12. Sınıf T.C. İnkılap Tarihi ve AtatürkçülükTarih Dersi İçerikleriTarih Konu Anlatımları

Harp Okulu ve Harp Akademisi (Tarih Konu Anlatımı)

Bu yazımızda tarih dersi konu anlatımları kapsamında 12. sınıf Türkiye Cumhuriyeti İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersinin 1. ünitesi olan 20. Yüzyıl Başlarında Osmanlı Devleti ve Dünya ünitesinin 1. konusunun devamı olan Harp Okulu ve Harp Akademisi konusuna yer verdik. Harp Okulu ve Harp Akademisi konusunu “Mustafa Kemal’in Birinci Dünya Savaşı’na kadarki eğitim ve askerlik hayatını içinde bulunduğu toplumun siyasi, sosyal ve kültürel yapısı ile ilişkilendirir.” kazanımı çerçevesinde anlattık.

Harp Okulu ve Harp Akademisi

Ders: Türkiye Cumhuriyeti İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

Ünite: 20. Yüzyıl Başlarında Osmanlı Devleti ve Dünya

Konu: Harp Okulu ve Harp Akademisi

Kazanım: Mustafa Kemal’in Birinci Dünya Savaşı’na kadarki eğitim ve askerlik hayatını içinde bulunduğu toplumun siyasi, sosyal ve kültürel yapısı ile ilişkilendirir.

Harp Okulu ve Harp Akademisi konusunda Mustafa Kemal Atatürk’ün Harp Okulu ve Harp Akademisi sırasındaki eğitim yaşamı hakkında bilgi verdik.

Mustafa Kemal’in Harp Akademisi’ndeki Öğretmenleri

Mustafa Kemal Atatürk Manastır Askeri lisesinden Selanikli Ahmet Tevfik’in ardından okuldan ikincilikle mezun olmuş, dönemin iyi okullarından biri olan harp akademisine bir diğer adıyla Harbiye’ye gitmiş, böylece hayatının kayda değer bir kısmını (lise yıllarını ve bütün çocukluk yıllarını) geçirdiği Makedonya’dan ayrılmış, İstanbul’a -o zamanın başkentine- gitmiştir.

Bu okuldaki başarılarında ve düşünce gelişiminde Mustafa Zeki Paşa unutulmaması gereken bir isimdir. Mustafa Zeki Paşa Mustafa Kemal Atatürk’ün öğrencilik dönemindeki Harp akademisinin komutanıydı. Peki tam olarak kimdi bu Mustafa Zeki Paşa?

Kendisi Kafkas kökenlidir, aydında 1849 yılında dünyaya gelmiştir. Gençlik yıllarından itibaren askerliğe ayrı bir ilgi beslemiştir. 1872 yılında ileride komutanı olacağı Kara Harp Okulundan mezun olmuştur. Osmanlı-Rus Savaşında Süleyman Paşa’nın yaverliğini yapmış, savaş bittikten sonra sarayda çalışmaya başlamış ve orada şehzadelere hocalık, paşalara da danışmanlık yapmıştır. Ardından askeri okullar nazırlığı ve Tophane Müşiri olmuştur. Başarılı kariyeri burada bitmemiş, gelecek yıllarda Balkan ve Trablusgarp savaşlarında görev almış; bu olaylardan yıllar sonra da 2. Meşrutiyet’in ilanıyla destek kitlesini kaybetmiş, Rodoslara sürülmüştür. Bundan sonra bir daha gündeme girmeyerek 1914 yılında Büyükada’da hayata gözlerini yummuştur. Hem bir yazar hem bir komutan hem de bir ilim adamı idi. Fransızca, Almanca ve İngilizce bilmekteydi. Öğrencilerine görülmemiş bir ilgi ve özenle eğitim verirdi. “Erkek güzeli” anlamına gelen Filinta lakabı vardı. 2. Abdülhamit’in sadık askerlerindendi.

22 yıl boyunca Harbiye’nin komutanı olmuş, bu şekilde Harp Akademisinde en uzun süre okul komutanlığı yapan kişi olmuştur. Kendisi aynı zamanda kazım Karabekir, Fevzi Çakmak, İsmet İnönü gibi Türkiye’nin önemli komutanlarını da o yetiştirmiştir.

Okulun eğitim sisteminin Fransa, Almanya ve Belçika’daki Harp Akademilerinden esinlenerek oluşturulmuş modern bir yapıya sahip olmasına vesile olmuş, Mehmet Zeki Paşa’nın yetkileri sayesinde diğerlerinden daha farklı olmasına rağmen hiçbir sıkıntı yaşanmadan bu taslak hayata geçirilmiştir.

Mustafa Kemal Atatürk’ün Harp Akademisi’nde Tanıştığı Arkadaşları

Mustafa Kemal Atatürk’ün Harp Akademisindeyken onun düşüncelerini ve karakterini etkileyen bir diğer etmen de hiç şüphesiz Mustafa Kemal Atatürk’ün okulda tanıştığı arkadaşlarıdır. Orada tanıştığı ve yıllarca arkadaş olduğu iki isim de Ali Fuat Cebesoy ve Asım Gündüz idi.

Ali Fuat Cebesoy bir siyasi ve askerdi. Kendisi, gelecekte fiilen kurtuluş savaşını başlatmasıyla tanınacak olan komutandır. Siyasi alanda da Moskova anlaşmasını imzalayan ve Terakkiperver Cumhuriyet Fıkrası’nın kurucu üyelerinden olacaktır, bir süre sonra da Demokrat partiye geçecektir. Zamanında TBMM başkanlığı, yol bakanlığı gibi önemli mevkilerde de bulunmuştur. Kendisinden beklenmeyecek şekilde İzmir suikastında görev aldığından dolayı bir orgeneralken İstiklal Mahkemelerinde yargılanmıştı.

Asım gündüz de gelecekte hem bir yazar hem de başarılı bir asker olacaktır. Hepsi de savaş ile ilgili on yedi kitap yazacak ve orgeneral olup pek çok nişana layık görülecektir. Sırf orada edindiği arkadaşlarının geleceklerine bakarak okulun eğitim yönteminin ne kadar etkili olduğunu tahmin etmek mümkün. Kendisi de Mustafa Zeki Paşa gibi Mezun olduktan sonra okuduğu üniversite olan Kara Harp Okulu’na geri dönmüş, orada Tabya hocalığı yapmıştır. Ordu Mareşali olan ve yine Kara Harp Okulundan mezun olan Fevzi Çakmak’ın da en yakın iş arkadaşı olmuştur.

Mustafa Kemal Atatürk’ün Harp Akademisi’nde Çıkardığı El Yazması Gazete

Ülkede yanlışlar olduğunu fark eden Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları el yazısıyla ismi bilinmeyen bir gazete çıkarmaya başladılar. Dershanede yazılan bu gazete elden ele dolaştırarak insanlara ulaştırılıyordu. Toplamda 51 sayıdan oluşan bu gazete sayesinde Mustafa Kemal Atatürk’ün ve gazeteyi birlikte çıkardığı arkadaşı Ali Fethi Okyar’ın Mondros ateşkes antlaşması ve çökmekte olan Osmanlı ile ilgili düşüncelerini anlayabildiğimizden dolayı önemli bir bilgi kaynağı.

Mustafa Kemal Atatürk’ ün İsmail Hakkı, Ömer Naci ve Ali Fuat ile yazıp çoğalttığı bu el yazması gazetedeki temel amaç yurdun geleceğinde önemli roller alma potansiyeline sahip Harp akademisi öğrencilerine ülkeyle ilgili gelişmeleri ulaştırmak ve yaşadıkları ülkeyle aralarındaki köprü olmaktı. Gazetelerinin lideri ve baş yazarı Mustafa Kemal Atatürk’tü; dolayısıyla grupta en fazla sorumluluğa sahip kişi de kendisiydi. Bu gazete el yazması olduğundan her basımdan sadece birkaç tane üretilebiliyor ve doğal olarak da herkesin görebilmesi için bir gazetenin elden ele dolaştırılması gerekmekteydi. Bütün bu zorluklara rağmen bu isimsiz gazete yemekhane gibi herkesin topluca bulunduğu yerlerde elden ele geçilme vesilesiyle popülerliğini hiç kaybetmemiştir.

Gazetelerin Padişaha sadakatsizlik gösterdiği gerekçesiyle yasak getirilmişti. Buna rağmen Gazeteyi çıkarmaya devam eden Mustafa Kemal ve arkadaşları bir gün yakalanmış, normalde çok ağır bir şekilde cezalandırılacakken onları yakalayan paşanın isteği üzerine hiçbir ceza almamışlardı.

Mustafa Kemal’in Harp Akademisi’nde Eğitim Yaşamı

Mustafa Kemal Atatürk, Kara Harp okulunda da Akademik başarısını devam ettirmiştir. Harp Kara okuluna başladıktan sonra 2. ayda sınıf çavuşu olmuştur. Zamanın Kara Harp Okulu müdürü olan Albay İbrahim Bey Mustafa Efendi, Mustafa Kemal Atatürk’ü “Çalışkan, iyi huylu ve zeki bir çocuktur.” diye tanımlamış, ondan önce gelen öğrencilere onunla iyi geçinmelerini temin etmişti. Okuldan kurmay olarak ayrılmak için dereceyle ayrılmak çok önemliydi. Mustafa Kemal Atatürk bunun farkına varıp ilk senesinden sonra ayrıca bu konuya dikkat etmiş; özellikle ikinci, üçüncü ve dördüncü sınıflarda kendisini eğitim hayatına vermiştir. Mustafa Kemal Atatürk, okuldaki ilk senesi ile ilgili anılarını şu şekilde anlatmaktadır:

Birinci sınıfta gençlik hayallerine tutuldum. Dersleri ihmal ettim. Senenin nasıl geçtiğinin farkında olmadım ancak dersler kesilince kitaplara sarıldım.

İlk senesinde okuduğu kitaplar genelde İran’ da basılan (o dönemde bu kitapların Türkiye’de basılması yasaktı) özgürlük ve hürriyet gibi kavramlar üzerinde yoğunlaşan eserlerdi. Bu kitaplardan aldığı fikirlerle memleket sorunları üzerinde durmaya başlamıştı. Onu derslerin üzerinde durmaya iten şey olan okuldan kurmay olarak mezun olma hayalini gerçekleştiğini düşünecek olursak, daha gençlik yıllarında hayatının projesinin düşünce kısmının -Cumhuriyeti kurmasının- oluşmaya başlamasına vesile olan bu kitapları okumasının ilk seneden itibaren ders çalışsaydı elde edeceği başarıdan daha verimli olduğunu söyleyebiliriz.

Mustafa Kemal Atatürk, ikinci, üçüncü ve dördüncü okul senelerinde yoğun bir şekilde ders çalışmasına rağmen gazete çıkartmak, yabancı dil öğrenmek gibi pek çok aktivitesinden taviz vermemiştir. Bunun nedeni Mustafa Kemal Atatürk’ün o yılları olabildiğince kendini geliştirmeye adaması gerektiğinin farkında olmasıdır. İşte bu nedenle öğretmenlere gelecek nesilleri, gelecek nesillere de Cumhuriyetin kendisini armağan etmiştir.

Öyle ki günümüzde öğrenciler sadece ders çalışıp notlarını yüksek tutmaya yönlendiriliyor. Veliler daha iyi puanlar çocuklarını daha iyi okullara, daha iyi okullar öğrencilerini daha iyi işlere, daha iyi işlerin daha fazla paraya ve daha fazla paranın daha fazla mutluluğa yol açacağını düşünüyor; bu nedenle onları sadece derse yönlendiriyorlar. Oysaki çocuğun o yaşlarda kendine ilgi alanları oluşturması, hobiler edinmesi çok önemlidir; aksi takdirde mutluluktan söz edilemez. Eğer Mustafa Kemal Atatürk kendini olmak istediği kişi gibi yetiştirmese, sadece derslerine çalışıp bir mühendis olsaydı şimdi her şey ne kadar farklı olurdu… Her başarılı insanın elbet bir başarı hikayesi vardır ve Mustafa Kemal Atatürk’ün hikayesinde Kara Harp Okulu sadece bir eğitim yeri değil, arkadaşlarıyla siyaset tartışıp gazeteler çıkardığı bir ortam olmuştur. Onu kendisi yapan şey de yine bu benliğini koruma kararlılığıdır. Orada tanıştığı kişiler onun düşüncelerini elbette ki etkilemişti; ancak hiçimse onu Cumhuriyet fikrinden vazgeçirememişti.


1. Ünitenin Tüm Konuları: 20. Yüzyıl Başlarında Osmanlı Devleti ve Dünya ünitesinin tüm konularını aşağıdaki başlıklarda inceleyebilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu Konuyla İlgili Yazılar

Başa dön tuşu

Metin kopyalamanın açılabilmesi için
lütfen web sitemizdeki herhangi bir reklama
tıklayarak bize destek olunuz.

Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyicinizi kapatarak bize destek olunuz. Anlayışınız için teşekkür ederiz.