Okul Nedir? Okul Tarihi – Tarihteki İlk Okul
Okul, bünyesinde sadece eğitim öğretim işlemlerini değil; kültür, sanat, müzik, drama gibi kültürel faaliyetleri de bulundurur. Bu yazımızda, okulların ne olduğunu, nasıl açıldığını, okul gelişimini ve ideal eğitim sistemini inceleyeceğiz.
Ayrıca Okul nedir? Okul ne zaman, nerede, kim tarafından, niçin ve nasıl kurulmuştur?Okullar tarih boyunca nasıl bir gelişim göstermiştir? Okulların amacı ne olmalı? Tablet Evi nedir? sorularını yanıtladık. Tarihteki ilk okullar hakkında (amaçları, eğitim sistemi, öğretmenleri, öğrencileri vs.) ve Sümerlerde okul sistemi hakkında bilgi verdik.
Bu Yazının İçindeki Başlıklar:
Okul Nedir?
Okul, bünyesinde tüm eğitim öğretim işlemlerinin uygulandığı bir yerdir. Okul sözcüğü, tüm eğitim öğretim işlemlerinin uygulandığı yer tanımı yanında spesifik olarak bir alan yönelmiş bazı eğitim kurumları için de kullanılabilir. Örneğin, spesifik olarak dans yönelen insanlar için dans okulları, spesifik olarak dile yönelmiş insanlar için dil okullar gibi. Okulda, tüm eğitim öğretim işlemlerinin aktarılmasını sağlayan kişiye öğretmen denir. Bunun yanında okulun öğretmenlerini ve idaresini sağlamak amacıyla müdür ve müdür yardımcıları bulunur. Okulların hijyeninden sorumlu görevliler ve ayrıca okulun mali işleri gibi işlerden sorumlu memurları da vardır. Ayrıca okul, bünyesinde sadece eğitim öğretim işlemlerini değil; kültür, sanat, müzik, drama gibi kültürel faaliyetleri de bulundurur. Okul sözcüğünün etimolojisi, okumak kökünden gelmektedir. Okulun eş anlamlısı olan mektep sözcüğünün ise kökeni Arapça’dan gelmektedir.
Okul Tarihi
Yazının bulunmasıyla beraber Sümerler’de bazı köklü değişiklikler yaşanmıştır. Okulların eğitimle beraber kurulması da bu köklü değişikliklere verilebilecek örneklerden birisidir. Sümerler’de ailede başlayan eğitimin zaman geçtikçe çevreye yayıldı. İlk başta, aile verilen bu eğitimin amacı, insanların Sümer ekonomisine dayalı çalışmak için basit okuma yazma eğitimiydi. Sümerler’de zaman geçtikçe sosyal hayatın genişlemesiyle beraber Sümer ekonomisine dayalı bu eğitim daha kapsamlı bir hal aldı. Ailede başlayan eğitim ilk başta tapınaklara, sonra da özelleşerek okullara taşındı.
Eğitim öğretim düşüncesi şehirlere taşınınca o zamanın ünlü şairi Sopho, günümüzde Midilli adası olarak bilinen Lesbos adasında yalnız kızları kapsayan bir okul açtı. Bu okullarda Sopho, kızlara aşk usulleri öğretti. Sonraları eğitim, kızları ve erkekleri kapsamaya başladı. MÖ 5. yüzyılda Atina okullarında eğitim öğretimin yanı sıra şiir, müzik ve jimnastik de vardı. O zamanda da etkisini gösteren hiyerarşiyle beraber zengin gençler ise diğerlerinden farklı olarak eğitimlerini ya bir dil aliminin yanında ya da bir felsefi filozofun yanında tamamlıyorlardı.
Roma’da ise okulun anlamı bambaşkaydı. Roma’daki her ev okul niteliği taşımaktaydı. Her evdeki çocuklar, ev sahibinin tutacağı bilgili bir köle tarafından yetiştirilirdi. Roma’da MÖ 3. Yüzyılda ilk defa dil bilgisi okulları açıldı. Daha sonra felsefe okulları kuruldu. Tüm halkın katılabileceği, hiçbir hiyerarşik sistem gözetmeyen okullar ise MS 60-70’li Vespasianus devrinde açıldı. Daha sonralarında halka açık olarak şehir okulları, imparatorluk okulları kuruldu.
Orta Çağ’da Okul
Ortaçağ’a gelince okullar kiliselere, manastırlara bağlandı. Daha sonraları din öğreten kilise ve manastır okullarının yanında okuma-yazma eğitimi veren kurumlar da açıldı. Sonradan bu okullarda dünya ile ilgili bilimler öğretilmeye başlanılsa da okullar, Ortaçağ’da dogmatikti. Yani, öğretmenin dediğine karşı gelinemezdi. En yüksek derecede okul sayılan üniversiteler kurulduğu zaman bile dogmatik düşünce orta çağ boyunca devam etti. Orta çağ boyunca devam eden bu dogmatik düşünceye de skolastik düşünce denildi.
Ortaçağ’dan sonra süregelen Reform ve Rönesans hareketleriyle beraber eğitim ve okul önem kazanmaya başladı. Rönesans ve Reform hareketleriyle beraber toplumun düşünce yapısında köklü değişiklikler meydana gelmiş, sanat, Teknik ve bilim gibi kültürel alanlarda insanlar gelişim göstermeye başlarlar. Bu gelişimin getirdiği bir sonuç olarak da orta çağda süren skolastik düşünce yıkılmış, yerini sanat, kültür ve bilime bırakmaya başlamıştır. Rönesans’tan sonra Rönesans’la beraber gelişen kültürel bazı faaliyetler, eğitime empoze edilmeye başlanmıştır.
Eğitimde sadece eğitim-öğretim değil, eğitim-öğretimle beraber müzik, dans, tarih, felsefe gibi kültürel faaliyetler de yer edinmeye başlamıştır. Öğretmenler, daha bilinçli bireyler olarak yetiştirilmeye başlanmış, öğretmenlerin bilinçli bireyler olmasıyla beraber öğrenciler de bazı konular hakkında bilinçlenmeye başlamıştır. Orta çağ dönemi kilise eğitimi, yerini bilim, deney ve gözleme bırakmış ve bu bilim, deney ve gözleme dayalı eğitim temellerini Rönesans döneminde atarak günümüze kadar gelmeyi başarabilmiştir.
Rönesans’ta temellerini atan modern eğitim, Rönesans’tan süregelen bir temelle deneye, gözleme dayalıdır. Öğretmenler, bilinçlidir ve eğitim-öğretimin yanı sıra eğitimi müzik, dans, felsefi gibi alanlara da dayandırırlar.
Tarihteki İlk Okul Sistemi
Tarihin en başında, yani İlk Çağların başında okullar yoktu, eğitim öğretim tapınaklarda yürütülüyordu ve bu tapınaklarda yürütülen eğitim öğretimin amacı öğrencilere dini bilgi aşılamak, sonunda da öğrencileri din alimleri yapabilmekti. Zaman geçtikçe ve toplum bilinçlenmeye başladıkça bu tapınaklar özelleşerek okullara döndüler. Okullarda ise dönemin gerektirdiği (coğrafya, madencilik, tarım, ziraat, din) işler öğrencilere aşılandı. Bu bilgiler aşılanan çocuklar ise alanlarında uzmanlaşarak kendi devletlerine bir bilim adamı kazandırmış oldular ve bilim dünyasında bir çığır açtılar.
Ne yazık ki ilk zamanlarda da mutlak olan hiyerarşiyle beraber eğitim, o zamanın zengin çocuklarına verilmekteydi. Öğretmenler ise okulun babası denilen profesör ve uzman kişilerden oluşuyordu.
Sümerlerde Okul Sistemi
1902-1903 yılları arasında Şuruppak kentinde yapılan kazılar sonucu Sümerler’den kalma tabletlere rastlanması, Sümerler’de okulların yer edinmeye başlamasının bir kanıtı niteliğindedir: Bu kazı sırasında bulunan tabletlerin çoğunluğunda fazlaca yönetimsel bilgi ve Sümer ekonomisi hakkında bilgiler içermektedir. Kazı sonucu bulunan bu tabletlerden yola çıkarak yapılmış araştırmalara göre Sümerler’in eğitim verdikleri yere Tablet Evi deniliyordu. Bu tablet evler, Sümerlilerin tapınakları olan ziguratların orta katında yer alıyordu. Bu tablet evler, mesleki eğitim vermek amacıyla kurulmuşlardır. Amaçları, öğrencilere yönetimsel bilgiler ve ekonomi aşılayarak yönetsel ihtiyaçları karşılayacak yazmanlar geliştirmekti.
Zaman geçtikçe, eğitim ilerledikçe ve öğrenciler de daha da akıllanmaları ile beraber okullar kültür ve bilim merkezleri haline geldi. Kültür ve bilim merkezlerine dönüşmüş bu okullarda o dönemde geçerli sayılan tanrıbilimi, coğrafya, madencilik, matematik ve dilbilgisi gibi dersler öğretilmeye başlanıldı. Zaman içinde de bu bilimleri okuyan insanlar geliştikçe bu bilimlere katkıda bulunan bilim adamları geliştirmeye başladılar.
Okulda, öğretmen olarak Umumia olarak anılan profesörler ve uzmanlar bulunmaktaydı. Öğrencilerin çalışması için tablet yapmak, öğrencilerin tabletten yaptıkları ezberleri dinlemek ve öğrencilerin tabletlerine aldıkları notları gözden geçiren kişilere ise ağabey deniyordu. Bunun yanında çizimden ve Sümerceden sorumlu kişiler gibi öğretim elemanları da kendi içinde ayrılıyordu. Okulda disiplin görevlisi olarak da kamçı görevlisi olarak adlandırdıkları bir kişi de vardı.
Okulların Amacı Ne Olmalı?
Okullar, eğitim öğretimin yanında kültürel eğitim de veren kurumlar olmalı. Bildiğim üzere zaten Avrupa’da eğitim öğretimin yanında mutlak bir kültürel eğitim görülmekte ama ne yazık ki ülkemizde eğitim öğretimin yanında kültürel eğitim veren okullar oldukça azınlıkta. Ülkemizde, kültürel eğitim ne yazık ki önemsenmemekte ama eğitimin bir diğer yanı da bu. Bunun yanı sıra, okullarına amacı deneye, gözleme dayalı bir ders gören bireyler yetiştirmek olmalıdır. Okullarda okuyan bireyler çevrelerinin farkına varmalı, çevrelerinde olup biteni anlamalı ve okullardaki eğitimini bitirdikten sonra çevrelerinde olup biten her türlü olayı yorumlayabilmelidir. Ne yazık ki bu deneye gözleme dayalı eğitim veren okullar da azınlıkta, hatta neredeyse yok gibi.
Kısaca özetlemek gerekirse, okulların amacı Finlandiya’daki gibi eğitim verilen bir kurum olmak olmalıdır. Öğrenciye her türlü bilgiyi aşılamalı, ezber yaptırmamalı, öğrenciyi 4 şıkın arasından hangisini seçsem ben diye bir ikileme bırakılmamalıdır. Öğrencinin 4 sene vermiş olduğu emek 180 dakikada çöp olmamalıdır.
Not: Bu konuyla ilgili olarak Köy Enstitüleri Programı, Dersleri ve Eğitim Felsefesi başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz.
Yazıdan okulun tarihi hakkında geniş bilgi edinebilmektedir. Bazı cümlelerin yapı olarak karışık olduğunu düşünüyorum.
çok haklısınız elif hanım
Çok güzel bir yazı olmuş lakin anlatım biraz karmaşık ve birbiriyle bağlantılı kısımlar birbirinden uzak. Öyle olmasaymış çok daha güzel olurmuş