Avrupa TarihiDünya Tarihi

Coco Chanel Kimdir? Chanel Markası Nasıl Kurulmuştur?

Bu yazımız, Coco Chanel kimdir? Chanel markasını nasıl kurmuştur? Bu süreçte neler yaşamıştır?sorularından yola çıkılarak yazılmıştır. Bu yazımız, herkesin basit bir şekilde Coco Chanel’in hayatı ve Chanel markası hakkında bilgiye sahip olmalarını sağlamayı amaçlamaktadır.

Hepimiz o tanesi 25.000 Türk lirası olan Chanel çantalardan haberdarızdır. Belki bazılarımız sahip, bazılarımız vitrinlerde bakarak hayallerini süslüyor. Peki, bu çantalar, daha da önemlisi Chanel markası nasıl ortaya çıktı? Buna da en temelinden Coco Chanel’in hayatıyla başlayalım.

Coco Chanel Kimdir?

Coco Chanel 1883 yılının ağustos ayının 19. gününde Fransa’nın Saumur kentinde doğmuştur. Asıl adı Gabrielle Bonheur Chanel’dir. Annesi ve babası, Eugenie Jeanne DeVolle ve Albert Chanel, sırasıyla çamaşır yıkayıcısı ve satış personelidir. Coco, 12 yaşında iken annesini verem hastalığından ötürü kaybeder. Bundan sonraki dönemde ise babası onu ve kardeşlerini yetimhaneye vererek onları bir daha hiç görmemek üzere terk etmiştir. Bu süreçte de eğitim hayatını Aubuzine Katolik Manastırı’nda tamamlayan Coco, 18 yaşına geldiğinde kardeşlerini de yanına alarak Aubuzine’de bir evde yaşamaya başlamıştır. Bu süreçte onu günümüzdeki Chanel yapacak ve hayatını şekillendirecek bir şeyi, yani dikiş dikmeyi öğrenmiştir. Askerlere kıyafet diken bir terzinin yanında da çırak olarak çalışmaya başlamıştır.

Aslında Coco’nun dikiş öğrenmesine dair bir başka hikaye daha bulunmaktadır. Bu hikayede ise Coco bir gün manastırda iken ona rahibelerden birisi bir kumaş vererek kumaş üzerine işleme yapmasını ister. Coco özenerek ve bir tık da kendi yorumunu, yaratıcılığını kattığı bu işlemenin bitmiş halini çok beğenir ve memnun kalır. Fakat rahibe için aynı durum söz konusu değildir. Rahibe bu çalışmanın onu sadece güldüreceğini söyleyerek Coco’yu bir nebze aşağılamaya çalışır. Coco ise bu sözlere bunun onu gücendirmek için söylendiğinin aslında farkında olduğunu ama eğer içine az da olsa mizah ve ironi katıp karşısındakini güldürebildiyse bunun iyi bir şey olduğunu düşündüğünü açıklar. Bu açıklamaya rahibe de onun asla ilerleyemeyeceğini söyleyerek cevap verir. Coco bu sözlere aldırış etmeden devam eder. İşte Coco’nun dikiş öğrenmesi ise bu hikayeye göre manastırda gerçekleşmiş bir olaydır.

Coco İsmi Nasıl Ortaya Çıkmıştır?

Coco Chanel çıraklık yaptığı işi sürecinde ona gelen bir müşterisi olan subay ve milyoner Etienne Balsan ile tanışır. İkili birbirine aşık olurlar ve takılırlar. Bir gün Etienne onu Fransız subaylarının takıldığı bir kafeye götürür. Coco Chanel ilk defa böyle bir ortamda bulunur. Kafede bir kenarda canlı müzik devam etmektedir. O sırada Etienne, Coco’dan onun için bir şarkı söylemesini ister. Büyük ısrarlar sonucu sahneye çıkan Coco, piyaniste “Qui qu’a vu Coco dans l’Trocadero” çalmasını söyler. Şarkıyı söylemeyi bitirdikten sonra kafede bulunan herkes bir daha söylemesi için ritim tutmaya başlar “Co-co, Co-co!” diyerek. Sahneden indiği sırada aşk yaşadığı Etienne de gelerek onun kulağına fısıldar: “Sen benim için bugünden sonra Coco olacaksın.” der. İşte Gabrelle o gün, o an artık Coco olur.

Bundan sonraki süreçte ise Etienne, Coco’yu alarak çiftliğine götürür ve üç yıl kadar bir süre boyunca bu şatoda yaşarlar. Bu üç yıl sürecinde Coco lükse dair aklımıza gelebilecek her şeyle tanışır. Şampanyalar, elmaslar, mücevherler, partiler, şıklık… Bu üç yıl içerisinde de Coco’nun Etienne Balsan’dan bir çocuğu dünyaya gelir.

Bir gün Etienne Balsan’ın da arkadaşı olan İngiliz ulusunun üst sınıf insanlarından birisi olan Captain Arthur Edward Boy Capel ile tanışır. Etienne’den sonra Boy ile bir aşk yaşayarak arkasına bile bakmadan Boy ile birlikte Etienne’yi de bırakarak 1908 yılında Paris’e giderler. Tabii bu aşk ve birliktelik evliliğe dayanan bir birliktelik değildi. Boy Capel, Coco’ya Paris’te bir daire kiraladı ve kendisi ailesine de yakışacak bir aileden gelen Lady Diana Wyndham ile evlendi. Bu yeni evliliğine rağmen Captain Arthur Edward Boy Capel, Coco Chanel ile olan ilişkisine ölümüne kadar devam etti. 21 Aralık 1919 tarihinde ise Captain Arthur Edward Boy Capel bir araba kazasında öldü. Bugün Paris’te kazanın olduğu ve Boy’un öldüğü yere gittiğinizde Coco Chanel’in olan Captain Arthur Edward Boy Capel anısına yaptırmış olduğu anıtı görebilirsiniz.

Coco Chanel’in İlk Dükkanı

Coco Chanel dikiş öğrendiğinden itibaren şapka yapmaya düşkündü. 1910 yılında ise artık bu şapkaları halka açıp bundan de gelir elde edebilmek adına yaptığı şapkaları satabileceği ilk dükkanını Paris’te Rue Cambon’da açtı. 27 yaşında, ailesinden kalma bir mirası da olmayan bir kadın olarak elbette bu girişiminin finansal desteğini sağlayan ve üstlenen kişi metresi Captain Arthur Edward Boy Capel oldu. Elbette böyle bir kadın için satış yapmak en başta zordu. O da bu olaya el atarak üst düzey bir gruba mensup arkadaşının vereceği lüks bir davette şapkalarını sergilemek üzere bir plan yaptı. Planında da gayet başarıya ve istediği verime ulaştı.

Hatta öyle ki zamanın Kent Dükü Alfred’in kızı olan Kraliçe Victorya’nın torunu Saksonya-Coburg- Gotha Prensesi Victoria Melita şapkaları büyük bir merakla alıp inceleyip denedikten sonra şu sözleri dile getirdi: “Her yerde gördüğüm şapkalardan çok farklı bunlar. Bu da sizin zor seçimler yapmaktan korkmadığınızı gösterir. Nehrin akıntısına karşı yüzmek gözü pek insanlara ya da kendinden emin olan dâhilere özgü bir harekettir. Ama her şeyden önce hepsinin şahane olduğunu söylemek istiyorum.”.

Bu olay dışında da 1912 yılında zamanın ünlü tiyatro oyuncularından biri olan Gabrielle Dorziat toplumun büyük bir kesimine hitap edeceği bir tiyatro oyunu sergilediği sırada da bu şapkalardan birini takınca Coco’nun kariyeri hızla yükselmeye başladı.

Chanel Markası Nasıl Kurulmuştur?

Coco Chanel artık satış yapmaya başladığını ve bazı şeylerin iyiye, ileriye doğru gittiğini fark edince 1913 yılında yine büyük aşkı Captain Arthur Edward Boy Capel’in finansal desteğini sağladığı ikinci butiğini Deauville’de açarak oradan da satışlar yapmaya başladı. Kısa zaman içerisinde tasarladığı ve sattığı ürünler artık sadece şapkalar olmaktan çıkmıştı. Bir de mayo-elbiseler eklenmişti. Elbette bu kıyafet tasarımına geçişinin de bir öyküsü bulunmakta. Bir gün soğuk havalar sebebiyle eski bir mayodan şekillendirerek yeni bir elbise yapan Coco’nun elbisesini gören herkes ona nereden aldığını sorar. Kısacası kendi tasarımı olan bu elbise çok dikkat çeker ve beğeni toplar. Coco’da bu beğeni ve ilgi gösteren her bir kişiye teker teker o elbisenin aynısından yapmayı sunar. Elbette bu cazip teklif kabul alır ve Coco kendi yaptığı elbiseleri satmaya başlar.

Birinci Dünya Savaşı’nın Chanel’e Etkisi

Coco ikinci butiğini açtıktan sonra bir yıl sonra 1914 yılında 1. Dünya Savaşı başlar. Hal böyle olunca elbette o savaşın zor şartları ve kargaşası içinde artık kaliteli ve Coco’nun o ana kadar kullanmakta olduğu kumaşlara ulaşım zorlaşır. Coco da bu durum karşısında asla kariyerine ara vermeyi bile düşünmeden Coco’nun tasarımlarına ve diktiklerine çok uyum sağlayamayacak bir tür olan ismini de Fransa’nın Jersey Adası’ndan alan “jarse” kumaşları kullanmaya başlıyor. Bu kumaş türüyle ilk önce kendi bedenini adeta bir tasarım mankeni gibi kullanarak bel bölgesine vurgu yapmayacak elbiseler tasarlamaya başlıyor. Bir gün yine yapmış olduğu kolları günümüz Türkçe’sinde fakir kol olarak adlandırılan ve bel bölgesinde biten bir ceket tasarımı o zamanlar Amerika’da çok popüler olan Harper’s Bazaar isimli bir dergide yayımlanıyor. Böylelikle 1. Dünya Savaşı sularında bile Coco Chanel yeni yeni tasarımlarıyla moda camiasında adından söz ettirmeye ve kariyerinde yükselmeye devam ediyor.

Chanel Moda Evinin Kuruluşu

1916 yılında üçüncü butiğini açan Coco Chanel 1917 yılına geldiğinde ise artık Paris’te bir butiği olup satış yapamayan bir kadından tamamen farklıydı. Artık o ünü dünya çapında yayılmaya başlamış, yanında çalışan terzileri bile olan bir kadındı. Durum böyle olunca Coco kazandığı gelirle 1918 yılı sularında Paris’in lüks semtlerinden birisinde bir binanın tamamını komple satın aldı. Bu binayı ise 1919 yılında Chanel Moda Evi olarak kullanıma açtı. Böylelikle ilk moda evini de 1919 yılında kurmuş oldu.

Yine 1919 yılında çok sevdiği sevgilisi Captain Arthur Edward Boy Capel’i kaybeden Coco büyük bir hüzne kapıldı. Artık aşk hayatı bir süreliğine de olsa durgunlaşacak olan Coco kendisini sadece işine verdi. Operalara kostümler dikmeye başladı. Bu kostümlerde ise dönemde oldukça değersiz görülen bir materyal olan kürkleri kullanmaktan hiç çekinmedi. Onun bu noktada düşündüğü ve esas aldığı mottosu bir nevi “değersiz olanı değerli kılmak” oldu. Hatta o zamanlar yine değersiz olan inciyi de Coco severek kullandı. Dönemin kadınları kendilerini cam materyallerden yapılma aksesuarlarla süslerken Coco kendisini günümüzde de Coco’yla ikonikleşmiş olan beş katlı inci kolyesiyle süslemeyi tercih etti.

1920 yılında Coco’nun aşk hayatında tabiri caizse bir kibrit çaktı. Rus asıllı bir müzisyen olan Igor Stravinsky’ ile bir aşk yaşamaya başladı. Fakat dört çocuğu olan bu evli ve Paris’te sadece sürgün hayatı yaşayan adamla Coco’nun yolları çok kısa bir zamanda ayrıldı. Anlayacağınız kibrit gibi hemen söndü bu ilişki.

Coco Chanel’in Modaya Kazandırdıkları

Coco’yu bu kadar unutulmaz ve efsane kılan özellikleri aslında onun o günlere kadar kimsenin yapmadığı şeyleri büyük bir cesaretle hayata geçiriyor oluşu oldu.

  • Coco Chanel bir gün yaşadığı yıllarda sadece yas rengi olarak kullanılan cenazelerden cenazelere ancak görülebilecek bir renk olan siyahı bir gece dışarı çıkarken de giyilebilecek çok şık ve zarif bir renk haline getirdi. Bunu ise siyah mini ve dar bir elbiseyle gerçekleştirdi.
  • Chanel kadınlara ilk defa pantolon giydirdi.
  • Coco Chanel 1930 yılında Türk Ordusunun 1980’e kadar giyecek olduğu TSK kıyafetlerinin tasarımını yaptı. Hatta yaptığı tasarımlar o kadar güzeldi ki tasarımların son kontrolünü yapan Türk tasarımcı Arzu Kaprol onların bir tanesini bile değiştirmedi.
Chanel TSK Üniformaları
Coco Chanel Tasarımı TSK Üniformaları

Chanel No.5 Parfüm

1921 yılında ise üzerinden yıllar geçmesine rağmen hala günümüzde severek kullanılan Chanel No.5 parfümü yaparak piyasaya sürdü. Coco’ya bu parfümün yapımı yolunda yardımcı olan arkadaşı Mösyö Beaux bir biyologdur. Ona bu parfümün yapımında yardımcı olurken ve kokunun seçilmesi sürecinde 24 farklı koku hazırlar. Hepsine ise No.1, No.2… diye 24’e kadar isim verir. En son seçilen ve şişelere doldurulup raflarda satışına başlanacak koku ise No.5 olur. Tabii o zamanlar parfümlere verilen isimler bu şekilde olmadığı için Mösyö Beaux onu bu kararında vazgeçirmeye çalışır. Fakat Coco bu tartışmaya “Öyleyse ben ilk olacağım.” Diyerek cevap verir ve No.5’i bu isimle piyasaya sürer.

Chanel No.5 Parfüm

Coco Chanel’in Ölümü

İkinci Dünya Savaşı sırasında tüm dükkanlarını ve butiklerini kapatan Coco Chanel sadece evinden tasarım ve dikim yapmaya devam etti. Yine bu savaş sırasında Alman bir diplomatla ilişki yaşayan Chanel savaş bitiminde ilişkisi yüzünden çok kez sorguya çekilip hesap vermek zorunda kaldı. Sonrasında ise artık Paris’i bırakarak İsviçre’ye taşındı. Dokuz yıl sonra 1945 yılında İsviçre’den geri Paris’e döndü. Dönüşünün ardından da moda evini yeniden faaliyete geçirdi. 70 yaşında yeni bir koleksiyon sergiledi ve bu koleksiyon daha öncelerde de tasarımlarını paylaşan dergilerde “koketliğin dönüşü” olarak başlıklandırıldı. Bu koleksiyon ise onun son koleksiyonu oldu ve 88 yaşında -yani 10 Ocak 1971’de- Fransa’nın Paris kentinde hayata gözlerini yumdu.

Not: Bu konuyla ilgili olarak Moda Nedir? Tarihte Moda İkonları – En İkonik 5 Kadın başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu Konuyla İlgili Yazılar

Back to top button

Metin kopyalamanın açılabilmesi için
lütfen web sitemizdeki herhangi bir reklama
tıklayarak bize destek olunuz.

Close

Adblock Detected

Lütfen reklam engelleyicinizi kapatarak bize destek olunuz. Anlayışınız için teşekkür ederiz.