6 Ekim İstanbul’un Kurtuluşu Hakkında Bilgi
İstanbul, tarih sürecinde ve bugünlerde de Anadolu, Asya ve Avrupa arasında yeri kanıksanamaz bir köprü görevine sahiptir. Bu geçmişte daha çok geçiş amacıyla olsa da şu sıralar kaynak aktarımı için de kullanılmaktadır. Saydığımız nedenlerden dolayı birçok ülke İstanbul’u hep değerli görmüş ve ele geçirebilmek için çetrefilli mücadeleler vermiştir. 6 Ekim İstanbul’un Kurtuluşu olayının arkasında yatan süreç de budur aslında.
Bu Yazının İçindeki Başlıklar:
Meclis-i Mebusan’ın Açılması ve İstanbul’un İşgali
Meclis-i Mebusan 1. Meşrutiyet ve 2. Meşrutiyet sırasında görev yapmış, 23 Aralık 1876’da yayımlanan Kanuni Esasi’ye göre kurulmuş yasama organıdır. Meclis-i Mebusan seçilmiş insanlardan oluşurdu ve üst kesimden insanların oluşturduğu Soylular Meclisi (Ayan Meclisi) ile birlikte Meclis-i Umumi’yi (Genel Parlamento) oluşturmaktaydılar. Meclis-i Mebusan sadece 7 dönemde yoğun olarak faaliyet göstermiştir.
Birinci Meclis-i Mebusan üyeleri geçici olarak illerden seçilmiştir. İstanbul’da ayrıca bir seçim daha yapılmıştır. 115 parlamenter bulunmaktaydı ve bu 115 parlamenter 28 Haziran 1977’de çalışmalarını tamamlayıp dağıldı. Seçim şekli değiştirilmeden oluşan ikinci Meclis-i Mebusan da 13 Aralık 1877 tarihinde toplandı. Daha sonrasında 93 savaşı nedeniyle oluşan çeşitli sorunlardan ötürü Meclis-i Mebusan kapatıldı.
2. Abdülhamid döneminin sonlarına doğru 23 Temmuz’da gelen 2. Meşrutiyet’in ilanıyla ve aynı yılın yani 1908 yılının Kasım ve Aralık aylarında parlamenter seçimler yapılmıştır. Ahrar Fıkrası (Özgürlükçüler Partisi) ve İttihat ve Terakki Cemiyeti (Birlik ve İlerleme Partisi)’nin katıldığı seçimlerin sonucunda İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne gelen çoğunluğun desteğiyle 4 Aralık 1908 yılında 3. Meclis-i Mebusan açılmış oldu. Meclis-i Mebusan bu sefer 2. Abdülhamid’in tahttan indirilmesi ve 31 Mart Olayı sonrasında Mayıs 1909’da Anayasa’nın bazı kısımlarını değiştirdi. Bu değişiklikler daha çok padişah ve Soylular Meclisi (Ayan Meclisi) hakkındaydı. Hem padişahın hem de Soylular meclisinin yetkilerini daralttı, aynı zamanda kendi yetkilerini de arttırdı.
Meclis-i Mebusan’ın Kapatılması
Meclis 18 Ocak 1912 tarihinde padişahın Meclis-i Mebusan’ı kapatmasına karşın tekrar yapılan seçimlerden sonra 18 Nisan 1912 tarihinde Meclis-i Mebusan dördüncüye tekrardan toplandı. Bu parlamento, Gazi Ahmet Muhtar Bey’in önerisi ile feshedildi. Daha sonra Balkan Savaşı’nın patlak vermesiyle sıkıyönetim ilan edildi ve seçime gidilemedi. İttihat ve Terakki, iktidarı Bâbı Âli Baskını ile 23 Ocak 1923 tarihinde ele geçirdi. O günün şartları altında ve tek partili düzende Meclis-i Mebusan’ın üyeliklerinin tamamını İttihat ve Terakki elde etti. 1. Dünya Savaşı sırasınca bu parlamento kendi haliyle faaliyetlerde bulundu.
Mondros Ateşkes Antlaşması’nın ardından 21 Aralık 1918 tarihinde Padişah Vahdettin tarafından bir daha seçimler yapılarak kurulma yolunda Meclis-i Mebusan tekrardan feshedildi. Seçimler sonucunda ilk toplantısını 12 Ocak 1920 tarihinde gerçekleştirdi. Daha sonrasında 16 Mart 1920’de gelen işgalci güçlerin baskısı ile Meclis-i Mebusan 11 Nisan 1920 bir kez daha ve son kez resmen kapatıldı. 23 Nisan 1923 tarihinde açılan Ankara Büyük Millet Meclisi faaliyetlerine başladı ve günümüzde hâlâ bu faaliyetleri sürdürüyor. İstanbul’un işgali bir yönüyle İstanbul’un kurtuluşu sürecini başlatmıştır.
İstanbul Kurtuluşu Nasıl Oldu?
Birinci Dünya Savaşı sonrasında 30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması’nı delil göstererek İtilaf Devletleri’nin bazıları (Fransa, Britanya İmparatorluğu ve İtalya) 13 Kasım 1918 tarihinde Haydarpaşa civarlarında demirleyip İstanbul’a giriş yaptılar. İtilaf Devletleri arasında kafayı en çok İstanbul’a takmış olan ise Britanya İmparatorluğu’ydu. Bu giriş barışçıl olmamasına karşın ilk anda fiili işgal gerçekleştirmemişlerdi. Aynı zamanda işgalden çok boğazı da kendi kontrollerinde tutmak istiyorlardı.
İşgalin ilk tohumları atılırken padişah bu baskıya dayanamadı ve 21 Aralık 1918 günü meclisi dağıtma kararı aldı. Tevfik Paşa, Damat Ferit Paşa ve Ali Rıza Paşa art arda Osmanlı Hükümeti’ni kurdular. Ankara’da ise İtilaf Devletleri’ne karşı savaş zaten başlamıştı. Mustafa Kemal Paşa, Kurtuluş Savaşı’nı çoktan başlatmış ve sonrasında da Tevfik paşa, Damat Ferit Paşa ve Ali Rıza Paşa’nın kurmuş olduğu Osmanlı Hükümeti’ni de tanımadığını beyan etti. Bu durum İstanbul’un kurtuluşu ile ilgili Ankara’nın tavrını net bir biçimde ortaya koymaktadır.
Ali Rıza Paşa, Anadolu’daki çalkantıyı fark etti ve Mustafa Kemal Paşa’yı kızdırmamak için Ankara Temsil Heyeti fikrini buyurdu. Mustafa Kemal Paşa bu isteğini bir şartla kabul edeceğini söyledi. O şart da Meclis-i Mebusan’ın derhal toplanması ve Sivas Kongresi’nde alınan kararları hemen tanıyacak ve bunu duyuracaktı. Derhal seçimler yapıldı ve seçilen insanlar İstanbul’a gelerek yeniden Meclis-i Mebusan’ı oluşturarak Erzurum ve Sivas Kongreleri’nde alınan kararları ve Misak-ı Milli’yi tanıdılar ve akabinde bu kabul bütün dünyaya duyuruldu.
Bu sefer İtilaf Devletleri korkarak 16 Mart 1920’de İstanbul’a fiili işgali başlattı. Akabinde Mustafa Kemal Paşa da Anadolu’da çalışmalarını sürdürüyordu. Daha sonrasında İstanbul’a gelen ve düşman gemilerini gören Gazi Mustafa Kemal Paşa “Geldikleri gibi giderler.” demişti. Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın İstanbul’da olduğu süreç sırasında kanlı olaylar baş göstermeye başladı ve bunlar Paşa’ya rapor edildi. Meclis-i Mebusan bir kez daha dağıtıldı ve halkın bizzat seçmiş olduğu milletvekili de İtilaf Devletleri tarafından Malta’ya sürgün edildi.
İstanbul’un Kurtuluşu Ne Zaman?
Kurtuluş Savaşı’nın zaferle sonuçlanmasının ardından Refet (Bele) Bey komutasında görevli bir Türk Askeri Birliği İstanbul’a girmiş olsa da işgali resmi olarak sona erdiremedi. Batı Anadolu ancak 18 Eylül 1923’te düşmanlardan temizlendi ve hemen ardından Mudanya Ateşkes Antlaşması ile İstanbul, Boğazlar Bölgesi ve Doğu Trakya güvence altına alındı. Ardından imzalanan Lozan Barış Antlaşması yüzünden düşman askerlerinin önlerinde ki bir buçuk aylık süreçte İstanbul’dan ayrılmaları gerekiyordu, ki Lozan Barış Antlaşması’ndan sonra 23 Ağustos 1923 itibariyle İstanbul’dan ayrılmaya başladılar. Bu durum İstanbul’un kurtuluşu sürecini resmi olarak başlatmıştır.
Son düşman birliği de Türk Alay Sancağı’nı 2 Ekim 1923 tarihinde Dolmabahçe Sarayı önünde yer alan bir törenle neredeyse 5 yıl kadar sürmüş olan işgalin ardından İstanbul’dan ayrıldılar. Türk Ordusu 6 Ekim 1923 tarihinde sevinç gözyaşları, çiçekler, övgülerle dolu bir kutlama eşliğinde İstanbul’da ağarlandılar. İstanbul’un kurtuluşu gerçekleşmişti. O zamadan beri her yıl 6 Ekim, İstanbul’un kurtuluşu olarak ülkemizde kutlanıyor ve alınmış bir zafer daha günümüzde yaşatılıyor. Bu yıl yani 6 Ekim 2020’de İstanbul’un Kurtuluşu 97. yılına girecek. İstanbul’un Kurtuluşu kutlu olsun!
Not: Bu konuyla ilgili olarak İstanbul Neden Fethedildi? İstanbul’un Tarihi Önemi başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz.