Pablo Escobar Kimdir? Nasıl Güçlendi, Nasıl Yok Oldu?
Pablo Escobar 1949-1993 yılları arasında yaşamış, Kolombiya’nın en güçlü uyuşturucu kaçakçısı olarak ülkeye ve ülkenin seyrine hükmetmiş bir suçludur. Amerika’nın büyüyen kokain hevesini besleyerek uluslararası platforma ses getiren biri olarak kendi ülkesinde birçok masum insanın ölümüne sebep olmuştur. Fakir bir çevreden gelip aldığı riskler, tanıştığı insanlar ve zekası sayesinde devasa bir servet edinip ülkenin en güçlü adamı haline gelmiştir.
Pablo Escobar nasıl tarihin en büyük uyuşturucu liderlerinden biri olmuştur? Kendisini bu kadar korkulan bir insan yapan elementler nedir? Fakir bir çevreden gelmesine rağmen bu kadar büyük bir serveti nasıl kazanmıştır?
İzleme Önerisi: Pablo Escobar’ın yaşamıyla ilgili olarak Netflix’te yayınlanan Nacros adlı diziyi de izleyebilirsiniz.
Bu Yazının İçindeki Başlıklar:
Pablo Escobar Kimdir?
Pablo Escobar Kolombiya tarihinin en başarılı, en ölümcül uyuşturucu kaçakçısı olarak tarihe geçmiş narkoterörsit olarak geçer. Kokain krallığının en tepesindeki güç olarak 17 sene boyunca, içinde hakimlerin, parlamento üyelerinin, başkan adaylarının da dahil olduğu bir çok insanın ölümünden sorumludur.
1 Aralık 1949 yılında, Kolombiya’nın Rinegro adında bir kasabasında doğan Escobar, çalışkan bir çiftçi babanın ve okul öğretmeni bir annenin çocuğuydu. 7 kardeşin 2. en büyüğüydü ve yaşadığı çevre kokain ve esrar ticaretiyle doluydu. Çevresinde narkotik alışverişi oldukça normalde, aktif olarak yer almayan bireyler bile bu sistemi koruyor ve kolluyordu. Escobar okula başlamadan önce ablasının eğitimi için daha merkezi bir kasabaya taşındılar. Okul çağına geldiğinde, en kadar yetenekli ve çabuk anlayan bir öğrenci olduğunu kanıtlayan Pablo, yemeğine dikkat etmemesine rağmen spora, en çok da futbola ilgi duyuyordu.Öğretmenlerinin büyük bir kısmı sosyal bilinçte olan, özellikle sınıflar arası eşitlik konusunda çabalayan insanlar oldukları için Pablo da küçük yaşında bu bilinci kazanmaya başladı. Öyle ki, ergenlik zamanlarından yürüyüşlerde, protestolarda yer almaya, polisle karşı karşıya gelmeye başladı.
Pablo Escobar’ın Suç Dünyasına Girişi
Yıllar geçtikçe daha tutkulu bir protestocu olan Escobar, Nadaismo isimli, üyelerinin resmi kurumlara ve çalışanlara karşı çıkmasını, aileyle çatışmasını ve kendi kurallarını koymasını öğütleyen bir gençlik hareketinin bir parçası oldu. Bu hareketten ötürü uyuşturucularla oldukça haşır neşir olduğundan, hayatının sonuna kadar asla dinmeyecek bir esrar bağımlılığı başladı. 16 yaşında kendi hayatını yaşamak ve sistemin bir parçası olmayı reddetmesinden ötürü okulu bıraktı. Bir bisiklet dükkanında çalışırken, atılmış parçaları tamir edip ucuza satarak kar etti ve bir motosiklet aldı.
Kendi altında bir araç olduğu zaman, daha hızlı para kazanmak istediği için kapkaççılığa başladı. Dükkanlara kar maskesiyle girip bıçak veya silahla tehdit ettiği çalışanların parasını alıp motoruyla kaçarak kazandığı birkaç aydan sonra daha kolay ve daha hızlı bir yöntem kullanmak istedi. Bir araba satıcısıyla anlaşan Escobar’ın yapması gereken tek şey arabaları alıcılarının istediği yere teslim etmekti. Lakin bu arabalardan birini çaldığı için yakalandı ve La Ladera Hapishanesinde birkaç ay geçirdi. Burada kaçırma ve uyuşturucu ticareti gibi daha büyük suçları nasıl yapabileceğini ve iletişim kurabileceği insanları öğrendi.
Hapishaneden çıktıktan sonra araba hırsızlığına ve satıcılığına kuzeni Gustavo ile devam etti. Yarış arabalarıyla yarışlara katılıp bir çok insan tarafından tanınırken, bir yandan da tehlikeli ve tahmin edilemez adam imajı sayesinde insanların arabalarının güvenliği için para ödediği bir insan konumuna gelmiş oldu. Birinin kendisine borcu olduğu zaman, kendi çevresindeki insanlardan oluşturduğu bir ekip kişiyi kaçırıyor, fidye için alıkoyuyordu. Bazen bu fidye ödense bile, sırf sert imajını güçlendirmek için kaçırdığı insanı öldürdüğü oluyordu. Kaçırmanın maddi ve manevi olarak fırsatlarından uzun süre faydalandıktan sonra kaçırma konusunda daha da uzmanlaşmaya karar verdi. Tehlikeliliğini kanıtlamak için Diego Echavairra isimli zengin bir iş adamını kaçırıp, fidye ödenmiş olduktan sonra dövülmüş, boğulmuş ve ücra bir yere atılmıştı. Escobar, çevredeki işçiler tarafından haksızlık yaptığı için hiç sevilmeyen bir iş adamını kurban seçtiği için oldukça saygı kazanmış, kendi düşüncesinde sosyal eşitlik için üstüne düşeni yapmıştır.
Pablo Escobar’ın Uyuşturucu Tacirliği
1971’de, 22 yaşındayken Alvaro Prieto isimli uyuşturucu kaçakçısının altında küçük işler yapmaya başladı. Kısa bir süre sonra daha fazla kazanmak istediğine karar verip çalıştı arabasıyla Ekvator’a gidip 5 kilo Peru kokaini satın aldı, bunları birçok polis ve askeri kontrol noktasından geçirmeyi başardı ve yaşadığı yere, Medellin’e dönerek kokaini işleyip satmaya başladı. Hapiste olduğu dönemde tanıştığı insanların yardımıyla bölgesindeki zamanının en güçlü kokain taciri Fabio Restrepo ile görüşme ayarladı.100 bin lira kazancı ile hayatının o zamana kadarki en büyük vurgununu yapan Escobar, 2 ay sonra Restrepo’nun ölümünün ardından bölgedeki en nüfuzlu kokain taciri olarak yerini aldı. Restrepo’nun ölümünden sorumlu olup olmadığı bilinmese de, kendisinden korkan halk ve Restrepo’nun çalışanların Escobar’ın parmağı olduğuna inanmaktaydı. 26 yaşındayken 15 yaşındaki Maria Victoria Helena Vellejo ile evlendi.
Panama ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki kokain ticaretinde köprü rolü gören Kolombiya’daki ticaretin büyük bir kısmı Escobar’ın kontrolündeydi. Birleşik Devletleri’ndeki gün geçtikçe büyüyen uyuşturucu talebini doyurmak için satın aldığı uçak filolarıyla modernleştirdiği ve pratikleştirdiği sistemi sayesinde çok daha büyük rakamlarla iş yapmaya başladı. Lakin düğününden 2 ay sonra Ekvator’dan 39 kilo kokaini araçlar ülkeye sokarken yakalandıkları için uzun süreliğine içerde kalması için hapis cezasına çarptırılacaktı. Kendisini yargılayan hakime rüşvet teklif ettiğinde, jüri reddetti ve Escobar’ın ekibi adaı araştırmaya başladı. Kendisininiyi anlaşmadığı avukat bir kardeşi olduğunu öğrendiklerinde ona Escobar’ı temsil etmesi için para teklif ettiler ve avukat kabul etti. Hakim kardeşinin sanığın avukatı olmasından dolayı hukuki zorunluluktan davadan çekildi. İkinci jüri ise rüşveti kabul etti ve Escobar’la arkadaşları ceza almadılar.
Pablo Escobar Nasıl Güçlendi?
Uyuşturucu ticaretinden dolayı artık Kolombiya’ya seri nakit akışı vardı ve Escobar bu nakiti kendi mal varlığını arttırıp Peru’da, Bolivya’da ve Panama’da çiftlikler satın almak için kullandı. Aynı zamanda parayı ülkedeki her memuru satın almak için kullandı. Halk arasında “plato o plomo” olarak geçen bu felsefesine göre, memurlar kendisine teklif edilen rüşveti kabul etmedikleri durumda öleceklerini bildikleri için itaat etmekten başka bir seçenekleri olmadıklarını fark ediyorlardı. Uyuşturucu kralı olarak ülkeyi yöneten Escobar, mal varlığına bir çok malikane, helikopter ve uçaklar kattı. Yaşadığı yer olan Medellin’i ekonomik olarak kalkındırmasıyla bölgede birçok lüks restoranlar ve diskolar açılmaya başlandı. Küçüklüğünden beri tutkusu olduğu için kendi ekibiyle akşamları futbol oynayabilmek adına stadlar yaptırdı. Hacienda Napoles isimli, içinde bir çok egzotik hayvan ve 100’den fazla misafir ağırlayabilecek büyük bir malikane bulunan bir alan yaptırdı.
Pablo Escobar’ın Sosyal İmajı
Yaptığı tüm gayriresmi aktiviteleri gizli bir şekilde yürüten Escobar, toplum içinde resmi, kibar ve insanlarına değer veren bir iş adamı profili çizmeye başladı. İmkanı olmayan kesimin sözcüsü olarak sosyal çalışmalara toplumuna deste olmak adına milyonlarla dolar yatırdı. Sadece 1980-1982 arasında hükümetin o zamana kadardan yaptığından çok daha fazla maddi yardım yaparak halkın gözdesi oldu. En çok bilinen projelerinden biri evler inşa ettirip gecekondularla yaşayan ailelere verdiği “Barrio Pablo Escobar” projesidir.
1980 yılında yedek konsey üyesi olarak siyaset hayatına başladı. Aynı yıl içinde, maddi desteğini “New Liberal Party” (Yeni Liberal Partisi)’nin kurulması için verdi. 1982 yılında, yeniden yedek konsey üyesi olarak seçildi. Sahip olduğu konum sayesinde Kolombiya yasalarında yargılanamayacağından zenginliğiyle birlikte politik bir koruma da elde etmiş oldu. Gücüne güç katan Escobar, aile dostu birinin M-19 gerillaları tarafından kaçırılmasının ardından “Death to Kidnappers” adlı kişisel ordusunu kurdu.
Halk arasında fakire yardım eden, iyi niyetli ve saygılı bir iş adamı gibi görünse de Kolombiya içindeki sosyo-ekonomik seviyesi yüksek kesim tarafından kabul edilmedi. 1983’te kongreye katıldığı esnada, kravatı olmadığı için içeri alınmadı. İçeri girdiğinde korumaları odadan çıkarıldı . Kendisine gelen yolsuzluk iddiasını savunmak için Adalet Bakanı Rodrigo Lara Escobar’ı göstererek “Aramızda toplumun çok fakir bir kesiminde doğup, bisiklet ve bilemediğimiz başka işlerle ilgilenip şu an 9 uçağı, 3 hangarı ve kişisel ordusuyla devasa bir servete sahip bir kongresi üyesi bulunuyor. Şu an ABD’de sizi devam ettiği için bilgilendirmeyeceğim bir soruşturma sürüyor.” Escobar iddialara cevap vermeyip kongreyi terk ettikten sonra Lara’ya avukatı aracılığıyla yönelttiği suçlamaları 24 saat içinde temellendirmediği suretle dava açacağını iletti. Sonraki günse bütün gazeteler Escobar’ın karıştığı iddia edilen suçları paylaşmıştı.
Pablo Escobar Nasıl Yok Oldu?
Kendisine yöneltilen suçlardan dolayı kurduğu partiden atıldı ve diplomatik vizesini kaybetti. Katolik kilisesi Escobar’a verdiği desteği geri çektiğini ilan etti. Hükümet Escobar’ın ABD’yle olan uyuşturucu ticaretini araştırdığı esnada, 1984 yılının Mayıs ayında Lara arabasında vurularak öldürüldü. Bu süreçte Pablo’nun artık daha güçlü düşmanları vardı. ABD başkanı Ronald Reagan ülkede gerçekleşen kokain ticaretini karşı operasyonları güçlendirdi. Kolombiya hükümeti uyuşturucu ticaretinin en tepesinde bulunan Escobar’ın yakalanması için ABD hükümeti ile anlaşma yaptı.
Lara’nın ölmesiyle beraber Kolombiya halkı da Escobar’a karşı olumsuz görüşler beslemeye başladı. Ülke içindeki strese dayanamayınca Panama City’e helikopterle kaçtı ama yetkililer ona Kolombiya’dan daha zorlu bir yaşam koşulu sundular. Zorlu geçen birkaç haftadan sonra evine dönmek isteyen Escobar, Kolombiya hükümetine ülke içindeki nüfuzunu kullanarak tüm uyuşturucu ticaretini durdurması karşılığında büyüdüğü şehir Medellin’de yaşayıp suçlamalardan ve ABD’ye iadeden muaf olma teklifini sundu. Teklifi reddedilirken bir yandan Panama hükümeti kaldığı yere baskın yaptığında Nicaragua’ya kaçtı. Bu stresli zamanlarda 73 yaşındaki babasının kaçırılması Escobar için bardağı taşıran nokta oldu ve katliam yaptırdı. Onlarca şüpheli öldürüldü ve babası hiçbir fidye ödenmeden kurtarıldı.
Pablo Escobar’ın Savaşı
Babasının kaçırılması olayları esnasında, Escobar ülkeye döndü ve bölgedeki tüm memurları rüşvetle kontrolü altında tuttuğu için ülkedeki en çok aranan insan olmasına rağmen geldiğinde dokunulmaz olduğu ve rahatça gezebildiği Medellin kasabasına geri döndü. Tüm öfkesini ABD’ye iadesi için çabalayan hakimlere yöneltti. Bu zamanda 30’dan fazla hakimin öldürüldüğü tahmin ediliyor.
Kasım 2017’de Pablo tarafından 1 milyon dolar ödeme yapılan M-19 gerilla grubu, Adalet Sarayı’nı basarak tüm üyeleri esir aldı. ABD’ye iade talebini reddetmelerini istediler. Yapılan kuşatmanın ardından 24 jürinin 11’i, 40 tane çete üyesiyle birlikte öldürüldü.
1988’in başında her gün ölüm haberleri gelmeye başladı. 18 Ağustos 1989’da Escobar’ın tuttuğu ekip dönemin en gözde başkan adayı Luis Galan’ı ve polis müdürünü öldürdü. İlerleyen aylarda, 20’den fazla uyuşturucu kaçakçısı ABD’ye yargılanmaya gönderilirken Medellin’de Escobar’ı yakalamak için özel bir birim kuruldu. Bu birimin200 üyesi ilk ay içinde öldürüldü.
Pablo Escobar sürekli savaşıyorken bir yandan da kaçıyordu. Her seferinde bir adım önde olmasına rağmen en sonunda yoruldu ve uzlaşma anlaşması yapmaya karar verdi.
Pablo Escobar’ın Uzlaşması
Escobar bütün aktivitelerini durdurma ve kendini teslim etmesi karşılığında öncelikli bir konumda olmayı, kendisi ve arkadaşları için ayrı bir hapishane kurulmasını ve ceza indirimi teklif etti. 1991’de ABD’ye iadesi iddianamesi kaldırıldığı için artık gönderilme tehlikesi yoktu.
1991 Haziran’da La Catedral’a yerleştirildi. Lakin bulunduğu hapishane, içinde futbol sahaları, jakuzi ve bar barındıran, kadrosu Pablo’nun askerleri olan gardiyanlarla dolu bir yerdi. Yedikleri yemekler özel şefler tarafından hazırlanıyordu.
Birkaç ay sonra yetkililere Pablo’nun hala uyuşturucu işinde olduğu bilgisi ulaştı. Teslim olma anlaşmasını ihlal ettiğinden kendisini normal bir hapishaneye transfer etme işlemleri başlatıldı. Escobar bu bilgiyi tanıdıkları sayesinde erkenden öğrenerek yetkililer gelmeden kaçmayı başardı.
Pablo Escobar’ın Ölümü
Pablo Escobar yeniden ülkenin en çok aranan adamı haline geldi. ABD ve Kolombiya hükümeti birleşip Los Pepes (Pablo Escobar tarafından zulme uğrayan insanlar) adlı örgütü kurup Escobar’la alakası olan 300’e yakın insani öldürdü. Aynı zamanda tanıdıklarının hepsi ölü olan ve kurduğu örgüt çöken Escobar, ormanda yatıp hiçbir telefon bağlantısı yapmadan hayatta kalmaya çalışıyordu.
2 Aralık 1993 günü Kolombiyalı bir ekip radyo sinyallerinden yola çıkarak Medellinin iç bölgesindeki bir evde bulunan Escobar’ı tespit etti. Ekip çelik kapıyı parçalayarak içeri girip Escobar’ı önce bacağından vurdu, sonra da kafasını yarıp geçen kurşunla onu öldürdü.
Escobar’ın ölümüyle milyonlar dolar harcanan ve 15 ay süren arama bitmiş oldu. Lakin her ne kadar kendisinden önce de uyuşturucunun ülkede yaygın olduğu bir gerçek olsa da, Escobar’ın ardından Kolombiya en önemli uyuşturucu ve kriminal aktivite merkezlerinden biri haline gelmiştir. Bir çok insanın ölümüne sebep olmasına rağmen fakire ve muhtaca yardım ettiği için kimi kesimler tarafından sevilen Escobar hala bir efsane olarak anılmaktadır.
Not: Bu konuyla ilgili olarak Yakuza Nedir? Japon Mafyası Yakuza’nın Tarihi başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz.