Dünya Tarihi

Dinozor Nedir? Dinozorlar Ne Zaman ve Nasıl Yok Oldu?

Dinozorların ortadan kalkışı nasıl olmuştur? 250 milyon yıl önce yaşayan dinozorlar 185 milyon yıl yaşadıktan sonra meteor çarpmasıyla beraber dünya üzerinden neredeyse tamamen silinmiştir. Bu yazımızda dinozorların dünyasına giriş yaptık ve dinozorların ortadan kalkışı konusunu ele aldık. Dinozorlar ne zaman ve nasıl yok oldu?

Dinozor Nedir?

Dinozor kelimesi Fransızca kökenli bir sözcük olup Eski yunanca deinos (korkunç, müthiş) ve sauros (kertenkele) kelimelerinin birleşmesinden oluşmuştur. Bu korkunç kertenkelelerin en küçüğü 60 cm boya ve 3 kg ağırlığa sahip olan Kompsognatlardır. En büyükleri ise boyu yaklaşık 40 metre, ağırlığı 110 tona kadar çıkabilen Arjantinozorlardır. Dinozorlar da günümüzdeki hayvanlar gibi otçul, etçil ve hepçil diye ayrılmaktaydılar. Otçul dinozorlara örnek olarak 26 metre uzunluğa sahip Graffatitan, etçil dinozorlara 14 metre uzunluktaki Tyrannosaurus Rex (T.Rex), hepçil dinozorlara da 1.2 metre boya sahip Abrictosaurus örnek olarak verilebilir. Herkesin bildiği T-Rex isimli dinozor aslında dinozor çağının son zamanlarında yani günümüzden 65 milyon yıl önce ortaya çıkmıştır. En eski dinozor ise yaklaşık 225 milyon yıl önce yaşamıştır. Dinozorlar yaklaşık 160 milyon yıl yaşamıştır. Bu süreç boyunca türlü adaptasyonlar ve evrimler geçirmişlerdir. Dinozorların son zamanlarında ise geçirdikleri evrim ve adaptasyonlar iklim değişiklikleriyle baş edemez hale gelmiştir.

İlk Dinozorlar Nasıldı?

Çoğunlukla grup halinde yaşayan dinozorlar 250 milyon önce mezozoik dönemde dünyada hüküm sürmüştür. Mezozoik dönem de kendi içinde Trias, Jura ve Kretase olmak üzere üç döneme ayrılır. Triasik dönemin başında (250 milyon yıl öncesinden 210 milyon yıl öncesine kadar) dünya Pangaea adı verilen devasa tek bir kıtadan oluşmaktaydı. Bu dönemde ammonitler gibi kabuklu canlılar çoğunluktaydı. İklim çoğunlukla sıcak ve kuraktı. Sürüngenlerde büyük bir değişme, çeşitlenme ve yayılma görülmüştür. 225 milyon yıl önce ileri triasik dönemde ilk dinozor fosilleri bulunmuştur. Bu dinozorlar Eoraptor ve Herrerasaurus isimli dinozorlar olup timsaha yakın akrabalardan evrimleştiği düşünülmektedir. Eoraptorler aynı zamanda Şafak Hırsızı olarak da adlandırılmakta olup Kuzey Afrika bölgesinde yaşamıştır. Eoraptorler 10 kilo civarı gelmekteydiler.

Dinozorların atası olan bu tür hepçil bir diyete sahipti ve T-Rex’ler gibi iki ayakları üzerinde dolaşmaktaydılar. Ön dişleri eti kesmek ve koparmak için uzun ve sivriyken arka dişleri daha ufak ve yassıydı. Bu sayede otları da rahat bir şekilde yiyebiliyordu. Herrerasaurus ismi Herrera’nın kertenkelesi anlamına gelmektedir. Bu dinozorlar 6 metre uzunluğa sahiptirler ve ağırlıkları 350 kilo civarı civarındadır. Arjantin’de yaşamışlardır ve etobur diyeti sürmüşlerdir. Herkesin korkunç olarak bildiği bu dinozorlar ilk başlarda besin zincirinin en üstünde değildi. Örneğin Herrerasaurus isimli bu dinozorlar Saurosuchus isimli dev timsah vari hayvanlardan kaçmak zorunda kalmışlardır. Saurosuchuslar 8 metre uzunluğa sahiptirler ve önlerine gelen her şeyi yemişlerdir. Aynı zamanda oldukça çirkin yaratıklardır.

Dinozorların Yaşadığı Dönem

Trias döneminden sonra gelen Jura döneminde (210 milyon yıl öncesinden 135 milyon yıl öncesine kadar) iklim daha yağışlı iklim ise daha mutedildi. Daha yağışlı bir iklim sayesinde periyodik mevsimler görülmeye başlanmış ve dinozorlar bu hava koşullarına göre adaptasyon geçirmişlerdir. Bu dönemin ortalama boyuta sahip dinozorları Stegosaurus ve Apatosaurus isimli dinozorlardı. Stegosaurus ve Apatosaurus yaklaşık 8 ton ağırlığında ve 10 metre uzunluğa sahiptiler. Brontosaurus isimli dinozor ise 20 ton ağırlığa ve 25 metre uzunluğa sahip, Diplodocus ise 35 ton ağırlığında ve 25 metre uzunluğundaydı. Jura döneminin en önemli özelliklerinden biri de artık iki tane ana kıtanın var oluşudur. Bunların adı Laurasia ve Gondwana’dır. Kıtaların yavaş yavaş birbirinden ayrılmaya başlamasıyla beraber Pterosaurs isimli ilk uçan dinozorlar ortaya çıkmıştır.

Jura Dönemi Dinozorları

Günümüzden 150 milyon yıl öncesine uzanan ileri Jura döneminde ilk defa dinozorların yanı sıra memeliler ortaya çıkmış ve dinozorlarla beraber yaşamaya başlamışlardır. Memeli kelimesi kadın göğüsü anlamına gelen meme kelimesinden türemiştir. Memeli, yani memeye sahip olan hayvanların da aynı insanlar gibi memeye sahiptir ve bebeklerini yine aynı insanlar gibi dişiler memelerinden emzirir. Emzirdikleri bu sıvı ise süttür. Memeliler dinozorların aksine yavrularını yumurtlamaz. Yumurtlamadıkları için kuluçkaya da yatmazlar. Aynı zamanda memelilerin vücudunda kıl bulunmaktadır. Bu kıllar ve memelilerin sahip olduğu kalın yağ tabakası onları soğuğa dinozorlara kıyasla daha dayanıklı yapmıştır. Bu soğuğa dayanabilme özellikleri ileride memelilerin çok işine yaramıştır. Dinozorların tüye sahip olup olmadıkları günümüzde kesinleşmemiştir. Bir belirsizlik söz konusu olsa da araştırmalar çoğunlukla tüysüz olduklarına yönelik bir şekil içerisinde bulunmaktadır.

Memelilerin ve buz devrini anlatan Buz Devri 3 isimli filmde dinozorların ve memelilerin bir arada yaşadıkları görülmektedir. Buz Devri 3 isimli filmin özeti şu şekildedir; başta antic döneme ait sincap Scrat olmak üzere, kahramanların maceradan maceraya koştukları Buz Devri’nin yeni yani 3. filminde karşımıza bu defa da dinazorlar çıkıyor. Kahramanlar tembel hayvan Sid, kaplan Diego ve mamut Manny’den oluşmaktadır. Kaplanlara, avcılara ve eriyen buzullara kafa tutan kahramanlar bu sefer dinazorlarla karşı karşıya gelip mücadele edecektir. Buz devri dinazorların aslında her zaman yaşadığını, buzun erimesiyle birlikte ortaya çıktıkları tezini öne sürüyor. Filmin maskotu olan Scrat yine palamudunun peşine düşerek kendine antik bir sincap sevgili ediniyor. Kahramanlarımız Sid, Manny ve Diego’ya ikinci bölümde yer alan Ellie ve fareler, bu bölümde de eşlik ediyor. Memelilerin ve dinozorların beraber nasıl yaşadıklarını adeta bir belgesel edasıyla anlatmıştır bu film.

Kretase Dönemi Dinozorları

Günümüzden 135 milyon yıl geri gelindiğinde Kretase dönemine ulaşılmaktadır. Bu dönemde hava ılıman ve yağışlıdır. Kretase döneminde Gondwana kıtasının parçalanması tamamlanmış ve günümüzdeki Afrika Kıtası, Güney Amerika’dan ayrılmıştır. Güney Amerika-Afrika-Hindistan-Madagaskar birbirinden ayrılmış ve dünya bugünküne benzer bir görünüş kazanmıştır. Bu dönemde bitkilerin yağışlı ve ılıman hava sayesinde oldukça arttığı, hatta ilk çiçek veren bitkilerin oluştuğu görülmektedir. Günümüzdeki çiçek veren bitkilere örnek olarak papatya, lale, gül, arslan ağzı, ateş çiçeği, begonya, petunya, karanfil, orkide, sardunya, mor salkım, melisa gibi çiçekler verilebilir.

Bitkilerle beraber dinozorlar da bu dönemde oldukça farklı özelliklere sahip olmuştur. Bazı dinozorlar Alaska’nın soğuk havalarına uygun bir şekilde adapte olurken bazı dinozorlar ise Orta Asya’nın ılıman havalarına göre adaptasyon göstermişlerdir. Bu dönemde kuş türlerinde önemli miktarda çeşitlilik olmuştur. İleri Kretase döneminde Tyrannosaurus Rex ve Triceratops isimli dinozorlar ortaya çıkmıştır. Bu dinozorlar yaşayan son dinozorlara örnektir. Triceratops, 68-65 milyon yıl kadar önce yani Geç Kretase döneminde Kuzey Amerika’da yaşamış otobur bir dinozor türüdür.

Kretase döneminin sonuna doğru çok canlının yok olduğu büyük afete kadar yaşamış olan son dinozor türlerindendir. Triceratops, gözlerinin ve papağana benzeyen gagasının üzerinde boynuzlarıyla tanınmıştır. Kafalarındaki boynuzları kendilerini düşmanlara karşı korumalarını sağlamıştır. Kafatasının uzunluğu 3 metreydi. Dört bacakları üzerinde yürürlerdi ve sürü halinde dolaşırlardı. yaklaşık 4 ton ağırlığına sahip olan bu devler saatte 30 ile 35 km hızla koşabilirlerdi. Kafalarındaki boynuzlardan iki tanesi büyük bir tanesi küçüktür. Büyük olan iki boynuz kaşlarının üzerinde ve 1 metre uzunluğa sahipken diğer boynuzu burun ve gözlerinin arasında 17 cm uzunluğundadır. Üstelik bu dinozorlar gergedanlara çok benzemektedirler. Gergedanlar da Triceratoplar gibi kafalarında savunma ve saldırı amacıyla kullandıkları bir boynuza sahiptirler. Aynı zamanda iki canlı da otoburdur. Başka bir benzer nokta ise ikisi de oldukça ağır ve çok ser bir deriye sahiptir. Günümüzden 65 milyon yıl geriye gelindiğinde ise Dünya’yı gerçek anlamda sarsan, Kretase dönemini bitirip Tetriary dönemini başlatan yok oluşla karşılaşılmaktadır.

Dinozorlar Ne Zaman ve Nasıl Yok Oldu?

Dinozorların neslini tüketen olaylar hakkında birçok teori öne atılmıştır. Bunlar; gazların ve yanardağ patlamaları sonucu ortaya çıkan küllerin dinozorları boğması, bütün dinozorları ortadan kaldıran bir hastalığın dünyaya yayılması, besin zincirindeki dengesizlikler yüzünden dinozorların açlıktan ölüşü veya büyük iklimsel değişiklikler gibi teorilerdir. Bütün bu teorileri ortak bir noktada toplayan bir teori söz konusudur. Nobel ödüllü Luis Alvarez ve oğlu Walter Alvarez’in teorisi dünyaya bir meteor çarpması üzerinedir ve diğer teorileri bir arada toplar. Bu meteor 10 km’lik çapa sahiptir ve dünyaya çarpış hızı saatte 54.000 kilometredir. Bu meteor dünyaya çarptığında 4 çarpı 10 üzeri 23 Joule enerji açığa çıkarmıştır. Bu enerji 10 üzeri 8 megaton enerjiye eşittir, insanoğlunun yapabildiği en güçlü bomba “Tsar Bombası” 50 megatonluk enerji açığa çıkarabilmektedir.

Bu çarpmanın etkisiyle 30 metrelik megatsunamiler meydana gelmiş ve yoğun miktarda toprak, toz ve kül bulutları yükselmiştir. Çarpmanın etkisiyle birçok orman yangını meydana gelmiştir. Kalkan toz bulutunun üzerine volkanik patlamarla beraber atmosferi bir kül ve toz bulutu kaplamıştır. Aşırı sıcak ve kapanan güneş ışınları yüzünden bitkiler fotosentez yapamamış ve ölmüşlerdir. Havadaki toz ve kül asit yağmurlarına sebep olmuş ve çevreye büyük zarar vermiştir. Bitkiler ölünce otobur canlılar ölmüş, otobur canlılar ölünce etobur canlılar aç kalmış ve çarpmanın etkisinden ölmeyen dinozorların bir kısmı açlıktan ölmüştür. Aşırı sıcaklardan sonra güneş ışığı Dünya’ya giremediğinden aşırı soğuklar gelmiştir. Bu sefer de dünyada çok az kalan dinozorlar sıcaklık değişimine ayak uyduramadığından ölmüşlerdir. Bütün bu afetlere ve dünyanın kaotik gelişimine rağmen bütün dinozorlar ortadan kalkmamıştır. Günümüzdeki bazı kuş ve sürüngen türlerinin dinozorlardan geldiği bilinmektedir.

Tavuklar Dinozor Mudur?

Örneğin günümüzdeki tavuk isimli hayvanın T-Rex soyundan geldiği söylenmektedir. Tavuk hayvanı iki ayağı üzerinde duran ve kanatları olan uçamayan bir kuştur. Gagası ve ibiği bulunmakta, hem otobur hem de etobur bir diyete sahip olmakla beraber çok saldırgan olabilmektedirler. Bu tavuklar diz boyuna bile gelememekle beraber insanlar tarafından seri üretimde kullanılmaktadırlar. İnsanlar tavuklara kötü davranmakta onlara eziyet etmektedirler. Daracık bir fabrikada zorla yumurtlamalarını sağlamakta ve ve bu yumurtaları yemektedirler. İnsanlar yumurtaları pek çok farklı şekilde tüketmektedirler. Yumurta; çiğ, haşlanmış, çırpılmış, döllenmiş, göz şeklinde, menemen olarak, ıspanaklı gibi türlü şekilde yenilmektedir. Tavuklar ve dinozorların ortak özelliklerine bakıldığında iki canlının da yumurtladığı gözler önüne serilmektedir.

Dinozorlar Günümüzde Yaşasaydı Ne Olurdu?

Eğer Kretase dönemini bitiren meteor dünyaya hiç çarpmamış olsaydı dinozorlar günümüze kadar ulaşabilir miydi? Dinozorlarda neler farklı olurdu? İklimin değişmesi, Hindistan’da Deccan platosundaki yanardağların patlaması gibi etkenler dinozorların bir bölümünün ölmesine sebep olabilirdi ancak yine de türünün tükenmesine yeterli olmazdı. Bitkilerdeki evrilmeye bakılınca çiçekli bitkilerin arttığı görülmektedir. Çiçekli bitkilerin sindirimi kolay olduğundan otobur dinozorların bedenleri küçülecekti. Antarktika’daki buzulların oluşumu, Dünya’nın soğuyarak kurulaşması ve çayırların yaygınlaşması otobur memelilerin sayısının artmasına sebep olacaktı. Otobur memeliler artınca onlarla beslenen etobur dinozorlar da yaygınlaşacaktı. Belki de zekâsı sayesinde besin zincirinin en üstüne çıkan tür memelilerden değil dinozorlardan çıkacaktı.

Başka bir soru ise Jurrasic Park isimli filmdeki gibi dinozorlar dünyaya geri getirilse insanlar tarafından neler olurdu? Jurrasic Park filminin özeti şu şekildedir; Jurassic Park’ta fosil haline gelen bir sivrisinekten çıkarılmış olan dinozor kanı, bilimadamlarına DNA ile dinozorları yeniden yaratma imkanı verir. Dr. Hammond isimli doktor bu DNA’dan yola çıkarak genetik olarak dinozorlar geliştirir ve bir hayvanat bahçesi açar. Çeşit çeşit dinozorların canlı olarak görülme imkanı olan bu özel hayvanat bahçesinin ilk test ziyaretçileri bir avukat, matematikçi, dinozor uzmanı ve bir botanik bilimcisi ile Hammond’un torunlarıdır. Dinozor embriyolarını ele geçirme isteği içerisinde bulunan bir kimse güvenlik sistemini devre dışı bırakıp, bütün dinozorları ada içerisinde serbest bırakır.

Eğer bu durum gerçekten gerçekleşse insanlar nasıl tepki verirdi? Müslümanlar yaratmak sadece Allah (c.c.) ye mahsustur diyip ayaklanır ve bu dahiyane gelişmelere engel olmaya çalışır mıydı? Belki de aynı filmdeki gibi zenginlik arayışı içerisinde yer alan bir insan para için dinozorları serbest bırakacak ve bu dinozorlar hem suda hem karada terör estirecekti. Belki de insanlar üstün silahlarıyla dinozorların neslini bir kere da tüketecek ve tekrar mutlu mesut kendi türlerini öldürmeye devam edeceklerdi.

Not: Bu konuyla ilgili olarak İlk Evcilleştirilen Hayvan Hangisidir? Tarihte Hayvan Evcilleştirme başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu Konuyla İlgili Yazılar

Başa dön tuşu

Metin kopyalamanın açılabilmesi için
lütfen web sitemizdeki herhangi bir reklama
tıklayarak bize destek olunuz.

Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyicinizi kapatarak bize destek olunuz. Anlayışınız için teşekkür ederiz.