ise çok üst seviye bir istihbarat ağı ve işlemi gerçekleşmiştir.)

Oluşumun kendisinin yaptığı iddia edilen pek çok faili meçhul cinayeti işlemiş olma olasılığı oldukça yüksektir. Cem Ersever suikasti de oluşumun iç istihbaratın dışarıya sızmasındaki katı tutumunu oldukça net bir şekilde göstermektedir. Bu sebeplerle bu yazıda belirtilen koşullardan ve bilgilerden pek çoğu da yanlış olabilir. Bu konuda net bir şekilde bilgi edinmenin de kesin bir yöntemi bilinmemektedir. Bu sebeple spekülasyonlar ve oluşumdakilerin ve bazı üçüncül kaynakların söylediklerinin yanında bir de devletin iddialarının olduğunu ve bunlar dışında her hangi bir bilgi kaynağı olmadığını dolayı bu makaledeki hiçbir bilginin doğruluğu net ve safi gerçek bilgiler değildir.

Not: Bu konuyla ilgili olarak Türkiye’de Terörle Mücadele Tarihi başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu Konuyla İlgili Yazılar

Başa dön tuşu

Metin kopyalamanın açılabilmesi için
lütfen web sitemizdeki herhangi bir reklama
tıklayarak bize destek olunuz.

Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyicinizi kapatarak bize destek olunuz. Anlayışınız için teşekkür ederiz.