Ege Göçleri nedir? Deniz Kavimleri Hareketi veya Dor istilası olarak da bilinen Ege Göçleri, MÖ. 12. yüzyılın başlarında Dorlar’ın Yunanistan’a saldırılarının sonucunda Yunanistan’da bulunan toplumların Dorlar’dan kaçarak Batı Anadolu’ya göç etmeleridir.
Bu yazımızda Ege göçleri nedir? Deniz Kavimleri Hareketi nedir? Ege göçleri ne zaman, nasıl, niçin, nereden nereye başlamıştır? Ege göçleri ne zaman, nasıl, niçin sona ermiştir? Ege göçlerinin önemi ve özellikleri nelerdir? sorularını yanıtladık. Ayrıca Ege göçlerinin tarihi hakkında bilgi verdik.
Bu Yazının İçindeki Başlıklar:
Ege Göçleri (Deniz Kavimleri Hareketi) Nedir?
Deniz Kavimleri Hareketi bir diğer adıyla Ege göçleri MÖ. 12. yüzyılda savaşçı ve denizci halkların günümüz Yunanistan’dan Batı Anadolu’ya doğru göç etmesidir.
M.Ö. 1200’lü yıllarda, Genç Tunç Çağı sonlarında, “Deniz Kavimleri Hareketi” veya “Ege Göçleri” olarak bilinen göç hareketleri gerçekleşerek civar bölgelerde domino taşı etkisi yaratmıştır. Tarihe devletlerin oluşumu ve yıkımı gibi önemli olaylara sebep vermesi ile yerini almıştır. Doğu Avrupa ve Balkanlar kökenli olan bu göç faaliyetlerinin sebepleri ekonomik, askeri ve siyasi koşullara bağlanmaktadır. Ancak günümüzde, herkes tarafından kabul edilen tek, kesin bir neden kabul edilmemektedir.
Ege Göçleri Nedenleri
Öncelikle Ege göçleri ne zaman, nasıl, niçin, nereden nereye başlamıştır? sorusunu yanıtlayalım. Ege göçlerinin nedeni tam olarak belli olmasa da temel neden bir çok akademisyen tarafından ekonomi temelli olarak saptanmıştır. Dağlık arazisiyle engebeli bir dokuya sahip olan dönemin Yunanistan’ı ne tarım ne de hayvancılık anlamında uygun bir ortan sunamamaktadır. Ülke için Parlak Aka döneminin sona ermesi ile tek ekonomik kurtuluş olarak görülen ticari faaliyetler de büyük oranda sekteye uğramıştır. Sonuç olarak ekonomik refah arayışı bir göçe yol açmıştır. 12. yüzyıl itibariyle Ege göçlerinin neden olduğu Hitit İmparatorluğu’nun yıkılması, Anadolu’da stabil bir güç dengesi sağlanmasına engel olmuştur.
Ege Göçlerinin Tarihi
Günümüzde Ege Göçü’ne dair ileri sürülen olgular, çoğunlukla, Smyrna yani İzmir’de yürütülen arkeolojik kazılar sonucunda bulunan çanak ve çömleklerle temellendirilmektedir. Zira kullanımı M.Ö. 1050’lere dayanan ve “Protogeometrik” adıyla bilinen bu çömlekler Yunanistan’ın M.Ö. 1150-1050 yılları arasında Batı Anadolu kıyılarına dalgalar halinde uzun süreli göçler gerçekleştirdiğinin kanıtı olmuştur. Göç faaliyetlerini başlatan temelde üç kabile vardır: İonlar, Dorlar ve Aioller. Birbirlerinden ekonomik anlamda bağımsız olan bu üç kabile üçünün de kendine ait lehçesi olması noktasında ortak bir özelliğe sahiptirler. Ege adaları sayesinde Anadolu’nun Batı bölgelerine yerleşen İonlar, burada “polis” olarak da bilinen şehir devletlerini kurmuşlardır.
Yine Ege adalarını takip eden ve bu sayede Anadolu’ya ulaşan Aiol kabileleri, günümüzün Çanakkale ve İzmir şehirleri arasında kalan ve Anadolu’nun kuzeybatısı olarak sayılan sahil şeritlerinde yerleşim alanları kurmuşlardır. Ancak İonların bölgede kısa sürede hızlı yükselen şehirler oluşturmaları ile Doğu Akdeniz hakimiyeti Aiol kabilelerinden ziyade İonların elinde olmuştur. Dolayısıyla bölgenin ticari faaliyetlerini de ellerine alan İonlar ekonomik bir yükseliş yaşamışlardır. Liman ticaretleriyle Dünya’ya ün salmışlardır. İonların bölgede kurduğu hakimiyet öylesine güçlü ve etki bırakan bir hakimiyet olmuştur. Doğu toplumları tarafından Yunanlara verilen “Hellen” ismi yerini “İonlar”a bırakmıştır. Günümüzde de “Hellen” kullanımı bu nedenle Yunanlara referans etme anlamında kullanılmaktadır. İonlar ve Aioller dışında üçüncü büyük kabile olarak karşımıza çıkan Dorlar ise Güneybatı Anadolu ve Rodos etrafında yerleşim alanları kurmaya odaklanmışlardır.
Döneme dair daha net bilgiler elde etmek adına Aiol kentlerinden olan Milet, Efes, Bayraklı, Erythrai, Foça ve Çandarlı’da kazılar yapılmıştır. Bu kazılar zaman ile Batı Anadolu’nun kalanına yayılarak Ege’deki kültürel değişimin dokuz fazda gerçekleştirildiği kabul edilmiştir. İlk faz olan Kuruluş Evresi (M.Ö.1050-750), Homeros Çağı (M.Ö. 750-700) ve Yükseliş Evresi (M.Ö. 700-650) ile devam etmiştir. Akabinde Ege’nin Altın Çağı (M.Ö. 650-545), Orta ve Geç Arkaik Evre (M.Ö. 545-470) bulunmaktadır. Klasik Evre 1 (M.Ö. 470-400) ve Klasik Evre 2 (M.Ö. 400-333)’yi takip eden Helenistik Dönem’den (333-30) sonra Roma Çağı (M.Ö. 27-M.S. 395) ile bu dokuz ana başlık sonlanmaktadır.
Ege Göçleri Sonuçları
Ege göçleri ne zaman, nasıl, niçin sona ermiştir? sorusunu yanıtlayalım. Tüm bu süreçte Dor kabileleri Anadolu’daki etkileri ve özellikle Tunç Çağı’nın Miken Uygarlığının yıkılmasına sebep olmaları nedeniyle diğer kabilelere kıyasla ön plana çıkmaktadırlar. Doris olarak da bilinen Dorlar Hint-Avrupa kökenli ve Antik Yunan asıllı topluluklardır. Yunanistan istilalarının üzerinden kısa bir zaman geçtikten sonra İon ve Aiol kabileleri gibi bir sürü kabilenin yaptığı gibi Batı Anadolu’ya demir atmışlardır. Bu Ege göçlerinin önemli bir parçası halini almışlardır.
Girit, Kitera, Thera ve Melos gibi yerlerde şehirler kuran Dor kabileleri görüldüğü üzere Güney Batı odaklı hareket etmişlerdir. Çok geçmeden Rodos ve İstanköy ile Doğu taraflarına daha da açılma politikası izlemişlerdir. Burada Bodrum ile Datça’yı kurmuşlardır. M.Ö. 900 civarı İon göçünü takiben Anadolu’ya göç eden Dorlar, İonların bölgeye kendilerinden önce yerleşke kurmasına rağmen Ege, Karadeniz, Akdeniz gibi kıyı bölgelerinde daha hızlı büyümüşlerdir. Bu bölgelerdeki ticari faaliyetleri kontrolleri altına almışlardır. Bu durum bile dönemin Anadolu’sunda gerçekleşen sayısız siyasi güç değişiminden biri olarak görülebilir niteliktedir.
Ege Göçlerinin Önemi ve Özellikleri
Ege göçlerinin önemi ve özellikleri nelerdir? sorusunu yanıtlayalım. Sonuç olarak M.Ö. 12. yüzyıl esnasında Ege göçleri olarak bilinen ve ön Asya’da tüm güç dengelerini değiştiren önemli bir göç faaliyeti gözlemlenmiştir. Bu olay, Balkan yarımadalarının güney bölgesinde bulunan bazı Trak kabilelerinin boğazlar üzerinden Anadolu’ya geçmesine neden olmuştur. Bunun Hitit Devleti’nin yıkılmasına sebep olacak zincirleme bir reaksiyon meydana getirmesi gibi sonuçlar doğurmuştur.
Ege göçlerine sahil olan kavimler, Transkafkasya ve Suriye ile Filistin üzerinden Mısır gibi farklı coğrafyalara yayılmıştır. Ancak Mısırlılar tarafından karşılaştıkları direniş geri dönmelerine sebep olmuştur. Bazıları bu yolda Filistin’de yerleşim alanları kurmuş ve Ege kültürünü bu bölgeye taşımıştır. Bu zaman dilimiyle eş zamanlı olarak İllyr ve Thrak baskısından kaçan Dor kabileleri de göçe sürüklenmişlerdir. Yunanistan’ı ele geçiren Dorlar coğrafyadaki güç dengelerinin değişmesine sebep olmuştur. Ege Göçleri sonucu Anadolu’da yaklaşık üç yüz yıllık bir dönem başlamıştır. Bu dönem “Karanlık Çağ” olarak literatürde yerini almaktadır. Bu dönemden sonra Anadolu siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel anlamda geri dönülemez bir evrimleşme sürecini ilerlemiştir.