İstiklal Yolu Nedir? İstiklal Yolu’nun Milli Mücadele’ye Katkıları
İstiklal Yolu, Milli Mücadele süreci boyunca önemli rol oynamıştır. Ankara ile olan ulaşımı ve iletişimi sağlaması katkıların en büyüğündendir. Bu iletişim sayesinde öncelikli olarak halkın örgütlenmesi sağlanmıştır. Örgütlenmeden sonra ise halk harekete geçmiştir. Silahlar gizlice saklanmış ve İstiklal Yolu vasıtasıyla gerekli cephelere ulaştırılmıştır. Ayrıca Milli Mücadele’de yaşananlar yol boyunca net bir şekilde gözlemlenmeye uygundur. Bu sayede bir çok gazete ve edebi esere konu olacak yolculuklar da İstiklal Yolu’nda yaşanmıştır.
Milli Mücadele yıllarında Türk halkı tarafından daha önce hiç görülmemiş bir mücadele verilmiştir. Birlik ve beraberliğin de en az ordunun cephede verdiği mücadele kadar önemli olduğunu kanıtlayan Türk milletinin bunu başarabilmesi için kullandığı bazı etkenler de vardır. Bu etkenlerin en önemlilerinden biri de hem ulaşımı hem iletişimi sağlayan karayollarıdır. Bu yazımızda en önemli karayollarından biri olan İnebolu – Ankara yolunun kullanılmaya başlanması, Milli Mücadele’ye sağladığı faydalar ve aynı zamanda dönemin edebiyata olan etkilerinde yazarların nasıl dahil olduğu incelenmiştir.
Milli mücadele, milletin kendi kültürel değerlerine sahip çıkarak, varlığını devam ettirebilmek ve ülkenin bağımsızlığını koruyabilmek için toplumca yaptığı mücadeledir. Milli Mücadele, Kurtuluş Savaşı’nda başarılı olunmasında büyük rol oynamıştır. Türk milletinin çektiği sıkıntılar ve içinde bulunulan zor şartlar üzerinde durulması gereken önemli noktalardır çünkü yapılan fedakarlıklar küçümsenemeyecek kadar ciddidir.
Bu Yazının İçindeki Başlıklar:
Milli Mücadele Yıllarında Ulaşım
Kurtuluş savaşı boyunca cephede olduğu kadar cephe arkasında da bir mücadele verilmiştir. Bu mücadele düşmana karşı olmasa bile düşmanın beraberinde getirdiği zor yaşam şartları ile devam etmiştir. Halk en temel ihtiyaçlarından ekmek, su ve giyecek bulamıyorken bile ordunun arkasında durmuş ve elinden geleni yapmıştır. Aç kalmak pahasında bir parça ekmeklerini, soğukta uyumak pahasına da ellerindeki kışlık giyecek ve battaniyeleri hiç düşünmeden askerlere yollamışlardır. Bilindiği gibi Mondros Ateşkes Antlaşması’na göre Türk ordusu terhis edilmiş ve elindeki silah ve cephane sınırlandırılmıştır. Ancak bu şartlara aldırış etmeyen Türk ordusu silah ve cephanelerini depolarda ve ambarlarda saklayarak gerektiğinde gizlice buralardan harcama yoluna gitmiştir. Silahların saklanmasında ve gizlice getirilip götürülmesinde yine halktan insanların da görev aldığı ve tehlikeye girdiği bilinmektedir. İşte bu yüzden Milli Mücadele yıllarında sadece cephelerdeki askerlerden değil aynı zamanda cephe arkasında elinden geleni yapan halktan da çok fazla kayıp verilmiştir.
Milli Mücadele dönemlerinde halktan gelen yardımın orduya ulaştırılabilmesi için cephe dışında önemi olan başka noktalar da vardır. Bu noktaların genelini karayolları oluşturmaktaydı bu yolların önemi en az halkın gönderdiği yardımlar kadar önemlidir. Çünkü yapılan yardımların orduya ulaştırılamaması askerleri daha da zor koşullar içine sürükleyecekti. Ayrıca cepheler, halk ve devlet arasındaki haberleşmeyi sağlamak için de karayollarının iyi durumda olmasına ihtiyaç vardır.
İstiklal Yolu Nedir?
Kurtuluş Savaşı’nın başlamasından önce Osmanlı Devleti’nin duraklama ve yıkılış dönemlerinde sürekli savaş içerisinde bulunması ve bu savaşların getirdiği şartlar devlet harcamalarının çoğunun askeri amaçlar için harcandığını gösterir. Bu harcamaların başında ise bahsedilen önemlerinden dolayı karayolları yer alır. Fakat her ne kadar bu yollar üzerinde iyileştirmeler ve eklemeler yapılmak istense de kaynakların yeterli olmaması buna imkan vermemiştir. Farklı köprü ve iyileştirme çalışmaları devlet tarafından ihaleye çıkartılmış fakat yeterli ilgiyi görememiştir. Bu ilgisizliğin sebebi ise yeterli kaynak ve paranın elde edilememesidir. Bunun gibi problemler yüzünden çoğu yolun yapımına ya başlanamamış ya da başlanıp yarım bırakılmıştır.
Onarımı yarım kalan yollardan biri de İnebolu – Ankara yoludur. Anadolu’da milli hareketin başladığı tarihlerde İnebolu – Ankara yolu olarak da bilinen İstiklal Yolu bakımsız ve çoğu yerlerdeki köprüler yıkık, motorlu taşıt vasıtalarının geçişine elverişsiz bir durumdaydı. Yolun bu harap durumu hem ordu hem halk için işleri zorlaştırdığının herke farkındadır. Bu yüzden İnebolu – Ankara yol güzergâhının tamir ve bakımı ile ilgili olarak Komutanlığa bağlı bir “Yol İnşaat Taburu” kurulmuştur.
İstiklal Yolu Önemi
İstiklal Yolu’nun önemi Mustafa Kemal’in Anadolu’ya ulaşmasından sonra artmıştır çünkü Atatürk’ün düzenlediği Sivas Kongresi’nin ardından Kastamonu’nun önemi de artmıştı. Kastamonu vilayeti, Millî Mücadele’nin mühimmat sevk ve idaresini yürütmüş, Doğu cephesinden, İstanbul’dan ve Rusya’dan getirilen malzemelerin cephelere taşınmasında ana güzergâh olmuş ve bu görevi en başarılı bir şekilde yerine getirmiştir. İnebolu iskelesinde başlayan bu mücadele, kağnı kollarının Kastamonu üzerinden Sakarya’ya kadar uzanan çok zor ve çetin şartlar altında zafere olan inanç ve fedakârlıklarını göstermektedir. Ayrıca Ankara’da İstanbul karşıtı bir hükümet oluşmasının ardından normal şartlarda o zamana kadar silah ve cephane sevkiyatının yapıldığı yollarda artık İngilizler tarafından daha yoğun bir denetim vardı. Bu sebeple sevkiyat yavaş yavaş Karadeniz’e doğru kaymıştır ve bu da İstiklal Yolu’nun öneminin artmasında etkili olmuştur.
Bunun yanı sıra Yunanlıların İzmit’i işgali üzerine Anadolu’ya giriş çıkış için kullanılan yollar değişmiş ve yeni kapılar Karadeniz limanları olmaya başlamıştır. 1920’lerde Anadolu’nun farklı bölgelerinde ayaklanmalar ortaya çıkması ise İstiklal Yolu’nun en güvenilir yol olduğunu ortaya çıkarmıştır. Ankara hükümeti, 1920-1922 yıllarında gelişen şartlara göre ordunun teçhizat ve askeri personel ihtiyacını karşılamak için bir takım teşkilatlanma içerisine girmiş ve Anadolu’ya giriş-çıkışları da kontrol altına almak için Kastamonu Havalisi Kumandanlığı adıyla bir komuta merkezi oluşturarak bu bölgenin güvenliğini artırmaya başlamıştır. 1920’de Karadeniz’de başlayan taşımacılık hizmeti İstanbul’la sınırlı kalmamıştır. İnebolu ve Samsun limanlan Doğu cephesinden batı cephesine aktanlan cephane ve askeri personelin de giriş noktaları olmuşlardı. Yine aynı şekilde Rusya’dan sağlanan silah ve cephaneler de bu limanlardan batı cephesine ulaştırılmaktaydı. İstiklal Yolu bir bakıma batı cephesinin lojistik desteğini sağlayan yegane yol konumuna gelmiştir.
İstiklal Yolu’nun Milli Mücadele’ye Katkıları
Milli Mücadele yıllarında İstiklal Yolu, Ankara Hükümeti’nin ülkeye ve Dünya’ya açılan kapısı haline gelmiştir. Fiziki özellikleri açısından bakıldığında yol 272 kilometredir. Yol boyunca yapılan çeşitli ücretlendirmeler de olmuştur. Yapılan bu ücretlendirmeler küçük de olsa orduya ve Ankara Hükümeti’ne katkılar sağlamıştır. İnebolu’nun bu yol ile birlikte Milli Mücadele boyunca sık sık çeşitli grupların uğrak noktası olmuştur. Bu sebeple çevreye birçok otel ve hanlar açılmıştır. Bu otellerden daha üst sınıf olarak değerlendirilenler için gecelik 50 kuruş, ikinci sınıf olarak görülen oteller için ise gecelik otel ücreti 40 kuruş olarak belirlenmiştir. Bu barınma yerlerinin ücretlerinin tespiti ve denetimi Askeri Polis Şubesi tarafından yapılmaktaydı.
Yol boyunca yapılan taşıma işleri için de birtakım ücretler belirlenmiştir. Bu belirleme ile birlikte denetim de yapan yine Askeri Polis Şubesidir. Belirlenen ücretler ise şu şekildedir. Vapurdan inen yolcuların, kendileri ve 50 kiloya kadar olan eşyaları için 100 kuruş kayık ücreti ödedikleri, elli kilodan fazla eşya için ise her parça başına 20 veya 30 kuruş fazla ücret ödemek zorunda oldukları belirtilmektedir. Rıhtımdan otele kadar 30 kiloya kadar eşya için 15 kuruş, otuz kilodan fazla olan her otuz kiloluk eşya için 10 kuruş fazla hamal parası ödeniyordu.
İstiklal Yolu Taşıma Ücretleri
İnebolu’dan Kastamonu ve Ankara’ya gidecek olanların taşıma ücretleri ise şöyle belirlenmiştir;
- Kastamonu’dan İnebolu’ya 6 Kuruş beher kilo yük
- Kastamonu’dan Çankırı’ya 7 Kuruş beher kilo yük
- İnebolu’dan Kastamonu’ya 6 Kuruş beher kilo yük
- İnebolu’dan Çankırı’ya 14 Kuruş beher kilo yük
- İnebolu’dan Ankara’ya 21 Kuruş beher kilo yük
Bu listede yer alan rakamlar yaylı araba adıyla anılan at arabalarının taşıma fiyatlarıdır. Hususi olarak bu arabaların kiralanması durumunda ise ücret şöyledir;
- Kastamonu’dan İnebolu’ya 2500 Kuruş
- Kastamonu’dan Çankırı’ya 3500 Kuruş
- Kastamonu’dan Ankara’ya 7500 Kuruş
- İnebolu’dan Kastamonu’ya 3000 Kuruş
Kastamonu bölgesinin sahili Milli Mücadele zamanlarında liman olarak kullanılmıştır. İstanbul’da faaliyet gösteren gruplar tarafından sağlanan silahlar çeşitli vasıtalarla İnebolu, Cide, Bartın, Kozlu, Kilimli, Zonguldak, Ereğli ve Sinop limanlarına çıkartılarak, buralardan Cide – Kastamonu, Zonguldak – Ereğli – Bolu, İnebolu – Daday – Kastamonu, Sinop – Boyabat – Taşköprü – Kastamonu yolları ve sonrasında Batı cephesine ve Ankara’ya ulaştırılıyordu. İnebolu halkı mermi ve fişek sandıklarını, silah ve gereçleri, yakın uzak bütün çevreden sağlanan kağnılarla, at arabalarıyla, ağır yükleri de demir dingilli öküz ve manda arabalarıyla ardı ardına Kastamonu’ya oradan da Çankırı üzerinden Ankara’ya taşımaktadır.
İstanbul dışında çeşitli merkezlerden silah tüccarları vasıtasıyla alınan silah ve cephane de aynı yollarla taşınıyordu. Doğu cephesinde 1920 yılı sonunda savaşın bitmesi üzerine bir kısım silah ve cephane Erzurum – Trabzon yolu ile Batı Karadeniz limanlarına taşındı. Yine Rusya’dan sağlanan silahların bir kısmı İnebolu limanından Batı cephesine ulaştırılmıştır.
Çeşitli yollarla İnebolu ve civarına gelen cephanenin taşıma işlemi ilk zamanlarda Nokta Komutanlıkları vasıtasıyla yapılıyordu. Daha sonra işi Sevkiyat ve Nakliyat Umum Müdürlüğü’ne bağlı Menzil Mıntıka Teşkilatı kurularak, bu teşkilat taşıma işini sevk ve idare etmeye başladı. İnebolu’da başlayıp cephelere kadar uzanan ve bitmek tükenmek bilmeyen enerji ve kuvvet isteyen bu nakliye kolları Millî Mücadele’nin can damarı olmuştur.
İstiklal Yolu’nun Edebiyata Yansımaları
Milli Mücadele’ye fiziken olmasa bile elinden geldiğince destek veren başka kişiler de olmuştur. Örneğin, birçok edebiyatçı İstiklal Yolu boyunca seyahat edip Milli Mücadele’ye dair gözlemledikleri şeyleri eserlerine yansıtmışlardır. Bu eserler Milli Mücadele ile ilgili bilgi almak için en güvenilir kaynaklardandır. Bu yazarların başında Yakup Kadri Karaosmanoğlu gelmektedir. Yakup Kadri bu yol izlenimlerini hem anı hem de romanlarında anlatmıştır. Yakup Kadri’nin dışında Ruşen Eşref, Aka Gündüz gibi yazarlar da eserlerinde Milli Mücadele’ye yer vermişlerdir.
Edebiyatçıların yanı sıra gazeteciler de birçok noktada Milli Mücadele’yi kayıt altına almışlardır. Kayıt almanın dışın gazetelerin bir katkısı daha olmuştur ki bu da Milli Mücadele için halkın örgütlenmesini sağlamaktır. Bu gazetelerin en önemlilerinden biri de “Açıksöz” gazetesidir. 15 Mayıs 1919’da Yunanlıların İzmir’i işgalleri üzerine, asırlarca Anadolu’da rahat bir şekilde yaşayan Rum ve Ermeni azınlıklar da Anadolu’nun İtilaf Devletleri’nce işgal edileceğine inandılar ve taşkınlıklar yapmaya başladılar. Bu durum yurdun her tarafında olduğu gibi Kastamonu’da da görülmeye başlandı. Kastamonu’nun vatanperver gençleri ne yapacaklarını şaşırmışlardı. Yapılan bu haksızlıkları bir türlü içlerine sindirememişlerdir. Açıksöz Gazetesi’nin ilk sorumlu müdürü Hüsnü Açıksöz’ün ifadelerine göre; Rum ve Ermenilerin bu çılgınca taşkınlıkları, Kastamonulu gençlerinin gönlüne kıvılcımlar doldurmaya başlamıştı. İşte Açıksöz Gazetesi’nin çıkarılması düşüncesi böyle bir atmosferde doğdu.
Not: Bu konuyla ilgili olarak Milli Mücadele Nedir? Milli Mücadele Kahramanları başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz.
Selamlar, yazınız bana küçükken dedemin savaştaki anılarını anlattığı zamanları hatırlattı ve duygulandım. Öyle ki İstiklal Yolu’nda yaşanan olayları tasavvur ettikçe aklımda, çocuk yaşımda bile duygulanırdım. O zamanları hatırladım yazının duygusal bir yönü olmasa bile. Ellerinize sağlık, çok güzel olmuş.