İstanbul’un Tarihi Semti Samatya Hakkında Bilgi
İstanbul’un Kudüs’ü ya da namı değer “Küçük Paris”… Buram buram balık kokusuyla, eşsiz lezzetleriyle, söyleşmesi tatlı içten insanlarıyla; tarihiyle, nostaljik dokusuyla; renkleriyle İstanbul’un inci semtlerindendir, Samatya.
Bu Yazının İçindeki Başlıklar:
Samatya İsmi Nereden Gelmektedir?
İsminin Yunanca’da kum, kumsal anlamlarına gelen Psamathos ya da Psamathion kelimelerinden türetildiği düşünülmektedir. Doğu Romalılar, deniz dalgalarının kum taşıdığı Samatya sahillerine “Psomatia” ismi vermişlerdir. Zaman içerisinde bu kavram günümüzdeki Samatya sözcüğüne evrilmiştir. Batısında Yedikule, doğusunda Yenikapı, kuzey tarafında Kocamustafakemalpaşa olan Samatya, İstanbul’un yedinci tepesindedir.
Samatya Tarihi
Samatya, tarihe meydan okumayı başarmış nadir semtlerdendir. Megaralıların büyük komutanı Byzas, Topkapı Sarayı’nın bulunduğu yere Byzantion’u kurarken Samatya’nın yerinde bir köy bulunmaktadır. Bu köy, 379-395 yılları arasında (Doğu Roma İmparatoru 1. Theodosius döneminde) inşa edilen ve batıya doğru uzanan surların içerisinde kalarak güzide şehrin paha biçilemez bir parçası olmuştur. Ayrıca deniz surlarının dibinde pek çok kültüre ev sahipliği yapmıştır. Uzun yıllar boyunca Türkleri, Rumları ve Ermenileri kucaklamıştır. Samatya’nın az ötesinde bulunan Cerrahpaşa’nın Türklerin ilk yerleşim yerlerinden biri olduğu bilinmektedir. Burada belirtmeliyiz ki Türklerin yerleşim yeri seçerken kullandıkları yöntem oldukça ilginçtir. Kesilen et parçası yüksek bir yere asılmaktadır, ardından et parçasının en geç bozulduğu yerin en havadar ve yaşamaya elverişli yerleşim sahası olduğu düşünülmektedir.
Dolayısıyla Samatya, derin tarihi kökleriyle beraber kültürlerin kaynaştığı bir kavşak noktası haline gelmiştir. 1950’lere kadar süren bu hoşgörü atmosferi 6-7 Eylül Olayları sebebiyle sarsıntıya uğramıştır. Çoğunluğu oluşturan gayrimüslim azınlıklarının göçü ile Samatya da –tıpkı şehri gibi- bir değişim sürecine girmiştir. 1950’lerin sonunda yapılan Sahil Yolu sebebiyle yıllarının aşkına, denizine hasret kalan Samatya yine de hikayesindeki denize son vermemiş, balığın ve balıkçılığın vazgeçilmez adreslerinden olmuştur. Ayrıca halen sokaklarında birbirlerine yaslanarak zamana karşı direnen üç katlı, ahşap, kagir evleri; tüm sıcaklığıyla gelenlerini karşılamaktadır.
Eski Samatya
Deyim yerindeyse Samatya’da elinizi sallasanız muhakkak bir tarihe çarpmaktadır. Marmara Caddesi üzerindeki Mimar Sinan’ın Ağa Hamamı, İstanbul’un en büyük ve çifte hamamlarından biridir. II. Dünya Savaşı öncesine kadar hamam olarak kullanılmıştır. Uzun yıllar kaderine terk edilen Ağa Hamamı, 2010 senesinde Kültür Bakanlığı Anıtlar Yüksek Kurulu projesi dahilinde restore edilmiştir. Bahçesinden yer alan ayazmadan dolayı Sulu Manastır olarak bilinen Surp Kevork Kilisesi, imparator II. Romanos döneminde 1031 yılında inşa edilmiştir ancak 1204’teki Haçlı Seferleri dolayısıyla yağmalanmıştır. Ardından VIII. Michael Palaelogos zamanında onarılmış ve yeniden ibadethane olarak semte kazandırılmıştır.
Ayrıca İstanbul’un Fethi sonrasında Fatih Sultan Mehmet tarafından Bursa’dan getirtilen Ermenilere kilisenin patrikhane olarak kullanılması için verilmesi Rumlar ve Ermeniler arasında bir anlaşmazlığa yol açmış ve halk arasında kiliseye “Kanlı Kilise” denmesine sebep olmuştur. Kilisenin tam karşısında Abdi Çelebi Camii bulunmaktadır. Bu camiinin inşaat hikayesi, canı pahalı bir şeyler yemek istediğinde yemeyip parasını biriktiren birisi tarafından yaptırıldığı rivayetine dayandığından “Yedim İçtim Camii” ya da “Sanki Yedim Camii” adlarıyla da bilinmektedir. Mimar Sinan tarafından 1533- 1534 yıllları arasında dört fil ayağı üzerine bir kubbe oturtularak inşa edilmiştir.
Zilciyan (Zildjian) atölyesi de bahsedilmesi gerekilen yapılardandır. Samatya sakini olup1929 yılında Amerika’ya göç eden kalaycı Avedis Zildjan’ın markalaştırdığı zillerinin temeli bu atölyede atılmıştır. Bu zillerin kullanıcıları arasında The Beatles, Pink Floyd, Deep Purple, Rolling Stones gibi isimler bulunmaktadır. Samatya’nın ev sahipliği yaptığı diğer tarihi ve kültürel eserlere örnek vermek gerekirse: Ayios Yeoryios Kiparissas Kilisesi, Ayios Minas Kilisesi, Ayios Nikolaos Rum Kilisesi, Mirza Baba Tekkesi, Studios Manastırı ve Balık Müzesi bunlardan yalnızca birkaçıdır.
Samatya Hakkında Bilgi
Nostaljik dokusuyla edebiyata ilham veren semt, Sergun Ağar’ın ilk romanı: “Aşkın Samatya’sı Selanik’te Kaldı”da ve Ahmet Ümit’in “İstanbul Hatırası”nda kendisine yer bulmuştur. “İkinci Bahar” dizisi, Yavuz Turgul’un ünlü filmi “Gönül Yarası” ve Nuri Bilge Ceylan’ın birçok ödül almış “Üç Maymun” filmi sayesinde de Samatya, seyircileriyle buluşmuştur. Ayrıca Cem Yılmaz, Uğur Dündar, Fatma Girik, Aydın Boysan gibi isimler semtin yarattığı ünlülerden ve kültür insanlarındandır.
Samatya Nerede?
Samatya, İstanbul ilinin Fatih ilçesine bağlı bir mahalledir. İstanbul’un Avrupa yakasında bir deniz kıyısı semtidir. Aşağıdaki haritaya tıklayarak bulunduğunuz konumdan Samatya’ya doğru yol tarifi alabilirsiniz.
Yazımızı sonlandırırken bir dörtlükle veda ediyoruz:
Denizin konuşturduğu tarihin kıyılmış kum tanecikleri
Binbir renge karışmış baharatı, kültürü lezzette bulmuş kendini
Bin nesle pişen muhabbetin acı kahvesi: “semt hikayeleri”
Samatya: bir İstanbul mozaiği.