Atatürk’ün Yazdığı Kitaplar – Tüm Kitapların Listesi
Bu yazımızda Atatürk’ün Yazdığı Kitaplar başlığında Mustafa Kemal Atatürk tarafından yazılan tüm kitapların listesine yer verdik.
Mustafa Kemal çok küçük yaşlardan beri okumaya her zaman ilgi ve merak duymuştur. Birçok farklı dil ve yazarlardan birçok farklı eser okumuştur. Sadece okumakla kalmamış gerek anılarını ve yaşadıklarını gerekse düşündüklerini aktardığı eserler de yazmıştır. Bu eserleri yazarken bakış açısının çok daha geniş olması ve her pencereden düşünebilmesinin nedeni her zaman kitaplara vaktini ayırıp çok okumasıdır. Atatürk’ün yazdığı kitaplar nelerdir?
Bu Yazının İçindeki Başlıklar:
Mustafa Kemal Atatürk Kimdir?
Atatürk 1881 yılında Selanik’te doğmuş, 10 Kasım 1938 yılında Dolmabahçe Sarayı’nda vefat etmiştir. Annesi Zübeyde Hanım, babası ali Rıza Bey, kardeşi ise Makbule Hanım’dır. Devlet adamı, asker ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusudur. Farklı zamanlarda çeşitli yerlerde çeşitli görevler yapmıştır. Kendisinin biyolojik çocuğu olmamasına rağmen birçok manevi çocuğu olmuştur.
Okuma Önerisi: Bu konuyla ilgili olarak Mustafa Kemal Atatürk Kimdir? Askeri ve Siyasi Hayatı (Tüm Ayrıntılarıyla) başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz.
Mustafa Kemal Atatürk’ün Okuma Sevgisi
Mustafa Kemal Atatürk’ün okuma alışkanlığı ve okuma sevgisi çocukluk yıllarından gelmektedir. Okumaya, öğrenmeye ve bilgiye çok önem veren bir kişiydi. Çocukken fakir bir ailede büyümesine rağmen eline para geçtiğinde ilk fırsatta gider kendisine kitap alır ve okurdu. Resmi kayıtlara göre Atatürk’ün okuduğu kitap sayısının 3.997 tane olduğu biliniyor. Hayatı boyunca çok meşgul biri olmuş olmasına rağmen okumayı hiçbir zaman ihmal etmemiştir. Okurken sadece okumaz bir yandan da önemli bulduğu yerlerin altını çizer ve bazı notlar tutardı. Hatta bazen bir gün içerisinde 3 kitap bitirdiği bile oluyordu. Savaş ve askerlik zamanlarında bile cephe ve çatışma sonrası sivil hayatına döndüğünde yaptığı ilk şeylerden biri kitap okumak olurdu ve vaktinin çoğunu buna harcardı. Okuduğu kitapların yanında Atatürk’ün yazdığı kitaplar da vardır.
Mustafa Kemal Atatürk’ün Yazdığı Kitaplar
- Takımın Muharebe Talimi (1909)
- Cumalı Ordugâhı (1909)
- Ta’biye Tatbîkat Seyâhati (1911)
- Zabit ve Kumandan ile Hasb-ı Hâl (1914)
- Arı Burnu Muharebeleri Raporu (1915)
- Anafartalar Muharebatına Ait Tarihçe (1915)
- Hatıra Defteri (1916)
- Ta’biye Meselesinin Halli ve Emirlerin Sureti Tahririne Dair Nesayih (1916)
- Ta’lim ve Terbiye-i Askeriye Hakkında Nokta-i Nazarlar (1916)
- Karlsbad’da Geçen Günlerim (1918)
- Nutuk (1927)
- Yurttaş İçin Medeni Bilgiler (1930)
- Tarih I II III ve IV (1931)
- Güneş-Dil Teorisi: Ulus Dil Yazıları (1935)
- Geometri (1937)
Aşağıda ana hatları ile açıklanan kitaplar Mustafa Kemal Atatürk’ün bizzat kendisinin yazdığı kitaplardır. Bu kitaplardan Mustafa Kemal Atatürk’ün sadece bir asker değil aynı zamanda iyi bir okur, iyi bir yazar, iyi bir düşünür ve iyi bir anlatıcı olduğu anlaşılır. Yazdığı kitaplar ve cümlelerde başka fikirlerden de etkilenerek kendi fikirlerini çok okuması sayesinde anlaşılır ve düzgün bir şekilde örneklendirerek anlatmıştır karşı tarafa. Yazdığı eserler kimi zaman okullarda ders kitabı olmuş, kimi zaman insanlara birer örnek, kimi zaman ise savaşlarda ya da hayatta bir kılavuz olmuş yön göstermiş ve bir şeyler öğretmiştir. Matematik, savaş ve benzeri bir sürü farklı konuda kitap yazması her alanda çok bilgili ve başarılı olduğunun göstergesidir ayrıca yazdığı kitaplarda çok farklı stratejiler kullanmış ve hiç kimsenin aklına gelmemiş yolları denemiştir bu da onun hem ileri görüşlü olduğunu hem de deha olduğunu gösterir. Yani kısacası Mustafa Kemal Atatürk’ün yazdığı kitaplar hem kendi açısından hem de başkaları açısından yararlı olmuştur.
Takımın Muharebe Talimi
Alman bir general tarafından yazılmış olan kitabın ilk bölümünü Mustafa Kemal Almancadan Türkçeye çevirmiştir. Türkçeye çevrilmesindeki gerekçeleri kitabın başında uzun bir önsöz yazısı şeklinde anlatmıştır. Giriş bölümünde ordunun içerinden insanların nasıl daha birlik ve beraberlikle çalıştırılması gerektiği, muharebe eğitim hazırlıkların kaçınılamayacağından ve ayrıca bu eğitimlerin amaç ve yöntemlerini anlatmaktadır.
Yapılacak olan eğitimin olacağı alana giderken yapılan yürüyüşte ani bir şekilde düşman kuvvetleri ile karşılaşıldığı bir durumda komutanların ve ordu fertlerinin ne gibi kararlar almaları gerektiği ve ani durumlarda ne yapmaları gerektiğini anlatır. Yapılacak olan tatbikatlarda sonuçların sağlayacağı faydalardan, dost ve düşmanlarla ilgili kullanılacak olan vasıtalar ve bunun gibi konulara da kitapta yer verilmiştir. Son bölümde ise hem olumlu olumlu hem de olumsuz eleştiriler bulunmaktadır. Ayrıca bu bölümde Harekât Müdürü’nün görevlerine de yer verilmiştir.
Cumalı Ordugâhı
Bu eser 39 sayfadan oluşmaktadır ve Mustafa Kemal bu eserini matbaa ile bastırmıştır. Atatürk bu kitabı 12 Eylül 1909 yılında tamamlamıştır. Makedonya bölgesinde bulunan Cumalı Ordugahı’nda, 3. Süvari tümen komutanı Tuğgeneral Suphi Paşa’nın bir askerinin 10 gün boyunca yaptığı manevraları ve gözlem sonuçlarını birleştirerek bu eseri oluşturmuştur Mustafa Kemal. Mustafa Kemal Atatürk’ün Nutuk eserinde de bu kitaptan bahsedilmiştir. Aslında çok büyük bir olay olmamasına rağmen uzun süredir herhangi bir manevra yapılmadığından dolayı Mustafa Kemal bu manevrayı çok önemli görmüş ve bunun hakkında notlar tutmaya başlamıştır.
Ta’biye Tatbîkat Seyâhati
Taktik Tatbikat Gezisi olarak da bilinen bu kitap, Mustafa Kemal Atatürk tarafından yazılan kitaplardan bir diğeridir. Kitabın askerlerin arazide yetiştirilmesini amaçlayan tatbikatların ne kadar gerekli ve önemli olduğunu göstermek amacıyla yazılmıştır. Bu kitabı Mustafa Kemal Atatürk, 1911’de 5. Kolordu Harekât Şube Müdürü olduğu dönemde yazmıştır. Kitap eklerle birlikte 33 sayfadır. Kitap ilk kez Selanik Askeri Matbaasında basılmıştır.
Zabit ve Kumandan ile Hasb-ı Hâl
Kitapta Balkan Savaşı’yla ilgili analizler yer almaktadır. Atatürk’ün arkadaşı olan Nuri Conker’in yazdığı bir kitaba cevap niteliğinde yazılmış bir eserdir ve bu iki eser birbirlerini çok güzel tamamlamaktadır. (1913-1914 yılları arası) Kitapta iyi yöneticiliğin nasıl olacağının konusu işlenir.
İlk bölümde savaşlarda yenilgi aldığımız için bu yenilgilerden bahsedilmektedir. (Trablusgarp ve Balkan Savaşlarında) Yaşanan aksaklıkları ve üstüne bulduğu çözüm önerilerini anlatmıştır Mustafa Kemal. İlk bölümden sonraki bölümlerde ise bir subayın idare edebilme, kendi canından bile vazgeçebilme gibi özelliklere sahip olması gerektiğini vurgulamış Türk kadınının yerini de anlatmıştır. Atatürk bu kitabın son bölümünde bulunduğu bir savaşta birlikte savaştığı arkadaşlarından ve onların örnek birer subay oluşlarından bahsetmiştir.
Arı Burnu Muharebeleri Raporu
Mustafa Kemal Atatürk bu raporu, 19. Tümen Kumandanlığına görevlendirildikten sonra yazmıştır. Bu rapor, Arıburnu bölgesinde gerçekleştirilen 25 Nisan 1915 – 9 Ağustos 1915 tarihleri arasındaki gelişmeleri içermektedir. Bu rapor, Çanakkale Zaferi’nin önemli bir yer tutan Arıburnu Muharebeleri’ne dair ayrıntılar barındırmaktadır.
Anafartalar Muharebatına Ait Tarihçe
Bu kitap, Mustafa Kemal Atatürk’ün Çanakkale Cephesinde, Anafartalar Grup Komutanı olarak Anafartalar bölgesinde yaşanan savaşları ve diğer önemli gelişmeleri yazdığı notlardan oluşmaktadır. 116 sayfadan oluşan kitap 10 Ağustos 1915 tarihine kadar olan gelişmeleri içermektedir.
Hatıra Defteri
Bu kitap, Mustafa Kemal Atatürk’ün 1916-1918 yılları arasında Edirne, Diyarbakır ve Doğu Suriye bölgelerinde yaşadıklarını not ettiği bir defterdir. Bu defter Atatürk’ün Hatıra Defteri adı ile ilk kez 1972’de Türk Tarih Kurumu tarafından yayımlanmıştır.
Ta’biye Meselesinin Halli ve Emirlerin Sureti Tahririne Dair Nesayih
Bu kitapta Mustafa Kemal Atatürk, komutan adaylarının ve onların yönettiği askerlerin eğitimine önemli olduğunu yazmıştır. Mustafa Kemal Atatürk bu kitapta ayrıca bir ordunun bütün unsurları ile her zaman olası bir savaşa karşı hazırlıklı olması gerektiğini tarihteki büyük savaşlardan verdiği örneklerle açıklamıştır.
Ta’lim ve Terbiye-i Askeriye Hakkında Nokta-i Nazarlar
Mustafa Kemal Atatürk, 16 Şubat 1916’da Edirne’de yazdığı Ta’lîm ve Terbiye-i Askeriyye Hakkında Nokta-i Nazarlar kitabında Ta’lîm ve Terbiye-i Askeriyye Kaç Nokta-i Nazardan İcrâ’ Edilebilir ve Her Birinin Gayesi ve Her Birine Atf Olunacak Ehemmiyyetin Derecesi olmak üzere iki ana başlıkta askeri eğitim hakkında görüşlerini açıklamıştır.
Karlsbad’da Geçen Günlerim
1. Dünya Savaşı zamanlarında Mustafa Kemal son derece tehlikeli ve ağır olan bir böbrek hastalığına kapılmıştı. Bu hastalık için tedavi olmak amacıyla önce Viyana’ya sonra ise bugünkü adı Karlovy Vary olan Karlsbard’a gitmiştir ve bu kitabı 30 Haziran-28 Temmuz 1918 tarihleri arasında burada tedavi görürken yazmıştır.
Bu kitap Atatürk’ün anıları şeklinde bizzat kendisi tarafından Arapça ve Fransızca dillerinde yazılmıştır. Ayrıca 6 defter ve 156 sayfadan oluşmaktadır. Atatürk bu defterlere bütün anılarını yazmadığını söylemiştir. Çünkü bütün anılarını yazmak için yeterli vakti olmamıştır. Gizli düşündüğü ya da kimseye söyleyemeyeceği düşüncelerini bu deftere emanet etmek istememiştir.
Bu defterler tedavi sonrası Atatürk’ün kütüphanesinde duruyordu. Bir gün Afet İnan ile bir çalışma yaparken Afet İnan bu defterleri bulup Atatürk’e göstermiştir. Üzerinde birkaç düzeltme yapılarak Atatürk defterleri ileride yayımlamak üzere Afet İnan’a vermiştir.
Atatürk Karlsbad’da bir gün daha önceden tanıştığı bir gazeteciye denk gelir. (Hüseyin Cahit Yalçın Bey) Bunun üzerine bir anısı aklına gelir ve hemen defterine yazar. Cumhuriyet ilan edildikten sonra bir Yunan gazetesi Türkleri aşırı derecede aşağılayan bir yazı yayımlamıştır. Türk basını ya da hükümet o zamanlarda bir tepki göstermemiş, hiçbir şey yapmamıştır. Sadece Cahit Bey bu yazıya yanıt olarak bir yazı yayımlamıştır. Hatta Türk ordusu Cahit Bey’e altın kalem hediye edilen bir tören düzenlemiştir.
Bu törenin düzenlenmesinde yer alan kişilerden bir tanesi de Mustafa Kemal’in eski sınıf arkadaşlarından olan Silahçı Tahsin idir. Takma adının silahçı olmasının sebebi ise Silah adında bir gazete yayımlamasıdır. Atatürk daha Yunanlılar tarafından yazılanı görmemiştir. Silahçı Tahsin Yunanlılara karşı hakaret içerikli bir konuşma yapar. Fakat Mustafa Kemal bu konuşmayı beğenmez ve kalkıp kendisi konuşma yapar. Konuşmasında Türk ordusunun üzüntüsünü göstermesi için resmî bir şekilde tepki verilmesi gerektiğini söyler. Cahit Bey’in yazısının bir şey anlam ifade etmediğini söyler.
Nutuk
Nutuk 15-20 Ekim 1927 yılında yazılmıştır. Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının 1919 yılından 1927 yılına kadar yaptığı faaliyetleri özetleyen bir metindir. Ayrıca şu anda okutulmakta, öğretilmekte olan tarih ders kitaplarının hazırlanmasında büyük rolü vardır. Nutuk Cumhuriyet’in kurulduğu yıllardan birinci elden bir kaynaktır. Bir hatıra kitabı değildir ve yaşanmış büyük olayları sıralarına göre anlatan bir kitapta değildir. Nutuk’ta zamanla gerçekleştirilecek olan anlatılan proje çökmüş olan Osmanlı Devleti yerine düşman işgali altında olan toprakları kurtarıp demokrasi ve millet egemenliğine dayanan yeni bir Türk Devleti kurmaktır.
Mustafa Kemal ilk önce gerçekleştirilmesi beklenen projenin gerekçe ve amacını ortaya koyar.
Çıkarılan sonuçlar dolayısıyla milletin ortadaki durumunu anlamış olur. İçinde bulundukları o tarihlerde Osmanlı Devleti tamamen çökmüş ve düşman güçler tarafından parçalanmıştı. Geriye sadece birkaç Türk’ün barındığı bir yurt kalmıştı. Bu durum karşısında yapılacak sadece bir şeyin olduğuna karar verdi. Bağımsız yeni bir Türk Devleti kurmak. Anadolu topraklarına basar basmaz uygulamaya başladıkları karar bu olmuştu. Atatürk, başka bir yolunun olmadığını eserinde temel ilkenin Türk milletinin bağımsız, şerefli bir millet olması gerektiğini ve her ne kadar zengin ya da bolluk içerisinde olunursa olunsun istiklalden yoksun bir milletin uşaklıktan başka bir şeye layık görülemeyeceğini vurgulayarak söylemiştir.
Atatürk uygulamaya çalıştığı projesinin adımlarını ilk başta hemen açıklamamıştır. Ve açıklamayı da doğru bulmamıştır. Böyle bir zamanda milletin de duygu ve düşüncelerini zamanla yavaş yavaş değiştirmeyi planlamıştır. Uygulamayı birtakım bölümlere ayırmıştır. Gerçekleşecek olaylara göre devam ederek hedefine ulaşmayı düşünmüştür. 9 yıl boyunca yaptıkları faaliyetler gözden geçirildiğinde gerçekten de ilk baştaki plana göre devam edildiği ve yoldan sapılmadığı görülür.
Mustafa Kemal Atatürk eserinin ilk sayfalarında dokuz yıl boyunca gerçekleştirdiği planının hedefini, uygulama metotlarını ve projeyi ortaya çıkaran şartları anlatıyor. Bu bölümleri anlattıktan sonra bunları uygularken yaşadığı zorluk ve olayları anlatmaya devam ediyor. Yapılan antlaşmalar, TBMM’nin açılması, cumhuriyetin ilan edilmesi, yapılan kongreler ve politikalar benzeri konulardan bahsediyor.
Nutuk bir hatıra kitabı değildir. Fakat Mustafa Kemal yaşanan olayları kendisine göre değerlendirir. Ve ona göre anlatır. Kitabın sonunda da başında olduğu gibi Türk milleti için seçtiği hedefi ve bu hedefin metotlarını özetleyerek tekrar etmiştir. Atatürk Nutuk ile milli varlığı sona ermiş bir milletin tekrardan nasıl ayağa kalktığını ve istiklalini geri kazandığını anlatmıştır. Nutuk millî ve asrî olan Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş mücadelesinin ve ülkenin ilelebet yaşaması için yapılması gerekenlerin Türkiye’nin kurucusunun ağzından anlatıldığı bir eserdir.
Yurttaş İçin Medeni Bilgiler
1930 yılında yazılmıştır. Asıl adı “Yurttaş İçin Medeni Bilgiler”idir. Cumhuriyetin ilan edildiği dönemden sonra yeni yönetim biçimiyle ilgili halkın aydınlanması ve bilinçli hale gelmesi için yazılmıştır. Yeni rejime uygun yeni nesil bireyleri yetiştirmek gerektiği amacının gerçekleştirilmesi istenmiştir. Bu amacı gerçekleştirmenin en iyi yolunun da eğitimde de bu kitabın kullanılması olduğu düşünülmüştür. Ve o dönemde okullarda bu kitap okutulmuştur.
Yazarı Afet İnan olarak bilinse de aslında gerçek yazarı Mustafa Kemal Atatürk’tür. O zamanlarda halkın taraflı düşünüp önyargı ile yaklaşması istenmediğinden dolayı kitap Afet İnan adı altında basılmıştır. Bu kitabın okullarda okutulması Atatürk’ün vasiyetidir ve Afet İnan bunun için Mustafa Kemal’e söz vermiştir.
Mustafa Kemal bu eserinde bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşların eşit haklara (siyasi, sosyal) sahip olduklarını bunun yanında her vatandaşın katılma hakkına da sahip olduğunu ve bunları sağlamanın devletin görevi olduğunu vurguluyor. Kitap her yeni basımında daha çok sansürlenmiştir ve herhangi bir yerde bulunması zor bir eserdir. Belirli kısımlarında dinle ilgili sorgulayıcı cümleler ve bölümler de bulunmaktadır.
Güneş-Dil Teorisi: Ulus Dil Yazıları
Bu kitap, Mustafa Kemal Atatürk’ün 2 Kasım – 7 Aralık 1935 tarihleri arasında Ulus gazetesinde isimsiz çıkan Güneş-Dil Teorisi’ne ilişkin makalelerinden oluşmaktadır.
Geometri
Kullandığımız çoğu matematiksel kavram ve kelimeleri dilimiz Atatürk sayesinde benimsemiştir. Mustafa Kemal’in ilkokul yıllarından beri matematikle arası çok iyiydi. Matematik öğretmeniyle aynı ada sahip olduğu için Kemal adını ona öğretmeni vermiştir hatta. Bazen matematik öğretmenleri derse gelmediği zaman sınıf arkadaşlarına o anlatırmış dersleri. Mustafa Kemal bu eseri ölümünden bir buçuk yıl önce yazmıştır. Kitap ilk defa 10 Ocak-9 Mart 1937 yılları arasında paylaşılmıştır. Mustafa Kemal bu eseri belirli Fransızca geometri kitapları okuyup onlarla hazırlık yaptıktan sonra yazmıştır. Kitapta yer alan yaklaşık 43 terim Atatürk tarafından türetilmiştir. Her tanım ayrıntılı bir şekilde açıklanmış ve daha da anlaşılır olması amacıyla yeterli örneklerle desteklenmiştir.
Atatürk sayesinde anladığımız gibi matematik ile dil arasında önemli ve güçlü bir bağ vardır. Bu iki terim birbirlerini olumlu anlamda etkiliyor ve geliştiriyordur. Atatürk’ü bu kitabı yazmaya iten nedenlerden bir tanesi artık okullardan Arapça derslerin kalkması üzerine bilim ya da matematik alanında yapılan çalışmaların anlaşılması için Arapça sözcükler yerine Türkçelerini getirmekti. Böylece her şey çok daha anlaşılır ve kolay olacaktı.
Atatürk yaptığı bu terim çalışmalarının ne kadar etkili olduğunu gözlemlemek amacıyla Sivas Kongresi’ni topladığı lise binasının 9. Sınıf öğrencilerinin derslerini izlemeye sınıflarına gitmiştir. Girdiği derslerde öğrencilerin anlamasının ne kadar güç olduğunu bir kere daha görmüştür. Hemen orada tahtaya çıkıp kendi türettiği Türkçe terimleri yazarak öğrencilere açıklamıştır. Bütün ders kitaplarındaki Arapça kelimelerin Türkçeleriyle değiştirilerek tekrardan basılmasını ve okullara dağıtılmasını istemiştir. Kültür Bakanlığı hemen işe koyulmuştur. İki ay içerisinde tüm terimleri istenildiği gibi değiştirerek yeniden okullara dağıtmıştır.
Atatürk’ün türettiği kelimelerin neredeyse hepsi günümüze kadar hiç değişmeden gelmiştir. Değişen kelimelerde ise sadece birkaç ek eklenmiştir. Örneğin varsayı varsayım olmuştur.
Atatürk’ün yazmış olduğunu kitaplardan bilmediğim birçok kitap olduğunu gördüm.Atatürk’ün çokça kitap okumasının onun ayırt edici bir özelliği olduğunu düşünüyorum. İyi savaşan bir askerden iyi bir lidere dönüşmesi kendi düşünce dünyasını geliştirmesinden kaynaklı. Yazdığı kitapların konu çeşitliliği ise onun bilgi donanımını kanıtlıyor. Öğretici yazı için teşekkür ederim.
atatürk bizim için saveştı ve 1344 kitap okudu