Son Osmanlı Mebusan Meclisi Nedir? Başkanı ve Kararları
Son Osmanlı Mebusan Meclisi ve Misak-ı Milli
Son Osmanlı Mebusan Meclisi nedir? Osmanlı Devleti’nde 12 Ocak – 18 Mart 1920 tarihleri arasında görev yapan halk meclisidir. Osmanlı Meclis-i Mebûsanı veya VI. Meclis-i Mebusan olarak da bilinmektedir.
Bu yazımızda Son Osmanlı Mebusan Meclisi ne zaman, nerede, niçin toplanmıştır? Seçimleri nasıl olmuştur? Ne zaman ve niçin kapanmıştır? Son Osmanlı Mebusan Meclisi’nde yaşanan gelişmeler nelerdir? sorularını yanıtladık. Misak-ı Milli kararlarının kabul edilme süreci hakkında bilgi verdik. Ayırca Mustafa Kemal Son Osmanlı Mebusan Meclisi’ne seçilen milletvekillerden hangi isteklerde bulunmuştur? sorusunu yanıtladık.
Bu Yazının İçindeki Başlıklar:
Son Osmanlı Mebusan Meclisi Nedir?
Osmanlı Devleti’nde 12 Ocak – 18 Mart 1920 tarihleri arasında görev yapan halk meclisidir. Osmanlı Meclis-i Mebûsanı veya VI. Meclis-i Mebusan olarak da bilinmektedir. 16 Mart 1920’de İtilaf Devletleri tarafından İstanbul’un işgal edilmesiyle bu meclis kapatılmıştır. Bu meclisteki milletvekillerinin büyük çoğunluğu 23 Nisan 1920’de Ankara’da açılan Büyük Millet Meclisi’ne katılmıştır.
Son Osmanlı Mebusan Meclisi Ne Zaman ve Nerede Toplanmıştır?
Son Osmanlı Mebusan Meclisi 12 Ocak 1920 tarihinde ilk toplantısını gerçekleştirmiştir. 18 Mart 1920’ye kadar çalışmalarını sürdürmüştür. Son Osmanlı Mebusan Meclisi İstanbul’da toplanmıştır. Bu meclis, İstanbul’da Cemile Sultan Sarayı ile Münire Sultan Sarayı olarak da bilinen Çifte Saraylar’da toplanmıştır. Bu meclis binası bugün İstanbul’da Beyoğlu ilçesindeki Fındıklı semtinde yer almaktadır.
Son Osmanlı Mebusan Meclisi Başkanı Kimdir?
Son Osmanlı Mebusan Meclisi Başkanı Reşat Hikmet Bey‘dir. O Ölünce yerine Celalettin Arif Bey seçilmiştir.
Son Osmanlı Mebusan Meclisi açıldıktan sonra Erzurum Milletvekili Celalettin Arif Bey geçici başkan olarak seçildi. Daha sonra 31 Ocak 1920’de yapılan Meclisin 5. toplantısında İstanbul Milletvekili Reşat Hikmet Bey Meclis Başkanlığına seçildi. Reşat Hikmet Bey ölünce 4 Mart 1920’de Meclis Başkanlığına Celalettin Arif Bey seçildi. Erzurum Milletvekili Mustafa Kemal Paşa, son Osmanlı Mebusan Meclisi başkanı olmak istiyordu ancak seçilemedi.
Son Osmanlı Mebusan Meclisi Niçin Açıldı?
Son Osmanlı Mebusan Meclisi Amasya Görüşmeleri’nde alınan “11 Eylül 1919 tarihli Sivas Kongresi kararlarının diğer maddeleri de Meclis-i Mebusan’ın kabulüne sunulmak koşuluyla genel olarak uygun görüldü.” kararı üzerine İstanbul’da bulunan Cemile Sultan Sarayı’nda toplanmıştır. Mustafa Kemal meclisin İstanbul dışında bir ilde toplanmasını istemiştir. Çünkü bu tarihlerde İstanbul’da İtilaf Devletleri’nin orduları bulunmaktaydı, Mustafa Kemal vekillerin İstanbul’da güvende olamayacağını düşünmüştür. Ayrıca Milli Mücadele’ye karşı teşkilatların büyük bir bölümü İstanbul’da bulunmaktaydı, Mustafa Kemal bunun Milli İrade’ye zarar vereceğini düşünmüştür. Fakat Kanun-i Esasi’ye göre meclis ancak ülkenin başkenti olan İstanbul’da toplanabilirdi. Kanun-i Esasi’de bir değişiklik için ise meclis toplanmalı ve değişikliği onaylamalıydı. Ayrıca Sultan Vahdettin ve saray halkı İstanbul’u terk etmek istemiyordu.
Son Osmanlı Mebusan Meclisi Ne Zaman ve Niçin Kapanmıştır?
16 Mart 1920 tarihinde İstanbul’u İtilaf Devletlerinin resmen işgali sebebiyle 18 Mart 1920 tarihinde kapatılmıştır. Son Osmanlı Mebusan Meclisi’nin kapanmasından sonra vekillerin çoğunluğu 23 Nisan 1920 tarihinde Ankara’da açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne katılmıştır. Son Osmanlı Mebusan Meclisi seçimlerinde çoğunlukla Temsil Heyeti’nin desteklediği adaylar seçildi. İtilaf Devletleri bu seçimlere müdahale etmedi çünkü seçimleri İstanbul Hükümeti’nin kazanacağını ve savaş açmadan politik yoldan hedefi olan toprakları ve hakları kazanabileceklerini düşünüyorlardı. Ayrıca İtilaf Devletleri seçimi İstanbul Hükümeti kazanırsa Anadolu’daki direnişçi oluşumun dağılacağını düşünüyorlardı. Fakat sonuçlar İtilaf Devletleri’nin umduğu gibi olmayınca 16 Mart 1920’de İstanbul İtilaf Devletleri tarafından işgal edildi ve 18 Mart 1920’de Mebusan Meclisi kapatıldı.
Son Osmanlı Mebusan Meclisi Seçimleri
Son Osmanlı Mebusan Meclisi seçimleri için her Osmanlı vilayetinde 50.000 erkek başına 1 vekil düşecek şekilde seçim yapılacaktı. Seçimlerde seçme hakkı için 25 yaşını doldurmuş olmak, Osmanlı Devleti vatandaşı olmak, bir kişinin hizmetinde olmamak, hükümet tarafından mallarına el konulmamış olmak, devlete vergi ödemek, ikamet ettiği yerde en az 1 yıldır ikamet ediyor olmak gibi şartlara uygun olmak gerekiyordu. Seçilme hakkı için ise 10 şart bulunmaktaydı. Bu şartlar şunlardır:
I. Osmanlı vatandaşı olmak.
II. Türkçe konuşabilmek.
III. En az 30 yaşında olmak.
IV. Seçime girerken başka birinin hizmetinde olmamak.
V. İflas edilmişse kaybedilen itibarın geri kazanılmış olması.
VI. Maddi durumun iyi olması.
VII. Borcu sebebiyle hükümet tarafından mallarına el konulmamış olması.
VIII. Medeni haklarında bir kısıtlama olmaması
IX. Seçimden önce veya seçime girerken yabancı hizmetinde olmamak.
X. Yabancı uyruklu olduğunu iddia etmemek.
Son Osmanlı Mebusan Meclisi seçimleri 7 Kasım 1919’da gizli oylama ile yapılmıştır ve sonucunda çoğunlukla Temsil Heyeti’nin desteklediği adaylar seçilmiştir. Seçimler yapılırken Kuvayı Milliye, İtilaf Devletleri ile çatışma halindeydi. Mustafa Kemal Paşa, Erzurum vekili seçilmiştir.
Mustafa Kemal Son Osmanlı Mebusan Meclisi’ne Seçilen Milletvekillerden Hangi İsteklerde Bulunmuştur?
Mustafa Kemal Erzurum vekili seçilmesine rağmen Son Osmanlı Mebusan Meclisi’ne, İstanbul, katılmamıştır. Bunun sebebi İstanbul Hükümeti’nin başkenti olan şehirde tutuklanma ihtimali olmasıdır. Mustafa Kemal Ankara’da Mebusan Meclisi’ne seçilen Temsil Heyeti’ne yakın vekillerden birtakım isteklerde bulunmuştur. Bu istekler şunlardır:
- Misak-ı Milli’nin kabul edilmesini sağlamak.
- Mecliste söz sahibi olacak adı Müdafaa-i Hukuk olan bir grup oluşturmak.
- Erzurum ve Sivas kongrelerinde alınan kararların meclisten geçmesini sağlamak.
O dönemde anayasa kabul edilen Kanun-i Esasi’de meclis başkanına verilen yetkilerden dolayı bu yetkilerin Mustafa Kemal’e geçmesi halkın yararına olacaktı. Kanun-i Esasi’de bulunan bu yetkilerden biri meclis başkanının istediği zaman meclisi toplayabiliyor olmasıdır. Eğer meclis herhangi bir sebepten dolayı kapansaydı Mustafa Kemal Kanun-i Esasi’nin kendisine verdiği yetkiyi kullanarak meclisi tekrar toplayabilecekti. Bu yüzden Mustafa Kemal Son Osmanlı Mebusan Meclisine seçilen vekillerden kendisini meclis başkanı seçmelerini istemiştir.
Bu istekler gerçekleşirse hem İstanbul Hükümeti’ne hem de İtilaf Devletleri’ne Mebusan Meclisinin halkın isteklerine göre çalıştığı ve Mebusan Meclisinin halkın iradesi olduğu mesajı verilecekti. Fakat Mustafa Kemal’in sadece bir isteği gerçekleşmiştir. Mebusan Meclisi’ndeki vekiller Misak-ı Milli’yi kabul ettirmiş fakat Mustafa Kemal’in diğer isteklerini gerçekleştirememişlerdir. Saltanatın makamının etkisine kapılarak Mustafa Kemal’i başkan seçmemişlerdir. Mecliste Milli Mücadele’ye fikirleri değişince Müdafaa-i Hukuk grubunu kurmaktan vazgeçip onun yerine Rauf Orbay’ın başkanı olduğu Felah-ı Vatan grubunu kurmuşlardır.
Son Osmanlı Mebusan Meclisi ve Misak-ı Milli
Mustafa Kemal’in hazırladığı 8 maddeden oluşan Misak-ı Milli kararları 22 Ocak 1920 tarihinde toplanan gizli Mebusan Meclisi oturumunda Trabzon vekili Hüsrev Sami tarafından Mebusan Meclisi’ne sunulmuştur. Fakat bazı maddelerde uzlaşmazlık çıktığı için yeni bir komisyon kurulmuştur. Bu komisyonun maddeleri herkesin kabul edeceği uygun bir duruma getirilmesi kararı alınmıştır. Bu toplantıdan sonra Mebusan Meclisi Misak-ı Milli kararları ile ilgili yapacağı toplantıların hepsini gizli bir şekilde yapmıştır. 28 Ocak 1920 tarihinde Misak-ı Milli kararları komisyon tarafından mecliste kabul edilen haline getirilmiştir. Bu kararlar 17 Şubat 1920 tarihinde Mebusan Meclisinde oylanarak kabul edilmiştir. Misak-ı Milli’nin düzenlenen hali 6 maddeden oluşmaktaydı. Bu kararlar kabul edildikten sonra kamuoyuna açılmıştır. 16 Mart 1920 tarihinde İtilaf Devletleri İstanbul’u işgal ederek Son Osmanlı Mebusan Meclisini kapatmıştır.
Son Osmanlı Mebusan Meclisi’nde oluşturulan kurulun düzenlediği Misak-ı Milli Kararları ile Mustafa Kemal’in hazırladığı Misak-ı Milli Kararları arasında birtakım farklılıklar bulunmaktaydı. Bu farklılıklar şunlardır:
- Mustafa Kemal’in hazırladığı Misak-ı Milli Kararlarında dünyada barışı korumak amacıyla kurulmuş olan Milletler Cemiyeti’ni destekleyen ve Milletler Cemiyeti’ne katınılmasını savunan bir görüş bulunmaktaydı fakat bu madde Düzenlenmiş Misak-ı Milli Kararlarında kaldırılmıştır.
- Mustafa Kemal’in hazırladığı Misak-ı Milli kararlarında Misak-ı Milli kararlarında belirlenen sınırlar altında yaşayan insanların ayrılık tanımadan aynı sayılacağı bir madde bulunmaktaydı fakat Mebusan Meclisi’nden geçen Misak-ı Milli kararlarında Osmanlı İmparatorluğu’ndaki gibi “Osmanlı İslam” toplumunun daha fazla hakka sahip olduğu bir madde bulunmaktaydı.
- Mustafa Kemal’in hazırladığı kararlarda diğer Müslüman topluluklar hakkında “özkardeş” diye hitap edilirken Düzenlenmiş Misak-ı Milli kararlarında bu madde kaldırılmıştır.
Bu değişimler de Mebusan Meclisi’ndeki tüm vekillerin Mustafa Kemal ile aynı fikirde olmadğını göstermektedir. Yani Mustafa Kemal’in ilkelerinden sapmalar olmuştur.
Misak-ı Milli Kararlarının Sonuçları ve Önemi
Misak-ı Milli Kararları halkın iradesi sonucu ortaya çıkan ve kabul edilen bir maddedir. Aynı zamanda Misak-ı Milli Kararları Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş belgesidir. Her şeyden önce bir meclis kararı olması Misak-ı Milli Kararlarının halkın kararı olduğunu gösterir. Türk milleti Misak-ı Milli Kararları ardından bağımsızlık duygusuna sahip bir millet haline gelmiştir. Tam bağımsız bir ulus olarak hakkı olan şeyleri bu kararlar ile alma girişiminde bulunmuştur. Misak-ı Milli Kararları demokratik kararladır. İlerleyen yıllarda Mustafa Kemal’in ve Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümetinin dış politikadaki tutumları da bunu desteklemektedir.
Misak-ı Milli kararları ile Osmanlı İmparatorluğu resmen sona ermiştir. Bu kararlar yeni bir devletin kurulacağının habercisidir. Yapılan çalışmalar da yeni bir devlet kurma yönündeydi. Yeni bir devlet için temel koşulu ise toprağa sahip olmaktı. Misak-ı Milli kararlarında yeni kurulacak olan devletin sınırları net bir şekilde belirtilmiştir. Bu sınırlara doğu tarafında Kars, Ardahan ve Batum dahil edilmiştir. Güney sınır Hatay’dan başlayarak Irak’a kadar Kuzey Suriye’yi kapsamaktaydı ve Irak topraklarından Musul, Erbil ve Kerkük de Misak-ı Milli sınırları içindeydi. Batı sınırı ise Selanik’i de dahil edecek şekilde Batı Trakya’yı kapsamaktaydı. Ayrıca Kıbrıs adasının tamamı bu sınırlar içindeydi.
Not: Bu konuyla ilgili olarak Misak-ı Milli Nedir? Misak-ı Milli Kararları, Sınırları ve Önemi başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz.