Boy Nedir? Türklerde Boy Birliği ve Budun
Bu yazımızda tarihte boy kavramını inceledik. İlk Türklerde önemli bir toplumsal yapılanma biçimi olan boylar birliği tüm toplumun bir arada kalmasını sağlamaktaydı. Yazımızda öncelikle boy kavramını tanımlayalım. Boy nedir?
Bu Yazının İçindeki Başlıklar:
Boy Nedir?
Bir toplumbilimleri terimi olarak boy, ataları ortak olan ve aralarında kan bağı olan insanlar topluluğudur. Bu topluluk hem ana hem baba soyundan birbirleriyle akrabadır. Kabile veya klan olarak da adlandırılan boy, birkaç büyük ailenin bir araya gelmesi sonucu oluşur.
Türklerde Boy
Eski Türk toplumlarında en eşit dağılmış birimler boy adı verilen topluluklardır. Yerleşik hayat benimseninceye kadar Türk toplumları bu düzen ile yaşamışlardır. Her boyun başında bey unvanına sahip bir lider bulunmaktadır. Boy lideri aile reisleri arasında yapılan oylama ile başa gelen, güvenilir dürüst, cesur ve adil kişilerdir. Bu liderin asıl amacı boy içerisindeki birlik ve beraberliği korumak, hak ve hukuku sağlamak ve gerekli durumlarda da silah gücüyle boyunun çıkarları adına hamleler yapmaktır. Bu sebeple beyin emrini bekleyen silahlı bir birlik her zaman bulunmaktadır. Bu birlik boya ve boy çadırlarına, boya mensup ailelere, ve boyun hazine ve mallarına karşı tehdit oluşturan durumlarda devreye girmektedir.
Boylarda da meclis sistemine benzer bir sistem mevcuttur. Bu meclisler soy ve aile üyelerinden oluşmaktadır. Oğuz Türkleri bu meclise dernek adını vermişlerdir. Bütün önemli meseleler bu meclis içerisinde konuşulup karara bağlanılmaktadır.
Boylar ortak atalara sahip olmak gibi kimi milli değerleri paylaşmaktadır. Bu durum, bir nevi her bireyin kocaman bir aile içerisinde hissetmelerine sebep olmuştur. Her durum karşısında ortak hareket edilmiştir ve boydaki herhangi bir bireye yapılan hareket, tüm bir boya yapıldı olarak sayılmıştır. Bu durum da boy içerisindeki birlik ve beraberlik duygusunu geliştirmiştir. Bu iç dayanışma her anlamda her anlamda var olmuştur. Boy içerisinde birinin bir şeye ihtiyacı olduğu anda herkes yardıma koşmaktadır.
Boylar, bireylerin milli kimliklerini oluşturmaktadır. Hatta birbirlerini tanımayan insanlar, birbirlerini tanımak için ilk etapta birbirlerine hangi boydan olduklarını sormaktadırlar. Cevap ise bir nevi onların milli kimlik ve benliklerini göstermektedir.
Boyların Yaşam Tarzı
Her boyun kendine ait kış ve yaz mevsimlerini geçirecek toprakları vardır. Bu alanların belirli özellikleri vardır. Kışı geçirdikleri yer genelde rüzgâr ve soğuktan korunaklı bir alandır. Örneğin bir vadi tabanı veya koy. Bunun yanı sıra karı az tutan otlak ve ağaçlı bir yer olması da önemlidir. Yaz için ise bunların tam tersi serin, geniş, esintili ve sulak araziler tercih edilmiştir.
Hayat bu iki arazi arasında gidip-gelme ile geçmektedir. Yani konargöçer bir yaşam tarzı vardır. İlkbaharda ve son baharda topluca hareket edilir ve bu göç yaşanır. Göç boy liderinin emri ile başlar. Bu göç çoğu zaman adeta bir şenlik havasıyla geçerdi. Göç esnasında arkada hiçbir şey bırakılmadığına da dikkat edilirdi.
Her boy kendisine özgü bir armaya sahiptir. Bu damga çoğu zaman düz ve keskin çizgilerden oluşan bir semboldür ve bir demir parçasının üzerine çizilir. Bu damga ateş ile yakıcı bir hal alana kadar ısıtılır ve ardından hayvanların üzerine bastırılır. Bireyler mallarını komşularının mallarından ayırt etmek için kendi mallarını da işaretlemiştir.
Türklerde Boylar Birliği
Türklerde budun ise bir nevi boylar birliğidir. Budun sözcüğü aralarında töre, dil ve kültür ortaklığı bulunan, boy ve soy bakımından da birbirine bağlı insan topluluğu olarak tanımlanmıştır. Yani birbirine bağlı, bir nevi akraba boyların aynı hedef uğruna birlikte hareket etmesine denir. Örneğin Barlık ırmağı kenarındayken altı boydan oluşan Oğuz budunu, Selenga nehri kıyısına taşınınca dokuz boy halini almıştır. Ardından Seyhun Nehri çevresinde konumlanan Oğuzlarda ise bu sayı yirmi dörttür. Batı Köktürk Devleti’nin ana hatlarını çizen “On-ok Budun” da on adet boydan oluşmaktadır. Boy sayısı en son dokuza kadar çıkan Karluk budun ise ilk etapta yalnızca üç boydan oluşmaktadır. Peçenekler de benzer şekilde boy sayısını sekizden on bire yükseltmiştir.
Budun’un başında “Kağan, Han, İl-teber, Yabgu, Şad, Erkin” unvanlarından birine sahip olan bir lider bulunur. Budunlar, devleti oluşturan temel yapı taşlarıdır. Bu açıdan siyasi bir oluşum niteliğindedir. Ancak bir devlet yalnızca tek bir budundan oluşmadığı için budun liderleri, diğer budunları da kendileriyle birlikte tek bir devlet çatısı altında toplamaya çalışmaktadır. Örneğin Büyük Hun hükümdarı Mete, çeşitli boylardaki yirmi altı adet şehir devletini birleştirip Büyük Hun Devleti’ni kurmuştur. Yirmi altı şehir devleti, yirmi altı budun demekti. Benzer şekilde Köktürk Devleti de on iki budunun birleşmesiyle oluşmuştur.
Türklerde Budun’un Özellikleri
Devlet liderleri, kendi çatıları altlarına topladıkları budunların başına kimi zaman tiginleri, kimi zaman ise kendi içlerinden birini tayin ederlerdi. Örneğin Kapgan Kağan, yeğeni Bilge’yi Tarduş buduna şad olarak, Uygur Kağanı oğlu Bayan-çor’u Oğuzların üzerine idareci olarak atamıştır. Eğer bir budun başkanı savaşta ölürse de o budun içerisinden başka bir budun lideri seçilmektedir. Örneğin Köktürk Devleti’ne bağlanan On-ok Türklerinin başına Bars Bey kağan olarak atanmıştır. Hatta kendisine hanedan içerisinden bir prenses eş olarak verilmiştir ve bu sayede merkezi idare ile budun başkanı arasındaki ilişki sağlamlaştırılmıştır.
Budun’un varlığını devam ettirebilmesi için kimi koşulların gerçekleşmesi gerekmektedir. Bunlardan biri devlet sahibi olmak, ötekisi ise kağan sahibi olmaktır. Ancak bazen budunlar, beylerin yanlış hamleleri ve Çinin siyasal saldırıları sonucunda devletini ve kağanını kaybediyordu. Bu budunlar için özgürlüğü de kaybetmekti ve böyle durumlarda kahraman bir bey çıkıp buduna tekrar özgürlüğü kazandırıyordu ve bu şekilde de akraba budunlarla başka bir devlet kuruyordu. Örneğin, İl-teriş 630 yılında Çin tarafından ele geçirilen bir Türk budunun istiklalini 681 yılında kazandırdığı gibi, diğer türk budunlarını da Köktürk Devleti adı altında toplamaya çalışmıştır. Ömrü buna yetmemiş olsa da yerini alan Kapgan Kağan bu görevi tamamlamıştır.
Not: Bu konuyla ilgili olarak Kut Nedir? Türklerde Kut Anlayışı ve Kut İnancı başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz.