Dünya Tarihi

Binbir Gece Masalları Nedir? Tarihi, Önemi ve Özellikleri

Bu yazımızda Binbir Gece Masalları incelendi. Masalların tarihi ve kökeni anlatıldı. Dünya için önemi ve özelliklerinden bahsedildi. Bilinen masalların özeti yazıldı ve karakterleri incelendi. Özetle Binbir Gece Masalları tarihi, Binbir Gece Masalları özeti, Binbir Gece Masalları karakterleri bu yazımızda.

Binbir Gece Masalları Tarihi

Binbir Gece Masalları adlı kitabın kökenleri, Sanskrit dilinden İran’ın Pehlevi diline çevrilen ve “Hezâr-efsâne” denilen masallara kadar uzanır. Masalların adı, eskilerden gelen rivayete dayanarak şekillenir. Rivayete göre; Günlerden bir gün Semerkant Padişahı Şahzaman, kardeşi olan Sâsânî Padişahı Şehriyâr’a gidecek iken yolda bir şeyi unuttuğunu fark eder ve sarayına geri döner. Padişahın gittiğini zanneden karısı, ona ihanet ederken yakalanır ve kocası boynunu vurdurur. Başka bir günse Şahmazan, Şehriyar’ın sarayında kalırken, Şehriyar’ın karısının da kocasına ihanet ettiğine şahit olur ve onun da boynunu vurdurur.

Hal böyle iken; iki kardeşin deniz kenarında yaptıkları gezintide yaşananlar, onların kadınlara olan güvenlerini büsbütün yok eder. Şehriyar ve Şahzaman deniz kıyılarında yürürken denizden çıkan bir cin görür ve korkularında ne yapacaklarını bilemeyip tüm güçleriyle ağaca çıkarlar. Omzunda bir sandık taşıyan cin, şans eseri iki kardeşin bulunduğu ağacın altına sandığını bırakır ve uyuyakalır. Sandık açılır ve içinden bir kadın çıkar. Cinin eşi olan kadın, kardeşleri görür ve onları cini uyandırmakla tehdit ederek kendisiyle ilişkiye zorlar. Böylece bu kadın da kocasına ihanet eder.

Şahzaman her gün bir genç kızla evlenmeye, evlendiğinin ertesi gününde eşlerini öldürtmeye başlar. Üç yılın ardından, şehirde evlenilecek kadın kalmamıştır. Padişaha eş bulmak ile görevli olan vezir, kendini zor durumda bulur. İki kızı bulunan vezir, kızlarından birini evlendirmek zorunda kalmıştır. Vezirin büyük kızı, Şehrezâd, genç kızların gelecekleri için kendini feda etmeyi kabul eder ve padişahla evleneceğini söyler. Şehrezâd’ın bir planı vardır. Şehrezâd padişah ile gerdeğe girmeden önce kardeşi ile buluşmayı talep eder. Bunu önceden kararlaştırmış olan Dînârzâd ve Şehrezâd, masal anlatmanın iyi bir fikir olduğunu kesinleştirir. Şehrezâd padişaha masal anlatmaya başlar ancak masalı en heyecanlı yerinde keser. Masalın devamını merak eden padişah, idamı ertelemeye karar verir. Bu durum 1001 gece boyunca devam eder. Masalların öğüt verici, doğruya teşvik edici yönlerine ve karısının kıvrak zekasına hayran kalmış padişah, karısı Şehrezâd’ı bağışlamaya karar verir.

Binbir Gece Masalları Ne Zaman Yazıldı?

Binbir Gece Masalları, İslam dininin son süratle gelişmekte olduğu Abbasi halifesi Harun el-Reşid döneminde yani 8. yüzyılda Batı ve Güney Asya’dan derlenmiş masallar koleksiyonudur. Bu halk masallarının yazıya geçirilişi 9. yüzyılda olmuştur.

Binbir Gece Masalları Özellikleri

Masallar “Binbir Gece”; olarak bilinse de içinde sadece 264 masal bulunur. Masallar çerçeve masal biçiminde yazılmış, masal içinde masal anlatılmıştır. Şehrezâd’ın anlattığı bir masalın kahramanı, diğer bir masala dolaylı yoldan da olsa bağlı olabilir. Masalları ilk nereden çıkmış olduğu belli değildir. Arapçadan Farsçaya geçmiş bir külliyat olduğu düşünülse de, mesele sadece iki kültürün birbirine geçmesi kadar basit değildir. Zira masallar Hindistan’dan, Yunanlılardan, İran’dan izler taşır. Mes‘ûdî’nin “Mürûcü’z-zeheb” adlı eseri ne kadar Arapçadan gelmiş olsa da Farsçasının yine “Hazar Efsaneleri” olarak çevrilmiştir. Hint masalları için ise; en eski yazılı metinlerde bile çerçeve masal/hikaye formatına rastlamak mümkündür. Zaman geçirme amacıyla masal söyleme, seyahat eden iki kişi, vefasız kadınlar gibi unsurlara daha çok Hint külliyatında rastlanır. Kültürler iç içe girmişken Binbir Gece Masalları’nı sadece bir yere ait olarak tanımlamak yanlış olur. Bu yüzden eser dört farklı başlık altında incelenir.

  1. Hint kaynaklı masallar
  2.  İran kaynaklı masallar
  3.  Hârûnürreşîd (786-809) zamanına ait Bağdat kökenli masallar: Masallar
    Hârûnürreşîd etrafında şekillenir. Olaylar olağanüstülüğe kaçaz, gerçekçidir. Üslup
    ve anlatım, diğer hikayelere nazaran, daha ustacadır.
  4.  Fâtımîler ve Memlükler zamanında Mısır edebiyatına eklenen masallar: Olağanüstü konular ön plandadır. Cinler, tılsımlar, lanetler gibi unsurlar içerirler. Tertip ve üslup bakımından daha acemidir.

Masallar bütünü mozaik benzeri bir yapı kurar. Farklı kültürlerden gelen masallar, dil farklılıklarından dolayı tam olarak karşılık bulamayan deyimler, zamanla gerçekleşen değişimler; masalları daha renkli kılmanın yanında zaman içinde silinip gitmesini de önlemiştir. Hayattan dersler içerirler, öğretici özelliklere sahiptirler. Masalların neler öğrettikleri hangi kültürden geldiğine göre değişse de genel olarak ihanet temaları işlenir ve ahlak konusu üzerinde durulur.

Binbir Gece Masalları Önemi

  • Dünya çapında bilinirler: Masallar o kadar ünlüdür ki neredeyse tüm dillere çevrildiğine dair iddialar vardır. Hatta bu ünü nedeniyle bu masal kitabı “İncil’den sonra dünyada en çok yaygınlaşan kitap” olarak olarak bilinir. İlk kez bir Avrupa diline geçişi, 1704 yılında Antoine Galland’ın Fransızcaya çevirmesi ile olur. O zamandan günümüze kadar en bilindik ve en çok sevilen masal kitabı olma özelliğini korumuştur.
  • Birçok hikayenin/masalın esin kaynağıdır: Çocukken dinlediğimiz masallar hâlâ kulaklarımızda çınlar. Bize bunları anlatan kişi farkında olsa da olmasa da aslında bu masalların en bilinenleri yine Şehrezâd’a ait olanlardır. Sinbad, Ali Baba ve Kırk Haramiler, Alaaddin’in Sihirli Lambası gibi masallar yediden yetmişe herkesin bildiği, ünlü masallardır. Yüzyıllar önce Şahzaman’ın dinlediği bu masallar, bizim kulağımıza kadar gelmiştir.
  • Kişi ölse bile sonunu göremez: Masallar bu uyarıyla başlar ve, ne kadar gerçek manada doğru olmasa da, buna inanan sayısı pek az değildir. İnanışa göre masalları okumayı bitiren kişi ölecektir veya başka bir deyişle ölümlü kimse masalları bitiremeyecektir. Aslında buna bir hurafe gözüyle değil de edebi yönden yaklaşırsak büsbütün yalan bir düşünce olmadığını görebiliriz. Daha önce de belirttiğim gibi, çerçeve masal formatında olan Binbir Gece Masalları’nın hiçbiri kendi içinde başlayıp bitmez, masalların arasında bağlantılar vardır. Ayrıca masalların yoruma açık olması ve “açık metin” özelliğini taşıması nedeniyle hiçbir masalın gerçekten hiçbir zaman okunup bitirilemeyeceğini düşünmek saçma değildir.
  • Hayatta kalma amacı ile anlatılmış olması: Masalların tam olarak ne anlatmak istediğiyle ilgili bir fikir birliğine varılamamıştır. Erotik masallar olduğunu düşünenler, ibret olsun diye anlatıldığını savunanlar, kadınların bilgeliğini ya da tam tersi olarak şeytanlığının anlattığından bahsedenler vardır. bu konuların hepsini barındırıyor da olabilir. Fakat buradaki önemli nokta, tümünde de anlatıcının aynı sebep ile masal anlatıyor olması. Bu sebep de hayatta kalma isteğidir. Şehrezâd her gece anlatmasının nedeni sadece ölümünü bir gece daha ertelemek, bir gün daha fazla yaşamaktır. Bu amaç diğer tüm temalardan daha fazla içgüdüsel ve anlaşılırdır.
  • Sözlü edebiyatın öncülerindendir: Masallarının içinde bir “anlatıcı” ve “dinleyici” bulunması, masalın en heyecanlı yerinde anlatıcı tarafından kesilmesi; Binbir Gece Masalları’nın yazılı metin özelliklerinden çok söz ile aktarılan kültürün özelliklerini taşıdığını gösterir. Dinleyicilerin ruh halini bilirmiş gibi inişli çıkışlıdır, ilgiyi her zaman üstüne çeker.
  •  Sanat eserlerinin ilham perisidir: Gabriel García Márquez’in “Yüzyıllık Yalnızlık”ının ve Umberto Eco’nun “Baudolino” romanının Binbir Gece Masalları’nın etkisini taşıdığı söylenir. Voltaire ise kendi öykülerini yazmaya başlamadan önce bu masalları en az on kez okuduğunu dile getirir. Borges de bu masalların kendisine yol gösterdiğini kabul eder. Sinema dünyasındaki etkilerine baktığımızda 1992 tarihinde yapılmış “Alaaddin” çizgi filmi, 2003 tarihli “Sinbad: Legend of The Seven Seas” animasyonu gibi yapımlar masalların uyarlamasıdır. Masalların dizi ve tiyatro uyarlamaları da bulunmaktadır.

Binbir Gece Masalları Özeti

Her ne kadar Binbir Gece Masalları’nda bin tane masal bulunmasa da, hepsi tek tek sayılamayacak kadar çoktur. At Kılı ve Çakmak Taşı, Gemici Sinbad ve Deniz İhtiyarı, Pırasa Sultanın Kızı, Yamilka, Bülbül-Şarkı Söyleyen Ağaç ve Altın Renkli Su, Nimet ile Na’ma… Aşağıda ise 9 masalın özetleri bulunmaktadır.

Balıkçı ve Şişedeki Cin

Bir balıkçı, intikamdan başka bir şey düşünemeyen bir cini şişesinden çıkarır. Şişeden çıkan cinin kendisini öldürmeye niyetlendiğini anlayan balıkçı, cini kandırarak şişeye geri yollar.

Yunan Kralının ve Tabip Duban’ın Hikayesi

Kral cüzzam hastalığına yakalanır ve Duban onu iyileştirir. Lakin kralın veziri fesat bir adamdır, doktora iftira atar. Vezirin sözüne inanan kral, doktoru yanına çağırtarak onu idam ettireceğini söyler. Doktor neler olduğunu anlar, padişahı ikna etmeye çalışır ancak başaramaz. Ailesini görmek için izin ister ve ayrılır. Geri geldiğinde elindeki kitabı padişaha verir, padişah ise kafasını kestirir. Doktorun kafası öldükten sonra da konuşur. Sayfaları zehirli olan kitap padişahı öldürür ve doktorun kafası insanları boş yere yargılamanın ne kadar kötü bir davranış olduğunu söyler.

Dört Balığın Hikayesi

Bir balıkçı bu bahsi geçen dört balığı padişaha vermiş. Balıklar o kadar güzelmiş ki, padişah onların hemen pişirilmesi için mutfağa vermiş ancak kazanda piştikleri sırada duvardan bir zenci çıkmış, kazanı ters çevirerek balıkları yakmıştır. Meraklanan saray ahalisi balıkçıyı çağırttırmış ve balıkları tuttuğu yeri öğrenmiştir. O gölün yanına giderler ve gölün dört renkli balıkla dolu olduğunu görürler. Araştırmak üzere konaklamaya karar veriler. Gece vakti padişah kimseye sezdirmeden kamp alanından çıkar ve siyah mermerden bir saraya rastlar. Bu saray ömründe gördüğü en güzel saraydır. İçine girer ve ağlayan birinin sesini duyar. Bir delikanlının yarısı mermer olmuş, yarısı insan kalmıştır; padişah neler olduğunu öğrenmek ister. (Hikaye yarım kalır, devamı başka bir hikayededir.)

Kara Adalar Padişahı ve Büyücü Karısı

Dört Balığın Hikayesindeki delikanlının başından geçenler anlatılır. Bir zamanlar Kara Adalar Padişahı olan genç, karısının ihaneti yüzünden şehrini ve sağlığını kaybetmiştir. Bunu duyan padişah gence yardım eder. Büyücü kadının sevgilisini öldürüp onun kılığına girer, kadının yaptığı lanetleri kaldırtır ve sonra da kadını öldürür. Genç padişah dertten kurtulur, diğer padişaha minnet duyar. İkisi de balıkçının kızlarıyla evlenir ve mutlu mesut yaşarlar.

Gemici Sinbad’ın Balinayı Ada Sanması

Bir hamal kendisinin gece gündüz çalışıp fakir olmasından, Sinbad’ın ise orada hiç bir efor sarf etmeden zenginlik içinde oturmasından yana sızlanır. Bunu duyan Sinbad, adamı yanına çağırtır, ikramlarda bulunur. Daha sonra ise servetini ne tür zorluklarla elde ettiğini anlatmaya başlar. Balinayı ada sanıp neredeyse ölecek olması, daha sonrasında anlatacağı hikayelerin sadece biridir.

Gemici Sinbad ve Zümrüd-ü Anka Kuşu

Sinbad servet elde etmiştir ve evinde huzur içinde oturur. Ancak evinde oturmaktan sıkılıp tekrar deniz yolculuğuna çıkmaya karar verir. Mallar alır, güvendiği denizcilerle adadan adaya gezip malları satar. Sonra ıssız bir adaya giderler. Sinbad orada uyuyakalır ve denizciler onu almadan gider. Hikaye Sinbad’ın Anka Kuşu sayesinde adadan çıkmasını, daha sonrasında düştüğü vadideki cevherlerle zengin olmasını konu alır.

Velid’in Ayakkabıları

Velid çok zengin ancak çok da cimri bir eczacıdır. Ayakkabıları birçok kez tamir edilmekten dolayı çivilerle kaplı, sarığı tanınmayacak kadar eskiymiş. Bu hikaye de ayakkabıların Velid’e yaşattığı maddi kayıplar ele alınır.

Zavallı Tüccar

Bir tüccar ortağı ile seyahatte iken acıkır. Bir ağacın altında hurma yiyip çekirdekleri sağ sola saçarken bir cin çıkagelir, çekirdeklerden birinin oğlunu öldürdüğünü söyler. Tüccar onu öldüreceğini söyleyen cinden özür dileyip işlerini bitirip geleceğini söyler. Dediği gibi de yapar. Ağacın altında cinin beklerken sırasıyla geyik, katır ve tazıyla gelen üç ihtiyar tüccarın yanına uğrar. Tam tüccar derdini anlatacak iken cin gelir ve tüccarı kaçırır. (Devamı diğer hikayelerde anlatılır)

Ali Baba ve Kırk Haramiler

Başlangıçta fakir bir tüccar olan Ali Baba yanlışlıkla kırk haramilerin mağarasını keşfeder. Giriş kodunu söyleyerek girer, hazineler alıp yine kodu söyleyerek dışarı çıkar. Daha sonra mağarayı babası ve kardeşi de bulur. Girerler girmesine, ancak dışarı çıkmak için gereken kodu unuturlar ve haramiler tarafından öldürülürler. Ali Baba’nın yerini öğrenmiş olan haramiler yağ fıçısına girip onu hazırlıksız yakalamayı planlarlar. Lakin Ali Baba’nın hizmetçisi neler olduğunu anlar, yağ fıçılarından gerçekten yağ dolu olanı ile onları yakar. Ali Baba hizmetçisine minnettar kalır, onu yeğeni/oğlu ile evlendirir ve zengin bir adam olarak yaşamını sürdürür.

Binbir Gece Masalları Karakterleri

  • Alaaddin: Alaaddin ve Sihirli Lambasının baş karakteridir. Cini kullanarak kötüleri
    yenmiş, sonrasında karısı ile mutlu mesut yaşamıştır.
  • Alasnam: Binbir Gece Masalları’nda geçen sekiz heykelin sahibidir. Daha sonra
    yaşayan en güzel kadın olan karısını dokuzuncu heykel olarak dikmiştir.
  • Ali Baba: Haramiler ile husumeti bulunan, kendisi ile aynı adı taşıyan masalın
    başkarakteridir.
  • Alnaskhar: Zengin olmak için çabalayan berberin kardeşidir.
  • Badoura: Yeryüzündeki gelmiş geçmiş en güzel kadın. Alasnam’ın karısı.
  • Büyülü At: Binbir Gece Masalları’ndan birinin adı olup yaşlı bir kaşif tarafından
    yapılan mekanik bir attır. Prens üstüne binip zar zor yere inebildikten sonra atı yok
    etmiştir.
  • Dendan: Masallardan birindeki insan eti ile beslenen balıklardır.
  • Duban: Masallarda geçen bir doktorun adıdır. Bir gün vezirlerden birinin ona iftira
    atması ile padişah onun kellesini almaya karar verir. İdam günü bir kitap ve içinde toz
    bulunan kase ile gelen doktor, padişaha elindeki kitabı okutur. Kitaptaki zehir
    sayesinde padişahın kendisi ile can vermesini sağlar.
  • Ebu Hasan: Genç bir tüccarın adıdır. Tuhaf tesadüfler sonucu halife Harun el Reşid’in sağ kolu olmuştur.
  • El Kadir: Denizin yaşlı adamı olarak da bilinir, Sinbad’ın hikayelerinden birinde geçer.
  • Haramiler: Ali Baba ve Kırk Haramiler hikayesinin dışında Köroğlu efsanelerinde
    de kendilerini gösteren karakterlerdir.
  • Hasan: Büyücüye taş bulma konusunda yardım etmiştir. Daha sonra ise büyücüyü
    öldürüp cin ile beraber karısını kurtarmaya gitmiştir.
  • Kasım Baba: Ali baba’nın babasıdır. O da mağaraya girmiştir ancak sihirli sözleri
    unuttuğu için mağaradan çıkamayıp ölmüştür.
  • Labe: Masallarda geçen, insanları hayvana dönüştüren büyücü bir kadının adıdır.
  • Lamba Cini: Alaaddin’in hikayesindeki cindir. Üç dilek gerçekleştirdikten sonra özgür olabilecektir.
  • Şehrezâd: Masalların anlatıcısıdır
  • Yamilka: Masala adını veren büyük bir fırtınadır. Gökten yıldız düşürüp yılan kralın yaşamına son vermiştir.

Not:Bu konuyla ilgili olarak Kral Midas Kimdir? Midas Efsaneleri başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu Konuyla İlgili Yazılar

Başa dön tuşu

Metin kopyalamanın açılabilmesi için
lütfen web sitemizdeki herhangi bir reklama
tıklayarak bize destek olunuz.

Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyicinizi kapatarak bize destek olunuz. Anlayışınız için teşekkür ederiz.