Dünya Tarihi

Formula 1 Nedir? Formula 1 Yarışları Tarihi

Bu yazımızda Formula 1’in ne olduğu, nasıl ortaya çıktığı, araç sektörünün gelişmesi, Formula 1 kuralları, araç üreticileri, şampiyonalar, sürücüler ve ekonomik rekabet anlatılmaktadır. Formula 1 nedir ve ortaya çıkışından günümüze ne değişimler yaşanmıştır? Genel olarak bu soruyu yanıtlamaya çalıştık bu yazımızda.

Formula 1 Nedir?

Formula One (F1 veya Grand Prix Yarışları olarak da bilinmektedir.), Fédération Internationale de l’Automobile (kısaca FIA) tarafından onaylanan ve Formula 1 Group’a ait en yüksek tek kişilik otomobil yarış sınıfıdır. FIA Formula One Dünya Şampiyonası, 1950’deki açılış sezonundan bu yana dünyanın önde gelen yarış formlarından biri olmuştur. Adındaki “formula” kelimesi, tüm katılımcıların araçlarının uyması gereken kurallar kümesini belirtir. Bu kurallar ilk olarak 1946’da yazılmış günümüze kadar koşul değişimleriyle ise değiştirilmiştir. Bir Formula 1 sezonu, dünya çapında yarış amaçlı inşa edilmiş pistlerde ve şehir yollarında gerçekleşen, Grands Prix (Fransızca’da “büyük ödüller” anlamına gelmektedir.) olarak bilinen yarışlardan oluşur.

F1, ortaya çıkışından beri her sene rakipleri olan diğer türlere büyük bir fark atarak dünyanın en çok izlenen motor sporu seçilmiştir. F1’in dünya çapında tek seferde izlenme rekoru 527 milyon televizyon izleyicisi ile 2010 yılında kırılmıştır. Bütün F1 yarışları, çıkışından 2000’lere kadar sadece Avrupa’da düzenlenmekteydi. Ancak 2000’lerin başında FIA, yeni pazarlara açılma isteğiyle Avrupa dışında da yarışlar düzenlemeye başlamıştır. Bunun başka bir nedeni ise AB yasal düzeninin sıkılığıdır. Örneğin Avrupa Birliği, Formula 1 yarışlarının güvenliğini sağlamak için birçok yaptırım uygulamıştır. Bu, tabii ki de Formula One Constructors’ Association’ın hoşuna gitmemiştir. Ek olarak Avrupa’da gerçekleşen yarışlarda, çoğu ekibin sponsor anlaşmasına sahip olduğu sigara markalarının araçlar üzerinde reklamlarının yapılması da yanlış teşvik adı altında yasaklandı.

Formula 1 Yarış Kuralları

Her yarışın sonucu, belirli puan sistemleri kullanılarak belirlenir. Bir yıl sürecine dağıtılmış bu yarışlarda takımlar iki ayrı kısımda değerlendirilir. Bu iki bölümden birinde sürücü seçimi, diğerinde ise araç mühendisi ekibi seçimi yapılır. Sürücüler, FIA tarafından verilen ve en yüksek sınıf yarış lisansı olan geçerli Super Licence’a (Türkçe çevirisi Süper Lisans’tır.) sahip olmalıdır. Yarışlar, sadece FIA tarafından yayınlanan en yüksek kalite değeri “1”e sahip pistlerde gerçekleşmektedir. Bu değerler öncesinde harflerle ifade edilmekteydi. Yani “A”, şu an kullanılan “1” değerine tekabül etmektedir. Yarışların çoğu kırsal alanlara sadece F1 yarışı yapma amacıyla kurulmuş pistlerde gerçekleşir, ancak günümüzde az rastlanır hale gelmiş olsa da şehir sokaklarının kapatılmasıyla da gerçekleştiği görülmektedir. 1983 yılına kadar off-season (Türkçe çevirisi “şampiyona dışı”dır.) yarışlar düzenlenmekteydi, ancak maddi durum sıkıntıları nedeniyle devam edilmedi. Buraya kadarki kısım Formula 1’i kısaca açıklamaktadır. Sonraki bölümde Formula 1’in geçmişten günümüze gelişi anlatılacaktır.

Formula 1 Yarışları Tarihi

Formula 1 yarışları, 1920 ve 1940 yılları arasında gerçekleştirilmiş Avrupa Grand Prix Motor Yarışları’nın evrimleşmesi ve çağ atlaması ile ortaya çıkmıştır. Formula 1, 1946’da II. Dünya Savaşı’ndan sonra kabul edilen yeni bir araç tasarım düzeni “formülü”dür ve ilk şampiyonluk dışı yarışlar o yıl düzenlenmiştir. Bir Grand Prix yarış organizasyonu, savaştan önce bir dünya şampiyonası gerçekleştirme amacıyla kurallar oluşturmuş, ancak çatışmaların başlamasıyla yarışmanın askıya alınmasından dolayı, Dünya Sürücüleri Şampiyonası 1947’ye kadar resmileştirilmemiştir. İlk dünya şampiyonası yarışı 1950’de, İngiltere’de bulunan Silverstone’da gerçekleştirilmiştir.

İlk Sürücü Dünya Şampiyonası’nı Alfa Romeo aracıyla Italyan Giuseppe Farina kazanmıştır. Bu yarışı Arjantinli Juan Manuel Fangio, çok az bir fark ile ikinci bitirmiştir. Ancak Juan Fangio 1951, 1954, 1955, 1956 ve 1957 yıllarında aldığı şampiyonluklarıyla ilk yarış açığını bir hayli kapamıştır. Günümüzde bile Fangio, Formula 1’in ilk on yılında elde ettiği başarılar nedeniyle gelmiş geçmiş en iyi F1 ustası olarak bilinmiştir. Sonrasında ise 2003’te bu 45 yıl süren en çok şampiyonluğa sahip olma rekorunu Alman sürücü Michael Schumacher altı şampiyonluk elde ederek alt etmiştir. Fangio’nun arka arkaya kazanma rekorunu Ferrari aracı ile Alberto Ascari 1952 ve 1953 yıllarında şampiyon olarak bozmuştur. Ancak F1’de değerli sürücü olmak için şampiyon olmak zorunlu değildir. Bu durumun bir örneği ise İngiltereli Stirling Moss’tur. Onun yarışlardaki yüksek performansı kolayca görülebilişe bile, dünya şampiyonluğunu hiçbir zaman kazanamadı ve “şampiyon” unvanını kazanmamış en büyük sürücü olarak kabul ediliyor.

Formula 1 Logoları

Logolar da markaları popülerleştiren ve onların tanınmasına destek olan unsurlardandır. Formula 1’de 1993’ten çoğu insanın bildiği “flying one” olarak anılan ikonik logo kullanılmaktaydı. “Flying one”, Türkçe’de “uçan” anlamına gelmektedir, burada Formula 1 araçlarının hızına ve benzersizliğine bir gönderme bulunmaktadır. Ancak 26 Kasım 2017’de, Yas Marina Circuit’te gerçekleşmiş olan Abu Dabi Grand Prix yarışlarında formula birin yeni logosu tanıtılmıştır. Günümüzde de halen o logo kullanılmaktadır. “Circuit” kelimesi, Türkçe’de devre anlamına gelmektedir. Ancak bu, motor spor alanında “pist” anlamına gelen bir terim olarak kullanılmaktadır.

Formula 1 Simge
Formula 1 Logosu

Formula 1 Araç Teknolojisi

İlk büyük teknolojik gelişme, Bugatti’nin orta motorlu yarış arabalarının yeniden gösterimiydi. Bu gelişim 251 kodlu araç kasası üzerinde gerçekleştirilmeye çalışılmış ancak başarılı olunamamıştır. Bu yeni tasarımı tanıtırken Bugatti’nin amacı, Ferdinand Porsche’nin 1930’larda otomotiv satışına öncülük etmesiyle başlayan rekabete girmek istemesiydi. 1959, 1960 ve 1966’da dünya şampiyonu olan Avustralya Jack Brabham, kısa süre sonra orta motorlu tasarımın üstünlüğünü kanıtladı. 1961’de bütün düzenli yarışmacılar orta motorlu arabalara geçti. Dört tekerlekten çekişli bir tasarım olan Ferguson P99, dünya şampiyonluğuna giren son önden motorlu F1 otomobili oldu, bu aracın katıldığı yarış ise 1961 İngiliz Grand Prix’siydi. Lotus, 1962 yılında, geleneksel uzay çerçeve tasarımı yerine, alüminyum sac monokok kasalı bir araç tanıttı. Bu, orta motorlu araçların piyasaya sürülmesinden bu yana gerçekleşen en büyük teknolojik farklılık olarak bilinir. Lotus 1968 yılında bir yarışa üzerinde Imperial Tobacco reklamı olan kaplamaya sahip bir araçla katıldı. Bu da Formula 1’in vazgeçilmezlerinden olan “sponsorluk” kavramını ortaya çıkardı.

1960’lı yılların sonlarında aerofoillerin ortaya çıkmasından dolayı araba tasarımında aerodinamik güç, yavaş yavaş önem kazanmaya başladı. 1970’lerin sonlarında Lotus, muazzam bir aşağı gücü ve viraj alma hızları neredeyse iki katına çıkaran, daha önce 1970 yılında Jim Hall’ın Chaparral 2J adlı aracında kullanılmış olan, zemin etkisi aerodinamiği getirdi. Arabaları piste bastıran aerodinamik kuvvetler o kadar büyüktü ki, sabit bir sürüş yüksekliğini korumak için aşırı sert süspansiyon sistemlerine ihtiyaç duyuldu. Bu yaylar olmasaydı araçların hız artışlarında yere aniden çarpıp patlaması mümkün olurdu. Bu süspansiyon sistemlerine rağmen aracın koltuğu ile yer arasındaki mesafe birkaç santimetreye kadar inebilmekteydi.

Formula 1 Ekonomisi

Bernie Ecclestone 1970’te, Formula 1’in ticari haklarının yönetimini yeniden düzenledi. Onun bu kararı Formula 1’in milyarlarca dolarlık bir markaya haline gelmesinde temel rolü oynamıştır. Ecclestone, 1971’de Brabham pist ekibini satın aldı ve Formula One Constructors’ Association’da (Türkçe meali Formula 1 Kurucular Derneği’dir.) bir yer kazanmış oldu. Sonrasında 1978’de ise başkan oldu.Daha önce, pist sahipleri ekiplerin gelirlerini kontrol ediyordu. Bununla birlikte Ecclestone, ekipleri kendi üzerinden gelir kazanmaya ikna etti. Bu şekilde gelir dağılımını pist sahipleri yapmayacaktı. Formula 1’i pist sahiplerine bir paket olarak teklif etti, bu paketi almayan pistlerde yarışlar gerçekleşmeyecekti.

Bu satış stratejisinin gerçekleşmesinin temel sebebi pist sayısının artmasıdır. Bu artışla Formula 1 pist sahiplerine muhtaç ola durumundan çıkmış, hatta onları bu yeni sistemle yönetmeye başlamıştır. Bu paket alındığında pistin neredeyse her boşluğu Formula 1 tarafından reklam panolarıyla döşenir. Formula 1 bu şekilde yarışlarda gelirin merkezi haline gelmiş, diğer tüm insanları da bir nevi maaşlı olarak çalıştırmaya başlamıştır (İşte kapitalizmin etkileri, büyük markalar durmaksızın büyür ve kesimler arası ekonomik fark artar.).

1979’da Fédération Internationale du Sport Automobile (FISA) kuruluşu, FOCA ile televizyon gelirleri ve teknik düzenlemeler üzerine büyük bir tartışma başlattı. Bu, FOCA’nın FISA’nın Formula 1’de yaptığı kural değişikliklerinden kaynaklanıyordu. The Guardian, FOCA’dan Ecclestone ve Max Mosley’in bu kavganın başlamasına zemin hazırladıklarını, yani FOCA’nın büyüme amacıyla FOCA’ya uymadığını bildirdi. FOCA rakip bir motor spor serisi oluşturmakla FISA’yı tehdit etti ve bir Grand Prix’i boykot etti. Bu ani atak karşısında FISA, yaptırımlarını yarışlardan geri aldı. Sonuç olarak, ekiplere yeni düzenlemelerin makul bir şekilde bildirilmesi gerektiğinden, teknik istikrarı garanti eden 1981 Concorde Anlaşması imzalandı. Her ne kadar FISA, TV gelirleri hakkını vermiş olsa da, bu hakların yönetimini FOCA’ya devretti. Bu ekonomik rekabet ve FOCA’nın profesyonel olmayan kararları, Formula 1’i spor kavramının ilkelerinden uzaklaştırdı ve markalaştırdı.

Yeni Formula 1 Araçları

Formula 1 markasının büyümesiyle araçların stratejileri karmaşıklaşıyor, araçlar daha güçlü hale geliyordu. FISA 1983 boyunca yer etkisi aerodinamiği yasağı getirdi. Bu çok büyük bir soruna yol açtı, çünkü o zamana kadar Renault’un 1977’de öncü üreticiliğini yaptığı turboşarjlı motorlar 700 bhp (520 kW) üzerinde güç üretmek üzere tasarlanmıştı. Bu şekilde yarışlarda çok tercih edilen bir motor türü kullanılamaz hale geldi. 1986’da, bir BMW turboşarjlı motor, İtalya Grand Prix’sine öne çıkmak için 1300 bhp (970 kW) üzerinde olduğu tahmin edilen 5,5 bar’lık bir flaş okumayı başardı.

Ertesi yıl, yarışlardaki güç 1,100 bhp (820 kW) seviyesine ulaştı ve destek basıncı sadece 4,0 bar ile sınırlı kaldı. Bu arabalar şimdiye kadarki en güçlü açık tekerlekli devre yarış arabalarıydı. Motor gücünün ve dolayısıyla hızın düşürülmesi için, FIA 1984’te yakıt deposu kapasitesini sınırladı ve 1989’da tamamen turboşarjlı motorları yasaklamadan önce 1988’deki baskıları artırdı. Bunun yapılmasının temel sebebi de olası kazaları azaltmak ve çok tepki çeken ölümleri engellemekti.

Formula E Nedir?

Geçmişte motorların güçlenmesi ile araçlar hızlanmıştı. Artık araçların hemen hemen hepsi pistte kullanabileceğinden fazla güce sahip. Bu nedenle araçlar gelişmektense farklılaşmakta. Bunun en bariz örneği Formula E’dir. Fosil yakıtlı araçlardan elektrikli araçlara geçiş örneği olan Formula E, son birkaç yıldır dünya gündeminde. Formül E sadece elektrikli motorlu arabaların kullanıldığı bir motor sporları sınıfıdır. Yarış serisi 2011’de yılında tasarlanmaya başladı ve açılış şampiyonası Eylül 2014’te Pekin’de başladı. Seri şu anda beşinci sezonunda ve FIA tarafından onaylandı. Alejandro Agag, Formula E Holdings’in kurucusu ve şu anki başkanı konumuda.

Şehir temelli tek koltuklu elektrikli otomobil motor yarışları şampiyonası önerisi, motorspor dünyasının yönetim kurulu, Fédération Internationale de l’Automobile (FIA), başkanı Jean Todt, tarafından yapıldı ve politikacılar Alejandro Agag ve Antonio Tajani’ye 3 Mart 2011 tarihinde sunuldu. Tajani, otomobil endüstrisinin elektrifikasyonu, karbondioksit salınımlarının azaltılması ve hibrit ve elektrik sistemlerinin tanıtılması üzerinde yoğunlaştı. Agag, Todon’un teklifini destekledikten sonra, FIA’da yarış serisini düzenleme ihalesini başlattı. Formula 1’in son durumuna zıt olarak Formula E yarışları, çoğunlukla kapatılmış şehir yollarında düzenlenmekte.

Not: Bu konuyla ilgili olarak UEFA Nedir? UEFA Tarihi Hakkında Bilgi başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu Konuyla İlgili Yazılar

Başa dön tuşu

Metin kopyalamanın açılabilmesi için
lütfen web sitemizdeki herhangi bir reklama
tıklayarak bize destek olunuz.

Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyicinizi kapatarak bize destek olunuz. Anlayışınız için teşekkür ederiz.