Birinci Kosova Savaşı Nedenleri ve Sonuçları
Birinci Kosova Savaşı, Osmanlı İmparatorluğu ile Sırp İmparatorluğu arasında, 28 Haziran 1389 tarihinde Kosova’da yapılmıştır.
Birinci Kosova Savaşı veya diğer adıyla Birinci Kosova Meydan Muharebesi, Osmanlı Devleti ile çok uluslu Balkan devletleri arasında 15 Haziran 1389 yılında yapılmış ve çok uluslu Balkan devletlerinin yenilgiye uğraması ile son bulmuştur. Kosova Muharebesi, Osmanlı Devleti’nin kuruluş yıllarında güç kazanması açısından önemli etkilere sahip bir hadisedir. Savaşın geçtiği konum olan Kosova, Balkan Yarımadasında bulunan ve önemli bir tarihi alt yapıya sahip olan meşhur bir ovadır.
Bu Yazının İçindeki Başlıklar:
Kosova Nerede?
Kosova, Osmanlı İmparatorluğu’nun yayılımına karşı Balkanların savunması sonucunda ortaya çıkmış Birinci ve İkinci Kosova Savaşlarına ev sahipliği yapmış, tarihi açıdan oldukça önemli bir mekandır. Kosova günümüzde resmi adıyla Kosova Cumhuriyeti olan dünya üzerinde sınırlı sayıda ülke tarafından tanına bir ülkedir. Kosova ülkesini coğrafi açıdan incelersek deniz ile herhangi bir bağlantısı olmayan, Kuzey ve Doğudan Sırbistan’a komşu, Güneyde Kuzey Makedonya ve Arnavutluk’a ve Batıda Karadağ’a komşu olan bir ülke olduğunu söyleyebiliriz. 1999 yılında Birleşmiş Miletler’e bağlanan bu ülke 2008 yılında Sırbistan’dan tek taraflı bağımsızlığını ilan etmesiyle resmi olarak Birleşmiş Milletler ile bağlarını koparmıştır.
Günümüzü esas almak gerekirse Kosova tam olarak 98 farklı ve bağımsız ülke tarafından tanınmaktadır. Sırbistan başta olmak üzere bir grup ülke ise Kosova’yı bağımsız bir ülke olarak tanımak yerine, Sırbistan’a bağlı olan (Kosova ve Metohiya Özerk Bölgesi) olarak tanımaktadır. Kosova’nın tek taraflı bağımsızlığını ilan etmesinden sonra, Kosova, Avrupa Birliği’ne katıldı. Bununla birlikte Kosova, Avrupa Birliği tarafından kendi bağımsızlığını tanıyan 50. Avrupa ülkesi olarak tanındı.
Kosova Tarihi
Kosova bölgesinin tarihte bir yerleşim alanı olarak kulanılmasının ilk örneği olarak Kosova’nın, tarihi Roma İmparatorluğu sınırları içerisinde kaldığı dönem olan 3. ve 4. Yüzyılları öncesindeki dönem doğru olarak kabul edilir. Bu zaman diliminde Kosova, birçok farklı ad ile bilinmiş ve tam olarak resmi bir isime sahip olmamıştır. Lakin ‘Dardania’ ismi Kosova bölgesini belirtmek için en sık kulanılan isim olarak geçer. Bu dönemde normal olarak Kosova 21. yüzyıldaki sınırları ile aynı sınırlara sahip değildi. Bu dönemde Kosova bölgesi içinde yaşayan yerel halka ise Dardanlar diye hitap edilmektedir.
Günümüz 21. yüzyılında Kosova popülasyonunun büyük bir kısmını oluşturan Arnavutluklar, kendilerini Dardanlar’ın soyundan gelen bir ırk olarak görmektedir. Bu teorilerini ırksal ve kültürel olarak benzerliklerine bağlamaktadır. 4. yüzyılın başlarında Antik Roma İmparatorluğu’nun Doğu Roma İmparatorluğu ve Batı Roma İmparatorluğu olarak ikiye ayrılması sonucunda Kosova yani o dönemdeki genel adıyla Dardania birçok farklı halk tarafından yerleşim yeri olarak kulanılmıştır. Avar, Bulgar, Peçenek ve Uz gibi kavimler Kosova bölgesi üzerinde yaşamış olan halk topluluklarının başında gelmektedir.
Kosova, bölgesinin sürekli farklı bir toplum tarafından kulanılması, milattan sonra beşinci yüzyılda Atilla önderliğinde Hunlar tarafından oluşturulan devlet tarafından iskan politikasına maruz kalmasıyla yüzyıl boyunca sona ermiştir. Bu bölgenin tarihine uzanan ırk, dil ve kültür açısından önemli arkeolojik kalıntıları günümüz Balkan sınırları içerisinde çokça bulunmaktadır. Kosova bölgesi tarihinin büyük bir kısmını şüphesiz ki döneminin önemli bir devleti olan Osmanlı Devleti sınırları içerisinde bulunmuştur. Kosova bölgesi 1389-1912 yılları içerisinde Osmanlı Devleti sınırları içerisinde bulunmuştur. Kosova’nın bu dönemler içerisinde önemli ticaret bölgeleri üzerinde bulunması, Kosova bölgesini Osmanlı Devleti için önemli bir konuma getirmiştir. Dolayısıyla dönemi içerisinde bu bölgeye yoğun bir İslamlaştırma politikası uygulanmıştır. Günümüz Kosovasında yaşayan Müslüman kesimin büyük bir çoğunluğu bu zamandan kalmaktadır. Sonrasında Osmanlı İmparatorluğu’nun çökmesi ile Kosova günümüzdeki haline gelmiştir.
Birinci Kosova Savaşı Tarihi
Osmanlı Devleti dönemi bazında bakıldığında oldukça güçlü ve önemli bir devletti. Selçukluların Moğollara karşı Kösedağ Savaşı‘nda ağır bir yenilgi alması sonucu beyliklere dağılmasıyla oluşan beyliklerden biri 1299 yılında oluştuğu kabul edilen Osmanlı Beyliğiydi. Osmanlı Beyliği coğrafi konumunu ve siyasi tutumlarındaki çıkarcılığı lehine kullanarak kısa sürede genişleyip güçlenerek bir beylikten devlet oluşturmuştur. Osmanlı Beyliği’ni kısa sürede büyük bir devlet haline getiren siyasi tutumlarından biri ise Selçuklular sonucu kurulan beyliklerle iyi ilişkiler kurarak, bu beyliklere karşı bir savaş girişiminde bulunmamasıdır. Osmanlı Devleti’nin, Anadolu beyliklerinin bulunduğu konum olan Doğu’ya karşı bu kadar pasif kalması, genişlemek isteyen bir beylik olan Osmanlı Devleti’nin Batı’ya doğru büyüme çabasına girmesi ile sonuçlanmıştır. Kısacası Osmanlı Devleti’nin dönem içerisindeki politik konumunu Batı’ya doğru genişlemeye çalışan ve Doğu’ya karşı bir devlet olarak yorumlayabiliriz.
Birinci Kosova Savaşı Ne Zaman Yapıldı?
Birinci Kosova Savaşı 28 Haziran 1389 tarihinde yapılmıştır.
Birinci Kosova Savaşı Kimler Arasında Yapıldı?
Birinci Kosova Savaşı, Osmanlı Devleti ile Moravya Sırbistanı, Sırp Brankoviç Hanedanı, Bosna Krallığı, Hospitalier Şövalyeleri, Arnavut Muzaka Hanedanı arasında yapılmıştır.
Birinci Kosova Savaşı Nedenleri
Bu savaşın temel nedenleri şunlardı:
1. Sırp İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu, Balkanlar’daki topraklar üzerinde hak iddia ediyorlardı. Kosova, stratejik bir bölgeydi ve hem taraflar için önemliydi.
2. Balkanlar, bu dönemde çeşitli etnik grupların ve devletlerin yaşadığı karmaşık bir bölgeydi. Bu nedenle, bu bölgedeki siyasi denge ve etkinlikler önemliydi.
3. Osmanlı İmparatorluğu Müslümandı ve Hristiyan olan Sırp İmparatorluğu ile dini farklılıklar ve bu dini kimliklere bağlı siyasi gerginlikler vardı.
4. Türk boyları ve Sırp kavimleri arasında zaman zaman göçebe kavimler arasında toprak anlaşmazlıkları yaşanıyordu.
5. Her iki taraf da kendi ittifaklarını oluşturarak bölgedeki güç dengesini etkilemeye çalıştılar. Örneğin, Sırp İmparatorluğu, diğer Balkan devletleriyle ittifaklar kurarak Osmanlı İmparatorluğu’na karşı direniş göstermeye çalıştı.
Birinci Kosova Muharebesinin arka planını incelediğimizde, bu savaşın tek bir neden çerçevesinde gerçekleştiğini söylemek yanlış olmaz. Osmanlı Devleti’nin kısa bir süre içerisinde Balkanlar üzerinde büyük bir güce sahip olması bu savaşın en geniş çaplı nedeni olarak ele alınabilir. Osmanlı Devleti ile Balkanlar arasında 1364 yılında yapılan Sırpsındığı ve 1371 yılında yapılan Çirmen Savaşı’nın rakip devletlerin yenilgisiyle sonuçlanmasının ardından Osmanlı Devleti, Balkan yarımadasındaki krallıkların birçoğunu vergiye bağlanmış ve Balkan topraklarına iskan politikası dolayısıyla Türk aileler yerleştirilerek Balkan topraklarını Türkleştirme çabası içine girmiştir. Balkan devletleri bu durumdan hoşnut olmamasına rağmen o zamana kadar yaptıkları hiçbir savaşı Osmanlı Devleti’ne karşı kazanamamaları harekete geçmelerini engelliyordu.
Balkan devletlerinin bu düşünce yapısınının kırılması ise 1387 yılında yapılan Ploşnik Muharebesinde Osmanlı Devleti’nin yenilgiye uğraması ile gerçekleşecektir. Osmanlı kuvvetlerinin Topliça Nehri vadisinde otuz bin askerlik Sırp despotu ve Bosna kralı tarafından bozguna uğratıldı. Ploşnik Savaşı, Balkan devletlerine Osmanlı Devleti’ni yenip Balkanlardaki hakimiyetine yeniden kavuşmak için umut verdi. Dolayısıyla 15 Haziran 1389 yılında Hırvat, Macar, Çek krallıkları ve Balkan prensleri Osmanlı Devleti’ne karşı cephe alarak 1. Kosova Savaşı’nı başlattı.
Birinci Kosova Savaşı’nın Gelişimi
Balkan krallıkları ve prensleri, Osmanlı Devleti’nin politik ve askeri açıdan kötü bir durumda olduğunu fırsat bilip Osmanlı Devleti’ne savaş açtı. 15 Haziran 1389 yılında Salı günü 1. Murad önderliğinde Osmanlı ordusu ve Balkan ordusu karşı karşıya geldi. Osmanlıların Balkanları çok açık bir şekilde Türkleştirme ve Müslümanlaştırma çabası tüm Balkan devletlerini huzursuz etmişti. Dolayısıyla Osmanlı Devleti’nin o savaşta tek bir düşmanı yoktu. Osmanlı Devleti ordusunun Kosova ovasına varmadan önce Bulgarları etkisiz hale getirmesi muharebe öncesi ilk kanın dökülmesine neden oldu.
Osmanlı ordusunun Kosova ovasına gelmesiyle birlikte kendilerini, birden fazla Balkan devletinin Hristiyan askerlerinden oluşan oluşan Haçlı ordusuna karşı olacak Birinci Kosova Savaşı’nın içinde bulmaları bir oldu. Savaş, Sırplardan oluşan atlı askerlerin atağa geçmesi sonucunda 1. Murad ve okçular tarafından vurulmaları ile başladı. Her iki taraftan toplam elli bine yakın insanın ölümüyle sonuçlanan savaş belgelere göre 8 saat içerisinde Osmanlı Devleti’nin galibiyeti ile sonlanmıştır. Bu savaştan sonra Osmanlı Devleti’nin Balkanlar üzerindeki hakimiyeti artmış ve bu topraklar üzerindeki Türkleştirme ve Müslümanlaştırma çabalarını arttırmışlardır. Savaş esnasında Sırp soylu ailelerden gelmiş önemli insanlar ölmüştür. Politik veya askeri açıdan büyük kayıplar yaşayan tek taraf Balkan devletleri değildi.
1. Murat bu savaş esnasında öldürüldü. Bosna kralı Tvrtko’nun Trogir senatosuna yazdığı bir mektupta Sultan Birinci Murad’ın öldürüldüğü yazılmıştır. Bu mektupta yazılanlara göre Sultan 1. Murat’ın kim tarafından öldürüldüğü belirtilmemiştir. Lakin Sultan Birinci Murat’ı öldüren kişinin Osmanlı Devleti sınırlarını aşan soylu 12 asilzade şövalyeden biri olduğu mektup içerisinde yazılıdır. Osmanlı Devleti kaynaklarında ise Sultan Birinci Murat’ın ölümünün çok daha trajik ve kahramanca olduğu belirtilmektedir. Bu kaynaklara göre muharebe bittikten ve Balkan devletleri mağlubiyeti kabul ettikten bir süre sonra, önemli bir Sırp soylusu olarak kabul edilen Milos Obilc Sultan 1. Murat’ın ölümünden sorumlu kişidir.
Milos Obilic savaş sonrası Sultan Birinci Murad’ın ayaklarına kapanarak af dilemiş ve Müslüman olmak istediğini belirtmiş ve atik bir hançer hamlesi ile Sultan Birinci Murat’ı oracıkta şehit etmiştir. Ölümünden sonra Sultan Birinci Murat’a Hüdavedingar ünvanı layık görülmüştür. Hüdavedingar Sultan Murat’ın cesedi Bursa’ya götürülüp gömülmüştür. Sultan Murat’ın ölümüne karşı kesinliği bulunmayan bu iki teori günümüzde önemini korumaktadır. Sultan Murat’ın kimse tarafından ve ne biçimde öldürüldüğü hala bulunamamıştır.
Birinci Kosova Savaşı Sonuçları
Bu savaşın sonuçları şunlardır:
1. Osmanlı İmparatorluğu, Birinci Kosova Muharebesi’ni kazandı ve Sırp İmparatorluğu’nu mağlup etti. Bu zafer, Osmanlı İmparatorluğu’nun Balkanlar’daki hakimiyetini sağlamlaştırdı.
2. Sırp İmparatoru Lazar, savaşta öldü. Bu, Sırp İmparatorluğu için büyük bir kayıp oldu ve Sırp halkının moralini olumsuz etkiledi.
3. Sırp İmparatorluğu, Lazar’ın ölümünün ardından iç karışıklıklar yaşadı. Bu durum, Osmanlı İmparatorluğu’nun Sırbistan’ı fethetmesini kolaylaştırdı ve Sırbistan, Osmanlı İmparatorluğu’na bağlandı.
4. Bu zafer, Osmanlı İmparatorluğu’nun Balkanlar’daki etkinliğini artırdı. Osmanlılar, Balkanlar’da daha fazla toprak kazandılar ve bu bölgedeki egemenliklerini güçlendirdiler.
5. Bu savaş, bölgedeki etnik ve dini dinamikler üzerinde de etkili oldu. Osmanlı İmparatorluğu, farklı etnik grupları ve dini inançları bir araya getiren çok kültürlü bir imparatorluk olduğu için, bu zafer bu çeşitliliği bir arada tutma çabalarını destekledi.
6. Sırp halkı, mağlubiyetin ardından milli birliği ve direnişi simgeleyen Lazar’ın ölümünü anmaya başladı. Bu, Sırp milli kimliğinin gelişimine katkıda bulundu.
Birinci Kosova Savaşı Önemi
Birinci Kosova Savaşının her iki taraf içinde sonuçları oldu. Bu savaş sonrasında Osmanlı Devleti’nin Balkan toprakları üzerindeki kesin hakimiyeti tüm Avrupa üzerinde duyuldu. Balkan topraklarının bir bölümüne artık Osmanlı toprağı gözü ile bakılıyordu. Bu durum Osmanlı Devleti için büyük bir politik güç kazanma anlamına gelse bile tamamen pozitif etkilere sahip bir savaş değildi. Bu savaşta Osmanlı Devleti için önemli şeyler başaran ve tarihte gücüyle anılacak olan Osmanlı Padişahı Sultan Hüdavedingar Murat canını vermişti.
Dolayısıyla Osmanlı Devleti iktidarsız kalmıştı. Osmanlı Devleti’in bir sonraki padişahı ise Sultan 1. Murad’ın vasiyeti gereğince 29 yaşında bir genç olan 1. Bayezid olacaktı. Savaş sonrası politik açıdan radikal değişimlere gitmesi gereken tek taraf Osmanlı Devleti değildi. Savaş sırasında Sırp prensi Lazar Hrbeleyanoviç’in ölümü sonrası dul kalan eşi Milica o zamanki adıyla Moravya Sırbistanı diye adılan Sırp Devleti’nin başına geçti. Yeni Sırp kraliçesi olan Milicia bir barış göstergesi olarak en küçük kızını Sultan Bayezid’e gelin olarak vermek zorunda kaldı.
Sırbistan’ın askeri gücünün de bu savaştan sonra ağır hasar alması ile politik bir değişim içerisinde olması birleşince iç karışıklıkların yaşandığı bir döneme adım atmış olundu. Sırbistan’ın bu durumunu fırsat bilen Macaristan Krallığı Kuzey Sırbistan üzerinde yayılmaya başladı. Bunun üstüne Osmanlılar Güney Sırbistan üzerindeki askeri seferlerini daha erken bir zamana alarak 1390-1391 yılında gerçekleştirmesi sonucunda Moravya Sırbistanı bu tehditlere cevap vermek için ikiye ayrılmak zorunda kaldı. Kuzeyli derebeyler ve soylular Macar istilalarını savunmaya çalışırken Osmanlılarla müttefik kalmaya çalışıyor. Güney kesimlerinde bulunan soylular tarafından oluşturulmuş topluluk ise Osmanlı askeri seferlerini savuşturmaya çalışırken Macarlar ile müttefik kalmaya çalışıyordu.
Kısacası ülke kendi içerisinde bir kaos yaşıyordu. Güney kısmında Osmanlı Devleti karşı ülkeyi savunmaya çalış Sırp soyluları ve derebeylerinin büyük bir kısmı en sonunda mağlubiyeti kabul edip teslim oldular. Sırp soylularının kızlarının çoğu Sultan Bayezid ile evlendirildi. Bu kızlardan birinin abisi olan Lazar’ın oğlu Lazar Steferiç 1. Beyazıd ile yakın ilişkiler kurarak müttefik oldu. Öyle ki, sonraki zaman dilimlerinde olacak olan Niğbolu Savaşı’nın kazanılmasında bu müttefikliğin büyük etkileri oldu. Osmanlı Devleti’ne katılmayı reddeden soylular da oldu tabi ki. Lakin bunun pek bir faydası olmadı ve 20 Haziran 1459 senesinde Orta Çağ Sırp Devleti’nin sonu geldi ve toprakların büyük bir bölüm Osmanlı himayesine girdi. Osmanlı Devleti bu savaştan sonra daha güçlü bir devlet olurken Balkan devletleri gerileme sürecine girmiştir.
Not: Bu konuyla ilgili olarak İkinci Kosova Savaşı Nedenleri ve Sonuçları başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz.