Tarih Dersi İçerikleriTarih SınavlarıYazılı Sınavlar

Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi 2. Dönem 2. Yazılı (2024-2025)

Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’ne göre öğrencilerin başarısı; öğretim programı öğrenme kazanımları esas alınarak dersin özelliğine göre yazılı sınavlar, uygulamalı sınavlar, performans çalışmaları ve projeler üzerine alınan puanlara göre belirlenir. Tarih dersinde öğrenci başarısını tespit edebilmek için kullanılan araçlardan biri de yazılı sınavlardır. Bu yazımızda Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi 2. Dönem 2. Yazılı örneğini paylaşıma açıyoruz.

Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi 2. Dönem 2. Yazılı

Tarih dersi yazılı sınavları ile ilgili Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi 2. Dönem 2. Yazılı örneği aşağıda yer almaktadır. Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi 2. Dönem 2. Yazılı örneği yönetmelik gereği açık uçlu sorulardan oluşmaktadır. Ancak Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi 2. Dönem 2. Yazılı içine kısa yanıtlı, doğru-yanlış, eşleştirmeli veya çoktan seçmeli test gibi sorular da eklenebilir.

Aşağıdaki Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi 2. Dönem 2. Yazılı örneği 2024-2025 eğitim öğretimi yılı için yeni müfredata göre hazırlanmıştır. Bu yazılı sınavda sınav kapsamındaki ilgili kazanımlardan 10 soru bulunmaktadır. Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi 2. Dönem 2. Yazılı sınavı  içerisinde analiz ve değerlendirme düzeyindeki kazanımlara yönelik birden fazla soru yer almaktadır.  Bu tarih yazılı sınavı içerisinde yer alan sorular puanlanmamıştır. Puanlama işi tarih öğretmenine bırakılmıştır.

Tarih dersi öğretim programında yer alan becerilere ve kazanımlara göre hazırlanan 12. Sınıf Seçmeli Tarih 2. Dönem 2. Yazılı sınavını bilgisayarınıza kopyalayarak üzerinde düzenleme veya değişiklik yapabilirsiniz.

Yanıt Anahtarı: Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi 2. Dönem 2. Yazılı cevap anahtarları sorulardan hemen sonra aşağıda ayrı bir başlıkta yer almaktadır.

2024-2025 Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi Dersi 2. Dönem 2. Yazılı Sınavı

2024-2025 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

……………………………… LİSESİ

ÇAĞDAŞ TÜRK VE DÜNYA TARİHİ DERSİ

2. DÖNEM 2. YAZILI SINAVI

SORULAR

1. Türkiye ile diğer Türk Cumhuriyetleri’nin günümüzdeki ilişkilerini Orta Asya, Hazar bölgesi ve Kafkasya’daki fırsatların değerlendirilmesi bağlamında değerlendiriniz.

2. Sırbistan’ın Kosova ile Bosna-Hersek’i neden işgal etmiştir? Bu işgal sırasında kültürel mirasın yok edilmesine ve Boşnaklara karşı uygulanan soykırıma küresel güçlerin ve uluslararası örgütlerin yaklaşımları nasıl olmuştur?

3. 2003’te Irak’ın işgalinin nedenlerini ve sonuçlarını açıklayınız. Güney komşusunun işgaline Türkiye’nin tutumu nasıl olmuştur?

4. İletişim teknolojisindeki gelişmelerin insan yaşamına olumsuz etkileri neler olmuştur?

5. Türkiye’nin, mülteci sorununa yaklaşımını, Avrupa ülkelerinin bu soruna yaklaşımlarını Suriyeli mülteciler örneği üzerinden karşılaştırınız.

6. Sosyal medyanın yaygınlaşmasının toplumumuz üzerindeki olumlu veya olumsuz etkisini kendi yaşamınızdan örneklerle açıklayınız.

7. ABD ve Rusya’nın terör örgütlerinin ortaya çıkışındaki rolleri ile kendi ülkeleri dışında meydana gelen terör eylemleri karşısındaki tavırlarındaki farklılığın veya tutarsızlığın nedeni neler olabilir?

8. 2013’te Türkiye’de yaşanan gezi parkı olaylarının arkasında yer alan güçlerin amaç ve hedefleri nelerdi?

9. FETÖ’nün 15 Temmuz 2016 darbe girişimindeki amacı neydi? Türk toplumunun bu darbe girişimine tepkisi neler olmuştur?

10. Türkiye’nin milli sanayi oluşturma çalışmalarını Türksat, Anka, Hürkuş, Göktürk, Altay gibi projeler ekseninde açıklayınız.


2024-2025 Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi Dersi 2. Dönem 2. Yazılı Sınavı Yanıt Anahtarı

ÇAĞDAŞ TÜRK VE DÜNYA TARİHİ DERSİ

2. DÖNEM 2. YAZILI SINAVI

YANITLAR

Yanıt 1: Türkiye ile diğer Türk Cumhuriyetleri arasındaki ilişkiler Orta Asya, Hazar Bölgesi ve Kafkasya’daki fırsatlar bağlamında şu şekilde değerlendirilebilir:

Orta Asya: Türkiye, Orta Asya ülkeleri (Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Özbekistan ve Tacikistan) ile tarihsel, kültürel ve dil bağlarına sahiptir. Türk Konseyi gibi platformlar aracılığıyla bu ilişkileri güçlendirmeye çalışmıştır. Türkiye, Orta Asya ülkeleri ile ekonomik işbirliği alanında çeşitli anlaşmalar imzalamıştır. Enerji, tarım, ulaştırma gibi sektörlerde işbirliği potansiyeli bulunmaktadır. Türkiye, Orta Asya ülkeleriyle eğitim ve kültürel alışveriş programları düzenleyerek gençler arasındaki iletişimi artırmaya çalışmıştır.

Hazar Bölgesi: Hazar Denizi, enerji rezervleri bakımından zengin bir bölgedir. Türkiye, Hazar Bölgesi’nde enerji projelerine ve enerji nakil hatlarına olan ilgisiyle bu bölgedeki fırsatları değerlendirmeye çalışmaktadır. Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı gibi projeler, Türkiye’nin Hazar Bölgesi ile işbirliğini artırmasına yardımcı olmuştur.

Kafkasya: Türkiye, Gürcistan ve Azerbaycan ile tarihsel, kültürel ve stratejik bağlara sahiptir. Bu ülkelerle olan ilişkilerini güçlendirmeye yönelik çeşitli projelerde bulunmuştur. Karadeniz-Suudi Arabistan Boru Hattı gibi projeler, Türkiye’nin Kafkasya ile enerji alanında işbirliğini artırmasına yardımcı olmuştur. Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ’daki hak iddiaları, Türkiye’nin Azerbaycan’a moral ve diplomatik destek vermesine neden olmuştur.

Ancak, her ülkenin kendi iç politikası, bölgesel dinamikler ve uluslararası ilişkilerdeki değişkenler göz önünde bulundurularak, bu ilişkilerin zamanla nasıl şekilleneceği tahmin edilemez. Türkiye’nin bu bölgelerdeki politika ve stratejileri, zaman içinde değişebilir ve güncel bilgilere dayandırılarak değerlendirilmelidir.

Yanıt 2: Sırbistan’ın Kosova’yı işgali ve Bosna-Hersek’e müdahalesi, 1990’larda meydana gelen Yugoslavya’nın çöküşü ve ardından gelen etnik çatışmaların bir parçasıdır.

1989’da Sırbistan lideri Slobodan Milošević, Kosova’nın özerkliğini kaldırarak doğrudan Sırbistan’a bağlamıştır. Bu durum, Kosova’daki Arnavut nüfusu arasında büyük bir hoşnutsuzluğa yol açmıştır. 1999’da Sırbistan’ın Kosova’daki Arnavutluk bağımsızlık hareketlerini bastırmak amacıyla yoğun askeri operasyonlara başlaması sonucunda NATO müdahale etmiştir. NATO hava saldırıları sonucunda Sırp güçleri Kosova’dan çekilmiştir.

1992-1995 yılları arasında Bosna-Hersek’te etnik çatışmalar yaşanmıştır. Sırbistan, Bosna Sırp Cumhuriyeti’nin kurulmasını destekleyerek Bosna-Hersek’i bölmeye çalışmıştır. Bosna Savaşı sırasında, Sırp güçleri Bosna’daki Bosnaklara (Müslümanlara) karşı etnik temizlik politikaları uygulamış ve soykırıma dönüşen büyük katliamlar gerçekleştirmişlerdir.

Bu dönemde, özellikle Bosna-Hersek Savaşı sırasında, kültürel mirasın ciddi şekilde zarar gördüğü ve birçok tarihi yapı ve eserin tahrip edildiği görülmüştür. Soykırım suçları ve savaş suçları, bu dönemde pek çok kişiye karşı işlenmiş, bu da uluslararası mahkemelerde yargılanan birçok kişiye dönüşmüştür.

Uluslararası toplum, bu dönemdeki Sırp işgallerini ve etnik temizlikleri kınamıştır. Ancak, müdahale zamanlaması, kararlılık ve kapsam konusunda tartışmalar yaşanmıştır. 1990’ların başında, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği gibi uluslararası örgütler, çatışmaları sona erdirmek ve barışı sağlamak amacıyla çeşitli diplomatik girişimlerde bulunmuşlardır. Sonuç olarak, bu dönemdeki Sırbistan müdahaleleri ve etnik temizlikler büyük bir insani trajediyi temsil etmiştir. Uluslararası toplum, bu olaylara müdahale etmiş ve savaş suçlularını yargılamıştır. Ancak, olayların sonuçları hala devam eden bir şekilde etkisini sürdürmektedir.

Yanıt 3: 2003’te Irak’ın işgali, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) liderliğindeki uluslararası bir koalisyon tarafından gerçekleştirilmiştir.

Nedenler: ABD ve müttefikleri, Saddam Hüseyin’in Irak hükümetinin kimyasal ve biyolojik silahları gizlediğini ve nükleer program yürüttüğünü iddia etmişlerdir. Ancak, bu iddialar daha sonra doğru çıkmamıştır. 11 Eylül saldırıları sonrasında, ABD terörle mücadele stratejisi kapsamında, terörist gruplar ve potansiyel tehditlerin olabileceği ülkeleri hedeflemiş ve Irak da bu çerçevede değerlendirilmiştir. Orta Doğu’da stratejik bir konumda bulunan Irak, enerji kaynakları ve jeopolitik öneme sahipdi. Ayrıca, bölgesel istikrarsızlık ve etnik çatışmaların azaltılması amacıyla bölgeye demokrasi getirme çabaları da söz konusuydu.

Sonuçlar: Irak işgali, ülkede büyük bir insani krize yol açmıştır. Binlerce insan hayatını kaybetmiş, milyonlarca insan evlerini terk etmek zorunda kalmıştır. Irak’ın işgali, bölgedeki dengeleri değiştirmiş ve çeşitli etnik ve dini gruplar arasında çatışmaları körüklemiştir. Bu, bölgesel istikrarsızlığa ve terör örgütlerinin yükselmesine zemin hazırlamıştır. ABD ve müttefiklerinin Irak işgali, bölgedeki halklar arasında ABD’ye karşı olumsuz bir algı oluşturmuş ve bölgesel çapta popülerliğini kaybetmesine neden olmuştur.

Türkiye’nin Tutumu: Türkiye, Irak’ın işgaline karşı çıkan ve BM Güvenlik Konseyi’nde çözüm aranması gerektiğini savunan bir politika izlemiştir. Ancak, işgal gerçekleştikten sonra Türkiye, Irak’taki istikrarsızlık ve çatışmanın yarattığı olumsuz etkileri sınırlamak adına çeşitli diplomatik ve insani çabalar içerisine girmiştir. Ayrıca, Türkiye, Irak’ın toprak bütünlüğünü koruma ve terör örgütlerinin faaliyetlerini engelleme amacıyla çeşitli operasyonlar gerçekleştirmiştir.

Yanıt 4: İletişim teknolojisindeki hızlı gelişmeler, birçok olumlu etki yaratmış olsa da, bazı olumsuz etkilere de yol açmıştır. Teknolojinin yaygınlaşmasıyla birlikte, insanlar sosyal medya ve diğer dijital platformlar üzerinden iletişim kurmaya başlamışlardır. Ancak bu, gerçek dünyadaki sosyal etkileşimlerin azalmasına ve insanların yalnız hissetmelerine yol açabilir. Sürekli bilgisayar, tablet veya telefon kullanımı, ekranlara aşırı maruz kalma ve hareketsiz yaşam tarzı, fiziksel sağlık sorunlarına neden olabilir. Özellikle göz yorgunluğu, boyun ve omuz ağrıları gibi sorunlar artabilir. Elektronik cihazların ekranlarından yayılan mavi ışık, melatonin üretimini engelleyebilir ve uykuya dalma sürecini zorlaştırabilir. Bu da uyku düzeni bozukluklarına neden olabilir. Sürekli olarak e-postaları, bildirimleri kontrol etmek ve sosyal medya platformlarında zaman geçirmek, dikkatin sürekli dağılmasına ve stres seviyelerinin artmasına neden olabilir.

İnternet, her türlü bilgiye erişim sağlar, ancak bu bilgilerin doğruluğu konusunda şüpheler olabilir. Yanlış bilgilere maruz kalma ve yanıltıcı içeriklerle karşılaşma olasılığı vardır. Dijital iletişimdeki artış, kişisel veri güvenliği ve mahremiyet konularını gündeme getirir. Özellikle sosyal medya platformları, kişisel bilgilerinizi toplayıp kullanabilir. İnternet, sosyal medya ve oyun platformları, bazı bireylerde bağımlılık yaratabilir. Bu durum, zaman yönetimi sorunlarına, iş veya okul başarısızlıklarına ve ilişkilerde problemlere yol açabilir. Sosyal medya platformlarındaki filtreler ve düzenlemeler, bazı insanlarda vücut imajı sorunlarına yol açabilir. Bu, özellikle gençler arasında yaygın bir endişe kaynağı olabilir. Bu olumsuz etkiler, teknolojinin bilinçli ve dengeli bir şekilde kullanılmasıyla azaltılabilir. Teknolojinin sağladığı faydaların yanı sıra, bu olumsuzlukların da göz önünde bulundurulması önemlidir.

Yanıt 5: Türkiye ve Avrupa ülkelerinin Suriyeli mültecilere yaklaşımlarını karşılaştırarak inceleyelim:

Türkiye: Türkiye, Suriye krizi sırasında büyük bir mülteci dalgasıyla karşılaşmıştır. Ülke, 2011’den itibaren yaklaşık 4 milyon Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapmıştır. Bu, dünyanın en büyük mülteci popülasyonlarından biridir. Türkiye, Suriyeli mültecilere çeşitli alanlarda destek sağlamıştır. Kamu okullarında eğitim, sağlık hizmetleri ve temel insani ihtiyaçların karşılanması gibi alanlarda çeşitli programlar yürütmüştür. Türkiye, Suriyeli mültecilerin işgücüne katılımını desteklemek adına çeşitli çalışmalar yapmıştır. Ancak, bu alanda bazı zorluklar ve sıkıntılar yaşanmıştır.

Avrupa Ülkeleri (Örnek Olarak Almanya ve Yunanistan): Avrupa ülkeleri, genellikle mülteci kabulünde daha kontrollü bir yaklaşım benimsemişlerdir. Mültecilerin sayıları ve kabul kriterleri belirlenmiştir. Avrupa ülkeleri, kabul ettikleri mültecilerin entegrasyonu için programlar yürütmüşlerdir. Dil eğitimi, meslek eğitimi gibi hizmetler sunulmuştur. Avrupa ülkeleri, Avrupa Birliği (AB) çerçevesinde ortak mülteci politikaları belirlemişlerdir. Ortak politikalar çerçevesinde sığınma başvuruları ve mülteci kabulleri düzenlenir. Avrupa ülkeleri, mültecilerin sığınma başvurularını inceleyerek kimlik doğrulaması yapar ve uluslararası hukuka uygun şekilde sığınma süreçlerini yürütür.

Bu karşılaştırma, Türkiye’nin Suriyeli mültecilere daha fazla misafirperverlik gösterdiğini ve acil insani yardım sağladığını, Avrupa ülkelerinin ise daha kontrollü bir şekilde mülteci kabulü yaptığını göstermektedir. Her iki yaklaşımın da kendi içinde avantajları ve zorlukları bulunmaktadır.

Yanıt 6: Sosyal medyanın yaygınlaşması, toplum üzerinde hem olumlu hem de olumsuz etkilere sahip olmuştur. Kendi yaşamımdan örneklerle açıklayarak bu etkileri gösterebilirim.

Olumlu Etkiler: Sosyal medya, aile ve arkadaşlarla iletişimi kolaylaştırır. Özellikle uzakta yaşayan sevdiklerimle bağlantı kurabilmek için çok faydalı bir araç olmuştur. Sosyal medya platformları, anlık haberlere ve güncel bilgilere hızlı erişim sağlar. Özellikle önemli olaylar ve gelişmeler hakkında bilgi almak için kullanışlıdır. İş dünyasında, LinkedIn gibi platformlar aracılığıyla profesyonel ağlar oluşturmak ve iş fırsatları takip etmek mümkün. Bu, kariyer gelişimine katkı sağlar.

Olumsuz Etkiler: Sosyal medyanın bağımlılık yapıcı olması, zaman yönetimini zorlaştırabilir. Uzun süre ekran başında geçirmek, üretkenliği düşürebilir. Sosyal medya, kişisel bilgilerin paylaşılmasına ve mahremiyetin ihlal edilmesine yol açabilir. Bu nedenle, dikkatli olunması önemlidir. Sosyal medya, insanları kendi hayatlarını sürekli olarak diğerleriyle karşılaştırmaya yönlendirebilir. Bu, mutsuzluk ve düşük özsaygıya yol açabilir. Sosyal medya, yanıltıcı haberler ve bilgilerle doludur. Bu nedenle, doğru bilgiye ulaşmak için kaynakları doğrulamak önemlidir.

Bu örneklerle, sosyal medyanın hem olumlu hem de olumsuz yönlerinin yaşamımda nasıl etkiler yarattığını göstermeye çalıştım. Bu platformların bilinçli bir şekilde kullanılması, olumlu etkilerin artırılması ve olumsuz etkilerin sınırlanması açısından önemlidir.

Yanıt 7: ABD ve Rusya’nın terör örgütlerinin ortaya çıkışındaki rolleri ve terör eylemleri karşısındaki tutumlarındaki farklılıklar veya tutarsızlıkların nedenleri şu şekilde açıklanabilir:

ABD: Soğuk Savaş döneminde, ABD ve Sovyetler Birliği arasındaki ideolojik çatışma, bazı durumlarda terör örgütlerini destekleme politikalarını şekillendirdi. Örneğin, Afganistan’daki Sovyet işgali sırasında ABD, Mücahitlere destek vermiştir. ABD, terör örgütlerinin küresel istikrarı tehdit ettiğini ve kendi ulusal güvenliği için bir risk oluşturduğunu düşünüyor. Bu nedenle, terörizmle mücadelede sert önlemler alıyor. ABD, dünya genelinde demokrasi, insan hakları ve özgürlükleri savunma imajını korumak istiyor. Bu nedenle, terörizme karşı savaşta kendi değerlerini vurguluyor.

Rusya: Rusya, Orta Doğu ve Orta Asya’da bölgesel çıkarlarını korumak ve güvenliğini sağlamak için terörle mücadelede etkin olmaya çalışıyor. Özellikle Kafkasya bölgesindeki ayrılıkçı gruplara karşı mücadele etmektedir. Rusya, terörizmi iç politika ve iç güvenlik meselesi olarak görüyor. Özellikle Kuzey Kafkasya’daki ayrılıkçı gruplar ve radikal İslamcı teröristlerle mücadele ediyor.

Farklılıklar ve Tutarsızlıkların Nedenleri: ABD ve Rusya’nın bölgesel stratejileri farklıdır. Her iki ülkenin de bölgesel çıkarları ve tehdit algılamaları farklılık gösterir. ABD ve Rusya’nın farklı ideolojilere sahip olmaları, terör örgütleriyle ilişkilerini şekillendirir. Soğuk Savaş dönemi ve sonrasındaki dönemde yaşanan olaylar, her iki ülkenin terörizme yaklaşımını etkilemiştir. Her iki ülkenin de kendi iç politika dinamikleri ve güvenlik endişeleri, terörle mücadele politikalarını şekillendirir. Sonuç olarak, ABD ve Rusya’nın terör örgütlerinin ortaya çıkışı ve terör eylemleri karşısındaki tutumlarındaki farklılıklar, bölgesel stratejiler, ideolojik farklılıklar, tarihsel bağlam ve iç politika faktörleri gibi bir dizi karmaşık etkileşimin sonucudur.

Yanıt 8: 2013 yılında Türkiye’de başlayan Gezi Parkı protestolarının arkasında yer alan güçlerin amacı ve hedefleri şu şekilde özetlenebilir:

Gezi Parkı protestoları, başlangıçta İstanbul’un Taksim Meydanı’ndaki Gezi Parkı’nın inşaatı ve yeşil alanın kaybı ile başlamıştır. Bu, çevresel endişelerin bir yansımasıydı. Protestolar, bazı katılımcılar için demokratik katılımın ve temel özgürlüklerin savunulması amacını taşıyordu. Özellikle ifade özgürlüğü, toplumsal cinsiyet eşitliği ve demokratik süreçler gibi konular gündeme getirildi. Protestocular, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın hükümetinin otoriter ve baskıcı politikalarını eleştirdi. Yolsuzluk iddiaları, basın özgürlüğü ihlalleri gibi meseleler de gündeme geldi. Bazı katılımcılar, ekonomik ve sosyal adalet talepleriyle protestolara katıldı. Gelir eşitsizliği, işsizlik ve diğer sosyal meseleler gündeme getirildi.

Protestolara farklı toplumsal gruplar katıldı. Gençler, öğrenciler, sanatçılar, sol gruplar, sivil toplum örgütleri ve diğer çeşitli kesimler protestolara destek verdi. Bazı gruplar, Gezi Parkı protestolarını hükümet karşıtı hareketlerin merkezi haline getirmek ve hükümetin politikalarını zayıflatmak amacıyla kullandı. Sosyal medyanın etkisiyle, protestolar hızla yayıldı ve organizasyonu kolaylaştırdı. Bu, protestoların ulusal ve uluslararası alanda dikkat çekmesine yardımcı oldu. Genel olarak, Gezi Parkı protestolarının arkasında yer alan güçlerin amacı, demokratik katılım, çevresel endişeler, özgürlüklerin savunulması, hükümetin otoriter politikalarına karşı çıkış, sosyal adalet talepleri gibi bir dizi farklı amaç ve hedefin bir araya gelmesiydi. Bu protestolar, Türkiye’nin çeşitli toplumsal meseleleri hakkında önemli bir tartışma platformu haline geldi.

Yanıt 9: FETÖ (Fethullahçı Terör Örgütü), 15 Temmuz 2016 tarihinde Türkiye’de gerçekleştirdiği darbe girişiminin amacını, örgütün lideri Fethullah Gülen’in öncülük ettiği cemaatin, Türk devletinin önemli kademelerine sızarak devleti ele geçirme ve yönetme arzusu olarak özetleyebiliriz.

Darbe girişimi sırasında Türk toplumunun tepkisi şu şekildeydi: Darbe girişimi sırasında, halk, televizyon ve sosyal medya aracılığıyla haberdar olup sokaklara döküldü. Özellikle İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerde binlerce kişi meydanlarda toplandı. Halk, darbeci askerlere karşı fiziksel mücadelede bulundu. Özellikle vatandaşlar, darbeci askerlerin tanklarına ve araçlarına karşı koymaya çalıştı. Türk siyasi partileri, darbe girişimine karşı birleşti. Meclis’te temsil edilen tüm partiler, darbe karşıtı bir duruş sergiledi. Medya kuruluşları, darbe girişimine karşı net bir tutum aldı ve darbeci grupları kınamak için seslerini yükseltti. Siyasi liderler de halka güvendiklerini ve darbe girişimine karşı olduklarını belirtti. Darbe girişimi sırasında yaşanan çatışmalar sonucu birçok şehit ve gazi verildi. Bu şehitler ve gaziler, halkın darbe girişimine karşı verdiği mücadelenin sembolü haline geldi. Darbe girişimi, Türk toplumunu bir araya getirdi. Farklı siyasi, ideolojik ve kültürel gruplar, ortak bir amaç etrafında birleşti. Darbe sonrasında, halk demokrasi nöbetleri tutarak demokrasiye sahip çıktı. Ayrıca, muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun öncülüğünde “Adalet Yürüyüşü” gibi etkinlikler düzenlendi.

Türk toplumunun darbe girişimine karşı gösterdiği bu birleşik tepki, Türk demokrasisinin ve milli iradenin gücünü gösterdi. Darbe girişimi, halkın demokrasiye olan inancını pekiştirdi ve demokrasiye sahip çıkmanın önemini vurguladı.

Yanıt 10: Türkiye’nin milli sanayi oluşturma çabaları, savunma, uzay, havacılık, haberleşme ve otomotiv gibi stratejik sektörlerde gerçekleştirilen projelerle kendini gösteriyor.

TÜRKSAT Uydu Programı: Türksat, Türkiye’nin kendi haberleşme uydularını üretme ve işletme yeteneğini kazanmayı hedefleyen bir projedir. Türksat uyduları, televizyon yayıncılığı, radyo, internet ve telekomünikasyon hizmetlerinde kullanılıyor. Türkiye’nin uzay teknolojileri alanındaki milli kapasitesini artırmak için önemli bir adımdır.

ANKA İnsansız Hava Aracı (İHA) Programı: ANKA, Türkiye’nin kendi insansız hava araçlarını tasarlayıp üretme kabiliyetini geliştiren bir projedir. Savunma sanayiinde stratejik bir öneme sahip olan İHA teknolojileri, Türkiye’nin milli savunma yeteneklerini artırmak adına önemlidir.

HÜRKUŞ Eğitim Uçağı Programı: HÜRKUŞ, temel eğitim ve hafif saldırı uçağı olarak tasarlanmıştır. Türkiye’nin kendi uçak tasarımı ve üretimi kabiliyetini geliştirmek adına önemli bir adımdır. Hem sivil hem de askeri kullanıma yönelik olup, pilot yetiştirmek ve hafif saldırı görevleri için kullanılabilir.

GÖKTÜRK Uydu Programı: GÖKTÜRK, Türkiye’nin uzaydan yüksek çözünürlüklü görüntüler elde etmesini sağlayan casus uydularının geliştirilmesini amaçlar. Bu uydular, stratejik alanlarda gözlem yapmak için kullanılır ve milli güvenliğe önemli bir katkı sağlar.

ALTAY Tankı Programı: ALTAY, Türkiye’nin kendi ana muharebe tankını tasarlamayı ve üretmeyi hedefleyen bir projedir. Bu proje, kara kuvvetlerinin modernizasyonunu sağlayarak savunma kabiliyetini artırır.

Bu projeler, Türk savunma ve uzay sanayisindeki yerli üretim kapasitesini artırmak, dışa bağımlılığı azaltmak ve ulusal güvenliği sağlamak amacıyla başlatılmıştır. Bu çalışmalar, Türkiye’nin kendi stratejik alanlarında bağımsız ve etkin olma hedefine yönelik önemli adımlardır.


Tüm Yazılı Sınavlar: Tarih dersi yazılı sınavları ile ilgili örnek sınavların tamamını incelemek için Tarih Dersi Yazılı Sınavları – Yeni Müfredata Göre (2024-2025) başlıklı yazımızı ziyaret edebilirsiniz.

Bir Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu Konuyla İlgili Yazılar

Başa dön tuşu

Metin kopyalamanın açılabilmesi için
lütfen web sitemizdeki herhangi bir reklama
tıklayarak bize destek olunuz.

Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyicinizi kapatarak bize destek olunuz. Anlayışınız için teşekkür ederiz.