9. Sınıf TarihDünya TarihiTarih Dersi İçerikleriTarih Konu Anlatımları

İlk Çağ’da Bilim (Tarih Konu Anlatımı)

Bu yazımızda tarih dersi konu anlatımları kapsamında 9. sınıf tarih dersinin 2. ünitesi olan İnsanlığın İlk Dönemleri ünitesinin 2. konusunun devamı olan İlk Çağ’da Bilim konusuna yer verdik. İlk Çağ’da Bilim konusunu “Yazının icadının insanlık tarihinde meydana getirdiği değişimi fark eder.” kazanımı çerçevesinde anlattık.

İlk Çağ’da Bilim

Ders: Tarih 9

Ünite: İnsanlığın İlk Dönemleri

Konu: İlk Çağ’da Bilim

Kazanım: Yazının icadının insanlık tarihinde meydana getirdiği değişimi fark eder.

İlk Çağ’da Bilim konusunda öncelikle Bilim nedir? Bilimin konusu nedir? sorularını yanıtladık. Daha sonra İlk Çağ’da bilimsel faaliyetler ile İlk Çağ’daki bilim insanları başlıklarını inceledik.

Bilim Nedir? Bilimin Konusu Nedir?

Bu sorunun net bir yanıtı yoktur. Çünkü bilim kavramı yoruma açık ve farklı şekilde tanımlanmaya müsaittir. Ama okunmuş tanımlardan yapabilecek ortak çıkarım ile bilimin eksiksiz olarak açıklanamadığını; ucu açık bir şekilde mantık, deney ve gözlem olan üç unsur kullanılarak bilgi edinilmesi olarak ifade edildiği görünebilir. Bu unsurların kullanıldığı alan ise bütün evrenin kapsadığı, bir düzen içindeki olgu ve olaylara dayanıyor. Temel amaç bilgi edinmek ve üretmek olduğundan, bilimin konusu bu hedeflenen olgunun içeriğindeki varlıklardır. Türk Dil Kurumu’nun bilim üzerine tanımı ise şudur: Evrenin ya da olayların bir bölümünü konu olarak seçen, deneysel yöntemlere ve gerçekliğe dayanarak yasalar çıkarmaya çalışan düzenli bilgi.

İlk Çağ’da Bilimsel Faaliyetler

İlk çağlarda küreselleşme günümüzdeki gibi etkin olmadığından uygarlıklar birbirinden bağımsız, bilime katkısı olan pek çok faaliyet gerçekleşmiştir. Mezopotamya medeniyetlerinden Sümerlilerin İlk Çağ’daki bilimin gelişmesinde büyük katkıları vardır. Özellikle matematik konusunda çalışmalara sahip olan medeniyette; günümüzde zamanı planlamada önemli rol oynayan 60’lık sayı tabanının temelinin atıldığı biliniyor. Aynı zamanda bilimin yapı taşı olan yazıyı kullanmış olan Sümer medeniyeti, yılı 360, ayı 30 gün olarak belirleyerek bizlere de aktarmışlardır. Tabii bu ölçümden de astronomi bilimi ile iç içe olduklarını ve detaylı araştırmalar yaptıkları çıkarılabilir. Daha birçok ilke ve gelişime sahip olan (tekerleğin ilk kullanılması; tıpta, günümüzdeki ilaçların yapım aşamasında kullanılan pek çok bitkinin tespit edilip şekilli yollarda şifa olarak çeşitli yollarda yararlanılması gibi) bu Sümerliler bilimle tek ilgilenen uygarlık değildir.

Mısır Medeniyeti de tıp ve matematikte pek geride kalmamıştır. Sümerlilerden gelen bir yıldaki 360 güne beş gün daha ekleyerek günümüzdeki şekle getirmişlerdir. Pi sayısının mucidi de buradan çıkmıştır. Matematiği bu şekilde etkin olarak kullanabilmeleri diğer medeniyetlerden önce; tarım alanları ile ilgili karışıklık ve Nil Nehrinin bu arazileri beslemesi üzere taşma oranının hesaplanma ihtiyacına bağlı olarak erkenden başlamıştır. Takvimi daha etkin kullanmak için yaptıkları astronomi çalışmalarından Güneş Takvimi ve 12 aylık sistem de ortaya çıkmıştır. Mısır medeniyetinin bir ünlü yanı da çoğu filmde karşılaşabilecek olan mumyacılıktır. Tıpta yardımcı olabilecek bu düşüncenin temeli Mısır’dan doğmuştur. Çin ise daha çok yazı ile ilgilenip, mürekkep, kâğıt ve matbaa gibi hayatı kolaylaştıran bilimsel faaliyetlerde bulunmuştur. Yani Çinlilerin bu bilgiyi kalıcılaştırma yöntemini ilerletmesi; geometri, cebir gibi alanlarda ilerlemiş ve sıfırı kullanarak matematik dünyasını yepyeni bir boyuta taşımış olan Hintlilerin fonksiyonlarını not etmesine yardımcı olmuştur.

Arşimet İlkesi Nedir?

Kaldırma kuvveti olarak bilinen bu prensibe adını vermiş olan Arşimet, İlk Çağ’da yaşamış bilim insanlarından biridir ve ilke onun tarafından fark edilmiştir. Basınç kavramı da keşfedildiğinde formül olarak ele alınabilmiştir. Bu fark edilmenin gerçekleştiği anın Arşimet banyo yaparken olduğu söyleniyor. Küvete girdiğinde taşan suyun kendi vücudunun kütlesine eşit olduğunu akıl etmesi ve deneyler yaparak bunu kanıtlayabilmesi bu ilkeyi oluşturuyor. Kaldırma kuvvetinin nesnenin ağırlığına verdiği karşılık aynı zamanda yukarı itmek olur. Söz konusu nesne, yer değiştirdiği (taşırdığı) suyun hacminden hafif değilse bu nesne batar. Arşimet, malum gözlem ve deneyleriyle bunu da ortaya çıkarmıştır ve bu mantığını kralının tacının gerçek altın olmadığını göstermekte kullanması sonucu ödüllendirilmiştir. Çıkarılabileceği üzere, şu an bu kadar tanınması bu olaya bağlıdır çünkü kraldan aldığı ödül zengin bir kütüphane kullanımı veya yine çalışmaları için kullanacağı yüklü miktarda paradır.

Takvim Nasıl Keşfedildi?

Pek çok gelişmeyi yaşayan insanoğlunun bir ihtiyacı da içinde bulunduğu zaman dilimini kavramak, düzenlemek, belli parçalara ayırmak ve planlarını buna göre oturtmaktı. Bir çözüm ile karşılanan diğer ihtiyaçlarının yanında bu da eksik kalmadı. Birbirinden ayrı yaşayan bu insan toplulukları bağımsız olarak farklı sistemler ve ile zamanı farklı dilimlere bölmüşlerdir. Kimi topluluğun dört ayrı mevsimi varken, kimisi iki sezon olarak düşünmüştür. Yöntem olarak ise en sağlam kaynak tabii gökyüzü olmuştur. Bundan yaklaşık 5000 yıl önce Mısırlılar güneşi ve gölgeleri gözlemleyerek bilinen ilk takvimi oluşturmuşlardır. Genelde bu yöntemden esinlenilen takvim çalışmaları tarihi de kayıt altına alabilmek için kendilerine bir başlangıç belirlemişlerdir. Bu 0 olarak sayılacak başlangıç ise o toplumu özel olarak etkilemiş olayın yaşandığı zamandır. Hristiyanlar için İsa’nın doğumu, Müslümanlar için peygamberin yaptığı bir göç, Romalılar için şehirlerinin kuruluşu olarak başlayan takvim günümüze kadar bu şekilde gelmiştir.

Okuma Önerisi: Bu konuyla ilgili olarak Takvim Nedir? Takvim Hesaplamaları Nasıl Yapılır? başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz.

İlk Çağ’daki Bilim İnsanları Kimlerdir?

Gündelik hayatta sık sık kullanılan nesnelerin temelini düşündüğümüzde aslında çoğunun yaratılma fikri ilk çağdaki bir bilim adamına bağlıdır. Adam olarak bahsetmemin sebebi ise geçmişte toplumsal statüde kadınlarının yerinin evde, ailesine hizmet etmek olmasıdır. Tabii bunlara karşın, biz 21. yüzyılda hala kadının statüsünü tartışırken; İlk Çağ’ın dayatmalarına göğüs germiş kadın bilim insanları da vardır.

Pisagor’un öğrencisi ve eşi olarak bilinen Theano, kocası öldükten sonra onun çalışmalarını devam ettiren bir güçlü kadın figürüdür. Aspasia zengin bir aileden geliyor olup, Atina’da felsefe, resim, cebir gibi pek çok bilimin bir çatı altında toplandığı evinde diğer kadınları aydınlatmış, Sokrates, Sophokles, Platon ve Anaxagoras gibi insanları misafir etmiştir. Matematik alanında çalışmış Theon’un kızı olan Hypatia’nın babasından aldığı bilgi birikimi de azımsanmayacak kadar bilime katkı sağlamıştır. Tabii bunlar düşünme açısı hayran olunası Thales, matematiğin babası Pisagor, tıbbın babası Hippocrates, tarihin en önemli filozoflarından Aristotales, geometrinin yaratıcısı seviyesindeki Öklid ve meşhur fizikçi Archimedes kadar anılan insanlar olmasa da bir şeyler denemişlerdir.

Strabon Kimdir? Eserleri Nelerdir?

Tarihte ilk coğrafyacı olarak bilinen Strabon, milattan önce 64 ve milattan sonra 24 yılları arasında yaşadığı bilinen bir Yunan bilim insanıdır. Coğrafyanın yanında tarih ile de ilgilenir ve bir filozoftur. Çalışmaları topluma daha çok dayalıdır ve zamanında milletlerin yaptığı göçleri ve yerleşmeleri incelemek üzerine olan araştırmaları onu ünlendirmiştir. Bu coğrafya tası olarak bilinen Strabon’un doğum yeri Türkiye’de, ikinci büyük akarsu olan Yeşilırmak’ın yanına kurulmuş şehir Amasya’dır. Başta klasik Yunan eğitimi alan Strabon, daha sonra gelişmiş bir eğitim almak için Roma’ya göç etmiştir.

Ünlü İslam tarihçisi İbn-i Haldun’un Mukaddime eserinde belirttiği üzere Strabon’un en önemli eseri tam on yedi cilt olan Geographika’dır. Bu eserin büyük bölümü günümüze kadar gelmeyi başarmıştır. Geographika’yı yazmaktaki asıl amacı Yunan ve Roma’yı daha kapsamlı bir şekilde anlatmaktır. Fakat sadece basit bir coğrafya kitabı gibi görülmemesi önemlidir. Yaşadığı zaman dilimindeki Eratosthenes, Hipparkhos, Epheros, Polybios ve Poseidonios gibi bazı düşünürlerden esinlenen yapıt, dünyanın birçok kesiminde hala yayınlanmakta ve yararlanılmaktadır.


2. Ünitenin Tüm Konuları: İnsanlığın İlk Dönemleri ünitesinin tüm konularını aşağıdaki başlıklarda inceleyebilirsiniz.

1. Konu: İnsanlığın İlk İzleri

İlk İnsanların Hayat Tarzı ve Geçim Kaynakları

Yerleşik İnsan ve Medeniyet

Sözlü Kültür

Tarih Öncesi Dönemlendirme

2. Konu: Yazının Gelişimi

Yazılı Kültürün Başlaması

İlk Çağ’da Bilim (Şu an bu başlıktasınız!)

3. Konu: İlk Çağ’da Başlıca Medeniyet Havzaları

4. Konu: İnsan ve Göç

Toplulukların Yeni Coğrafyalara Hareketleri

İlk Çağ’ın Tüccar Toplulukları

5. Konu: Kabileden Devlete

İlk Devletlerde Gücün Meşruiyet Kaynağı

İlk Siyasi Organizasyon Türleri

İlk Devletlerde Askeri, Sosyal ve Ekonomik Yaşam

6. Konu: Kanunlar Doğuyor

2 Yorum

  1. Harika bir yazı. Çok bilgilendirici bir içerik . “Arşimet, malum gözlem ve deneyleriyle bunu da ortaya çıkarmıştır ve bu mantığını kralının tacının gerçek altın olmadığını göstermekte kullanması sonucu ödüllendirilmiştir. Çıkarılabileceği üzere, şu an bu kadar tanınması bu olaya bağlıdır çünkü kraldan aldığı ödül zengin bir kütüphane kullanımı veya yine çalışmaları için kullanacağı yüklü miktarda paradır.” kısmı çok ilgi çekiciydi. Başarılı.b

  2. Öncelikle Aybüke, söylemeden edemeyeceğim, yazın gerçekten tam bir harika. Sürükleyiciliği, zenginliği gerçekten çok güzeldi. Okurken nasıl bittiğini anlamadım. Yazılarının devamını bekliyorum. Başarılar. O

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu Konuyla İlgili Yazılar

Başa dön tuşu

Metin kopyalamanın açılabilmesi için
lütfen web sitemizdeki herhangi bir reklama
tıklayarak bize destek olunuz.

Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyicinizi kapatarak bize destek olunuz. Anlayışınız için teşekkür ederiz.