Osmanlı TarihiTarihi Belgeler

Sevr Antlaşması Nedir? Tüm Maddeleri ve Önemi

Birinci Dünya Savaşı’nın genel sonuçlarına bakıldığında çok uluslu imparatorlukların monarşilerinin yıkıldığı görülür. Yerlerine ulusal devletlerin cumhuriyet rejimleri kurulmuştur. Osmanlı Devleti de savaşı kaybeden devletlerden biri olarak benzer sonuçla karşı karşıya kalmış ve yerine Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur. Türkiye Cumhuriyeti kurulmadan önce zor zamanlar geçiren Osmanlı Devleti’nin bu yolculuğu Birinci Dünya Savaşı’na katılmak ile daha da artar. Birinci Dünya Savaşı’nı 30 Ekim 1918’te, Mondros Ateşkes Antlaşması ile durdurur. Lakin Birinci Dünya Savaşı’nı bitirecek olan barış antlaşmasının (Sevr Antlaşması) öne sürülmesi yaklaşık olarak iki sene almıştır.

Sevr Antlaşması Nedir?

Sevr Antlaşması, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra İtilâf Devletleri ile Osmanlı Devleti arasında 10 Ağustos 1920’de imzalanmak istenen bir antlaşmadır. Antlaşma adını, son müzakerelerin ve imza töreninin gerçekleştiği Paris’teki Sevr banliyösünden alır. Osmanlı padişahı olan Sultan Mehmed Vahdettin, antlaşmayı imzalamış olsa da Osmanlı Mebusan Meclisi imzalamadığı için antlaşma geçerli olmamıştır.

Sevr Antlaşması maddelerine bu yazımızda daha detaylı bakılacak olup, maddelerin geneli Osmanlı Devleti’nin aleyhine ve Osmanlı Devleti’ni bölmeye yönelik olduğu görülmektedir. Sevr Antlaşması’nın geçersizliği Kurtuluş Savaşı’nı doğurmuştur. İtilaf Devletleri ile Osmanlı Devleti arasındaki savaş hali 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Barış Antlaşması ile sona ermiştir.

Sevr Antlaşması Neden Geç İmzalandı?

10 Ağustos 1920’de, Fransa’nın Sèvres semtinde Osmanlı Devleti’ne sunulan Sevr Barış Antlaşması, Osmanlı Devleti’nin aleyhine olup Mondros Ateşkes Antlaşması’nın üzerinden uzun bir süre geçtikten sonra sunulmuştur. Bunun en büyük sebeplerinden birisi, İtilaf Devletlerinin Osmanlı Devleti’nin topraklarını kendi aralarında paylaşırken sorun yaşamış olmasıdır. Yunanistan’ın İzmir’i işgal etmesinden sonra toprak paylaşım planları bozulmuştur. En başında İtalya’ya vaat edilen İzmir ve çevresi, Yunanistan orayı işgal edince onlara bırakılmıştır. Aşağıdaki görselde Sevr Antlaşması’na göre hangi devletin Osmanlı Devleti’nin hangi bölgesini alacağı gösterilmiştir. Bu paylaşımdaki en büyük sorun, İtalya ve Yunanistan arasında meydana gelmiştir. İzmir ve çevresini en başında İtalya’ya teklif eden İngiltere, savaş sonrasında karşısında güçlü bir İtalya görmektense zayıf bir Yunanistan görmeyi tercih etmiştir. Böylelikle, sözünü ve gücünü daha kolay geçirebilecektir.

Sevr Antlaşması Sınırlar
Sevr Antlaşması Haritası – Siyasi Sınırlar

İtilaf Devletlerinin çıkar çatışmazlığına girmesinin yanı sıra, Osmanlı’nın iç isyanlarından da kâr gütmeye çalışan İtilaf Devletleri, Osmanlı Devleti’nin bu isyanlar ile içten çökmesini beklemiştir. Lakin bu beklentileri, Mustafa Kemal’in önderliğindeki Kurtuluş Savaşı başlayınca suya düşmüştür. Kurtuluş Savaşı’nın başlaması ile de geç sunulmuştur ama barış antlaşmasının geç sunulması, İtilaf Devletleri açısından bir sorun teşkil etmemektedir çünkü önceden yapılmış olan Mondros Ateşkes Antlaşması oldukça kalıcı hükümler içermektedir.

Sevr Antlaşması Maddeleri

Tam 433 maddeden oluşan Sevr Barış Antlaşması’nın, Osmanlı Devleti açısından sorun teşkil eden bazı maddeleri vardır. Bu maddeler, Osmanlı’nın ekonomik, ulusal/milli bağımsızlığına ters düşmekte olup onun egemen bir devlet olmasına engel olacak türdendir. İç işlerine müdahaleye kadar giden bu maddeler Osmanlı Devleti’nin padişahı olan 6. Mehmed Vahdettin, tarafından kabul görmüştür. Lakin Bir antlaşmanın geçerli olabilmesi için hem padişahın onayını hem de Osmanlı Mebusan Meclisi’nin onayını alması gerekmektedir ve Mebusan Meclisi o dönemde kapalı olduğu için antlaşma kabul görmemiştir.

Fransız Devrimi‘nden sonra ön plana çıkan milliyetçilik akımı, TDK tarafından “maddi ve manevi açılardan millet ve ülkesinin çıkarlarını her şeyin üstünde tutma anlayışı” olarak tanımlanır. Milliyetçilik akımının akabinde egemen devlet anlayışları doğar. Egemen devlet t​anımlanmış sınırları, belli bir bölgede egemenliği, kalıcı bir nüfusu, bir hükümeti, diğer devlet ve güçlerden bağımsızlığı ve diğer egemen devletlerle ilişki kurma kapasitesi olan devletlere verilen addır. Egemen ve milli bir devletin sahip olacağı özgürlükleri arasında ekonomik ve ulusal bağımsızlık vardır.

Sevr Antlaşması Maddeleri -Tüm Maddeler-

Tüm Maddeler: Sevr Antlaşması’nın tüm maddelerini (433 Madde) yukarıdaki bağlantıya tıklayarak inceleyebilirsiniz ve bilgisayarınıza pdf olarak indirebilirsiniz.

Sevr Antlaşması’na Göre Sınırlar

Edirne ve Kırklareli dahil olmak üzere Trakya’nın büyük bölümü Yunanistan’a, Ceyhan, Antep, Urfa, Mardin ve Cizre kent merkezleri Suriye’ye bırakılacak, Osmanlı Devleti’ne Karadeniz Bölgesi ile Anadolu’nun bir kısmı bırakılacak ve İstanbul Osmanlı Devleti’nin başkenti olarak kalacak fakat azınlıkların hakları gözetilmezse İstanbul,​ Osmanlı’nın elinden alınacaktır. Böylece, Osmanlı Devleti’ni olabildiğince bölmüş olacaklardı. Osmanlı Devleti’nin geri kalan bölgelerini hangi ülkenin alacağı belirtilmemiş olsa da kendi aralarında yapmış oldukları antlaşmada açıkça belirtilmiştir.

Sevr Antlaşması’na Göre Boğazlar

Marmara Denizi’ndeki boğazların başka milletlerden bir araya gelmiş ve içerisinde Türk birisinin bulunmadığı bir komite tarafından yönetilmesi, ​Sevr Antlaşması’nın 49. Maddesinde açıkça belirtilmiştir. Boğazların egemenliğinin bir komisyon tarafından yönetilmesinin yanı sıra, savaş ve barış zamanlarında herhangi bir ülkenin gemisine açık olup silahtan komple arındırılacaktır. Silahtan komple arındırılmış olması ise Osmanlı’yı savunmasız bırakıp iç işlerine karışmaktır. Böylece, onun milli bağımsızlığı ile ters düşmesini sağlayacaklardır. Komisyonun bir diğer yaptırımı ise, gerekli gördüğü zaman Müttefik (İtilaf) Devletler’in donanmalarını yardıma çağırabilecektir. Böylece istediği zaman İtilaf Devletleri’ni, Osmanlı Devleti’nin içerisine sokmuş olabilecektir.

Sevr Antlaşması’na Göre Borçlar ve Kapitülasyonlar

Osmanlı Devleti’nin mali durumundan ötürü savaş tazminatı istenmeyecek, Türkiye’nin Almanya ve müttefiklerine olan borçları silinecek; ancak Türk maliyesi müttefikler arası mali komisyonun denetimine alınacaktır. Barış antlaşmasının bu maddesi ile Osmanlı Devleti’nin ekonomik bağımsızlığını elinden alıp yine başka bir komisyonun eline bağımlı bırakmaktadır. Egemen devletin değerleri ile çatışan Osmanlı Devleti’nin ekonomik bağımsızlığının elinden alınması demek kendi iç işlerine de bir başka devletin veya devletlerin sözü olması demektir. Bir ülkenin ekonomisi olmadan ülkenin geri kalan hiçbir değerinin anlamı olmaz çünkü ekonomi olmadan asker olmaz; ekonomi olmadan halka göstermesi gereken hizmet olmaz ve halk mutlu olmaz. Halkını mutlu edemeyen bir devlette iç isyanlar baş gösterir ve savaşa gerek kalmadan ülke kendi içinden çöker. Bunun yanı sıra, ekonomisi başka devletlerin komisyonuna bağlı olan bir devlet hiçbir zaman kalkınamaz çünkü ülkesini kaldırmak için yapması gereken yatırımı hiçbir zaman yapamamaktadır ve yapamayacaktır. Sadece, gelen ve giden paranın kontrolü olur ve ülkenin gelişimi engellenir.

Kapitülasyon, TDK tarafından “bir ülkede yurttaşların zararına olarak yabancılara verilen ayrıcalık hakları” olarak tanımlanır ve Sevr Barış Antlaşması’na göre, Osmanlı’nın 1914’te tek taraflı olarak yok saydığı kapitülasyonlar müttefik devletler vatandaşları lehine yeniden kurulacaktır. Madde 261’de bahsi geçen kapitülasyonların tüm Müteffik Devletleri’ne tekrardan verilmesi, savaş sırasında ülkesinde bulunmakta olan tüm düşmanlarına kendisinden daha üstün ve dokunulmaz hale getirmek demektir. Vermiş olacağı kapitülasyonlar ile ise bir kez daha ekonomik bağımsızlığına darbe vurulacaktır.

Okuma Önerisi: Kapitülasyon konusunda daha ayrıntılı bilgi edinmek isterseniz Kapitülasyon Nedir? Kapitülasyonların Kaldırılması başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.

Sevr Antlaşması’na Göre Azınlıklar

Osmanlı Devleti, din ve dil ayrımı gözetmeksizin tüm vatandaşlarına eşit haklar verecek, tehcir edilen gayrimüslimlerin malları iade edilecek, azınlıklar her seviyede okul ve dini kurumlar kurmakta serbest olacak, Osmanlı’nın bu konulardaki uygulamaları gerekirse Müttefik Devletler tarafından denetlenecek ve azınlıklara istedikleri ülkenin vatandaşı olma hakkı tanınacaktır. Sevr Antlaşması’nda bahsi geçen bu azınlıklara verilecek olan haklar ile iç işlerine bir kez daha karışılmış olunacaktı ve ayrıca bu ayrıcalıklar milli bağımsızlık ile de çelişmektedir.

En başında istedikleri gibi eğitim haneler açabilmeleri ve denetleyecek olan tarafında Müttefik Devletler olması, istedikleri şekilde eğitim verebileceklerinin göstergesidir. Bir ülkenin eğitim sistemine karışarak istenilen birçok şeyi yapmak mümkündür çünkü genç beyinleri neler ile programlarsanız o şekilde yaşamlarına devam edeceklerdir ve Müttefik Devletler, Osmanlı Devleti’nde, istedikleri gibi eğitim vermeye başlarlarsa Osmanlı Devleti’ne her an saldırabilecek eğitimli bir ordu meydana getirebilirler. Burada yetiştirecekleri genç beyinler ile Osmanlı’nın içinde bir kargaşa veya direkt savaş çıkartabilirler. Bu da Osmanlı’nın bir kez daha içten çökmesidir ve buna daha fazla dayanamayacaktır.

Sevr Antlaşması’na Göre Osmanlı Ordusu

Sevr Barış Antlaşması’nda ele alınan bir diğer madde ise askeri konulardır. Osmanlı İmparatorluğu’nun askeri kuvveti, 10.000’i jandarma olmak üzere maksimum 50.000 personelle sınırlı olacak, Türk donanması tasfiye edilecek, Marmara Bölgesi’nde askeri tesis bulunduramayacak, askerlik gönüllü ve paralı olacak, azınlıklar orduya katılabilecek, ordu ve jandarma Müttefik Kontrol Komisyonu tarafından denetlenecek. Osmanlı’nın iç işlerine karışmak için yeniden bir komisyondan bahseden Müttefik Devletler, askeriye için de başka bir komisyon kurmuşlardır. Aynı şekilde, yine yabancı devletlerin eline geçecek olan ülkenin güvenliği, milli bağımsızlığa ters düşmektedir. Ülkenin güvenliğinin, bir yabancının elinde olması, halkı tedirgin ve huzursuz edecektir. Devletin ekonomisi gibi güvenliği de kalmayacaktır.

Sevr Antlaşması Önemi ve Sonuçları

Sevr Antlaşması’nın maddelerine bakıldığında, bu antlaşmanın Osmanlı Devleti’nin ağır aksak devamı ve İtilaf Devletlerine bağımlılığı için hazırlandığı görülür. Sevr Barış Antlaşması ile Osmanlı Devleti’nin her türlü değeri elinden alınmıştır. Ekonomik, askeri, eğitim ve milli bağımsızlığı gibi devleti devlet yapan her türlü değeri elinden alınmaya çalışılmıştır. Osmanlı Devleti’nin egemen devletten, manda ve himaye altında olan bir devlete dönüştürmeye çalışmışlardır. Lakin Osmanlı Devleti, antlaşmayı kabul etmemiş ve Kurtuluş Savaşı’nı başlatmıştır. Böylelikle, Lozan Barış Antlaşması ile günümüz Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini atmışlardır.

Not: Bu konuyla ilgili olarak Lozan Barış Antlaşması Bir Zaferdir! başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz.

3 Yorum

  1. Sevr Antlaşması Nedir? Tüm Maddeleri Ve Önemi adlı yazını çok taktir ettim. Fakat Sevr Anlaşması aslında dış güçlerin bize manipülasyon yaptığının bir kanıtıdır. Fakat yüce ülkemiz Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında yani 2023’te bütün bu manipülasyonları kaldıracak ve bizi kısıtlamak için imzalanmış olan bütün bu antlaşmaları görmezden gelerek bir süper güç haline gelecek. -b

  2. Ben şahsi görüşümde yazınızı genç okurlara faydalı bulmakla beraber, yüce ülkemizin tarihteki bu başarısızlıklarına rağmen böyle bir anlaşmanın reddedilmesini bir başarı olarak görüyorum. Fakat Muhammet Satıcı adlı kardeşimizin yorumu ya etkileyici bir yorum değildi ya da beni etkilemedi çünlü benim görüşüm 2023 yılında ülkemizde bulunan bor madenini kullanabileceğiz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu Konuyla İlgili Yazılar

Başa dön tuşu

Metin kopyalamanın açılabilmesi için
lütfen web sitemizdeki herhangi bir reklama
tıklayarak bize destek olunuz.

Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyicinizi kapatarak bize destek olunuz. Anlayışınız için teşekkür ederiz.